(Son Güncelleme: 04.03.2024) Bu yazıda Paris’in en güzel, en değişik müzelerinden birini tanıyacağız: Quai Branly Müzesi – Musée du Quai Branly (müze du ke brenli ya da müze du ke bğenli). 7 arrondissement‘da, Eyfel Kulesi ile Pont de l’Alma arasında, Seine Nehri kıyısında bulunan bu müze, gerek dış cephesi ve mimarisiyle, gerekse içinde sergilenen son derece ilginç eserleriyle mutlaka görülmesi gereken bir müze. Müzenin tam adı Musée du Quai Branly – Jacques Chirac olarak geçiyor. Jacques Chirac Fransa’nın eski cumhurbaşkanı ve bu müze onun zamanında yapılmış, öldükten sonra da ismi müzenin adına eklenmiş.
Bugüne kadar Quai Branly’ye birkaç kez gittim, her seferinde de ayrı bir keyif aldım. Tabii çoğu kişi için tek bir kez gitme şansı var ve eğer Amerika (özellikle Orta ve Güney Amerika), Avusturalya, Asya ve Afrika kültürü ilginizi çekiyorsa sergilenen eserlere bakmaya doyamayacağınız için asla yetmeyecektir. Sadece bir bakıp fikrim olsun diye düşünenler içinse müze, tasarımıyla çok değişik ama bir o kadar da kolay bir gezi imkanı sunuyor ziyaretçilerine. Zaten müzenin mimari Jean Nouvel aynı zamanda Fondation Louis Vuitton ve Arap Dünyası Enstitüsü‘nün de mimarı. Gerçekten çok değişik ve özgün bir tarzı var. Paris’in o büyülü ve romantik atmosferinde birdenbire kendinizi bambaşka bir dünyada buluveriyorsunuz.
Seine tarafından baktığınızda binanın sol tarafı komple cam bir duvar arkasında yemyeşil bir bahçe, sağ tarafı ise dışı sarmaşıklarla hatta biraz abartacak olursak ormanla kaplı bir yapı görünümünde. Ortalardaki kapıdan içeri girdiğinizde kırmızı çizgiyi takip ederek önce bilet otomatlarına, oradan da ana girişe ulaşıyorsunuz. Bilet kontrol noktasından sonra kıvrıla kıvrıla yukarı çıkan bir yoldan yukarılara tırmanıyor, yolun sonda kendinizi müzenin ortasında buluyorsunuz.
Bu noktadan sonra ana formatıyla müze dört farklı kıtanın eserlerinin sergilendiği bölümlere ayrılıyor. Şöyle bir tepeden bakacak olursak sağ tarafta Asya ve Okyanusya, sol tarafta ise Amerika ve Afrika kıtalarından çok çok ilginç kültür varlıkları görülebiliyor.
Dolayısıyla bu müzede alışık olduğumuz Avrupa kültürünün ötesinde, dünyanın uzak köşelerindeki kültürleri tanımaya yönelik objeler sergileniyor. Gerçi Afrika kültürü benim için hep ürkütücü ve rahatsız edici olmuştur ama burada gerçekten o kültürün çok başarılı örneklerini bulabiliyorsunuz. Bence müzenin en etkileyici bölümleri Okyanusya ve Amerika, özellikle de Orta ve Güney Amerika’ya ayrılmış bölümler. Gerçi Amerika ve Okyanusya hakkında daha önce New York’ta Metropolitan Museum’u, Toronto’da Royal Ontario Museum’u gezmiş, epey de keyif almıştım ama Quai Branly de hiç aşağı kalır değil. İnsan eserlere bakmaya doyamıyor. Özellikle Günay Amerika’ya ait renk renk tüylü tören kıyafetleri beni benden alıyor resmen.
Bir de asma katlarda geçici sergi alanları bulunuyor. Bu katlarda dönemsel sergiler düzenleniyor. İlginizi çeken bir konu olursa bu sergileri de ayrı bir biletle gezmeniz mümkün. Güncel sergilere ve müze hakkında detaylı bilgiye yazının sonundaki resmi web sayfası linkinden ulaşabilirsiniz.
Quai Branly Pazartesi günleri hariç her gün açık. Tabii bir de 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık’ta kapalı olduğunu hatırlatmakta yarar var. Güzel haber ise her ayın ilk pazar günü Quai Branly’yi ücretsiz gezebilirsiniz.
Müzede sergilenen eserlerden beni etkileyenleri tek tek yazmaya kalksam sayfalar sürer ama örneğin “Karagöz-Hacivat”ın orijinini öğrenmek özel ve anlamlıydı benim için. Asya kültürüne yönelik, tabii daha çok İslam-Hint ve Çin dünyasından pek çok eseri daha önce görmüş olmama rağmen gölge tiyatrosunun Hint kökenli olduğunu öğrenmek bana çok ilginç gelmişti.
Müzenin enteresan rampalı koridorlarında döne dolaşa gezinizi tamamladıktan sonra tekrar başladığınız yere dönüyor ve yine o dolambaçlı koridordan girdiğiniz yerdeki çıkışa varıyorsunuz. Bundan sonra müzenin shop’una uğrayabilir, bahçedeki kafede oturup bir şeyler yiyip içebilir daha sonra 18 dönümlük çok özel müze bahçesinde dolaşabilirsiniz.
Quai Branly’den çıkıp da dünyaya, yani Paris’e geri dönüp kısa bir kültür şoku yaşadıktan sonra dilerseniz Eyfel Kulesi‘ne gidebilir, dilerseniz Seine Nehri boyunca gezintinize devam edip canınızın çektiği yöne doğru günün tadını çıkarabilirsiniz. Trocadéro ve Alma-Marceu çok yakın. Oralara da uğrayabilirseniz güzel bir gün geçirebilirsiniz.
Quai Branly’ye toplu taşıma ile gelmenin en kolay yolu RER-C‘nin “Pont de l’Alma” istasyonunda inmek olacaktır sanırım.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Web Adresi: quaibranly.fr/en/
Adres: 37 Quai Branly, 75007 Paris
