(Son Güncelleme: 04.03.2024) Paris’in kuzey batısında, 8, 9, 17 ve 18. arrondissement‘ların kesişme noktasında bulunan Clichy Meydanı – Place de Clichy (plas dö klişi), ortadaki büyük heykel ve altı yöne giden yolların kavşak noktasını oluşturması bakımından şehrin en önemli yerlerinden biri. Günün her saati hareketli ve canlı olan bu meydan, binaların dış cephelerinin birbirlerinden oldukça farklı olmasıyla da ilginç bir görüntü oluşturuyor.
Bir zamanlar Clichy Meydanı benim için şehrin uzak bir köşesiydi. Çünkü o zamanlar Paris’te her yerin her yere bu kadar yakın olduğunun farkında değildim. Hatta o kadar ki Opéra Garnier‘in arka tarafını bile şehrin uzak bir köşesi sanıyordum 🙂 Sonradan fark ettim ki böyle düşünmemin nedeni her yere metroyla gitmeye çalışırken bir yerden bir yere ulaşmak için bazen gereksiz aktarmalar yaparak yolu uzatmamdı. Aslında her yer birbirine o kadar yakınmış ki, şehri yürüyerek ve otobüsle keşfetmeye başladıktan sonra harita kafamda iyice oturmaya başladı.
Clichy Meydanı – Place de Clichy konaklama için tercih edilebilecek mütevazı konumlardan biri. Ulaşım için M2 ve M13 metro hatları epey işinizi görecektir. Meydanın, özellikle sağ tarafına doğru devam eden Boulevard de Clichy’nin ortasındaki yaya yolu, o kısmı da meydanın bir parçası haline getirmiş. Oysa ki Place de Clichy dediğimiz yer ortadaki heykelin bulunduğu küçük bölgeden ibaret. Bu heykel 1814’te Prusya ordularına karşı gösterilen büyük direnişin anısında 1864‘te dikilmiş. Heykelin ana teması, direnişte önemli rol üstlenen Mareşal Moncey.
Clichy Meydanı – Place de Clichy’nin en güzel özelliği, yeme içme üzerine oldukça fazla seçenek sunması. Her türlü deniz ürünlerini yiyebileceğiniz restoranlardan tutun da, pizzacısı, hamburgercisi, klasik Fransız mutfağı, ne ararsanız bu meydanın çevresinde mevcut. Léon‘un burada olan şubesini belki denemek isteyebilirsiniz. Ayrıca Mc Donald’s, KFC, Quick gibi fast-food’cular da hızlı ve hesaplı yemek ihtiyacınızı gidermek için yardımcı olabilir. Dilerseniz meydanın sağından yukarı doğru çıkan yoldan devam edip, en tepede bulunan yapı marketi Castorama’ya kadar giderseniz, hemen sol tarafta gizlenmiş bir Türk restoranı/dönercisi “Restaurant Taksim” de öğlen atıştırmalığı için ihtiyacınızı görebilir. Burayı bildik Türk dönercilerinden ayıran şey, Pazar hariç haftanın her günü sulu yemek de olması. Bilmem belki lazım olur, bir yere not edin isterseniz.
Meydanın çevresindeki en güzel şeylerden biri de sinema salonları. Buradaki sinemaların bolca salonları mevcut ve filmlerden film beğeniyorsunuz. Fransızlar sinemaya gitmeyi çok önemsiyorlar ve önemsedikleri her şey gibi sinemaların önünde de bolca kuyruğa rastlayabiliyorsunuz.
Yine meydanın sağ üst köşesinde, yani Boulevard de Clichy’nin başladığı yere geldiğinizde, dilerseniz sağa dönüp, sonraki ilk sokaktan sola girerek, dilerseniz de düz yukarı doğru devam edip köprünün orada sağdaki merdivenlerden inerek Dalida‘nın mezarını da bulunduğu Montmartre Mezarlığı‘na gidebilirsiniz. Burası gerçekten görülesi bir yer. Mezarlığı gezmek istemiyorsanız bile söylediğim köprünün olduğu yere bir gidin ve oradan mezarlığın o ürkütücü ama bir o kadar da etkileyici manzarasını görün derim. Hem köprünün üst başında Eyfel Kulesi manzaralı güzel bir bar-restaurant, Le Terrass” da var. Oradan sağa dönerseniz Le Basilic tarafına, Montmartre‘ın büyülü dünyasına dalarsınız, yukarı doğru düz yürürseniz de Rue Caulaincourt‘un kıvrılarak tırmanan o güzel atmosferini yaşarsınız…
Ayrıca Montmartre gezisi yapmak için de buradan yolunuza devam edebilir, dilerseniz ön, dilerseniz arka taraftan dolanarak Montmartre Tepesi‘ne çıkabilirsiniz. Bunu yapmadan önce Boulevard de Clichy’de yürüyüp Pigalle‘deki sex shop‘ları görmek, Moulin Rouge tarafına doğru ilerlemek de güzel bir gezi rotası olabilir; tercih size kalmış. Hele ki böylesi bir atmosferde iki sokak aşağıdaki Romantizm Müzesi – Musée de la Vie Romantique‘i ziyaret etmek de kafanızı iyice karıştırabilir 🙂
Heykelin oradan kuzey batıya doğru, yani Port de Clichy tarafına ilerlerseniz Paris’in benim sevmediğim bölgelerinden birine ulaşırsınız, o yüzden pek önermiyorum ama heykelden aşağıya doğru, Rue d’Amsterdam’dan inerseniz yol sizi Gare Saint Lazare – Saint Lazare Tren Garı‘na çıkaracaktır. Bir de Rue de Duai’deki tren ve demiryolu maketleri satan dükkanların vitrinlerine bakmayı çok seviyorum; aşağılara doğru indikçe karşınıza çıkacak müzik aletleri satan dükkanlardaki binbir çeşit gitarı gördükçe siz de gözlerinize inanamayacaksınız.
Keyifli geziler, keyifli keşifler…
Adres: Place de Clichy, Paris
