(Son Güncelleme: 04.11.2024) Daha önce Paris’te Bir Hafta konulu bir yazı yazmış, Paris’e ilk kez gelecekler için bir hafta boyunca neler yapabileceği konusunda çeşitli önerilerde bulunmuştum. Elbette ki herkesin vakti bu kadar bol değil. O yüzden daha kısa bir tur programına ihtiyacı olanlar için bu yazıda sizlerle 3 gece 4 gün Paris’te neler yapabileceğiniz, kendi başınıza nereleri gezebileceğiniz konusunda fikir vermeye çalışacağım. Tabii ki yine genel kitleye öncelik tanıyarak Paris’e ilk kez gelecek olanlara öncelik vermek durumundayım.
3 Gece 4 Gün Paris turu planlıyoruz, yani dört günlüğüne Paris’teyiz, vaktimiz kısıtlı. Eh, her şeyi birden görmek mümkün değil, bir şeylere öncelik vermek, bir şeyleri hızlıca geçmek zorundayız haliyle. Yine de siz, kendiniz için önemli ve ayrıcalıklı olan yerlere benim tavsiye ettiğimden çok daha uzun zaman ayırmakta özgürsünüz. O zaman başka şeyleri eler, kendi programınızı kendi zevkinize göre revize edebilirsiniz. Bu yazıdaki yerleri gördüyseniz 1 Hafta Paris Turu yazımdaki yerleri inceleyip eleme yaparak kendinize özgün bir liste de oluşturabilirsiniz. Daha önce Paris’e birkaç kez geldiyseniz o zaman Paris’te Alternatif 15 Gün yazımdan daha önce hiç görmediğinizi düşündüğüm birkaç yer arasından kendinize bir program oluşturabilirsiniz. Ve bir de Paris’te Bir Hafta kitabım sizin için güzel bir yol arkadaşı olabilir.
Dilerseniz Pariste.Net Tv Youtube kanalım için hazırladığım 3 Gece 4 Gün Paris videosunu izleyerek de gezi programınız hakkında fikir edinmeniz mümkün. Tabii en güncel bilgiler her zaman Pariste.Net’teki yazılarda…
Videoda da belirttiğim gibi gezi programınızın otelinizin konumuna ve uçak saatlerine göre şekilleneceğini de unutmamanız gerekiyor. Bu nedenle ilk ve/veya son günü yarım gün gibi düşünerek bir program hazırlamak daha doğru olacaktır. Eğer Paris’te romantizm temalı kısa bir tur düşünüyorsanız Romantik Paris yazım işinize yarayabilir.
Önerdiğim yerler hakkında daha detaylı bilgi için ilgili linklerin üzerlerine tıklamanız yeterli. Bir de Paris’e Ne Zaman Gelinir?, Otel Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Toplu Ulaşımda Bilet Türleri gibi yazıları da okumanızda yarar var. Ayrıca Paris’te, önümüzdeki dönemde hangi etkinliklerin olduğunu görüp, ilginizi çeken konserlere, tiyatrolara, müzelere, şovlara ve maçlara bilet almak, gezi programınızı ona göre yapmak isterseniz, Fransa’nın Biletix’i olan Ticketmaster Fransa‘nın sayfasını incelemenizi de öneririm.
Hazırsanız başlıyoruz: 3 Gece 4 Gün Paris:
1. Gün
Paris’te birinci gününüzde otelinizin konumuna göre ilk durağınız elbette ki değişecektir ama Paris’e ilk kez gelmişseniz gezinize Eyfel Kulesi ile başlasanız iyi olur. Benim önerim önce 6 numaralı metro ile Trocadéro‘ya gelmeniz, buradaki meydandan harika bir Eyfel manzarasıyla “Paris’e Hoş Geldiniz” havasını yakalamanız. Meydanın ilerisine, Eyfel Kulesi‘ne doğru yürüdüğünüzde sağınızda ve solunuzda merdivenler olduğunu göreceksiniz, bunlardan birinden inip Eyfel Kulesi‘ne doğru yürüyebilirsiniz. Kulenin altına, tam orta noktasına mutlaka gidin; oradaki manzara gerçekten büyüleyicidir.
Vaktiniz varsa Eyfel Kulesi‘ne çıkabilirsiniz ama bu en azından yarım gününüzün gitmesi demek. Tercih sizin, hava durumuna göre gezinize devam edebilir ya da kuleye çıkmayı seçebilirsiniz. Biletinizi önceden internetten alırsanız sıra bekleme derdiniz olmaz ama randevu günü ve saati fikslenmiş olacağı için, o gün hava kötüyse bile kuleye çıkmak zorunda kalacaksınız. O nedenle Eyfel Kulesi biletini önceden mi almalısınız yoksa geldiğinizde bilet kuyruğunun uzunluğu ne kadar olur, bu tamamen sizin risk almanız gereken bir durum; işiniz şansa kalmış… Ama bileti önceden almak isterseniz epey bir önceden almanız gerektiğini hatırlatmak isterim.
Vaktiniz nasıldır, önceliğiniz nedir bilemiyorum ama Eyfel’i gördükten sonra hemen oradan nehir kıyısına inerek Bateaux Parisiens tekneleriyle Seine Nehri‘nde bir gezinti yapmanız da mümkün. Bir saatlik gezinize bu noktadan başlayıp yine Eyfel Kulesi‘nin oraya geri dönüyorsunuz. Tur hakkında fikir edinmek için yukarıdaki videoyu izleyerek, böyle bir tur yapmak isteyip istemediğinize kendiniz karar verebilirsiniz.
Eyfel Kulesi‘nden sonra nehir boyunca sol tarafa doğru yürüyerek Pont de Bir-Hakeim – Bir Hakeim Köprüsü‘nün oradaki istasyondan 6 numaralı metronun Étoile yönüne binip son durakta inerseniz Zafer Takı‘nın olduğu yere yani Champs-Elysées‘nin başına gelirsiniz.
Bu noktadan sonra yapmanız gereken şey Champs-Elysées yazısını okumak ya da aşağıdaki videoyu izlemek. Videoda Champs-Elysées’de nerede ne var bilgisi tüm detaylarıyla verilmiş durumda, yazıda ise her zaman en güncel bilgiyi bulmanız mümkün:
Bulvarın en başında, tercihinize ve vaktinize göre Arc de Triomphe – Zafer Takı‘na çıkıp çıkmamak da tamamen size kalmış. Eğer vaktiniz varsa, hava güzelse ya da şahane bir gün batımını yakalamışsanız Arc de Triomphe – Zafer Takı‘na da çıkıp, terastan 360 derece bir Paris manzarası izlemeniz mümkün. Dilerseniz aşağıdaki videoyu izleyip, Zafer Takı’nın terasına çıkıp çıkmama konusunda kararı kendiniz verin:
Zafer Takı‘ndan aşağı Champs Elysées boyunca ilerlerken, caddeyi elbette ki yürüyerek gezeceksiniz. Zevkinize, ilginize ve yorgunluk durumunuza göre de sağlı sollu kaldırımlarda karşıdan karşıya geçerek aşağı doğru yürüyüşünüze devam edebilirsiniz. İlginizi çekiyorsa Louis Vuitton‘un dev mağazasına bir bakmakta yarar var. Ladurée‘de bir macaron molası vermek hoş olabilir ya da içeriye şöyle bir bakıp çıkmak…
Bir süre sonra mağazalar bitecek, yeşillik alana ulaşacaksınız. Buradan yolunuza devam ettiğinizde biraz aşağıda sağ tarafınızda Grand Palais‘yi, onun karşısında da Petit Palais‘yi göreceksiniz. Vaktiniz varsa ücretsiz gezilen Petit Palais‘ye girmenizi öneririm, bir de az ileride Seine Nehri üzerinde karşınıza çıkacak olan Pont Alexandre III – III. Alexandre Köprüsü mutlaka görülmesi gereken çok güzel bir köprü. Onun karşısında da Napolyon’un mezarının olduğu Fransız Askeri Müzesi – Invalides var. Grand Palais‘nin sol tarafındaki ağaçlıklı alanda ise Elysée Sarayı bulunuyor.
