(Son Güncelleme: 03.09.2024) Bu yazıda, Rue des Petits Champs üzerindeki pasajlar üçlememizin sonuncusu ve en güzelini tanıyacağız. Sanıyorum, Paris’teki en görkemli, en etkileyici pasajı burası: Vivienne Pasajı – Galerie Vivienne…
Bu pasaj hakkında ne yazacağımı, ne diyeceğimi bilemiyorum; o kadar güzel o kadar etkileyici bir yer ki; aslında sadece resimlerini koyup “burayı mutlaka görün” demem yeterli 🙂 Dilerseniz Youtube kanalım Pariste.Net TV‘de bu pasajla birlikte diğer iki pasajı daha tanıttığım aşağıdaki Paris Pasajları – II. Bölüm videosunu izleyin, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız:
Gördüğünüz gibi Paris pasajlarının her birbirinden güzel ama videoda da dediğim gibi bence en güzeli Vivienne Pasajı – Galerie Vivienne… 1823‘te “Paris’in en güzel pasajı” olma iddiasıyla yapımına başlanan Galerie Vivienne, 1826‘da kullanıma açılmış ve o tarihten itibaren de bu ünvanını koruyor…
Bir dönem, içindeki lüks mağazaların Champs Elysées‘ye ve Madeleine‘e taşınması sonucu popülaritesini kaybetmiş olsa da sonra yeniden canlanmış, Parislilerin her daim uğrak mekanı haline gelmiş.
Pasajın Rue des Petits Champs girişine geldiğinizde ana kapının iki yanında bulunan “Bistrot Vivienne” tüm albenisiyle size “hoş geldiniz” diyecek… Vaktiniz varsa burada oturup bir şeyler içerken biraz soluklanabilir ya da bunu gezinizin sonuna saklayabilirsiniz.
Ortadaki kapıdan pasaja girdiğiniz an gözlerinizin kamaşacağına eminim. Küçük meydandaki kafelere ait masa ve sandalyeler, dekorasyon, yer mozaikleri, cam tavanın ışıltısı, her şey ama her şey o kadar estetik ki. Kendinizi kaybetmeniz işten bile değil…
Dilerseniz burada da oturup hoşça vakit geçirebilirsiniz ama hep söylediğim gibi, Paris’teki en büyük sorunlardan biri her beğendiğiniz yerde bir şeyler yiyip içmek için birkaç tane mideniz ve epeyce kabarık bir cüzdanınız olması gerekiyor; o yüzden ne yapıp edip iştahımızı en beğendiğimiz yere saklamalısınız 🙂
176 metrelik pasajda içeriye doğru ilerledikçe -görece- dar bir geçitten geçip yolunuza devam ediyorsunuz. Bu noktada çok hoş bir kuaför var; sol tarafta da şahane bir çiçekçi… Biraz ileride sağdaki gelinlikçiye de bakmanızı öneririm. Bakarsınız güzel bir model kestirirsiniz gözünüze.
Yol üstünde sağ tarafa doğru dönen kısa bir koridor göreceksiniz. Oraya da bir girip çıkın isterseniz ama kapısından dışarı çıkmayın. Ya da çıkın isterseniz bilemiyorum 🙂 Yok yok, bence koridor boyunca düz ilerlemeye devam edin; merdivenlere ulaşacaksınız. Buradaki birkaç basamaktan indiğinizde yine benim Vivienne Pasajı’nda en sevdiğim bölümlerden birine geleceksiniz.
Hemen son tarafınızda nefis bir kitapçı var. Burada satılan kitaplar kadar kartpostallar da özgün. Az sayıda da olsa İngilizce kitaplar bulmanız mümkün. Ne zaman buradan geçsem tezgahtaki kitapları kurcalamayı çok seviyorum. Bu arada, eski kitaplara meraklıysanız, size önerebileceğim Sahaflar Çarşısı – Le Marché du Livre Ancien olacaktır. Yolunuz oraya bir hafta sonu düşerse keyifli bir gezi olacağına inanıyorum.
Yine bu küçük meydanlık yerde bulunan bir diğer güzel dükkan da merdivenden inince sağ tarafta bulunan, içeride binbir çeşit aksesuar ve hediyelik eşyanın satıldığı dükkan. Buranın vitrinini izlemeye bayılıyorum. Hele ki Paris’te Noel zamanı o kadar güzel oluyor ki; belki içeri girip bir bakmak isteyebilirsiniz.
Bu noktadan itibaren Vivienne Pasajı sola kıvrılıyor. Yine birbirinden ilginç mağaza ve dükkanlar var. Benim ilgimi çekenlerden biri ahşap ağırlıklı oyuncaklar satan oyuncakçı dükkanı ve bir tür SPA olan bakım merkezi. Buralar nasıl para kazanıyor cidden merak ediyorum. Yıllardır oradalar ve kapılarından ne zaman geçsem içeride -neredeyse- kimseyi görmüyorum 🙂
Bu koridorun sonuna ulaştığınız zaman karşınıza Paris’teki en muhteşem kütüphanelerden biri olan Fransa Ulusal Kütüphanesi Richelieu Binası karşılıyor. Dışarıdan bakınca görkemini anlamak biraz güç ama içerisi şahanedir inanın. Eğer bu kapıdan çıkıp sağa dönerseniz Borsa – La Bourse tarafına ulaşıyorsunuz. Sola dönerseniz Colbert Pasajı ve Palais Royal sizi bekliyor ama bence hiçbirini yapmayıp geri dönün ve Vivienne Pasajı’nı bir kere de tersten yürüyüp başladığınız noktaya geri dönün.
İlk başladığınız yere döndüğünüzde ana kapıdan çıkıp sola dönerseniz Zaferler Meydanı – Place des Victoires ve oradan da Châtelet tarafına ulaşırsınız. Zaten hemen aşağınız Palais Royal ve onun ardında da Louvre Müzesi var. Sağa dönüp yürürseniz önce Colbert Pasajı, sonra ünlü kütüphane BNF Richelieu ve devamında Choiseul Pasajı sizi bekliyor olacak. Dümdüz devam ederseniz de yol sizi Vendôme Meydanı‘na kadar götürür.
Vivienne Pasajı’na doğrudan metroyla gelmek için M3 metro hattının “Bourse” istasyonunda inip aşağı yürümeniz yeterli. Ben bu bölgedeki üç pasajı gezerken önce Choiseul Pasajı‘nı, sonra da Colbert Pasajı‘nı geziyorum; en güzeli olan Vivienne Pasajı’nıysa sona saklıyorum; size de tavsiye ederim 😉
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Paris’teki Diğer Pasajlar:
- Colbert Pasajı – Galerie Colbert
- Choiseul Pasajı – Passage Choiseul
- Jouffroy Pasajı – Passage Jouffroy
- Passage des Panoramas – Panoramas Pasajı
- Verdeau Pasajı – Passage Verdeau
- Prensler Pasajı – Passage des Princes
- Grand Cerf Pasajı – Passage du Grand Cerf
- Kahire Pasajı – Passage du Caire
- Vero Dodat Pasajı – Galerie Véro-Dodat
- Cour du Commerce Saint-André
- Cour Domaye