(Son Güncelleme: 06.01.2020) Seine Nehri kıyısındaki bu güzel binayı tanıtacak yazıyı hazırlamadan önce biraz araştırma yapmak istedim ama bu binanın, daha doğrusu bu bina içinde yerleşik olan kurum, Institut de France’ın hikayesinin o kadar karışık olduğunu öğrendim ki; nasıl bir özet yazı çıkarabileceğimi ben de bilmiyorum 🙂 Öncelikle konumundan başlayalım. Institut de France (enstitü dö frans ya da enstitü dö fğans) 6. arrondissement’da, Louvre Müzesi’nin tam karşısında, Pont des Arts’ın öteki ucunda yer alıyor. Paris’teki pek çok görkemli binaya oranla, görece daha küçük ama bir o kadar da etkileyici bir mimarisi var. O yüzden bu civarda dolaşırken görmemeniz, görüp de etkilenmemeniz mümkün değil. Hazır önünden geçiyorken, bu binanın ne olduğunu ve nasıl tarihi bir öneme sahip olduğunu da bilmekte yarar var diye düşündüm. Türkçeye “Fransa Enstitüsü” olarak çevirebileceğimiz bu kurum, aslında Fransa’da bulunan beş önemli akademinin birleşerek oluşturduğu bir yapılanma. Bu akademileri şu şekilde sıralayabiliriz: – Academie Français – Fransa…
Merhaba Paris hakkında her gün yeni bir yazı okumak için Pariste.Net’i ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim. Dilerseniz burada yazılardan düzenli haberdar olmanın yanında anlık bilgilere ulaşmak ve güzel resimlerle Paris’i yaşamak için aşağıdaki linklerden Pariste.Net’in sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz: facebook.com/parisrehberi twitter.com/paristenet instagram.com/parisrehberi plus.google.com/+AhmetOre Youtube Pariste Net TV İlginiz ve desteğiniz için teşekkürler.
(Son Güncelleme: 06.01.2020) Paris’te -bence- sıradan bir pastane-fırın olan Paul hakkında da bir şeyler yazmak gerekiyor. Pek çok mahalle fırınına göre adını duyurmayı başarmış olduğu için hakkını yememek gerek tabii ki; epey başarılı bir marka imajı oluşturmuş kendisine ama itiraf etmeliyim ki benim için burası, Paris’teki birbirinden güzel pek çok pastane ürününü ve ekmek çeşidini başarıyla yapan binlerce fırından sadece biri. Sanıyorum Türkiye’de Paul kalbur üstü bir marka imajına sahip. Evet, Paris’te de fazla alelade olduğu söylenemez ama yine de “mahalle fırını” olarak algılandığını söylemeden geçemeyeceğim. Paris’te yaşayan herkes gibi ben de bazen Paul’den alışveriş yaparım. Market dönüşü taze ekmek almam gerektiğinde, mahalledeki diğer fırınlara gitmeye üşenirsem, yolumun üzerindeki şubesinden bir “tradition” aldığım çok olmuştur. Paul Pastanesi Yine de bu resimde görülen Paul’ü ekstra sevdiğimi söylemem gerek. Boulevard Haussmann üzerinde Printemps’ın tam çaprazında yer alan bu şubesi gerçekten görülmeye değer. Özellikle vitrini ve iç dekorasyonu ile bir nevi “İnci”deymişsiniz gibi…
(Son Güncelleme: 06.01.2020) Paris’te müzelerin pek çoğu sergilenen eserler kadar içlerinde bulunan kafe ve restoranlarıyla da meşhur. Bunların arasında en görkemli ve en güzellerinden biri hiç kuşkusuz Musée d’Orsay (Orsay Müzesi) içinde yer alan “Restaurant”… Nedense buraya farklı bir isim verilmemiş,Orsay Müzesi Restoranı – Restaurant du Musée d’Orsay olarak geçiyor ve adı direkt Restaurant olarak anılıyor. Müzenin ikinci katında yer alan bu nefis restoran eskiden “Le Restaurant de l’Hôtel d’Orsay” olarak geçiyormuş, yani Orsay Müzesi’nin tren garı olduğu zamanlarda burası da gar içindeki otelin restoranıymış ve 1900’de açılan garla birlikte hizmet vermeye başlayan otel 1973’e kadar varlığını sürdürmüş. Yani yüz on küsür yıllık bir mekandan söz ediyoruz… Orsay Tren Garı’nın 1986’ya müzeye dönüştürülmesi ile birlikte bu salon da Orsay Müzesi Restoranı – Restaurant du Musée d’Orsay olarak hizmet vermeye başlamış. Orsay Müzesi Restoranı – Restaurant du Musée d’Orsay Kendinizi bir sarayın kabul salonunda gibi hissedeceğiniz Orsay Müzesi Restoranı – Restaurant du Musée d’Orsay, hem…