(Son Güncelleme: 03.03.2024) Eskiden Paris’te Pazar günleri neredeyse her yer kapalı olduğu için bugünü Paris’te en verimli şekilde geçirmek için önerilerde bulunmak amacıyla bu yazıyı yayınlamıştım ama yıllar içinde Paris Pazar günleri de canlılığını kaybetmemeye başladı. O nedenle eskiden upuzun ve oldukça ayrıntılı olan bu yazıyı yeniden gözden geçirerek Pazar Günleri ve Resmi Tatillerde Paris’te ne yapılır sorusunun yanıtını özet bilgi halinde toparladım.

Avrupa gezilerime başlamadan önce “Avrupa’da Pazar günleri her yer kapalı olur, insanlar Cumartesi gününden alışverişlerini yaparlar, çünkü ertesi gün hiçbir dükkan açık olmaz, her yer ölü olur” efsanesini çok dinlemiştim. Evet, bir zamanlar bu efsanenin haklılık payı varmış. Çünkü o zamanlar sosyal devlet yapısı daha güçlü olduğu için çalışan kesimin tatil hakkını savunmak adına hafta sonları, hiç olmazsa Pazar günleri tüm iş yerleri kapalı oluyor, işçi sınıfının tatil yapma hakkı korunma altında tutuluyormuş.

Gelişen rekabetçi piyasa, daha doğrusu kapitalizmin doymak bilmez kâr hırsı nedeniyle Avrupa ülkeleri de bu rekabete daha fazla dayanamadı ve başta büyük metropoller olmak üzere pek çok şehirde Pazar günleri hayatın akışı diğer günlerdeki kadar olmasa da temposunu arttırmaya başladı.

Öncelikle şu konunun altını çizmek isterim ki ben insanların hafta sonları çalışmak zorunda bırakılmasına karşıyım. Ömrümün büyük bölümünde hafta sonları (en azından Cumartesi günleri) çalışmak zorunda kalmış biri olarak hafta sonu dinlenmenin bir insanlık hakkı olduğunu düşünüyorum. O yüzden, özellikle Avrupa’da gezdiğim ülkelerde gezim Pazar gününe denk geldiği takdirde kapalı dükkanları, alışveriş merkezlerini gördüğümde -üzüldüğümü itiraf etmekle birlikte- her zaman bu uygulamanın doğruluğunu savundum. Gittiğim Fransızca kurslarında dünyanın yetmiş iki milletinden herkes bu uygulamayı küçümsüyordu, kendi ülkelerinde yedi gün yirmi dört saat alışveriş merkezlerinin açık olduğundan gururla söz edenler vardı ama ben bu sistemin insanı köleleştirmekten başka bir işe yaramadığını savundum hep.

Neyse, bizim konumuz bu değil; ben sadece “Pazar günü dükkanlar niye kapalı oluyor ki?” diye soran olursa diye düşüncemi paylaşmak istedim sadece. Ama merak etmeyin, Paris de kapitalizmin bu çılgın rekabetine fazla dayanamadı…

Pazar günleri eskiden Galleries Lafayette, Printemps, Le Bon Marché, BHV, Samaritaine, Forum des Halles, Carrousel du Louvre gibi büyük alışveriş merkezlerinin çoğu kapalı oluyordu ama artık açıklar. Paris’in pek çok yerindeki butik ve mağazaların çoğunluğu da aynı şekilde pazar günleri açılmaz normalde ama son dönemlerde yavaş yavaş onlar da açmaya başladılar.

Pazar günü daha canlı bir Paris görmek, alışveriş yapıp dükkanlara girip çıkmak için önerebileceğim yerler başta Champs-ElyséesMarais Bölgesi ve Châtelet olacaktır. Bu bölgeler Pazar günleri de hafta içi olduğu kadar canlı ve hareketlidir, dükkanların çok büyük kısmı akşam 18:00’e, bazıları 20:00’ye kadar açıktır. Hatta Paris’te Otomobilsiz Gün etkinliği kapsamında her ayın ilk ya da ikinci Pazar günü Champs-Elysées araç trafiğine kapanır. Bu etkinlik kapsamında dünyanın en ünlü bulvarında arabaların olmadığı bir ortamda yürüyüp dolaşmak ilginç olabilir.

