(Son Güncelleme: 11.09.2024) Paris çevresindeki şatolar yazmakla bitmiyor ama sanırım en önemlilerini tamamlamak üzereyiz. Şehrin içinde olduğu kadar dışında da birbirinden güzel pek çok şato olduğunu artık biliyorsunuz, pek çoğunu da tanıyorsunuz. Bu yazıda ise sizlere Paris’in merkezine yaklaşık 15 kilometre mesafede bulunan mütevazı ama çok güzel bir şato olan Château Malmaison – Malmaison Şatosu‘nu tanıtmak istiyorum.
Malmaison Şatosu Napolyon‘u, özellikle de ilk eşi Josephine‘i yakından tanımak için, o dönemin tarihine ışık tutan önemli bir şato. Bir o kadar da bulunduğu yer, yakın çevrede bulunan, görülmeye değer pek çok yer ile ziyaret etmenizi önereceğim özel bir gezi noktası.
Malmaison Şatosu’na toplu taşımayla ulaşmak için birkaç seçenek var ama ben size Paris’ten, özellikle Charles de Gaulle Etoile, Auber, Châtelet Les Halles ya da Gare de Lyon gibi istasyonlardan RER-A‘nın Saint Germain en Laye yönüne giden trenlerine binmenizi öneriyorum. Bazen trenler Le Vésinet – Le Pecq istasyonuna kadar gidiyor; bu trenlere binseniz de olur. Önemli olan ineceğiniz istasyon Rueil-Malmaison‘un dijital ekranda görünüyor olması, yani binmeden önce treninizin bu istasyonda duracağından emin olmalısınız.
Rueil-Malmaison istasyonu 3. zone‘da bulunuyor, dolayısıyla şehir içi biletleriniz geçerli değil, 1-3 zone bilet almalısınız. Eğer Günlük/Haftalık/Aylık Navigo kartınız varsa Paris’te ulaşım ve zone bilgisi konusuna kafa yormanıza gerek kalmıyor, o zaman buraya kadar ekstra bir ücret ödemeden geliyorsunuz.
İstasyondan inince hemen yan taraftaki durak üstleri yeşillendirilmiş otobüs duraklarından 144 numaralı belediye otobüsüne binebilirsiniz. Aslında vaktiniz varsa yürüyerek de gitmek mümkün ama -her ne kadar harika bir yürüyüş parkuru da olsa- nereden baksanız yarım saat-kırk dakika sürebilir, kimileri için yorucu ya da vakit kaybı olabilir.
Onun yerine Rueil Ville’in merkezinde, Eglise de Rueil durağında otobüsten inerek, otobüs durağının hemen sağ tarafındaki sokaktan yürümeye başlayın derim. Dilerseniz hiç sapmadan dümmmmdüz ilerleyerek, yol bitiminden sola kıvrılıp şato girişine ulaşabilir, dilerseniz de biraz ileride soldaki parkın, Bois Preau Parkı – Parc de Bois-Préau içinden geçerek gezinizi mükemmelleştirebilirsiniz. Aslında yine gardan 27 numaralı belediye otobüsüne binip Château durağında inerek de şatoya ulaşmak mümkün ama ben ona hiç binmedim.
Parkın içine girerseniz hep en soldaki patikayı takip edin ve parkın diğer ucuna ulaştığınızda sağdan, parkın içinden geçerek Malmaison Şatosu’nun ana girişine ulaşın, çünkü patikanın en sonuna kadar yürümeye çalışırsanız karşınıza bir kapı çıkıyor ve bu kapı kilitli! Dolayısıyla geri dönüp otoparkın içinden geçmeniz gerekiyor ki ben bu hataya düşenlerdenim, bari siz aynı hatayı yapmayın 🙂 Malmaison Şatosu’na arabayla gelirseniz de zaten GPS ayarlarını takip edip buraya ulaşacaksınız; o zaman arabanızı otoparka rahatça bırakabilirsiniz.
Malmaison Şatosu 18 yaşından küçük yabancılar ve 26 yaşından küçük AB vatandaşları ya da oturma izni olanlar için ücretsiz. Dönemsel sergiler içinse fiyatlar değişebiliyor, ek ücret talep edilebiliyor. Her ayın ilk Pazar günü ise Malmaison Şatosu – Château Malmaison herkes için ücretsiz. Güncel fiyatlar ve diğer detaylar için şatonun, yazının sonunda yer alan resmi web sayfasına bakmanızı öneririm.
Malmaison Şatosu Salı hariç haftanın her günü açık. Bir de resmi tatil nedeniyle 1 Mayıs ve 25 Aralık tatillerinde kapalı oluyor. Gezi planlarınızı oluştururken buna göre hareket ederseniz iyi olur. Ziyaret saatleri ise ayına mevsimine göre değişiyor. Burada yazıp kafanızı karıştırmak istemedim; siz en iyisi mi gideceğiniz tarihe göre, yazının sonundaki resmi web sayfasından kontrol ettikten sonra programınızı ona göre yapıverin.
Bilet gişesi ana giriş kapısının hemen sağında. Tabii gelmeden önce, yazının sonundaki linkten, internet üzerinden online bilet almanız da mümkün. Biletinizi alıp bahçeye girdikten sonra, doğrudan şatoya doğru yürümenizi öneririm. Eğer bir restorasyon çalışmasına denk gelirseniz, ziyaret edeceğiniz tarihe göre bazı bölümlerin kapalı olabileceğini de aklınızın bir köşesine not ediverin lütfen.