Champs-Elysées üzerinde yolumuza devam edecek olursak bir süre sonra ulaşacağınız nokta Place de la Concorde – Concorde Meydanı olacaktır. Buradan karşıya geçip Jardin des Tuileries – Tuileries Bahçesi‘ne girebilirsiniz. Bu parkta yürüyüş yapmak, havuz çevresindeki yeşil sandalyelere oturup dinlenmek müthiş keyifli. Dilerseniz parktaki kafelerde de bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
Biraz dinlendikten sonra yine hiç sapmadan yürüyüşe devam ederseniz Musée du Louvre – Louvre Müzesi‘ne ulaşacaksınız. Buraya geldiğinizde müzeyi gezmek için hem vaktinizin hem de halinizin kalmayacağını düşünüyorum, o yüzden bugünkü gezinizi burada noktalayabilir, Louvre Müzesi‘ni gezmeyi yarına bırakabilirsiniz. Dilerseniz Paris’te bu ilk gecenizi Moulin Rouge‘da ya da Crazy Horse‘ta bir kabare izleyerek geçirebilirsiniz. Madem güzel başladık, turistik de bir gezi yapıyoruz, o zaman ilk akşam yemeğini de Relais de l’Entrecôte‘ta yemenizi öneririm. Bütçe yapmak istiyorsanız da o zaman sizi Restaurant Monté-Carlo‘ya alalım.
2. Gün
3 gece 4 gün Paris turumuzun ikinci gününde sabah erkenden Louvre Müzesi‘ni gezerek güne başlamak en akıllıcası olacaktır. Hazır gücünüz kuvvetiniz yerindeyken, en az yarım gününüzü buraya ayırmanız gerekiyor. Tabii ki günlerce gezseniz bitiremeyeceğiniz bu dev müzeyi, ilginizi çeken ve görmek istediğiniz eserlere öncelik tanıyarak gezmenizde fayda var. Biletinizi önceden online satın alırsanız, bilet kuyruğunda zaman kaybetmez, güvenlik kontrolünde ayrıcalıklı giriş hakkınız sayesinde daha hızlı giriş yapabilirsiniz. Youtube kanalım Pariste.Net Tv için hazırladığım ve Louvre Müzesi‘ndeki belli başlı eserleri bir kerede görebilmeniz için en ideal parkuru verdiğim Louvre Müzesi videosunu izleyerek de fikir sahibi olabilirsiniz:
Bir de Louvre Müzesi‘nin karşısında bulunan bir Tax Free kozmetik ve parfüm mağazası olan, üstelik Türkçe alışveriş yapabileceğiniz ve Pariste.Net’e özel indirimler sunan Benlux‘e de Paris’e gelmişken uğrayabilirsiniz Biz yine gezimize devam edecek olursak, Louvre‘un Seine Nehri tarafından Aşıklar Köprüsü – Pont des Arts‘a, hani şu meşhur, eskiden kilitlerin asıldığı köprüye ulaşabilirsiniz. Buradan doğuya doğru gittiğinizde de Paris’teki en eski köprü olan Pont Neuf‘e varmış olursunuz. Bu köprüden karşıya geçip Cité Adası‘nda dolaşmanızı öneririm. Buradan adanın diğer ucuna doğru yürürseniz, muhteşem vitraylarıyla ünlü Sainte Chapelle‘e, Marie-Antoinette’in giyotinle idam edilmeden önce son günlerini geçirdiği Conciergerie‘ye ve en önemlisi Notre Dame Katedrali‘ne ulaşırsınız.
Notre Dame‘ın karşısı, Paris’in en hareketli semtlerinden biri olan Saint Michel. Bu bölge yeme-içme konusunda hayli seçenek sunan capcanlı bir yer ama belki de oraya geçmeden önce seçeneklerin en güzellerinden biri olan Au Vieux Paris Restaurant denenebilir, ne dersiniz? Ayrıca Midnight in Paris filmiyle ününe ün katan kitapçı Shakespeare and Company‘yi de hazır buradayken görmelisiniz. Hemen sağ çaprazda da Saint Germain Bulvarı var. Bilmem vaktiniz kalacak mı ama Paris’teki iki ünlü kafe Les Deux Magots ve Café de Flore da o tarafta yer alıyor; ikisinden birinde yorgunluk kahvenizi alıp biraz dinlenebilirsiniz.
Kendinizi Paris sokaklarına kaptırıp rotanızı kaybetmemeyi başarırsanız sonrasında Notre Dame Katedrali‘ne yeniden dönüp katedralin arkasından yürüyüşünüze devam ederek diğer adaya, Saint Louis Adası – Île Saint Louis‘ye geçebilirsiniz. Çünkü burada görecek çok güzel yerler var. O adanın diğer ucuna kadar yürüyebilirsiniz.
3. Gün
3 gece 4 gün Paris turumuzun üçüncü gününde 8, 12 ya da 14 numaralı metrolarla Madeleine Kilisesi‘nin orada inip önce o kiliseyi gezdikten sonra sağ çaprazınızdaki Boulevard des Capucines üzerinden Opéra tarafına yürüyebilirsiniz. Yolunuz üzerinde ünlü müzikhol Olympia Music Hall ve kuytu bir köşeye saklanmış olan VII. Edouard Meydanı – Place Edouard VII görmeniz gereken yerlerden. Daha sonra Opéra Meydanı’na ulaştığınızda karşınıza muhteşem Opéra Garnier çıkacak.
İmkanınız varsa burayı gezmeye en az bir saat ayırmanızı tavsiye ederim. Dilerseniz, aşağıdaki videoyu izleyip bu muhteşem opera binasını yakından tanıdıktan sonra, içeriyi gezip gezmek istemediğinize kendiniz karar verin:
Operanın arkasında da iki alışveriş mabedi, Lafayette ve Printemps var. Artık burada geçireceğiniz zaman dilimi size kalmış. Sonrasında Vendome Meydanı – Place Vendôme tarafını da bir görüp geri gelebilir sonra Boulevard des Capucines üzerinden yürüyüşünüze devam edebilirsiniz. Bulvarın hemen girişinde sağdaki Starbucks‘a uğramayı sakın ihmal etmeyin, içeri girince ne demek istediğimi anlayacaksınız 😉
Bu yol sizi Grands Boulevards‘a çıkaracaktır. Yol üstünde sağınızda göreceğiniz Passage des Princes‘i atlamayın derim. Biraz ileride solda karşınıza çıkacak olan Hard Rock Cafe‘yi de görmek isteyebilirsiniz. Öğlen orada mı yeseniz? Bilemiyorum. Ayrıca mumya müzesi Musée Grevin de Paris’e bir hafta geçirebilecek olanlar için görülmesi gereken ilginç ve keyifli bir yer.
Bir de Grands Boulevards‘ın üç güzel pasajı Jouffroy Pasajı, Verdeau Pasajı ve Panoramas Pasajı da görülesi yerlerden. Dilerseniz yine Pariste.Net Tv‘deki Paris Pasajları I ve Paris Pasajları II videolarını izleyerek fikir sahibi olabilirsiniz.
Biraz daha ilerlerseniz de Grand Rex‘e gelirsiniz. Sonrasında solda da Türk Mahallesi karşınıza çıkacak ama bence bu iki yeri bugünlük es geçin ve buradan doğruca Montmartre Tepesi‘ne geçin derim. Eğer aşağıdaki Klasik Montmartre Turu videomu izlerseniz buraya neden gitmeniz gerektiğini daha iyi anlarsınız sanıyorum:
Aşağıdaki video ise Montmartre Tepesi‘ne Montmartre Füniküleri‘yle çıkmak isteyenler için yol gösterici olabilir. Artık hangi parkuru beğenirseniz:
Dilerseniz Pigalle tarafında Moulin Rouge‘u dışarıdan görebilir, sonra Montmartre Füniküleri ile yukarı çıkarak Beyaz Kilise Sacré Coeur Bazilikası, Ressamlar Meydanı Place de Tertre‘i görebilirsiniz. Bu civarda harika bir Fransız restoranında güzel bir öğle yemeği yemek isterseniz Le Basilic‘i önerebilirim.
Hâlâ haliniz ve vaktiniz kaldıysa buradan Père Lachaise Mezarlığı‘na geçebilseniz ne güzel olur. Zira orası da son derece etkileyici, bir o kadar da büyüleyici bir yer.
Gece de Paris’in en güzel kabarelerinden biri olan Moulin Rouge‘da bir şov izleyebilirsiniz. Moulin Rouge‘un da unutulmaz bir deneyim olacağından eminim.
4. Gün
Tatil nasıl da çabuk bitiyor. 3 Gece 4 Gün Paris turumuzun son günündeyiz. Büyük olasılıkla bugün havalianına gitmeden ne kadar çok yer görsek kârdır diye düşünüyorsunuz. Hadi o zaman hızlıca bir Châtelet ile Bastille arasını gezelim, özellikle de Marais Bölgesi başlıbaşına bir zenginlik.Hangi köşesini kurcalasanız karşınıza ilginç bir yer çıkıyor. Forum des Halles, Centre Pompidou, Vosges Meydanı – Place des Vosges, Victor Hugo’nun Evi, Picasso Müzesi – Musée Picasso, Village Saint Paul, Arts et Métiers Müzesi, Arsenal Limanı – Port de l’Arsenal ve daha pek çok gezip görülesi yer bu civarda yer alıyor ama hepsini birden görmeniz çok zor, linklere bakıp hoşunuza en çok gidenleri seçip ona göre bir program oluşturmanız gerekiyor. Ah bir de Musée d’Orsay – Orsay Müzesi‘ni bir yerlere sıkıştırmak gerekiyor ama vaktiniz olacak mı bilemiyorum, tamamen dönüş uçağınızın saatine göre bugüne ya da önceki üç günden birinde, bir yerlere sıkıştırabilirsiniz. Olmazsa bir dahaki sefere artık.
Sonrası da -ne yazık ki- ya da -ne mutlu ki- eve dönüş. Paris’te olmak güzel ama insanın döneceği bir evi olması da güzel; sıkmayın canınızı, Paris sizi bir sonraki ziyaretiniz için de sabırla bekliyor olacak.
Aslında yapacak daha çok şey var ama 3 gece 4 gün Paris ancak bu kadar gezilebilir. Belki şehir dışındaki Versay Sarayı sizin için çok önemlidir; o zaman bir şeyleri eleyip en az yarım gününüzü buraya ayırmanız gerekir. Bence bunu yapmayın; önce Paris’i bir doya doya gezin, burası başka bir zamana kalsın.
Pek çok kişi için Disneyland Paris önemli bir destinasyon ama tatilinizi o amaçla yapacaksanız ve kısa süreli kalacaksanız Paris’i gezmeniz -neredeyse- mümkün değil. Sadece yukarıdaki seçeneklerden bir günlük programı yapabilirsiniz belki; zira Disneyland önceliğinizse ve Paris’e üç geceliğine gelmişseniz, o tarafta kalmak daha akıllıca olacaktır.
Size çok özet olarak 3 Gece 4 Gün Paris tur programı örneği vermeye çalıştım. Kiminiz yorgunluk, hava şartları, ve çeşitli öncelikler nedeniyle bu programın tamamını yapamayabilir. Kiminizse keşif canavarı olarak tüm parkurları tamamlayıp “ee daha yok mu?” diye sorabilir. Olmaz olur mu tabii ki var.
Örneğin Avrupa’nın en büyük finans merkezi La Défense, harika bir müze olan Musée du Quai Branly, ilginç bir yapı olan Grande Mosquée de Paris, gökdelen terasından Paris manzarası için Tour Montparnasse, Paris’in iki ayrı ucundaki iki güzel ormanlık alan Bois de Boulogne ve Bois de Vincennes, antikalara ve eski eşyalara meraklıysanız dev bit pazarı, ürkütücü ama bir o kadar da ilginç bir mekan olan Paris Yeraltı Mezarları – Catacombes, balonla Paris Ballon de Paris gibi daha neler neler var görülecek.
Diyorum ya, hepsi başka sefere, başka seferlere… Ben bunca zamandır bitiremedim Paris’te gezilecek yerleri; Paris gezmekle bitmiyor ki. O yüzden hep başka bir sefer gelmek için nedeniniz olacak; Paris sizi hep yeniden bekliyor olacak.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Diğer Tur Programı Önerileri:
48 Comments
Ahmet Bey merhabalar,
Yılbaşı için Paris’te olacağız. Sizi severek takip ediyoruz. Tur programı önerilerinizi not alarak güzel bir rota çizdik sayenizde. Her şey için teşekkür ederiz.
Mutlu, sağlıklı günler…
Çok teşekkür ederim Ayşe Hanım,
Umarım Paris’te keyifli bir tatil geçirirsiniz.
Mutlu günler…
RER C hattının karsısında hemen otel bununla birlikte Çarşamba günü gidiyoruz. Müzeler sanırım geç saate kadar açık belki dediğiniz gibi en mantıklısı Eyfel Kulesi sonrası Louvre müzesi olabilir.
Çok çok teşekkürler 😉
Değerli yazılarınız ve instagram hikayeleriniz için çok teşekkür ederiz. Gerçekten başka bir siteye gitmeye gerek kalmadı.
Benim bir de sorum olacak novotel issy les moulineaux paris‘de kalacağız. Anlattığınız gibi navigo kart almak sanırım en mantıklısı, bir de tura ilk gittiğimiz gün saat 3 gibi otelde olabileceğimiz için Versailles den mi başlamak lazım?!? Sonra nereye geçmek mantıklı kurgulayamadım ilk günü!
Tekrar emeğinize sağlık, sevgiler
Merhaba Demet Hanım,
Öncelikle çok teşekkür ederim.