Aynı şekilde Montmartre Tepesi de Pazar günleri canlılığından bir şey kaybetmeyen bir bölgedir; orada da keyifle vakit geçirmek mümkün. Hatta son yıllarda fazla kalabalık olmaya başladı; eğer benim gibi kalabalık sevmeyen biriyseniz Pazar günü erken vakitlerde orada olmaya çalışın. Notre Dame Katedrali‘nin bulunduğu Cité Adası, hemen arkasındaki Saint Louis Adası ve Notre Dame’ın karşısındaki Saint Michel bölgesi de Pazar günleri oldukça hareketlidir. Hemen yakınlardaki Saint Germain Bulvarı da Pazar günleri hoşça vakit geçirilebilecek yerlerden ama yine de bu bölgede mağazaların çoğunun kapalı olduğunu not etmek gerekiyor.

Bir de benim Paris’te en çok sevdiğim yerlerden biri olan Rue Mouffetard da Pazar günü vakit geçirebileceğiniz yerlerden biri olabilir. Gerçi çok uzun bir sokak değildir ama o kadar kendine has bir havası vardır ki, yukarıda saydığım yerleri daha önce gördüyseniz bir Pazar gününüzü de burada rahatça geçirebilirsiniz. Aynı şekilde Saint Martin Kanalı boyunca yapacağınız bir yürüyüş de size çok farklı bir Paris deneyimi yaşatacaktır.

Alışveriş odaklı değilseniz zaten Paris’te yapacak tonla şey var: Öncelikle birbirinden güzel parklar ve bahçeler sizleri bekliyor. Şehrin merkezindeki Tuileries Bahçesi ve Lüksemburg Bahçesi‘ne gitmediyseniz mutlaka gidin derim ya da otelinizin konumuna göre Parc Monceau, Parc des Buttes-Chaumont, Parc Montsouris, Jardin des Plantes, Parc de la Villette gibi parklarda da dolaşmak ve hava almak için çok keyifli yerler.

Pazar günü Paris’in orta yerinde (tabii hava yağışlı değilse) yapılacak en güzel şeylerden biri de Seine Nehri boyunca yürümektir. Özellikle Bastille ile Eyfel Kulesi arasındaki bölgede, güneşin konumuna göre sağ ya da sol kıyıdan yürümenin tadına doyulmaz. Hele ki Nisan 2017’de trafiğe kapatılıp yaya yolu, park ve rekreasyon alanı olarak yeniden düzenlenen Parc Rives de Seine‘de yürüyüş yapmanızı mutlaka öneririm. Yürümeye mecaliniz yoksa ya da Paris’i başka bir yönüyle tanımak istiyorsanız o zaman da Seine Nehri gezi teknelerinden Bateaux ParisiensBateaux Mouches ya da Batobus gibi seçeneklerden birini seçip tekne gezinizi Pazar gününe denk getirebilirsiniz.

Paris’in batısında yer alan muhteşem ormanlık alan Bois de Boulogne ile bu ormanın içindeki keyifli park ve eğlence alanı Jardin d’Acclimitation ile doğu tarafta yer alan ormanlık alan Bois de Vincennes ve Parc Floral de Paris de şehrin hemen yanı başındaki cennettlerdir; buralarda şahane bir Pazar günü geçirebilirsiniz.

Paris’in içini bitirdiyseniz Pazar günleri Paris dışına çıkarsanız çok güzel yerler görebilirsiniz. La Défense tarafına gelirseniz, belki hafta içi iş hayatı kalabalığını görmezsiniz ama Westfield – Les Quatre Temps ve Westfield – CNIT alışveriş merkezleri gayet hareketlidir; bir de hemen yanı başındaki mahallem Courbevoie‘da dolaşarak Paris civarında hayatın nasıl akıp gittiğini görebilirsiniz.

