(Son Güncelleme: 11.09.2024) İnsan bazen istiyor ki şöyle ferah feza bir yerde oturayım da içim açılsın, hayatın ve Paris’in tadını keyifli bir yerde çıkarayım ama Paris genelde düz bir şehir olduğu için, şöyle uçsuz bucaksız bir ferahlık hissedebileceğiniz mekanların sayısı da pek fazla olmuyor. Özellikle “bir şeyler yiyip içerken Eyfel Kulesi’ni de göreyim” dediniz mi fiyatlar alıp başını gidiyor.
Bu yazıda sizlere, Eyfel Kulesi‘ne karşı hem ferah-feza oturup keyifle bir şeyler yiyip içebileceğiniz, hem de rakamları uçuk olmayan güzel bir teras bar-restorandan söz etmek istiyorum: Le Terrass”
Her şeyden önce şunu belirteyim; bu yazıyı yazarken de başlığını atarken de ortografik hata yapmadım. Normalde Fransızcada teras “la terrasse” olarak yazılır ama bu bizim terasımız Le Terrass” olarak yazılıyor.
Artık bir hoşluk olsun diye mi öyle yapmışlar, neden feminen bir sözcüğü bu şekilde maskülene çevirmişler işin o kısmını bilmiyorum. Zaten neden bazı dillerde maskülen-feminen vardır o da ayrı bir muamma 🙂 Sonuçta başlığımız da yazımızda doğru; konumuz bu harika bar-restaurant Le Terrass”
Terrass”, 18. arrondissement‘da, Montmartre Tepesi‘nin en batı ucunda, Place de Clichy‘nin ve Montmartre Mezarlığı‘nın hemen üzerinde bulunuyor. Hani şu mezarlık üzerinden geçen köprü vardır, Pont Caulaincourt, o köprüden yukarı doğru yürüyünce hemen sağda, sol köşede.
Eğimli bir arazi üzerinde bulunması ve bulunduğu otelin yedinci katında oluşu nedeniyle önünde kesintisiz bir Paris manzarası var ve burası Eyfel Kulesi‘nin en iyi göründüğü yerlerden biri.
Biz buraya ne zamandır gitmek istiyorduk ama Le Terrass”ın varlığını öğrendiğimiz zamanda burası restorasyona alınmıştı, o yüzden kapıdan dönmüştük; Eylül 2016 başında bir hafta sonu yine Montmartre Tepesi‘nde doyumsuz keşif turları yaparken, Le Basilic Restaurant‘da öğle yemeği için oturuyorduk.
Kapıdan geçen biri garsona Le Terrass”ı sorunca birden beynimizde şimşekler çaktı ve güzel bir öğle yemeğinin ardından kahvelerimizi içmek için Le Terrass”ı denemeye karar verdik. Terrass” Hôtel‘in yedinci katına asansörle çıktık ve asansörün kapıları açılıp da sola dönünce karşımda gördüm manzara nefesimizi kesti.
Evet belki Eyfel Kulesi‘ni uzaktan görüyor ama –her zaman şanslı biri olduğum için– hava muhteşemdi, gökyüzü masmaviydi ve kendimi kuş gibi özgür hissettim. Buraya bir de akşam gelmek gerekir diye konuştuk aramızda ve hemen soldan teras kısmına geçtik.
Le Terrass”ın tek sevimsiz yanı, biraz popüler oluşu, yani kalabalık. Aslında çok kalabalık değil de mekan küçük, o yüzden sıra beklemeniz gerekebiliyor. Sıra beklerken de sizi terasın arka tarafına alıyorlar, sanki vaktinizden çalınıyormuş gibi hissediyorsunuz.
Oysa ki Eyfel Kulesi oradan “hadi beni seyret” diye fısıldıyor 🙂 Neyse ki çok fazla beklemedik ve garson bizi güzel bir masaya aldı. Başta kahve içmeye niyetliydik ama ortam o kadar güzeldi ki bira içmeyi tercih ettik. Sohbet uzayıp da biraz daha oturmak isteyince, kahve kısmına o zaman geçtik. Oysa ki sırada bekleyen insanlar gözlerimizin içine bakıyordu ama hayat acımasız, biz sıramızı bekledik, herkes bekleyecek 😉 Yok yine de insanın içi acıyor, yalan yok.
Dediğim gibi fiyatlar -böyle bir yer için- makul ve ulaşılabilir. Güncel fiyatlara ve menü detaylarına yazının sonundaki resmi web sayfasından bakıp, Le Terrass”ın size uygun bir yer olup olmadığına kendiniz karar verebilirsiniz. Buranın tadı yazın ya da en azından güzel havalarda çıkarmış gibi dursa da soğuk havalarda da iç mekanda oturmak, hatta akşam burada yemek yemek ya da barda bir şeyler içmek de keyifli olabilir. Onu da bir gün denersem bu yazıyı o şekilde güncellerim, hiç merak etmeyin.
Le Terrass” aynı zamanda bir otel olduğu için Paris’te Nerede Kalınır? yazımızdaki kalınabilecek örnek oteller listemize de ekleyelim hemen. Montmartre Tepesi‘nde Eyfel Kulesi manzaralı bir oda, akşam yemeği için de üst kattaki teras ile Terrass” Hôtel unutulmaz bir Paris deneyimi olacaktır.
Ulaşım için M2 ya da M13 metro hatlarından biri ile Place de Clichy‘ye gelebilir, buradan yukarı doğru, Montmartre Mezarlığı üzerindeki köprüden yürüyebilirsiniz. Bir diğer seçenek de M12 metro hattını kullanarak Abbesses istasyonunda inmek, istasyondan -mutlaka asansörle- çıktıktan sonra meydandaki atlı karıncadan sağa dönüp Rue des Abbesses üzerinde yürüyüp, ortadaki Restaurant Le Basilic‘i gördükten sonra soldan (Rue Josephe de Maistre) devam ederek otele ulaşmak olacak.
Öncesinde ya da sonrasında civarda neler yapabileceğinizi öğrenmek için de çok detaylı bir tanıtım yazısı olan Montmartre Tepesi‘ni okuyabilirsiniz.
Keyifli geziler, keyifli keşifler…
Web Sayfası: terrass-hotel.com/bar-rooftop
İlgili Yazı: