(Son Güncelleme: 01.03.2025) Paris’in orta yerinde 25 hektarlık muhteşem park olan Tuileries Bahçesi, elbette ki Paris’in görülesi en güzel yerlerinden biri. Batısında Concorde Meydanı güneyinde Seine Nehri ve Orsay Müzesi, doğusunda Louvre Müzesi bulunan Tuileries Bahçesi’nin kuzey kısmındaki yapıların hemen arkasında Place Vendôme bulunuyor.
Concorde Meydanı’ndan, saray kapısı gibi gösterişli bir kapıdan parka giriş yaptığınızda, şehrin ortasında karşılaştığınız cennet insanda hayranlık duygusu uyandırıyor. Şansınıza, fazla kalabalık değilse, yaşayacağınız huzurun sizi bambaşka bir dünyaya götüreceğinden eminim.

Ana girişin sağında bulunan Orangerie Müzesi – Musée de l’Orangerie ve solunda bulunan Jeu de Paume, vakti olanlar için mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Özellikle Orangerie Müzesi‘nin içindeki Monet’nin ünlü nilüferler tabloları kesinlikle kaçmaz…
Parka girdiğinizde karşınıza çıkacak büyük havuzun çevresindeki yeşil sandalyelere oturup manzarayı seyreden, kitap okuyan, dinlenen, sohbet eden insanları görünce otomatikman aynı şeyi yapmayı isteyeceksiniz.

Normal sandalyeler değil de geriye doğru eğimli olanları seçerseniz çok daha iyi dinlenebilir, anın tadını çok daha iyi çıkarabilirsiniz. Onca kalabalığa rağmen genelde sizi rahatsız edecek bir ses duymayacağınızı tahmin ediyorum.
Şansınıza hava güzelse mavi gökyüzü, bulutlar, yeşillik, suyun şırıltısı ve ağaçların gerisinde görünen Paris’in muhteşem mimarisi kusursuz bir ambiyansı yaşamanız için ideal. Burada dinlenmesi keyifli ama bir o kadar da kitap okumak, tadına doyulmaz bir zevk veriyor inanın. Hatta burada otururken, kitabım Paris’te Bir Hafta‘da geçen bölümü anımsarsanız yüzünüze küçük bir tebessümün yerleşeceğinden de eminim.

Ağaçlarla çevrili yürüyüş parkurunda Louvre Müzesi yönüne doğru yürümeye başladığınızda sağlı sollu kafelerle karşılaşacaksınız. Vaktiniz varsa orada da oturup soluklanmak, bir şeyler atıştırıp kahve içmek inanın keyfinize keyif katacak.
Gerek peyzaj, gerekse parktaki heykellerin güzelliği, her şey kusursuz bir güzellik sunuyor parkı gezenlere. Her bir heykelin altında adı yazıyor, hiç merak etmeyin. Zaten heykellere mi, parkın yeşilliğine mi, yeşilliklerin arasından görünen binalara mı bakacağını şaşırıyor insan.

Burası Louvre Sarayı‘nın bahçesi gibi algılansa da aslında 1564’te Catherine de Medici tarafından yaptırılan Tuileries Sarayı’nın eski bahçesi. 1667’de halkın kullanımına açılan park, Tuileries Sarayı’nın 1871’deki Paris Komünü sırasında yakılıp yıkılması sonucu günümüzde Louvre Müzesi’ne ait bir bahçeymiş görüntüsü veriyor. Parkın, dolayısıyla eski Tuileries Sarayı’nın adı da vaktiyle burada bulunan eski kiremit fabrikasından geliyor. Tuilerie (tüileri ya da tüileği) Fransızcada kiremitçi, kiremit ocağı demek.
Louvre Sarayı’na doğru ilerledikçe ağaçlık bölgenin dışına çıkıyor, ikinci bir havuzla karşılaşıyorsunuz. Orada da yeşil sandalyeler var ama niyeyse orada oturmak ilk havuzun orada oturmak kadar keyif vermiyor. O kısımda oturacaksanız, ikinci havuza gelmeden sağ tarafta, ağaçların arasında bulunan kafenin olduğu yerde dinlenmenizi ve Paris’i dinlemenizi öneririm.

