(Son Güncelleme: 11.11.2023) Bu yazıyla birlikte hızımızı alamayıp Paris’ten biraz daha uzaklaşarak Loire Vadisi Şatoları turumuzun en batısındaki kalesine gidiyoruz. Loire Vadisi’nde görülmeye değer 80 şato arasında bu seride, size tanıtmak istediğim 10 şatodan sonuncusunu, Château de Saumur – Saumur Şatosu‘nu hep birlikte tanıyoruz.

Paris’e yaklaşık 300 kilometre mesafede bulunan Saumur‘e arabayla yaklaşık 3,5 saatte ulaşıyorsunuz. Tabii sırf Saumur Şatosu’nu görmek için Paris’ten yollara düşmeyeceğinizi varsayıyorum. Paris’ten yola çıkıp şahane bir Loire Vadisi Şatoları Turu yapıyor olmalısınız ki yolunuz Saumur‘e de düşsün.
Saumur’e arabayla giderseniz tabii daha özgür olursunuz. Paris içinde araba kullanmak streslidir ama Paris çevresinde arabayla dolaşmak, özelikle de böyle şatolara gitmek oldukça keyiflidi. Araba kiralayacak olanlara en önemli tavsiyem, mutlaka GPS’li araç seçmeleri ya da gelirken kendi navigasyon cihazlarını getirmeleri. Yurt dışı internet paketi olanlarsa cep telefonlarındaki harita uygulamalarıyla yollarını kolayca bulabilirler. Fransa’da yollar inanamayacağınız kadar karışık olduğundan navigasyon cihazları ve harita uygulamaları hayat kurtarıcıdır. Arabası olmayanlar ya da araba kiralamak istemeyenler için de tren seçeneği her zaman var elbette. Paris’te, Montparnasse Garı‘ndan kalkan trenle yaklaşık 2 saatte Saumur‘de olabiliyorsunuz. Bunun için Fransa’nın TCDD’si olan SNCF‘in resmi web sayfasından online tren bileti almanız yeterli.

Dediğim gibi, Loire Vadisi Şatoları‘nı arabayla gezmek çok daha keyifli. Biz de bu bölgeyi üçüncü gezişimizde, Ağustos 2017‘de yine arabayla yola çıkmış, dokuz şato gezdikten sonra onuncu ve son şato olarak Saumur Şatosu‘nu gözümüze kestirmiştik. Çünkü bir haftalık turumuzdan sonra bir hafta da Deauville & Trouville‘de geçirmek istiyorduk. Paris’e dönmeden Saumur (somür ya da somüğ) sonrasında Le Mans üzerinden Deauville & Trouville‘e ulaşmak üzere bir rota belirlemiştik. İyi ki de öyle yapmışız.

Saumur, Loire Nehri üzerinde, Tours ile Angers arasında, yaklaşık 30.000 nüfuslu bir şehir hatta bana göre kasaba… Küçük ama son derece sevimli bir yer. Fransa’daki pek çok kasaba ve şehir gibi şahane bir tarihi merkezi, yaya yolları, birbirinden güzel kafe ve restoranları var. Opera binası zaten olmazsa olmazı…

Saumur‘ün benim için önemiyse, Paris’te Fransızca dersi aldığım zamanlarda hocamızla, Honoré de Balzac‘ın romanı Eugénie Grandet’yi okurken, hikayenin geçtiği Saumur‘ü merak edip durmamdır 🙂 Daha sonra harita üzerinde, Loire Vadisi’nde gezilecek yerleri seçerken, yani unutulmayacak anıları inşa etmeden önceki seçimlerimizi etkileyen böyle detaylar olması ne kadar ilginç…

Saumur Şatosu tarihi kent merkezinin hemen sırtını dayadığı tepeliğin üzerinde bulunuyor. Arabalıysanız arabanızı merkezdeki otoparka bırakarak yukarıya yürüyerek çıkmanızı öneririm. Daracık orta çağ sokaklarından kıvrıla kıvrıla yukarı çıkmak çok keyifli. Şatonun ana kapısına gelip içeri girdiğinizde güzergah sizi bilet bölümüne doğru yönlendiriyor zaten.

Saumur Şatosu’nu karşıdan ilk gördüğümde bana Londra’daki London Tower‘ı çağrıştırmıştı. Gerçi Saumur Şatosu burçları daha yuvarlak bir formda ve eskiden bu dört burcun dördü de çepeçevre birbirine bağlıymış ama batı duvarları zaman içinde yıkılmış. Yıkıldıktan sonra bir daha restore edilmeyip günümüze ulaşmayan o bölümde eskiden mutfak, tören salonu ve misafirler için süitler bulunuyormuş.

