(Son Güncelleme: 05.03.2024) Hadi bu yazıda biraz park-bahçe gezelim, temiz havaya, yeşile ve huzura doyalım. İşte size Paris’e çok yakın bir yerde, RER ile kolayca ulaşabileceğiniz mesafede çok güzel bir yeşil alan, daha doğrusu devasa bir park daha: Sceaux Parkı – Parc de Sceaux (park dö so ya da pağk dö so).
İnsan kendine, Fransızların “So” diyebilmek için neden “Sceaux” yazdıklarını sormadan edemiyor tabii ama Fransızca apayrı bir konu 🙂 Burası Paris’in güneyinde, périphérique dışında, merkeze 12-15 km uzaklıkta, RER‘le 15-20 dakikalık bir konumda bulunan Sceaux kasabasında oldukça büyük bir park.
Buraya toplu taşımayla gelmenin iki kolay yolu var: Her iki seçenek için de RER-B‘yi kullanıyoruz. Gare du Nord, Châtelet Les Halles, Saint Michel – Notre Dame, Luxembourg, Denfert-Rochereau gibi merkezi RER-B istasyonlarından geçerek güneye giden bu hat, bir noktadan sonra çatal yapıp ikiye ayrıldığı için ve Sceaux Parkı’na tam da bu çataldan sonraki iki ayrı istasyondan ulaşılabildiğinden, dilerseniz Robinson yönüne giden bir trene binebilirsiniz; o zaman “Sceaux” istasyonunda inmeniz gerekiyor. Dilerseniz de Orly Havalimanı yönüne giden tren işinizi görecektir. O zaman da “Parc de Sceaux” istasyonunda iniyorsunuz ki ben her zaman bu ikinci seçeneği tercih ediyorum.
O halde Paris’te RER-B‘nin herhangi bir istasyonundan Orly yönüne giden trenlerden binine binin ve “Parc de Sceaux” istasyonunda inin. Ah tabii RER‘e binerken, inmek istediğiniz istasyonda durup durmadığını da trene binmeden önce ışıklı panolarda kontrol edin lütfen.
İstasyonun ana çıkışından çıktığınız anda şahane, sayfiye yeri gibi bir yerde bulacaksınız kendinizi. Sessiz, sakin, huzurlu sokaklar, birbirinden güzel bahçeli evler. Yeşillik, yeşillik, yeşillik. Mevsimine göre çiçekler açmış olacak, mevsimine göre sararmış yapraklar. Kışın yapraklar dökülmüşken o kadar güzel olmayacaktır elbette ama eğer güneşli bir günse, parkın içi her mevsim huzur verici, ona eminim.
İstasyondan çıktığınızda sola doğru hafif rampayı tırmanıp dümdüz devam etmek en ideal rota olacaktır. Dilerseniz ara sokaklara kaybolup o güzelliklerin arasında dolanın ama doğrudan parka ulaşmak istiyorsanız hiç sapmadan yürümeye devam edip yolun sağlı sollu ikiye ayrıldığı noktada soldaki yolu tercih ederek yürümeye devam etmenizi öneririm.
Döndükten sonra sokak kıvrılarak devam edecektir, başka hiçbir yere sapmadan bu sokağı takip ederseniz parkın -benim tercih ettiğim- girişine ulaşacaksınız. O kapıdan girip de yemyeşil ağaçların arasından yazının kapak fotoğrafında görünen dev fıskiyeyi gördüğünüzde cennete geldiğinizi düşüneceğinizden eminim.