Eğer geliş gününüz Navigo için uygunsa elbette Navigo kartı en ekonomik çözümdür ulaşım kartı olarak. Bkz: https://www.pariste.net/pariste-ulasim-18-en-ekonomik-ulasim-karti-navigo-decouverte/
Paris ve çevresindeki gezinin ilk gününü programlayabilmeniz için otelinizin tam yeri önemli. Hangi metroya ya da RER istasyonuna yakın olduğunuza göre ilk gün programı düşünülebilir. Eğer otele 3 gibi varacaksanız yerleşip çıkmanız 4’ü bulacaktır ve bence o saatten sonra Versailles tarafına gitmeniz çok anlamlı değil. Hele ki sarayı gezmek istiyorsanız çok geç kalmış olursunuz.
Eğer Paris’e ilk gelişiniz olacaksa otele yerleştikten sonra doğrudan Eyfel Kulesi’ne gitmek en güzeli olur gibi geliyor bana, yine de siz bilirsiniz.
Paris’te bir yerden bir yere nasıl gideceğinizi öğrenmek içinse Google’ın haritalar uygulaması hayatınızı kolaylaştıracaktır. Tüm ulaşım bilgilerini oradan bulabilirsiniz.
Şimdiden iyi tatiller.
Ahmet Bey merhaba
Haziran ayında 3 gece 4 gün paris de kalacağım, çocuğumuzla olacağımız için aklımızda disneyland a gitme fikri vardı
Çocugumuz ufak oldugu için gün bizim için erken başlıyor, ( gün içerisinde 10 saat gezebiliriz gibi duruyor)
Yukarıda yazdığınız yerleri ve Disneyland ı 4 gün de tamamlayabilir miyiz sizce , eğer eleme yapmak gerekirse Disneyland ı mı yoksa diğer yerlerden birini mi elemeyi tavsiye edersiniz
Merhabalar,
Paris’e çocuğuyla gelecek aileler için Disneyland, Paris gezisinin önemli bir ayağı oluyor. Dolayısıyla çocuğunuz için Paris gezinizden feragat edip bir gününüzü Disneyland’a ayırmak çocuk için unutulmaz bir anı olabiliyor.
Eğer bir gününüzü Disneyland’a ayıracaksanız tabii ki yukarıdaki programın tamamını uygulayabilmeniz kolay olmayacaktır ama bu tamamen sizin performansınıza bağlı.
Zaten her şeyi bir arada sıkıştırarak keyifli Paris gezisini yorucu ve yıpratıcı hale getirmemenizi öneririm. İlk fırsatta tekrar geleceğinizi düşünerek yüreğinizi ferah tutun. Ne de olsa Paris bir kere gelinecek bir şehir değil.
Yine de programın tamamını Disneyland’la birlikte uygulayabilirseniz de sizi tebrik etmek isterim.
Şimdiden iyi tatiller dilerim.
Ahmet Bey merhaba,
sadece bilgilendirici yazılarınız için teşekkür etmek istedim. bu ay paris’e geleceğiz. bizim için çok yol gösterici oldu siteniz.
Çok teşekkürler…
Merhaba
Paris gezimiz için bilgi toplarken sitenize rastladım. Çokta güzel olduğunu düşünüyorum. Deneyimlerinizi anlatmanız,çok önemli bilgileri paylaşmanız çok yardımcı oldu. Keşke daha önce bu yazıları keşfetseydim diyorum. Gidene kadar hepsini tekrar tekrar okuyacağım. Çok teşekkür ederim.
Çok teşekkür ederim. Umarım Paris’te çok güzel bir tatil geçirirsiniz.
Mutlu günler dilerim…
Ahmet Bey merhaba.Paris gezimiz oncesi bilgi amacli internet gezintisi yaparken sizin kanaliniza rastladim. Yazi ve videolardan aldigimiz bilgilerle Paris Gezimiz cok kolay ve verimli gecti. Biz cok keyif aldik ve zorlanmadik. Onceden neyi nasil yapacagimizi gorduk. Cooook tesekkur ederiz, saygilarimizla …
Merhaba Murat Bey,
Paris’te güzel bir tatil geçirmiş olmanızda bir katkım olduysa ne mutlu bana.
Birbirinden keyifli nice güzel gezileriniz olmasını dilerim.
Güzel yorumunuz için de ayrıca teşekkürler.
Mutlu günler.
Merhaba,
28 Nisan-01 Mayıs tarihleri arasında Paristeydim. ilk gidişimdi ve parisle ilgili araştırma yaparken sizin sitenize rastladım. Rastladıktan sonra da başka bir sitede araştırma yapma gereksinimi hiç hissetmedim 🙂 İyi ki sizin sitenizi bulmuşum, sayenizde Paris sokaklarında, metrosunda hiç yabancılık çekmeden dolaştım. Çok faydalı bilgiler vermişsiniz bunun için de ayrıca teşekkürler, soğuk hava dışında herşey çok güzeldi…
Merhaba Öznur Hanım,
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Paris gezinizin güzel geçmesi beni çok mutlu etti inanın. Elimden geldiğince Paris’i gezmeye gelecek olanların hayatlarını yazılarımla kolaylaştırmaya çalışıyorum. Ah keşke bir de havayı her zaman güzel yapacak gücüm olabilse ama o kadarını başaramıyorum 🙂 Paris’in havası malum, bir öyle bir böyle, tamamen şans işi yani…
Daha nice güzel geziler yapmanız dileğiyle.
Merhaba Ahmet Bey,
24-29 Nisan 2018 tarihlerinde eşim ve kızımla birlikte 5 gece 6 gün harika bir Paris seyahati geçirdim. Paris’e gelmeden önce son 1 ayım bu blogdaki yazıları okuyarak ve youtube kanalınızdaki videoları izleyerek geçti. Giderken kafamda bazı sorular vardı: Fransızca bilmediğim için ve tur ile değil tamamen bağımsız olarak geleceğimiz için acaba zorluk yaşar mıyız diye düşünüyordum ancak şunu söylemeliyim ki, gerçekten bu yazılar ve videolar sayesinde Paris’te her şey çok kolay oldu. Her yeri elimle koymuş gibi buldum, sanki daha önce defalarca gelmiş gibiydim.
Paris gerçekten aşık olunacak bir şehir, her sabah kahvaltıdan sonra otelden çıkmamıza ve ayaklarımız kopana kadar dolaşmamıza rağmen her yeri bitiremedik, bu şehre değil 5 gün, 15 gün bile yetmez. Ama kısa bir Paris seyahatinde bir turist nereleri mutlaka görmeli ise hemen hepsini yaptık diyebilirim. 1 tam günümüzü de Disneyland’a ayırdık (üstelik 2 park). Navigo kartlarımızın dili olsa da konuşsa, herhalde 5 günde en az 150 euro’luk ulaşım yapmışızdır.
Bu arada size bir sorum olacak: Ben bir İş Bankası çalışanıyım, Paris’te iştirakimiz İşbank GMBH’ın bir şubesi var, acaba hiç gördünüz mü, hangi semtte olduğunu biliyor musunuz?
Verdiğiniz değerli bilgiler ve bu emeğiniz için gerçekten teşekkürler. Umarım bu güzel şehre tekrar gelme şansım olur ve bir gün sizinle de karşılaşırız. Size çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sevgiler.
Merhaba Engin Bey,
Paris’te güzel bir tatil geçirmiş olmanıza çok sevindim, bunda benim de katkım olduysa ne mutlu bana.
Söylediğiniz İş Bankası şubesi 13 Place Kossuth, 75009 Paris adresinde bulunuyor.
Nice güzel gezileriniz olması dileğiyle.