Şatonun günümüze ulaşan kısmı da gayet tatminkar ama itiraf etmeliyim ki buraya gelmeden önce Chambord Şatosu, Chenonceau Şatosu ya da Chaumont sur Loire Şatosu gibi çok daha görkemli şatoları gezdiyseniz Saumur Şatosu size oldukça mütevazı görünecektir 😉 Yine de merak etmeyin, bu şatoda da görecek çok fazla şey var. Bir diğer küçük şato olan Montresor Şatosu gibi bu şatonun da kendine has bir havası olduğu muhakkak.

Fransa’da tüm şatolarda olduğu gibi buradaki restorasyon ve yenileme çalışmaları da bitmek bilmiyor 🙂 Bir yer bitiyor yeni bir yer başlıyor. Yani demem o ki biz burayı gezerken belirli bölümleri restorasyondaydı, siz gittiğinizde de başka bölümleri restorasyonda olabilir; o yüzden fotoğraflarda gördüğünüz yerlerin bir kısmını göremeyebilirsiniz ama merak etmeyin, ben gittiğimde görmediğim yerleri belki siz görme şansına sahip olabilirsiniz. Şans işi biraz 😉

Saumur Şatosu’nun küçük bölümler halinde giriş katı, daha geniş bir biçimde birinci katı, bir de bodrum katı gezilebiliyor. Şatoyu X. yüzyılda Blois Kontu I. Thibaud yaptırmış olsa da çok kısa sürede ezeli düşmanı olan Anjou sülalesinin eline geçiyor. Sonrasında da Fransa krallığının oluyor. Tabii burası daha çok bir saray olarak değil de tarih içinde farklı farklı amaçlarla kullanılıyor. Beni en çok şaşırtan iki kullanım şekli hapisane ve mühimmat deposu olarak değerlendirilmesi oldu.

Avluya girişte sol çaprazda bir kuyu, hemen onun yanında da ilginç bir döner taş merdiven var. Karşıda ise mahkeme diyebileceğimiz bir salon bulunuyor. Şatonun asıl gösterişli bölümleri ise bir üst katta…. Özellikle seramik, fayans ve halı koleksiyonu açısından oldukça zengin bir müze burası.

Şatonun bir de Belvédère olarak geçen manzara kulesi var ama bu kulenin iki handikapı var: Birincisi, burası Haziran – Eylül arası açık; ikincisi, buraya çıkmak için ekstra ücret ödemeniz gerekiyor. Biz gittiğimizde -yanılmıyorsam- 18 Ağustos’tu ama kule kapalıydı. Eğer içinizde gidenler ya da gidecek olanlar varsa kuleden şöyle güzel bir manzara fotoğrafını sosyal medyada paylaşırken Pariste.Net’i de etiketleyip bir selam çakarsa sevinirim 😉

Saumur Şatosu’nun ziyaret gün ve saatleri biraz karışık. Pazartesi günleri hariç her gün gezilebilen şato, 25 Aralık’ta ve Ocak ayı boyunca kapalı. Ziyaret saatleri de belirli periyotlara göre değişiklik gösteriyor. Siz en iyisi ziyaret saatlerini, bilet fiyatlarını ve diğer tüm güncel bilgileri yazının sonunda bulunan resmi web sayfasından kontrol ediverin.

Şatonun içini gezdikten sonra bahçesinde de şöyle bir dolaşabilirsiniz. Yukarıdaki kuleye tırmanmamış olanlar için Loire Nehri’ne bakan yamaçtan manzara seyretmek de keyifli olacaktır. Aslına bakarsanız bu bölüm 2001’de heyelan sonucu büyük zarar görmüş ve yeniden inşa edilmiş. Yukarıdan Saumur‘e baktığınızda güzel bir kemerli köprü göreceksiniz. Yazının kapak fotoğrafını çekebilmek için o köprüden karşıya geçmem gerekmişti 🙂

