(Son Güncelleme: 11.09.2024) Fransız edebiyatını seviyorsanız ya da frankofon bir eğitim geleneğinden geliyorsanız, bu yazıda size tanıtmak istediğim Maison de Balzac – Balzac’ın Evi‘nin ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Aslına bakarsanız burası Paris’in ortasında bağ evi görünümünde eski bir evi görmek isteyenler için de ilginç olabilir.
Maison de Balzac (mezon dö balzak) Fransız edebiyatının en önemli isimlerinden Honoré de Balzac’ın 1840-1847 yılları arasında yaşadığı ev. Paris’in en şık bölgelerinden 16. arrondissement‘da, en sevdiğim semtlerden biri olan Passy‘de bulunan bu ev, çevresindeki çoğu en az yüz – yüz elli yıl öncesinin klasik, bir kısmı da yetmişli yılların lüks ve modern apartmanları arasında kalmış minik bir cennet.
150-200 yıl öncesine kadar Passy, Paris dışında kabul edilen bir bölgeymiş. Çünkü o zamanlar Paris bugün olduğu gibi yirmi arrondissement’dan değil on iki arrondissement’dan oluşuyormuş ve o zamanlar Passy bu arrondissement’ların dışında kalıyormuş. Daha sonra dönemin Grand Paris Projesi sonucu arrondissement sayısı yirmiye çıkınca Passy de Paris’in içi olmuş ve eskiden düşük gelir grubunun yaşadığı bir yerken, kısa sürede zengin bir muhite dönüşmüş ve halen de Paris’in en şık semtlerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.
Honoré de Balzac da Passy’nin pek popüler olmadığı dönemlerde buraya yerleştikten sonra, bu küçük evde pek çok eser yazmış. Toplam üç kattan oluşan bu küçük evin asıl girişi 47 Rue Raynouard üzerinde. Balzac’ın Evi bir yamaç üzerinde olduğu için 2019’da yapılan ana girişten bahçeye girildiğinde önce merdivenlerden (üç kat kadar) aşağı iniliyor ve bahçeden bakınca ev tek katlıymış gibi görünüyor. Önce bahçede şöyle bir dolaşıyorsunuz ve bu küçük yeşilliğin arasından karşınızda Eyfel Kulesi‘ni görmek çok keyifli oluyor. Bahçenin tam alt tarafında ise Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçiliği bulunuyor. Balzac’ın Evi’nin bahçesinden bir tarafta Eyfel Kulesi‘ni bir tarafta Türk bayrağını görmenin keyfi bir başka oluyor.
Balzac’ın Evi’ne üst bahçedeki girişten girdiğinizde önce küçük bir koridor çıkıyor karşınıza, buradan sağ tarafa doğru ilerleyip ilk salona giriyorsunuz. Bir zamanlar Honoré Balzac’ın gezindiği bu odalarda dolaşmak insanda garip bir ruh haline yol açıyor. Kaldı ki Paris’in ortasında, eski bir kır evinin içinde olmak da bambaşka bir duygu. Dönemsel sergilerin düzenlendiği döneme denk gelirseniz salonlar buna göre dekore ediliyor. Kalıcı eserlerden en göze çarpanı ise Balzac’ın 1829-1850 yılları arasında yazdığı 90 eserden oluşan, “La Comédie Humaine – İnsanlık Komedisi” başlığıyla yayınladığı çalışmadan detaylar oluyor. Not: La Comédie Humaine’i online olarak yazının sonundaki linkten okuyabilirsiniz.
Tam karşıda bulunan bordo ağırlıklı koyu renklerin hakim olduğu odada ise Honoré de Balzac’ın çalışma masası bulunuyor. Bu odaya girdiğinizde, bir zamanlar Balzac’ın sayısız eserler ürettiği, yazılar yazdığı çalışma masasını görmek enteresan bir duygu. Gerçi ben Paris’te Bir Hafta kitabımı bu masada yazsaydım pencereye sırtımı değil, yüzümü dönerek yazardım ya neyse 😉 Bir de odadaki ahşap alınlıklı işlemeli şömine insanın dikkatini çekiyor. Ev biraz küçük, o yüzden sanırım en çok bu odada vakit geçirmek isteyeceksiniz. Bu tür yerleri seviyorsanız Victor Hugo’nun evini, Alexandre Dumas’nın evi olan Monte Kristo Şatosu‘nu ve hatta La Fontaine’in kitaplarını yazdığı Vaux le Vicomte Şatosu‘nu da gezmenizi öneririm. Hatta Jules Verne’in evi hepsinden güzel ama o Amiens‘ta, yani biraz uzakta.
Buradan geri dönüp yan tarafa doğru devam eden odalara giriyorsunuz. Kırmızı odadan sonra ulaşacağınız camekanlı odada ise İnsanlık Komedisinin kronolojisi, eserlerde yer alan karakterlerin birbirleriyle ilişkilerini gösteren bir tür soy ağacı ve bu kişilerin illüstrasyonunda kullanılan taş baskılardan örnekler bulunuyor. Eğer Balzac’ın kitaplarını daha önce okuduysanız bu bölüm daha bir hoşunuza gidecektir.