Mutlu günler.
Merhabalar, öncelikle faydalı yazılarınız ve sarfettiğiniz emek için teşekkürler.
yazınızın son kısmındaki ilave öneriler haricinde diğer gezilecek yerlerden zone 2 dışında kalan yerler var mıdır, zone 2 yi kapsayan mobilis bilet alsak yeterli olur mu? Otelimiz de ibis budget Paris Porte de Vincennes, 2 Avenue Léon Gaumont adresinde ve sanırım zone 2 içerisinde yer alıyor.
Teşekkürler:)
Merhaba Buse Hanım,
Öncelikle ilginiz ve güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Evet bu yazıda geçen yerler için (tabii havaalanı ulaşımı dışında) 1-2 zone günlük Mobilis bileti işinizi görecektir.
Bir tek La Défense’a gitmek isterseniz RER değil metro kullanmanız gerekiyor. Çünkü ilginç bir şekilde La Défense’a RER’le gidince 3. zone, metroyla gidince 2. zone olarak kabul ediliyor.
Onun dışında 1-2 zone Mobilis yeterlidir.
Mutlu günler dilerim.
Mrb ahmet bey bilgiler için tşk .. Size bi sorum olucak .. 4 günluk tatil planinizi okudum ..cok iyiydi …sizce bu tatil planı en az ne kadar bütçe lazım otel ulaşım hepsi dahil ???
Merhaba, bu soruya yanıt vermek o kadar güç ki. Çünkü herkesin yaşam standardı, öncelikleri, zevkleri ve olmazsa olmazları farklı. Ama yine de fikir vermesi açısından şöyle bir bütçe çıkarabiliriz: Türkiye'den Paris'e gidiş dönüş uçak bileti için 250-300 Euro ayırmak gerekir diye düşünüyorum. 250 Euro altında uçak bileti bulursanız "hesaplı" diyebiliriz; 200 Euro altı ise "ucuz" oluyor. Otel içinse -yine kişiden kişiye değişmekle birlikte- gecelik iki kişilik oda için 100-150 Euro arası bir bütçe ayırmak gerekir sanki. Günlük yeme-içme için de 50-100 Euro arası bir rakam konuşulabilir. Tabii bu günü nasıl geçireceğinizle ilgili. Sandviç mi yiyeceksiniz, diyet mi yoksa keyif mi yapacaksınız. Lüks mü seversiniz mütevazı mısınız tamamen değişir. Rakam çok yukarılara da fırlayabilir ama fazla aşağı çekmek mümkün değil sanki. Yine de öğrenci işi tatil yapmak elbette ki mümkün… Ulaşım için de hangi gün geleceğinize göre değişir, Navigo size uygun olacaksa (bkz: Navigo Decouverte yazısı) o zaman şu an için 25-26 Euro'ya ulaşım konusu halloluyor diyebiliriz teorik olarak. Doğrudan "şu kadar tutar toplamda" diye bir bütçe demem zor ama üç aşağı beş yukarı ortalama bu rakamları verebilirim.
Merhaba,
Otelinizin yakınından 350 nolu otobüse binerek Parc des Expositions durağına gitmeniz gerekiyor, buradan da RER-B'ye binip şehre inebilirsiniz. Hatta bu otobüsten hiç inmeden Gare de l'Est'e kadar gelip buradan şehrin her tarafına ulaşmanız mümkün olacaktır. 350 nolu otobüs durağının size en yakın yerini, geldiğinizde otel resepsiyonundakilerin tarif etmesi daha sağlıklı olur.
Şimdiden iyi tatiller.
Merhaba Ahmet Bey,
Tur programınıza göre hareket etmek istiyoruz ama kalacağımız yer Campanile Roissy Invest Hotel ve şehir merkezine haylice uzak sanırım. Hala hangi toplu taşıma aracıyla merkeze ulaşabileceğimizi çözemedim. Bu konuda bir bilginiz var mıdır?
Merhaba Ahmet Bey, 2 gün sonra Paristeyiz. 5 gece 6 gün kalacağız. Fakat küçük yaramaz bir oğlum olduğu için bu dört günlük programı yetiştirebilirim diye düşünüyorum.Yazılarınızı keyifle okudum ve çook faydalandım. Daha gelmeden herşey gözümde canlandı. Bütün deneyimlerinizi paylaştığınız ve bıkmadan usanmadan tekrar tekrar okunabilir akıcılıkla yazdığınız için minnetarım, Sevgiler
Merhabalar…
İnanın bu destek verici değerli mesajlarınız olmasa bu blog'u hazırlamak bu kadar kolay olmazdı; çok teşekkür ederim.
Bu yazıda yoğun bir programı kompakt bir şekilde vermeye çalıştım. Aynı programı daha geniş bir zamana yayarsanız daha sindire sindire gezmiş olursunuz hem. Minik yaramaz da size acır daha keyifli bir tatil geçirmenize izin verir umarım 🙂
Unutulmaz Paris anıları ile dolu bir gezi olması dileğiyle.
Sevgiler, saygılar…
Merhaba Ahmet Bey,
Eşimle birlikte 4 günlük programı tamamlayarak, 2 gün önce döndük Paris'ten. Vermiş olduğunuz bilgilerden ve paylaşımlarınızdan çok faydalandık. Sorunsuz ve oldukça keyifli bir tatil oldu. Çok teşekkür ederiz 🙂
Sevgiler,
Emre
Merhaba Emre Bey,
Güzel bir tatil geçirmiş olmanıza çok sevindim, bunda ufak da olsa bir katkımın bulunmasındansa ayrıca mutlu oldum.
Çok teşekkür ederim.
Son sabah kahvaltıyı otelimizin yakınındaki küçük bir pastanede yapıyoruz. Pazar olduğu ve bölgenin turistik bir bölge olmadığı için ortalık sakin. Bu sakinliğin de keyfini çıkarmak adına yürüyerek Pont de Grenelle’ye kadar yürüyerek Seine üzerindeki yapay adaya geçiyoruz. Burada Özgürlük Heykelinin küçük bir örneği var. Daha sonra ada boyunca yürüyerek nehir üzerindeki güzel köprülerden olan Pont de Bir Hakeim’e varıyoruz. Buradan tekrar karaya çıkarak nehir turu için Batobus durağına gidiyoruz. İki saat süren bu turda gördüğümüz ya da göremediğimiz bir çok Paris sembolünün önünden geçiyoruz. Saint Michel bölgesinde tekrar karaya çıkıyoruz. Burada meydan ve çeşme görülmeye değer bir yer. Burada gezerken Paris'in en dar sokağı Rue du Chat Qui Péche de fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyoruz. Shakespeare And Company de karşımıza çıkarak bize selam veriyor.
Saint Germain bulvarına kadar yürüyoruz. Yine bu bulvar boyunca yürüyerek Les Deux Magots da bir kahve molası veriyoruz. Köşedeki müzisyenler sanki bak Paris çok güzel sakı gitmeyin dercesine çalıyorlar. Cafe de Flore’e de bir dahaki sefer sana uğrarız diyerek güneye doğru yürüyüşe devam ediyoruz. Gezimizin son durağı Saint Sulpice kilisesi. Da Vinci’nin Şifresi filminde geçen kilisede Gül Çizgisini görüp en yakın metro istasyonundan Denfert-Rochereau’ya yol alıyoruz. Geldiğimiz gibi Orlybus ile havaalanına doğru yola çıkıyoruz.