Ana kapıdan içeri girdiğinizde biletinizi göstermeniz isteniyor, sonrasında serbestsiniz. Şatoyu gezmek için en ideal yöntem önce sol taraftan başlayıp, yemek salonundan kütüphaneye doğru ilerlemek, sonrasında üst kata çıkıp Napolyon’un salonunu ve yatak odasını gördükten sonra Josephine’in salonunun ve yatak odasının bulunduğu bölüme doğru devam etmek. Evet, kralla kraliçenin yatak odaları ayrı. Tüm şatolarda bu böyle. Gördüğünüz gibi “büyük insanların” doğru dürüst bir aile hayatı ve özel yaşamları olmamış…
Ardından, Malmaison Şatosu’nun diğer kanadından alt kata inerek müzik odası ve bilardo salonunu görmeniz güzel olacaktır ama dediğim gibi şatoda bir restorasyon çalışmasına denk gelirseniz, o dönemki plana göre gezi güzergahı güncellenebilir. En iyisi “sense de la visite (sans döla vizit)” tabelalarını, yani önerilen ziyaret güzergahını takip etmek.
Şatonun tarihi 14. hatta 13. yüzyıla kadar uzanıyor. Buranın adının neden Malmaison olduğu ise ayrı bir araştırma konusu. Çünkü Fransızcada Malmaison (malmezon) “kötü ev, kötülük evi” gibi anlamlara geliyor ve bu biraz garip. Bir de “mal” sözcüğü “hastalık” anlamında da kullanıldığı için “hastaların tedavi edildiği yer” anlamına geldiği de söyleniyor ki bu kulağa daha hoş geliyor 🙂
Tarih boyunca defalarca el değiştiren, değişip dönüşen Malmaison Şatosu, 1799‘da Napolyon’un eski eşi Josephine tarafından satın alındıktan sonra ünleniyor. Burası imparatorluğun yönetim merkezlerinden biri haline geliyor ve Josephine, Napolyon’dan boşandıktan sonra, 1814’te ölene değin burada tek başına yaşıyor.
Dediğim gibi bu Malmaison Şatosu, Napolyon dönemine ait eserlerin bir arada görülebilmesi açısından önemli. Hatta o kadar ki, bir süre sonra Napolyon ve Josephine tablolarını görmekten içinize fenalıklar geliyor 🙂 Yine de bu güzel şatonun içinde dolaştıktan sonra bahçesinde turlamanın tadına doyum olmuyor. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında bahçe inanılmaz keyifli. Bahçenin çevresinde de son derece pahalı olduğu anlaşılan köşkler özel mülk olarak varlıklarını sürdürüyor, ziyaretçilere göz banyosu yaptırıyor.
Binanın arkasından dolaşıp en uca kadar yürüyüp bahçede tam bir tur atmak en iyisi. Sonra geri dönüp sağ taraftaki gül bahçesinde dolaşabilir, ana girişin oradaki küçük yapıya, yukarıda fotoğrafını gördüğünüz pavyona şöyle bir bakıp ana giriş kapısına ulaşabilirsiniz. Ama geziniz bitti sanıp hemen kapıdan çıkmayın çünkü göreceğimiz bir iki şey daha var:
Kapının diğer tarafına yani bahçenin öteki yakasına geçtiğinizde ayrı bir bina (Pavillon Osiris) daha olduğunu göreceksiniz; buraya da bir girip çıkın derim. Onun sol tarafında ayrı bir bina daha var, burası da at arabalarının bulunduğu bölüm. Bir zamanlar Napolyon’un kullandığı at arabalarından örnekleri bu binada görmeniz mümkün. Ardından, dilerseniz şatonun sağ tarafındaki bahçeyi de dolaşabilirsiniz. Özellikle Paris’te 15 Gün geçirecekseniz Malmaison Şatosu’nu gezi listenizde almanızda yarar var…
Şato gezisini tamamladıktan sonra yapılacak en güzel şey yeniden Bois Préau Parkı‘na dönüp, parkı daha bir etraflıca dolaşmak olabilir. Sonrasında Rueil-Malmaison kasabasının eski merkezinde de şöyle bir turlayabilirsiniz. Bu bölgede ve civarında birbirinden güzel rüya gibi evler var. Eğer arabalıysanız buradan Le Vésinet – Le Pecq tarafına geçmenizi öneririm. Gerçi RER‘le de gitmek mümkün. Oradaki Grand Lac des Ibis‘i atlamamanız gerekiyor. Ayrıca hâlâ vaktiniz kaldıysa Saint Germain en Laye‘deki Saint Germain Şatosu – Ulusal Arkeoloji Müzesi‘ni Saint Germain en Laye Parkı‘nı görmek de güzel olabilir.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Web Adresi: musees-nationaux-malmaison.fr/chateau-malmaison
Adres: Avenue du Château de la Malmaison, 92500 Rueil-Malmaison
Paris Çevresindeki Diğer Şatolar:
- Louvre Müzesi – Musée du Louvre
- Versay Sarayı – Château de Versailles
- Vincennes Şatosu – Château de Vincennes
- Saint Germain Şatosu – Ulusal Arkeoloji Müzesi
- Fontainebleau Şatosu – Château de Fontainebleau
- Chantilly Şatosu – Château de Chantilly
- Pierrefonds Şatosu – Château de Pierrefonds
- Compiègne Şatosu – Château de Compiègne
- Vaux le Vicomte Şatosu – Château de Vaux-le-Vicomte
- La Roche Guyon Şatosu – Château de la Roche-Guyon
- Monte Kristo Şatosu – Château de Monte-Cristo
- Maisons Laffitte Şatosu – Château de Maisons-Laffitte
Şato Gezmeyi Sevenler İçin:
1 Comment
Burayı gezdim. Yazınızı okuyunca o günlere gittin. Napolyon u çok severim. Josephine ile aşkları da çok etkileyici. Kesinlikle gidilmeli siz de çok güzel anlatmışsınız