(Son Güncelleme: 05.06.2025) Paris’te birbirinden güzel restoranlar arasında hangi birini yazacağını şaşırıyor insan. Ama yine de fırsat buldukça, gidip yemek yediğim, keyif aldığım, sizin de seveceğinizi düşündüğüm mekanları burada paylaşmaya çalışıyorum. Bu yazıda yine böyle keyifli mekanlardan birinde, hoş bir İtalyan restoranı L’Osteria Del Passe Partout’dayız. L’Osteria Del Passe Partout Paris’in 6. arrondissement‘ında, en popüler, en
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Paris'te hangi restorana giderseniz gidin -büyük olasılıkla- yediğiniz yemekten keyif alırsınız. Kullanılan soslardan kaynaklanıyor olsa gerek, yemekten sonra damağınızda müthiş bir tat kalıyor geriye. O yüzden Paris'te herhangi bir rehberde yer alan bilginin peşinden giderek bir restoranda yemek yemem pek nadirdir. Bu konuda şansıma güvenirim genelde. Önce kapıdaki menüye bakar (kargacık burgacık
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Paris’in en meşhur, en turistik restoranlarından biri olan Chartier (şartiye ya da şağtiye) hakkında çok daha önce bir yazı yazmaya niyetliydim ama Cüneyt Ayral‘ın kitabı “Benim Paris’im“in yayın öncesi taslağını okuduğumda kitapta buradan da bahsedildiğini görünce etik olarak kitabın çıkacağı güne kadar beklemeye karar verdim. Eh, kitap çıktığına göre artık ben de size Chartier’den
((Son Güncelleme: 05.06.2025) Bundan bir süre önce Buttes-Chaumont Parkı hakkında bir yazı yazmış, daha sonra da sizlere Seine Nehri üzerindeki Rosa Bonheur Sur Seine‘den bahsetmiştim. Şimdi bu iki bilgiyi birleştirerek size Buttes-Chaumont Parkı‘nda Rosa Bonheur’ün işlettiği son derece sevimli bir kafe-restoranı tanıtmak istiyorum. 19. arrondissement‘da bir yamaç üzerine kurulu olan Buttes-Chaumont Parkı‘na Metro 7bis ile gidip de Botzaris istasyonunda indiğinizde parkın en üst noktasına ulaşmış
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Paris’te bir İstanbullu olarak eksikliğini duyduğum -belki de tek- şey Boğaz’da, hadi Boğaz’dan geçtim, denize karşı bir şeyler yiyip içmek oldu hep. O kadar ki, açık denizleri bile sevmem, ille İstanbul gibi karşı kıyıda hayatlar devam edecek; her ikisinin arasından da vapurlar ve martılar gelip geçecek. Paris’te olunca hayatın bu yönü eksik
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Konuk Yazar: Devrim BAĞMAN İnsan boğazına düşkün olunca benim gibi, yaşadığı şehrin sevdiği köşelerini zevkine uygun bir yeme içme mekanıyla özdeşleştirmeden rahat edemez. Gitmeyi sevdiği her yerde ya bir tatlısına hayran olduğu bir pastane, ya yemek yemekten zevk aldığı bir restoran ya da kendini evinde gibi hissettiği bir kafe bulur, başka türlü
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Bu kez merkezin çok az dışına, La Défense‘ın Courbevoie tarafına çıkıyoruz; çünkü haklı bir gerekçemiz var: Paris’teki en sevimli restoranlardan daha doğrusu trattoria’lardan birine gidiyoruz: Trattoria d’Angelo (tratorya dancelo). Aslında burayı bir Paris gezinizde özellikle kalkıp gidilmesi gereken bir yer olarak değil de, eğer konaklayacağınız yer La Défense tarafındaysa denemeniz gerektiğini düşündüğüm için paylaşıyorum. Burası benim Paris’te
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Paris’in Saint Germain ile Odéon arasında, bulvarın Mabillon tarafındaki girişinden girilen Rue de Buci‘den daha önce söz etmiş, bu küçük ama cıvıl cıvıl sokakta en sevdiğim mekanın da Bar du Marché olduğunu söylemiştim. Bu yazıda, bu güzel café-bar hakkında ayrıntılı bilgi vermek istiyorum. Evet Rue de Buci küçük ama hayat dolu bir sokak. Yaz-kış cıvıl cıvıl. Elbette
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Tapas barları sever misiniz? Ben bayılırım. İspanya'yı gezerken tapas barlara mutlaka uğrarım. Tabii ki her yerin kendine özgü yemeğini kendi memleketinde yemek gerek ama Paris gibi gerçekten kozmopolit bir şehirde farklı mutfakların en güzel örneklerini tatma şansı daha bir mümkün haliyle. O yüzden ara sıra da olsa Paris'te canım İspanyol mutfağı çektiği
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Paris’in en meşhur restoranlarından biri olan Léon’u hepiniz bilirsiniz. Midyesiyle ünlü bu restoran adından da anlaşılacağı gibi Brüksel yani Belçika kökenli bir zincir. İlk olarak Léon Vanlancker tarafından 1893’te Brüksel’de açılan Léon ancak yüz küsür yıl sonra, 1989’da Paris’e ilk şubesini açmış. Belçika’daki orijinal adı “Chez Léon“ yani Leon'un Yeri iken Paris’te “Léon de Bruxelles” yani Brükselli