Paris Yakınlarında Huzur Dolu Bir Banliyö: Enghien Les Bains

(Son Güncelleme: 07.05.2023) Özellikle hafta sonları “Paris’in kalabalığından ve karmaşasından” uzaklaşmak için biraz şehir dışına çıkmak iyi gelir. Böyle dediğime bakmayın, bu blogu takip edenler Paris’te gezilecek yerler arasında pek çok nefes alma ve kafa dinleme durakları olduğunu biliyor ama hep Paris’in içinde kalmaya da gerek yok; ara sıra havamızı değiştirmek için biraz şehir dışına da çıkmalıyız değil mi? İşte o yüzden bu yazıda sizlere Paris yakınlarında çok sevdiğim bir banliyöden Enghien Les Bains’dan söz etmek istiyorum.

Enghien Les Bains’ın okunuşunu da yazılışını da öğrenene kadar canım çıktı 🙂 Bu yazıyı hazırlayana kadar ben buraya “Ayn le ban” diyordum, ama buraya ilk gidişimde tren anonsunda “Angiyan le Ban” olduğunu öğrendim. Gördüğünüz gibi gezmek her zaman yeni şeyler öğretiyor insana 🙂

Daha önce, Paris’in hemen yanıbaşında başka bir banliyö olan Courbevoie yazısında da belirtmeye çalıştığım gibi Paris çevresindeki banliyöler resmi olarak Paris’e bağlı değiller, en azından 2016 başında hayata geçen Grand Paris projesine kadar böyleydi. Burası -şimdilik- ayrı bir departmana bağlı bir komün olarak geçiyor ve nüfusu sadece 10 bin dolayında. Dolayısıyla huzur dolu, sakin yani tam kafa dinlemelik bir yer.

Enghien Les Bains’a Gare du Nord‘dan “H” hattını kullanarak gidebilirsiniz. Biletinizi alırken 4. zone’a göre ücret ödemeniz gerekiyor. Navigo‘nuz varsa ayrıca bilet almanıza gerek yok, burada da geçiyor. Paris’in 13 kilometre kadar kuzeyinde bulunan bu güzel banliyöye -normal şartlar altında- 15-20 dakika içinde ulaşmanız mümkün olacak. Yolculuk da bence bir o kadar zevkli.

Enghien Les Bains istasyonuna geldiğinizde sol taraftaki çıkıştan çıkarsanız merkeze doğru giden tarafı seçmiş olursunuz. İstasyondan çıkınca da dümdüz karşıdaki caddeden gitmek yerine sola dönüp, yokuş yukarı çıkıp ilk sokaktan sağa dönmenizi öneririm. Burası semtin “ana caddesi” diyebiliriz. Tabii ki son derece sakin, bir tatil köyü havasında bir mahallede olduğunuzu hemen anlayacaksınız. Öyle ki bazen tatil için niye uzaklara gittiğimi düşünürüm, yakınımda böylesi gezip görecek bunca yer varken.

Fransa’nın yerel markaları ve bazı uluslararası markaların mütevazı mağazaları yarında semte özgü butik pastaneler ve küçük kafeleri geçe geçe ilerlediğinizde yol sizi yemyeşil bir alana ulaştıracak. İşte tam bu noktada sağ tarafa baktığınızda Enghien Les Bains’ın ünlü casino’su yani kumarhanesini Casino Barrière‘i göreceksiniz. Mimarisi dışında benim ilgimi çekmeyen bu mekanda dilerseniz kumar oynamanız da mümkün. Yaklaşık yüz küsür yıllık kumarhane, tarihinde pek çok kez kapatılıp yeniden açılmış. Sadece yasal tartışmalarla kapanıp açılması değil, savaşlar nedeniyle işgal edilmesi ya da hastane olarak kullanılması da casino’nun kesintisiz işlemesine olanak vermemiş.

Günümüzde aktif olarak kullanılan casino’da halen “Miss Paris” ve “Miss Île de France” elemeleri de yapılıyor. Aynı zamanda bu bölgenin “Les Bains” olarak geçmesine neden olan şifalı sularından yararlanmak için gölün çevresindeki “kaplıca otelleri“ne gitmek de mümkün.

Benim içinse işin en zevkli kısmı göl kıyısında yürüyüş yapmak ve hemen gölün başında bulunan kafede oturup huzur veren manzarayı seyrederek kahvemi içmek. Restoran kısmı biraz pahallı gibi görünse de kafe kısmı böyle bir yer için “makul” kabul edilebilir.

Biraz daha ilerlerseniz yine göl kıyısında pedallı su bisikletleri kiralama yerini göreceksiniz. Gerçi buraya hiç kışın gitmedim, o tarihlerde büyük olasılıkla yoktur ama güzel havalarda, en azından yağmursuz günlerde gölde pedal çevirmek oldukça zevkli.

Buradan biraz daha ilerlediğinizde göl kıyısından yürüyebileceğiniz bölge bitiyor ve sağdaki ilk sokaktan devam ederek, birbirinden güzel evler arasında gölün çevresini dolaşarak ilerliyorsunuz.

Dilerseniz bu tarafa doğru tam tur atıp 43 hektarlık gölü dolaşabilir, dilerseniz sola dönüp rastgele sokaklara dalarak güzel evlere baka baka kendinizi kaybedebilirsiniz. Benim size önerim gölün çevresini dolaşmanız olacaktır, çünkü aralarda göl kenarı minik parklar çıkıyor ve manzara her seferinde daha bir güzel oluyor.

Küçük kanallar çevresinde sıra sıra dizilmiş birbirinden güzel evler, her biri birbirinden farklı olmasına rağmen müthiş bir uyum içerisinde bu cennet ortamı tamamlıyorlar. İnsanlar yaşadıkları yeri nasıl güzelleştirirler bunu Enghien les Bains’da bir kere daha anlıyorsunuz. Anahtar kelimemiz yine “huzur”…

Eğer sağa ya da sola dönmez de düz devam ederseniz başka bir departmana geçiyorsunuz, doku da ufak ufak değişmeye Paris’in Öteki Yüzü görünmeye başlıyor. Çok fazla yürümeden bu caddenin solunda “Istanbul Grill”e rastlamak da enteresan oluyor. Laf aramızda döneri de hiç fena değil 🙂

Enghien les Bains, Paris’e ilk kez gelecek olanlar için değil belki ama birkaç kez gelmiş olanlar için enteresan bir gezi parkuru olabilir. Güzel havalarda çiçekli sokaklarında dolaşmak bir keyifken, kimileri kaplıca otellerinden yararlanabilir, kimileri de casino’sunda şansını deneyebilir. Bense sadece gezip dolaşmak için buralardayım; sonrası yine rastgele trenlere binip rastgele istasyonlarda inmek zaten.

Keyifli geziler, keyifli keşifler…

Web Adresi: ot-enghienlesbains.fr

Adres: Enghien les Bains

Paris Çevresindeki Diğer Banliöylerden Örnekler:

• Maisons-Laffitte
• Courbevoie
• Le Vésinet – Le Pecq
• Provins