Doğrusunu isterseniz Balzac’ın ömrü boyunca yazdığı sayısız eserden ben sadece Vadideki Zambak‘ı okudum, bir de Eugenie Grandet‘sini biliyorum. Hatta Eugenie Grandet’den sonra, Loire Vadisi Şatoları Turu yaparken kalkıp taa Saumur tarafına kadar uzanıp Saumur Şatosu‘nu görmeye gitmiştim 🙂 Balzac’ın Evi’ni gezdikten sonra Balzac’a biraz daha ağırlık vermem gerektiğini fark ettim. Frankofon bir eğitim almadığım için zamanında fransız edebiyatıyla pek haşır neşir olmamış olsam da insan, tanınmış yazarların evini gezerken hem okumaya hem de yazmaya daha bir hevesleniyor.
Bu kat böylece bittikten sonra bir alt kata iniyorsunuz. Ben Bazac’ın evini ilk gezdiğim dönemde “Un Romain Un Exposition” başlığıyla dönemsel bir sergiye denk gelmiştim. Bu sergi Balzac’ın, benim daha önce duymadığım, dilimize “Çölde Bir Tutku Üzerine” olarak çevrilen “Une Passion dans le Désert” romanını konu alıyordu. Mısır çöllerinde kaybolan bir Napolyon askerinin, çölde karşılaştığı bir panterle olan hikayesini anlatan bu romanın etkisiyle yapılmış olan tabloları Balzac’ın Evi’nde görmek etkileyiciydi. Elbette siz gittiğinizde başka bir dönemsel sergiye denk gelebilir, çok başka deneyimler yaşayabilirsiniz.
Bu katı da bitirdikten sonra yeniden bir üst kata çıkarak gezimizi tamamlıyorsunuz, dilersek üst katı bir kez daha gezebilirsiniz. Sonrasında da yine küçük bahçede tur atmak, Balzac’ın çalışma odasının bulunduğu köşedeki pencereye bir de bu cepheden bakmak ilginç oluyor. En alt katta, anladığım kadarıyla alt taraftaki sokaktan girişi olan yerde de bir Balzac Kütüphanesi var. Bir de hemen alt tarafta Musée du Vin – Şarap Müzesi bulunuyor ve bildiğim kadarıyla bu evden oraya alttan gizli bir geçit var ama tabii ki o geçit ziyarete açık değil 😉
Maison de Balzac – Bazac’ın Evi Pazartesi günleri ve resmi tatiller hariç her gün 10:00-18:00 arası açık. Normalde müzeyi gezmek ücretsiz ama dönemsel sergiler olduğu zaman giriş ücretli olabiliyor. Sergiler, giriş ücreti ve diğer güncel detaylar için yazının sonundaki resmi web sayfası linkine bakabilirsiniz. Dönemsel sergiye denk gelirseniz ve para ödemek istemezseniz de küçük bahçeyi ücretsiz olarak gezmeniz ve evi dışarıdan görmeniz mümkün. Hatta hiç merdivenlerden aşağı inmeden, üst sokaktan hem aşağıdaki evi, hem Paris Büyükelçiliğimizi, hem de Eyfel Kulesi‘ni görebiliyorsunuz.
Balzac’ın Evi’ne toplu taşımayla gelmek için en uygun yöntem M6 metro hattı ile Passy‘ye gelmek, sonrasında yokuştan çıkıp meydana ulaşmak ve meydandan sola, Rue Raynouard’a girip dümdüz ilerlemek. Bir diğer seçenek de RER-C ile Avenue de Président Kennedy – Radio France istasyonunda inmek, gardan Radio France tarafından çıkarsanız sağdan yokuş yukarı yürüyüp ilk sağa dönüp dümdüz ilerlemek. Müze gezisi sonrası Passy’de keyifli bir tur, Café Le Passy‘de bir kahve molası, Musée du Vin – Şarap Müzesi‘nde ilginç bir gezinti, Le Petite Ceniture‘de bir yürüyüş ya da Bir Hakeim Köprüsü‘nden karşıya geçip Eyfel Kulesi‘ne doğru yürümek hoş olabilir. Île aux Cygnes, Trocadéro Meydanı, Mimarlık Müzesi gibi pek çok yer de ziyaretinizi bekliyor. Balzac’ın mezarını görmek isterseniz o zaman da Père Lachaise Mezarlığı‘nda ilginç bir gezi yapmak için güzel bir fırsat yakalamış olacaksınız.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Web Adresi: maisondebalzac.paris.fr/en
Adres: 47 Rue Raynouard 75016 Paris
İlahi Komedya Okuma Linki: maisondebalzac.paris.fr/vocabulaire/furne/aalphabetique.htm
Diğer Ünlü İsimlerin Evleri:
- Victor Hugo’nun Evi
- Edith Piaf’ın Evi
- Rodin’in Evi – Musée Rodin
- Rodin’in Evi – Musée Rodin (Meudon)
- Claude Monet’nin Evi (Giverny)
- Alexandre Dumas’nın Evi – Monte Kristo Şatosu
- La Fontaine’in Kitaplarını Yazdığı Vaux le Vicomte Şatosu
- Jules Verne’in Evi – Maison de Jules Verne (Amiens)
- Leonardo da Vinci’nin Evi – Clos Lucé (Amboise)
2 Comments
23 Temmuz Salı tekrar açılacaklarını açıkladılar. Programına eklemek isteyenlere duyurulur
Haber verdiğiniz için çok teşekkürler, bilgiyi hemen güncelliyorum.