Sceaux Parkı – Parc de Sceaux’nun bundan sonrası zevkinize kalmış. Dilediğiniz tarafa yürüyüp yeşillikler içinde kaybolabilirsiniz ama benim rotamı takip etmek isterseniz o yokuştan fıskiyeli havuza doğru inmenizi öneririm. Havuza ulaştığınızda sol taraftan dolaşmayı tercih ederseniz büyük tur, sağ taraftan dolaşmayı tercih ederseniz de küçük tur yapmış olursunuz. Zira bu havuzun çevresini yürüyerek dolaşmak için büyük tur yapmak bir saatten fazla sürebilir. Kaldı ki burası 181 hektarlık, yani neredeyse 2 kilometrekarelik, yani Monaco kadar devasa bir park, her tarafını bir günde gezip dolaşmanız zaten mümkün değil 🙂
Zevkinize, vaktinize ve gücünüze bağlı olarak soldan ya da sağdan havuzun çevresini dolaşın. Tam karşı noktada, aslında çok uzakta av köşkü gibi bir bina var. Ben oraya bir kez gittim, ikinci kez gitme gereği duymadım çünkü yakın gibi görünse de yol, yürü yürü bitmiyor 🙂
Sonuçta hedefimiz havuzun sağ tarafına ulaşmak olacaktır. Havuz derken ilk gördüğünüz fıskiyeli havuzdan bahsetmiyorum, o havuz bir kanalla arkadaki dev havuza ulaşıyor, asıl onun çevresini dolaşmak sorun; tabii güzel sorunlar bunlar 🙂
Buralarda göletin arka tarafında kalan ağaçların sol taraftakileri bembeyaz çiçekler açıyor Nisan ayında, sağ taraftakiler ise pespembe sakura ağaçları. Özellikle Nisan başından ortasına kadar çiçeklerin açtığı döneme denk gelirseniz hem bu güzellikleri göreceğiniz için şanslısınız, hem de sizin gibi düşünen pek çok insanın parka aşırı ilgi göstermesi sonucu benim her zaman tercih ettiğim huzur ortamının biraz sekteye uğradığını göreceğiniz için şanssızsınız 🙂 Merak etmeyin, parkın bir yerlerine kaçarak kendinize özgür bir dinlenme, çayıra çimene yayılma alanı illa ki bulacaksınız. Zira bu park piknik yapmak için de son derece ideal.
Bahsettiğim ikinci havuzun sağ tarafına ulaştığınızda, sağ karşı köşeden yine sağa yukarı doğru çıkan bir yol var, o yoldan yukarı tırmanmanız gerekiyor ki bu kısa tırmanışın sonunda akıllara zarar genişçe bir çayıra ulaşıyorsunuz 🙂 Başınızı çevirdiğiniz her nokta bambaşka bir park gibi, öylesine nefis bir yer burası. İşte bu çayırlıktan sağa doğru yürürseniz karşınızda görünen ve Paris koşullarında oldukça küçük diyebileceğimiz Sceaux Şatosu‘na ulaşırsınız.
Dilerseniz şatoyu da gezebilirsiniz ama burayı gezmek bana henüz nasip olmadı. Ne zaman Sceaux Parkı – Parc de Sceaux’ya gitsem o kadar çok yürümüş oluyorum ki şatoyu gezmeye halim kalmıyor 🙂 Onun yerine hemen sağ taraftaki kafeteryada oturup bir şeyler yiyip içip manzaranın ve atmosferin tadını çıkarmayı tercih ediyorum.
Kafeteryanın arka tarafında bir de orangerie var ama orası halka açık değil. Bazı geceler konserler oluyor ama bir türlü denk düşüremedim. Orangerie’nin hemen sağ tarafında da tuvaletler mevcut; merdivenlerden aşağı inip ulaşabilirsiniz.