Harika bir program olmuş, tebrikler ve paylaştığınız için teşekkürler…
İkinci gün kahvaltı sonrası hedefimiz Eiffel. Otele çok yakın olmasına karşılık zaman kaybetmemek adına metro ile Bir Hakeim durağında inerek kuleye yürümeye başladık. Ne kadar çok bul karayı al parayı oynatan var ve kazanmak ne kadar da kolay gözüküyor. Afrika’dan daha fazla siyahi insan kollarında minik kulelerle satış yapmaya çalışıyorlar. Kuleye vardığımızda beklediğimiz gibi uzun bir kuyruk beklemediğimiz bir hızla ilerledi. Kuleden Paris’e bakmak, gezdiğiniz ve gezeceğiniz yerleri görmek çok hoş. Havanın da güzel olması keyfimize keyif kattı. Daha önceki gelişlerime göre artmış olan güvenlik önlemleri son saldırılar sonrası ne olmuştur düşünemiyorum. Kuleden indikten sonra hemen karşısındaki Trocadero meydanından kulenin enfes görüntüsünü seyredip kızımın sipariş fotoğraflarını çekiyoruz. Gerçekten kule buradan bir başka gözükmekte. Buradan metro ile akşam ertelediğimiz Champs Elysees turumuz için yine Charles De Gaulle durağına gidiyoruz. Zafer Takı başlangıç noktamız. Az önce Paris’e tepeden baktığımız için çıkmadan devam ediyoruz. Kafeleri ve ünlü mağazaları ile geniş ve tam gezilesi bir cadde. Ancak buradan Avenue Montaigne üzerinden Seine kıyısına inmek isteyince asıl cadde neymiş görüyorsunuz. Tüm markalar gerçek müşterilerini burada bekliyorlar. Plaza Athene ise önü lüks araba galerisi gibi olan bir otel. Turuncu panjurları ile çok sıcak görünüyor. Le weekend filmindeki çift bu otelde kalmıştı sanırım. Bu ultra lüks caddenin sonu Alma-Marceau. Diana’nın kaza yaptığı yer. Konu ile alakalı olmasa da bir meşale onun anısına konulmuş adeta.
Nehrin kıyısına inince başka bir Paris karşılıyor sizi. Sola dönüp ilerlerseniz Pont Alexandre III karşınıza çıkar. Köprüye kadar nehre paralel ağaçlık alandan yürüdük. Adım başı bir anıt, adım başı bir tarih. Bu Fransızlar, tarihi ve doğayı çok seviyor ve koruyorlar… Köprü tam bir sanat eseri, karşısında Invalides var. Arka tarafımızda ise Küçük ve Büyük Saray. Nehir boyunca devam ederek Place de la Concorde’ye varıyoruz. Muazzam bir meydan. Ortasında Mısır’dan gelmiş bir dikilitaş. Meydanın tarihi önemini Paris ile ilgisi olan herkes biliyordur. Meydandan Chamsp Elysees yönünde baktığınızda muntazam bir cadde, Zafer Takı ve ardında Grand Arche.
Meydana bitişik Tuileries bahçesinden geçerken yeşil sandalyelerde soluklanıp etrafı seyrederek biraz daha Paris depoluyoruz içimize. Bahçenin devamı Louvre müzesi. Piramidin altını ve üstünü görüp, içerisini gezmeyi sonraki seyahate bırakıyoruz. Paris bloglarındaki yoğun ısrar üzerine Benlux mağazasını da es geçmedik. Müzenin bittiği yerden Pont des Arts’a geçip kilitlerimiz de taktık. Gerçi bizden kısa süre sonra köprüdeki kilitler sökülmüş diye duyduk ama olsun, bu ritüeli atlamak olmazdı. Pont Neuf üzerinden nehir üzerindeki büyük adaya geçiyoruz. Burada sokaklar arasında kaybolup Notre Dame’ye ulaşıyoruz. Point Zero’da fotoğraf çektirip kilise içerisinde gezintimize başlıyoruz. Bence piramitleri bilmem ama burayı uzaylılar yapmış kesin. İnsan işi değil doğrusu. Anlatılmaz yaşanır. Görmek lazım kesinlikle…
Buranın büyüsünden kurtulmadan küçük adaya geçiş yapıyoruz. Yolda müzik yapan gruplar gezimize renk katmakta. Daha sakin olan bu adada da tavsiyelere uyarak Berthillon da dondurma keyfi yapıyoruz. Gerçekten çok lezzetli. Ya da öyle hissettiriyor Paris. Küçük bir şarap evinden dostlarımız için alışveriş yapıyoruz. Buradan önce Le Marais tarafına daha sonra da diğer taraf olan Latin bölgesine geçiyoruz. Buralar gün içi atıştırmaları için uygun yerlerin olduğu, hareketin tavan yaptığı cıvıl cıvıl bölgeler.
Güneş yavaş yavaş batmakta. Bugünkü turumuzu da tamamlayarak dönüşe geçiyoruz. Tekrar Champs Elysees’e geliyoruz. Çocuklar ve eşim için bir miktar alışveriş yaptıktan sonra yemek olayında bu seferlik risk almayarak Pizza Pino yapıyoruz. Otele dönüşte Seine kıyısına inerek yürüyerek gitmeyi tercih ediyoruz. Uzaktan kulenin ışıkları çok çekici görünmekte. Kulenin ayakları altındaki Champ de Mars yeşillikler üzerine uzanarak kulenin ışık dansını seyretmek için birebir. Paris gece güzel, gündüz güzel, hep güzel…
Burada seyahatimizi kısıtlı zamanı olanlara yardımcı olması adına ve önden yapılacak araştırma ve planların ne kadar faydalı olduğunu göstermek adına anlatmak isterim.
Çocukları bırakacağımız için 3 gün 2 gece zaman ayırdık. Tarih olarak da mayıs ayı başı. Erken rezervasyon ile bilet ve konaklama da avantaj elde ettiğimizi belirtmeden geçmeyelim.
Cuma sabahı uçağımız hareket etti ve öğle saatlerinde Orly havaalanına inmiştik. Pegasus ile gittik ve rötar dahil bir sıkıntı yaşamadık. İnince tabelalara bile bakmadan K kapısından çıkıp 3 numaralı peronda bizi bekleyen bize en uygun ulaşım aracı Orlybus’a yöneldik. Biletlerimizi makineden alıp otobüse bindik. Biraz kalabalık da olsa kısa sürede Denfert-Rochereau istasyonuna ulaşmak güzeldi. Doğrusu şehir merkezine bu kadar kısa sürede varmayı beklemiyordum. Neyse buradan daha önce aşina olduğum ve hayran kaldığım Paris metrosunun matematiğiyle 6 numaralı hatta binerek Cambronne durağına ulaştık. Otel olarak tercihimiz daha önce konaklamış olduğum için Ibis Tour Eiffel Cambronne oldu. Konumu güvenli ve merkezi, kendisi konforlu ve temiz, personeli yardımsever ve işini bilen insanlar. Kendi sitelerinde on-line check-in yapınca işler daha da kolay. Sadece pasaport göstererek anahtarınızı alıyorsunuz.
Eşyalarımızı atıp hemen dışarı fırladık. Defalarca solduğum Paris havası bu kez bir farklı geldi. Anladım ki Paris’te aşk başka değilmiş. Paris aşk ile başkaymış.