Sizi Paris’ten çıkarıp Loire Vadisi’nde birbirinden güzel şatolar arasında dolaştırdım ve gezimizin son şatosunun Saumur Şatosu olduğunu söyledim ama buralara kadar gelişimizin bir diğer nedeni de hemen yakında bulunan muhteşem bir yapı olan Fontevraud Manastırı elbette. Saumur Şatosu gezinize bu manastırı da eklerseniz neden buralarda olduğumuzu daha iyi anlayacaksınız.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Web Adresi: chateau-saumur.fr/
Loire Vadisi’ndeki Diğer Şatolar:
- Chambord Şatosu – Château de Chambord
- Cheverny Şatosu – Château de Cheverny
- Blois Şatosu – Château Royal de Blois
- Chaumont sur Loire Şatosu – Château de Chaumont-sur-Loire
- Amboise Şatosu – Château Royal d’Amboise
- Leonardo da Vinci’nin Evi – Le Clos Lucé
- Chenonceau Şatosu – Château de Chenonceau
- Montresor Şatosu – Château de Montrésor
- Chinon Kalesi – Forteresse Royale de Chinon
Paris ve Çevresindeki Şatolar:
- Louvre Müzesi – Musée du Louvre
- Versay Sarayı – Château de Versailles
- Vincennes Şatosu – Château de Vincennes
- Saint Germain Şatosu – Ulusal Arkeoloji Müzesi
- Fontainebleau Şatosu – Château de Fontainebleau
- Chantilly Şatosu – Château de Chantilly
- Pierrefonds Şatosu – Château de Pierrefonds
- Compiègne Şatosu – Château de Compiègne
- Vaux le Vicomte Şatosu – Château de Vaux-le-Vicomte
- La Roche Guyon Şatosu – Château de la Roche-Guyon
- Monte Kristo Şatosu – Château de Monte-Cristo
- Maisons Laffitte Şatosu – Château de Maisons-Laffitte
- Malmaison Şatosu – Château de Malmaison
4 Yorum
Ahmet bey merhaba,
Uzun soluklu şatolar yazı diziniz oldukça güzel ve oldukça emek gerektiren çalışmalar. (Diğer yazılarınız gibi tabii ki)
Ancak Paris merkez hayranı olan ben ve eminim ki benim gibi düşünenler merkezdeki güzellikleri özlemiştir. Bunca zaman canlı yayın olmayışı bana Ahmet bey büyük bir sürpriz ile gelecek diye düşündürüyor.
Sevgiyle kalın.
Merhaba Haluk Bey,
Bugüne kadar Pariste.Net’teki yazıların yaklaşık 450 tanesi doğrudan Paris’le ilgili olduğu için içim çok rahat 😉 O yüzden biraz da civarı gezmek isteyenler için içerik oluşturmaya çalışıyorum. Loire Vadisi Şatoları bu bakımdan önemliydi. Aslında bu bölgede sadece şatoları yazabildim, oysa daha Amboise, Blois, Saumur şehirleri için de ayrı yazı yazmak istiyordum ama daha sırada Bask Bölgesi’nden Saint Jean de Luz, Biarritz, Bayon gibi şehirler var. Mayıs sonu gibi de Nice-Cannes-Monaco’yu yazmak istiyorum. Bu sırada tüm eski yazılar en baştan gözden geçiriliyor, tüm fotoğraflar baştan aşağı kontrol edilip yeni formatta yeniden yükleniyor. Bir de “Pariste.Net in English” projem vardı ki onu bu yaza yetiştiririm sanıyordum ama 2018 sonuna yetiştirebilirsem zil takıp oynayacağım 🙂 Her gün yağmur gibi yağan soru ve mesajlara yanıt verme işinden bahsetmiyorum bile 🙂
Demem o ki elimden geldiğince her şeye yetişmeye çalışıyorum ama tek başına ancak bu kadar olabiliyor. Zaten neredeyse bir saat süren canlı yayınlar sonrası nefesim tükeniyor ve eve gelip saatlerce yatıp dinlenmek zorunda kalıyorum 🙂 Yine de bu canlı yayınları çok sevdiğimi itiraf etmeliyim. Keşke her gün 8-10 saat bilgisayar başında geçirmek zorunda kalmasam da bu tür yayınlara daha çok zaman ayırabilsem.
Umarım bir şeyler yolunda gider ve kendime daha çok boş vakit yaratabilirim.
İlginiz ve her zamanki desteğiniz için çok çok teşekkür ederim.
Selamlar, sevgiler…
Şatolarin herbirini oyle guzel, ayrintili anlatmişsiniz ki, gitmeden bilgi sahibi olduk, betimlemenizle gormus kadar olduk, hele fotograflar harika, cok tesekkurler
Gerçekten de tüm şatoların dıştan mimari görünümleri ve çevrelerinin doğal kırsal görüntüleri muhteşem