Sceaux Parkı’nı bir günde gezip bitirmek mümkün olmadığından bu noktadan itibaren ben sol tarafa doğru devam ederek dışarı çıkıyorum ve Sceaux kasabasını gezmeyi tercih ediyorum. Burası küçük ama çok sevimli bir kasaba; aslına bakarsanız Courbevoie, Maisons-Laffitte, Enghien Les Bains, Amiens, hatta Paris gibi bir il, benim içinse Paris’in bir ilçesi 😉
Merkezi ufak, sevimli bir çarşı var ve sanki İsviçre’de bir dağ kasabasındaymışsınız gibi hissediyorsunuz (Tamam biraz abarttım :)). Pazarları biraz ölü olsa da yine de güzel ama size haftanın diğer günleri gelmenizi tavsiye ederim. Herkes benim kadar sessizlik sevmiyor olabilir 🙂
Artık gezmeye mecaliniz kalmadığını düşündüğümden dönüş yolunu tarif etsem iyi olur 🙂 Sceaux’nun merkezinden hemen kuzeye doğru yürüdüğünüzde RER-B‘nin “Sceaux” istasyonuna ulaşabiliyorsunuz. Zaten yönlendirme tabelaları ile garı bulmanız zor olmayacaktır.
Sanki Erenköy, Suadiye, Bostancı’nın eski hali gibi bir yer burası. Bahçeli evler, köşkler ortasında çok şirin bir tren istasyonu… Buradan Paris yönüne giden herhangi bir trene bindiğinizde çok kısa bir yolculukla merkeze dönmeniz mümkün.
Bilmem Sceaux Parkı, Paris’e ilk kez gelen biri için mutlaka görülmesi gereken bir yer midir ama Paris’te bir hafta geçirecek birinin görülecek yerler listesine almasında fayda var sanki ya da Paris’e birden fazla kez geldiyseniz o zaman Sceaux Parkı’nı da görmenizi önerebilirim.
Hele ki Versailles Sarayı‘nın bahçesini göremediyseniz ama bu tarz yerler ilginizi çekiyorsa o zaman Parc de Sceaux’yu görmenizi öneririm. Sonuçta ben burayı -kişisel olarak- Versailles‘ın bahçesinden daha çok seviyorum. Çoğunlukla yerel halkın tercih ettiği bir yer burası. Koşanlar, bisiklete binenler, çimenlere uzanıp kitap okuyanlar, öpüşüp koklaşanlar, kısacası hayatın tadını çıkaranların mekanı; fazla turistik bir yer değil. Değil diyorum ama ben bu yazıyı ilk yayınladıktan sonraki yıllar içinde popülerliği arttı.
Bu arada, Sceaux Parkı – Parc de Sceaux 3. zone‘da yer aldığı için normal metro biletiniz burada geçerli değil, RER girişinde ayrı bir bilet almanız gerekiyor. Günlük/Haftalık/Aylık Navigo kartınız varsa ulaşım zaten hiç sorun değil.
Ben buraya genelde RER ile gitmeyi tercih etsem de bazen İstanbul’dan gelen arkadaşlarımı Türkiye’ye dönecekleri zaman araba ile Orly Havalimanı‘na bırakmam gerektiğinde havaalanına gitmeden önce yol üstünde burayı gösterip, parkta 1-2 saat dolaştırıyorum, ki son bir cila olsun, Paris tatili unutulmaz bir gezi ile noktalansın diye. Ondan sonra havaalanına ulaşmak zaten 10-15 dakika…
Dilerim bu yazdıklarımı okuduktan sonra en kısa sürede sizin de yolunuz buraya düşer, bu yeşilliğin ve sonsuz huzurun tadını çıkarırken beni hatırlar, gökyüzüne doğru bir selam gönderirsiniz 🙂
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Adres: Parc de Sceaux, 92330 Sceaux
Paris Çevresindeki Diğer Parklar:
5 Temmuz 2018’de, tam da yazıda belirttiğim gibi Paris gezisi dönüşü sevgili psikolog arkadaşım Esra Tanrıverdi‘yi Orly Havalimanı’na bırakmaya giderken yolda mola verip Sceaux Parkı’nda bir Instalive canlı yayını yapmıştık ve çok eğlenmiştik. Sonra yukarıda izleyeceğiniz bu videoyu anı kalsın diye Pariste.Net Tv Youtube kanalına yükledim. Çok anlık bir çekim olduğundan pek kaliteli bir yayın olmadı ama hem park hakkında fikir vermesi açısından hem de eğlenmek için izlenebilir 🙂