İlk hedefimiz Paris’in en sevdiğim yeri Montmartre bölgesi. Bu arada tüm gezi boyunca 10’luk carnet işimiz gördü. Zira çoğu zaman yürüdük, Paris her adımı yaşanası, görülesi bir şehir.
Tekrar 6 numaralı hatta attık kendimizi. Charles De Gaulle durağında 2 numaralı hatta aktarma yaparak Pigal’de indik. Abesses hedefimize daha yakın olsa da çıkışındaki merdivenler hakkında edindiğimiz bilgiler bizi bu şekilde yönlendirdi. Sonunda özlediğim Paris’te özlediğim sokaklardayım. Hem de eşimle.
Pigal durağının karşı arasından yukarıya yürüyerek Abesses meydanına ulaştık. Burada Saint-Jean kilisesi ve Seni Seviyorum duvarı görülecek yerler arasında idi. Kilise dışarıdan ve içeriden farklı bir yapıya sahip. Seni seviyorum duvarı ise hoş düşünülmüş bir güzellik. Hem de öylesine mütevazı bir yerdeki… Batı yönüne yürüyerek Amelie filminin atlı karıncalı meydanına ulaştık. Buradan Sacre Coeur çok ihtişamlı gözüküyor. Parktaki merdivenlerden ağır ağır önümüzdeki ve arkamızdaki manzaranın keyfine vararak ve bileğimize ip bağlatmadan çıktık. Yeşilliklerde uzanmanın tadına varmadan da geçmedik tabiî ki. Sacre Coeur dışı başka içi başka bir dünya olan bir mekan. Hayran olmamak elde değil. Umarım Türkiye’ye gelen turistler de Sinan’ın eserleri karşısında aynı duyguları hissediyordur.
Buradan çıkıp Place du Tetre’ye geldik. Eski havası kalmamış. Kafelerin orta alana taşması büyüsünü kaçırmış. Yine de görülesi bir yer. Montmartre’nin Arnavut kaldırımı sokaklarında yürümeye ve o havayı vücudumuzun her yerine depolamaya devam ediyoruz. Clos Montmartre ile Paris’in ortasında bir üzüm bağına, Le Moulin de la Galetta ile yel değirmenlerine şahit oluyoruz. Lapin Agile kabaresini, Dalida ve Marcel Ayme meydanlarını görmek hoşumuza gidiyor. Rue Lepic boyunca yürüyüp Paris’in yaşayan günlük hayatını gözlemlerken Amelie’nin işyerini de gözden kaçırmıyoruz. Boulevard de Clichy’e vardığımızda Kırmızı Değirmen karşımızda. Cadde boyunca yürüdükten ve Pigal’in her türlü zevke cevap veren olanaklarını gördükten sonra hediyelik eşya satan dükkanların olduğu Rue de Steinkerque caddesinde ilerlerken kendimiz tekrar Ressamlar Meydanında buluyoruz ve bir Paris cafesinde soluklanıyoruz.
Montmartre turumuzun sonuna geldiğimizde hava iyice kararmıştı. Place de Clichy durağından tekrar 2 numaralı hat ile Charles De Gaulle durağına geldik. Şimdi de filmlere, müziklere konu olmuş Paris’in en bilinenlerinden Champs Elysees’deyiz. Sabahın erken saatlerinde başlayan uzun yolculuğun verdiği yorgunluk ve yarına da enerjimizin kalması nedeni ile cadde turunu şimdilik erteleyip metro ile otele dönüyoruz.
Merhaba Ahmet Bey,
Siteniz inanılmaz faydalı. Çok sistemli, detaylı olarak her konuya değinmişsiniz. Bizim için harika bir rehber oldu… Ancak kafamızda şöyle bir soru var: Bu cuma günü Paris'te olacağız ve elbette Eyfel Kulesi'ne çıkmak istiyoruz. Öğrendiğimiz kadarıyla yaşanan talihsiz olaylar nedeniyle epeydir kapalı. Bu konuda size danışmak isterim. Teşekkürler
Merhaba, öncelikle değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Eyfel kulesi güvenlik nedeniyle sadece ilk bir-iki gün ziyarete kapatıldı, sonra da bir-iki kez saatlik olarak kuleye çıkışlar durduruldu. Onun haricinde bir kapanma söz konusu değil yani Eyfel ziyarete açık. Tabi olası ihbarlar nedeniyle kısa süreli kapanmalar her an olabilir, bu konuda bir şey diyemem.
Paris'te güvenlik konusunda son gelişmeleri bu linkteki yazıdan okuyabilirsiniz: https://www.pariste.net/13-kasim-saldirilari-sonrasi-paristeki-son-gelismeler-ve-guvenlik/
İyi tatiller
Yanıtınız için teşekkürler, içimiz rahatladı. İnternetten de Eyfel biletleri an itibarıyla alınamadığı için kapalı olduğu düşüncesinden emindik. Sanıyorum sadece internet satışına kapatıldı. İlginiz için tekrar teşekkürler.
Sevgiler.
Ahmet bey merhabalar,
Şuan Paris'teyiz ve gezi rehberi gibi hazırlamış olduğunuz bu enfes yazı için teşekkür etmek istedim. Gerçekten çokça istifade ettik.
Merhaba Neslihan Hanım, Çok teşekkürler çok naziksiniz. Harika bir tatil geçirmenizi dilerim. Mutlu günler
Ahmet bey merhaba…
Katkılarınız için size çokk teşekkür ederim.Döndüğümüzde görüşlerimizi paylaşmak üzere hoşçakalın.
HİS
Ahmet bey merhaba,
Sayfalarınız aydınlatıcı,keyifle okunabilen güzel yönlendirmeler ile dolu..
Bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkür ederiz.
İlk Paris gezimiz için bize yol gösterici olacak.Şubat ayı son haftası 3 gece için geliyoruz ve sizin 3 günlük programınızdan faydalanmayı planlıyoruz.
Anlatılarınız eşliğinde ve önerilerinizle kaybolmadan gezebileceğimizi umuyorum.
Keyifli günler.
HİS
Çok teşekkürler Handan Hanım,
Umarım unutulmaz bir tatil geçirirsiniz.
Mutlu günler
Ahmet bey tekrar merhaba,
Sizi yormaz isem,gezeceğimiz yerler için güncel giriş ücretlerini öğrenebilirmiyim.Biz 2 tam gün 2 yarım gün için sizin önerilerinize göre,ana hatları ile eyfell,zafer takı,louvre müzesi (bir bölümü),Notre Dame,Montmarte,shapelle..
gezerken verdiğiniz ayrıntıları atlamamaya çalışacağız.
Gelmeden önce internet üzerinden giriş biletlerini almak mantıklı olur mu! Orada bir sıkıntı yaşarmıyız.
Ayrıca Küçük Prens tiyatrosu ile ilgili yorumlarınızı alabilirmiyim.
Sizi sıkmadığımı ve yormadığımı umuyorum.
Sevgi ve saygılarımla HİS
Merhaba Handan Hanım,
Küçük Prens Tiyatrosu hakkında ne yazık ki bilgim yok…
Gezeceğiniz yerler arasında bir tek Eyfel biletini gelmeden internet üzerinden almanız yararınıza olabilir çünkü orada bilet kuyruğu her zaman çok uzun. Louvre için çok gerek yok, içerideki otomatlarda bilet sırası pek olmuyor ama yine de siz bilirsiniz. Bilet fiyatları Şubat 2015 itibariyle şöyle:
Eyfel fiyatı katlara göre değişiyor: 5€-15,50€ arası
Notre Dame'a giriş ücretsiz ama kulelere çıkmak 8,5€
Zafer Takı: 9,5€
Sainte Chapelle: 8,5€
Yine de gelmeden görmek istediğiniz yerlerin web sitelerine girip güncel fiyatları öğrenmeniz yararlı olabilir, çünkü değişiklikler olabiliyor.