Louvre Müzesi‘ne yaklaştıkça labirent çalılıklar çocukken izlediğimiz filmleri çağrıştırıyor ama burası Paris dışında gördüğüm labirent parklar kadar keyifli değil; sadece görmüş olmak insanın hoşuna gidiyor. Laf aramızda, bir vaktini bulup bir dahaki gelişinizde de Loire Vadisi şatolarındaki labirentleri gezmelisiniz…
Yazın ve Noel zamanlarında kurulan lunapark da çocuklar ve hatta büyükler için keyifli vakit geçirmek için ekstra imkanlar sunuyor. Ayrıca çocukların her zaman yararlanabileceği çocuk bahçeleri, atlıkarınca gibi seçenekler de hayatı güzelleştirmek adına size sunulan olanaklar arasında.

Yürüyüş parkurunun en sonunda karşınıza çıkacak olan bir başka zafer takı “Arc de Triomphe du Carrousel’i geçtikten sonra artık parkı bitirmiş ve Louvre Müzesi sınırlarına girmiş oluyorsunuz. Bu noktadan sonrası başlı başına ayrı bir yazı konusu.
Hemen sağlı sollu inen merdivenleri takip ederseniz de işinizi görebilecek ölçekte bir alışveriş merkezi olan Carrousel du Louvre‘a ulaşırsınız; üstelik de Louvre Sarayı‘nın tam altında… Sol taraftan yürümeye devam ederseniz, pek çok kişinin gözden kaçırdığı ama aslında çok güzel bir yer olan Palais Royal tarafına ulaşırsınız. Pariste.Net’e özel indirimle Tax Free alışveriş yapabileceğiniz Benlux mağazası da o tarafta.

Parkın genel anlamda dört girişi olduğunu söyleyebiliriz: Birincisi Concorde Meydanı’ndan, ikincisi Tuileries metro istasyonu girişi ve üçüncüsü de Louvre Müzesi tarafından. Dördüncü giriş ise Seine Nehri kıyısında, parkı Orsay Müzesi ile birbirine bağlayan Passarelle Solférino tarafında.
Park içinde iki adet paralı tuvalet bulunuyor; birincisi Concorde girişinde bir diğeri de Tuileries metro istasyonu girişinde.

Eğer Rodin Müzesi‘ni gezmeye vaktiniz olmayacaksa, Tuileries Bahçesi’nin içindeki Orangerie Müzesi‘nin girişinde bronz bir Rodin heykeli var; üstelik en tanınmışlarından biri: Le Baiser… Onu da görmeden parktan çıkmayın bence…
Ulaşım için her ne kadar M1 metro hattı üzerindeki Tuileries istasyonu önerilse de ben M1, M2 ve M8 metro hatlarıyla ulaşabileceğiniz Concorde istasyonunda inmenizi öneriyorum.
Dilerseniz bir de, içerisinde Tuileries Bahçesi’ni de tanıttığım şu videoyu izleyin:
Tuileries Bahçesi Paris’te ne çok sevdiğim ve en sık ziyaret ettiğim parklardan biridir ama Paris’teki pek çok park gibi buranın da yürüyüş parkurunda zeminde kullanılan ince çakıl taşlarının, özellikle kuru havalarda ayakkabınızı toz içinde bırakacağını da hesaba katmayı unutmayın lütfen 🙂
İlk fırsatta gelip bu güzel parkı kendi gözlerinizle görmeniz, burada keyifli bir gezinti yapmanız ve geziniz sırasında bu satırları tebessümle anmanız dileğiyle.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Paris Şehir Merkezindeki Diğer Önemli Parklar:
- Lüksemburg Bahçesi – Jardin du Luxembourg
- Jardin des Plantes
- Monceau Parkı – Parc Monceau
- Montsouris Parkı – Parc Montsouris
- Buttes Chaumont Parkı – Parc des Buttes-Chaumont
- Bercy Parkı – Parc de Bercy
- Villette Parkı – Parc de la Villette
- Andre Citroen Parkı – Parc André-Citroën
- Belleville Parkı – Parc de Belleville
- Square Louise-Michel – Montmartre
- La Petite Ceinture
- La Coulée Verte – Promenade Plantée
- Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
- Parc Rives de Seine
- Trocadero Bahçesi – Jardín du Trocadéro
- Champ de Mars
2 Comments
Teşekkürler.
Blog ve YouTube kanalınızı yeni keşfettim. İzlemeye doyamadım. Bu kadar mı başarılı hazırlanır. Linkler, anlatımlar özetlemeler ve videolar çok profesyonel. Kutlarım
Merhabalar, güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim.