(Son Güncelleme: 03.09.2024) Pasajlar cenneti Paris’te yine gizli saklı kalmış bir pasajı geziyoruz: Choiseul Pasajı – Passage Choiseul (pasaj şuazöl)… 2. arrondissement‘da, kuzeyde Rue Saint Augustin, güneyde Rue des Petits Champs arasında yer alan bu pasajın içinden Parisliler 1827‘den beri gelip geçiyor.
Benimse yolum, uzunca bir süre neredeyse her Çarşamba öğlen bu pasaja düşerdi. Exchange arkadaşım Franz’la “4 Septembre” metrosu çıkışında buluşup, öğle yemeğimizi bu pasajda yedik yıllarca, bir yandan da Fransızca – Türkçe sohbet ederek haftalık durum değerlendirmesi yapardık 🙂 Çünkü bu pasaj özellikle öğle yemeği için hem hesaplı hem de keyifli seçenekler sunar hep.
2017 başı itibariyle Choiseul Pasajı büyük bir tadilattan geçti ve zemini sağlamlaştırılırken yer karoları da mermerle değiştirildi. Ben eski halini daha çok seviyordum ama şimdi o eski fotoğrafları kaldırsam mı yoksa yoksa yakın geçmişe kadar nasıl göründüğü konusunda size fikir versin diye bıraksam mı bilemedim. Dilerseniz, tam da pasajın bu değişim aşamasında Pariste.Net Tv‘de yayınlanmak üzere çektiğim Paris Pasajları – II. Bölüm videosunu izleyerek eski ve yeni halini bir arada görebilmeniz mümkün:
Bu pasajın en önemli özelliklerinden beri 190 metrelik uzunluğu ile Paris’teki en uzun pasajlarından biri olması… Metal-cam tavan ile kapatılmış olan pasaj yarı karanlık, yarı eski bir o kadar da yaşanmışlığın izlerini taşıyan son derece özgün bir mekan. İçinden geçerken siz de tarih içinde yolculuk yapıyormuş hissine kapılıyorsunuz.
Pasaj özellikle 1970’de Kenzo’nun burada bir şube açması ile en popüler zamanlarını yaşamış; ta ki Place des Victoires‘a taşınana kadar… Günümüzde içinde pek çok dükkan yanında, başta da dediğim gibi bolca kafe ve atıştırmalık büfe tarzı restoranlar bulunuyor.
Bu pasajda tuhaf bir sirkülasyon var. Sadece çevrede çalışan beyaz yakaların öğlen sirkülasyonundan söz etmiyorum. Sürekli olarak kafeler, restoranlar, butikler, galeriler bir açılıp bir kapanıyor, her gidişimde mutlaka yeni bir yer ya kapanmış ya da açılmış oluyor… O yüzden pasajın atmosferi, görünümü de sürekli yenileniyor.
İçerinin atmosferi çok güzel, ayrıca bünyesinde bulunan tiyatro “Théatre des Bouffes-Parisiens” de bu pasaja ayrı bir hava katıyor. Choiseul Pasajı Paris’in en güzel pasajı değil belki ama sanırım benim en sevdiğim pasajlardan biri kesinlikle.
Pasaj çevresindeki bölge, Paris içi iş yaşamının en yoğun bölgelerinden bir olması nedeniyle, özellikle hafta içleri öğle vakitlerinde, bu pasajdaki restoranların epey rağbet görmesini sağlıyor. Buralarda yemek yemek formül seçenekleriyle son derece hesaplı ve bir o kadar da leziz. Bu bakımdan buradaki restoranlar bende “esnaf lokantası” çağrışımı yapıyor.
Ortalama içecek hariç 15€-20€ civarı bir rakama öğle yemeği yiyebileceğiniz bu restoranların daracık merdivenlerden çıkacağınız ikinci kattaki salonlarında, mekanın yarım daire pencerelerini görünce kendinizi “Kapalıçarşı” benzeri bir yerde hissedebiliyorsunuz.
Choiseul Pasajı, Opéra, Grands Boulevards ve Louvre Müzesi üçgeninin tam ortasında hayatın yoğun olarak yaşandığı bir bölgede yer alıyor. Hem üst sokaktan hem de alt sokaktan yürüdüğünüzde pek çok ilginç dükkan ve mağaza ile karşılaşacaksınız ve bir o kadar da kafe ve restoran mevcut. Yeme içme açısından zengin olan bölgede bol bol da Japon restoranı bulunuyor.
Bu pasajı gezdikten sonra Rue des Petits Champs’dan yürümeye devam ederseniz iki güzel pasajla daha karşılaşacaksınız: Colbert Pasajı ve Vivienne Pasajı… Yol üzerinde Fransa Ulusal Kütüphanesi Richelieu Binası‘nın da önünden geçeceksiniz. Biraz ileride de Place des Victoires bulunuyor.
Zaten bu noktadan sonra nereye gitseniz keyifli bir bölgeye ulaşıyorsunuz. Eğer ters yönde ilerlerseniz bu kez Vendome Meydanı – Place Vendôme tarafına ulaşacaksınız demektir. Kuzeybatıya yürüseniz Opéra Garnier, güneye doğru yürürseniz de Tuileries Bahçesi ve Louvre Müzesi sizi bekliyor; yani çok bereketli bir bölge 🙂
Buraya metro ile gelmek isterseniz en yakın istasyonlar M3 için “Quatre Septembre” ve M7 ve M14 için de “Pyramides” olabilir.
Özellikle Paris’in mutlaka görülmesi gereken yerlerini tamamlayıp artık detay gezmek isteyen gezginlere bu ve bu benzeri pasajları gezmeyi şiddetle tavsiye ederim.
Hep söylediğim gibi, Paris sokaklarında avare avare gezinirken, çevrenize hayran hayran bakınırken, bir yandan da yanından geçip gittiğiniz kapılardan içeri bakmayı sakın ihmal etmeyin, yoksa içerideki güzellikleri kaçırma ihtimaliniz hep var…
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Paris’teki Diğer Pasajlar:
- Vivienne Pasajı – Galerie Vivienne
- Colbert Pasajı – Galerie Colbert
- Jouffroy Pasajı – Passage Jouffroy
- Passage des Panoramas – Panoramas Pasajı
- Verdeau Pasajı – Passage Verdeau
- Prensler Pasajı – Passage des Princes
- Grand Cerf Pasajı – Passage du Grand Cerf
- Kahire Pasajı – Passage du Caire
- Vero Dodat Pasajı – Galerie Véro-Dodat
- Cour du Commerce Saint-André
- Cour Domaye