Mutlu günler.
Sevgili Ahmet Öre tekrar merhaba (Şehir tuvaletleri ie ilgili yazınızla tanışmıştık)
Öncelikle bir kez daha teşekkür ederim, gerçekten çok yararlandım, yararlanıyorum yazdıklarınızdan; ellerinize, yüreğinize sağlık.
Zamanınızı alacak biliyorum ama Cumartesi günü başlayacak ve Perşembe günü sonlanacak ilk Paris seyahatimiz öncesinde yardımınıza ihtiyacım var.
Seyahatimiz için sizin 3 gece 4 gün Paris programınızı benimsemeye karar verdik. Ancak programdaki 4. gün bizim dönüş günümüz olmadığından bir tam gün fazlamız var. Bu fazla süreyi Verasilles Sarayı için mi Bastille için mi yoksa Defense tarafı için mi kullanmak gerek bilemedim. Siz ne dersiniz?
İkinci olarak da ulaşımla ilgili kafam çok karışık.
Kabaca, ilk gün tek seferlik bir biletle CDG – Otel ulaşımını sağlamak (akşam saatlerinde otelde olacağımız için yürüyerek küçük bir keşif turu yeterli olacaktır) ve diğer 5 gün için de “Paris visite” almak uygun gibi görünüyor. Ancak, Verasiles'e gitmezsek metro ağı içinde kalıyoruz, havaalanı transferi dışında RER kullanmaya gerek kalmayacak gibi, böyle bir durumda hangi tür bilet ya da kart seçeneğini tavsiye edersiniz? Öte yandan bir çok müze dolaşacağız, Paris Visite Card avantajlı olur mu? Bir de "Paris'te Ulaşım 8" başlıklı yazınızda "aktarmalar" sıralamasında "Metro + RER" görüyor, bunun tersini de "RER + Metro " şeklinde mümkün kabul edebilir miyiz? Çünkü bizim CDG'den otele gelişimiz bu sıralamayla olacak.
Ne olur kusura bakmayın bu soru silsilesi için, cevabınız için şimdiden ve tekrar teşekkür ederim.
Umarım başkaca bir soru bulmam da, bundan sonraki mesajım seyahat dönüşü izlenimlerimi paylaşmak için olur 🙂 T.
Merhaba,
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim.
Evet size destan gibi bir yanıt vermek gerekiyor ama elimden geldiğince özetlemeye çalışarak cevap vereyim:
Bence vaktiniz varsa mutlaka Versailles Sarayı'na gitmelisiniz. Hava güzel olursa önce sarayı gezer sonra bahçesinde dolaşırsınız, eğer güzel olmazsa sarayı gezdikten sonra La Défense'a gelir orada maksimum bir saat gezebilirsiniz. Yoksa La Défense olmazsa olmaz bir yer değil, sadece benim için çok anlamlı ve şehrin modern yüzü olması bakımından değişik.
Bilet konusu tamamen hesap kitap işi, ne desem bilemedim. Ben yıllık Navigo kullandığım için, misafirlerime de günlük Mobilis bileti aldırdığım için bu transfer konularında biraz acemiyim, hesap kitap yapmak çok yorucu çünkü. Siz söyleyince RATP'nin sitesine baktım RER+Metro konusu net değil ama turist olduğum zamanlardan hatırlıyorum, RER'den sonra Metroya geçebiliyorduk, bir sorun olacağını sanmıyorum.
Paris Visite eğer içeriğindeki yerlere gidip indirim alacaksanız anlamlı yoksa günlük Mobilis ile de idare edebilirsiniz, gideceğiniz zone'a göre günlük bilet alır sınırsızca gezebilirsiniz. Ama dediğim gibi, nereleri, hangi zonları hangi gün gezeceğinize bağlı olarak değişir, iyi hesap kitap yapmak gerekiyor…
Özetle bunları söyleyebilirim sanıyorum 🙂
Şimdiden iyi tatiller.
İlginiz ve hızlı dönüşünüz için çok teşekkür ederim, keyifli olacağını düşündüğüm seyahatimize katkınız çok inanın. Sevgiler,
Sevgili Ahmet Bey,
Geçen hafta yaptığımız Paris seyahatimizle ilgili olarak sorduğum sorulara verdiğiniz yanıtlar ve sitede verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Gerçekten çok yararlandık, daha gitmeden bilgi sahibi olmuştuk bile birçok konuda. Planladığımız her yeri gezemedik ama çok keyifli bir gezi oldu. Onu da görelim bunu da görelim kaygısı gütmeden, bol “cafe”li bir gezi oldu bizimki. La Defense’i ve Versaille’ı yetiştiremedik. Ancak “Paris Museum Pass” in arkasındaki bilgilerden yararlanarak “Musee des arts et Metiers”i gördük. (Şimdi fark ediyorum ki sizde yazmışsınız bu konuda). Gerçekten etkileyici idi eşim için özellikle. Benim içinse fotoğrafını gördüğüm ilk günden beri içinde bulunmak istediğim “Opera” binası. Kızım içinse her yeri Paris’in…
Biz ulaşım işini 10’luk carnet lerle hallettik, özellikle ilk iki gün çok yürüdük, yürüyerek bir sürü birbirine yakın yeri gördük, doğrusu çok da güzel oldu, yoruldukça bir cafeye girdik…(Bu arad çocuklar için Mobilis yokmuş, onu da öğrenmiş olduk). 4 günlük “Museum Pass” aldık, vaktimiz elverdiğince görmek istediğimiz her müzeye girdik, bizim için avantajlı oldu. Kesinlikle öneriyoruz.
Ahmet Bey uzun sözün kısası tekrar teşekkür ederim, her ne kadar ufukta bir Paris seyahati görünmese de yazdıklarınızı okumaya keyifle devam edeceğim.
Umarım her şey gönlünüzce olur,
Sevgiler,
T
Yeniden merhabalar,
Paris'i keyifle gezdiğinizi öğrenmek beni çok mutlu etti, tabi bu güzel yorumunuz da. Zaten bana devam etme gücünü veren de bu değerli yorumlarınız, o yüzden ben de çok teşekkür ederim.
Sizin de deneyimlediğiniz ve gördüğünüz gibi Paris'te yapacak şeyler hiç bitmez, o yüzden dilerim orta ya da uzun vadede de olsa yolunuz tekrar buraya düşer ve gezinize kaldığınız yerden devam edersiniz.
Mutlu günler dilerim
Merhaba Damla Hanım
Öncelikle iyi yolculuklar dileyeyim. Bugünlerde hava çok soğuk, mutlaka sıkı giyinmenizi tavsiye ederim. Keşke kar yağsa da şehirdeki Noel atmosferi tamamlansa. Uzun zamandır böyle soğuk olmamıştı. Belki gelirken bize güneşi getirirsiniz?
Şimdiden iyi tatiller…
Merhaba,
Haftaya Cmt orada olacagiz. Keske sizinle karsilassak 🙂 Ne güzel olurdu.
Sevgiler
Damla