Biraz daha uzaklaşmayı göze alabilirseniz (ki Paris’i tanımak için harika fırsatlardır) bir RER ya da banliyö treniyle kolayca ulaşabileceğiniz, Parc de Sceaux, Grand Lac des Ibis, Le Vésinet – Le PecqParc Saint Germain en Laye, Maisons-Laffitte, Enghien les Bains gibi birbirinden güzel yerler sizleri bekliyor. Sonra illa alışveriş alışveriş diyorsanız Paris’in ünlü outlet alışveriş merkezi La Vallée Village‘a da gitmek için güzel bir gün olabilir…

Resmi tatile denk gelmiyorsa Pazar günü Paris’te tüm müzeler açıktır. O yüzden Paris gezi programı yaparken Pazar günlerinizi müze gezilerine ayırmak da bir seçenek olabilir. Paris’e ilk kez geliyorsanız Louvre ya da Orsay müzeleri gezinizi Pazar günü gerçekleştirebilirsiniz. Daha önce bu müzeleri gördüyseniz Paris’te gezilecek tonla müze hakkında yazdığım yazıların hepsini bu linkte bulabilirsiniz. Ayrıca her ayın ilk Pazar günü pek çok müzenin ücretsiz gezilebildiğini de unutmayın.

Gezi programınızda Disneyland‘ı eklemek de hoş olabilir ama sezonuna göre Pazar günleri (daha doğrusu hafta sonları) Disneyland hafta içinden pahallı olabiliyor, kimi dönemlerde de hangi gün giderseniz gidin fark etmiyor. Bu konudaki detayları Disneyland Biletleri Nasıl Alınır? yazısında bulabilirsiniz.

Resmi tatil günlerinde genel olarak durum Pazar günleri gibidir ama alışveriş bakımından daha bir ölü olur. Özellikle 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık tarihleri alışveriş ve müze odaklı gezilerinizde Paris’in en ölü zamanlarıdır, çünkü neredeyse her yer bu tarihlerde kapalıdır. Kimileri diğer resmi tatil günlerinde de kapalı ama hangisinin hangi günler kapalı olduğunu tek tek buraya yazıp bir liste yapmam çok güç. İlginizi çeken müzelerin yazılarını tek tek okumanız gerekiyor.

Özetle bu tarihlere denk gelirse gelişiniz, o zaman dış mekan gezilerine öncelik tanımanız daha mantıklı olacaktır. Bir de haftanın her günü yapabileceğiniz etkinliklerden biri herhalde Eyfel Kulesi‘ne ya da Montparnasse Gökdeleni‘ne çıkmaktır, bir diğeri de hop on – hop off otobüsleriyle şehri tavaf etmektir. Bu otobüslerden bildiklerim Open Tours, Big Bus ve City Sightseeing… Aslına bakarsanız ben bir de Vélib‘ten bisiklet kiralayıp şehri bir de böyle dolaşmanızı öneriyorum. Pazar günü –  resmi tatil fark etmeksizin şehrin tadını başka türlü çıkaracağınızdan eminim.

Pazar günü ve resmi tatillerde yapacak tonla şey var Paris’te. Daha ben size ne söyleyeyim? Gidin Paris’in Enlerini keşfedin, Paris’in Dev Bit Pazarı gezin, Eski Kitap Pazarı – Le Marché du Livre Ancien‘de dolaşın, sokaklara kurulan brocante – bit pazarlarını yakalamaya çalışın, sokak pazarlarında günlük hayata tanıklık edin, kafanıza göre sokak sokak dolaşıp kaybolun. Türkiye’nin büyük şehirlerindeki gibi AVM’lere tıkılıp sahte ışık ve klima ortamında ömür çürütmenize gerek yok.

Hazır Paris’tesiniz, bu fırsatlardan yararlanın derim.

Hayatın tadını çıkarın, Paris’i doyasıya yaşayın…

Keyifli geziler, keyifli keşifler

Author

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.