(Son Güncelleme: 12.09.2024) Opéra National de Paris – Paris Ulusal Operası’nın Opéra Garnier – Palais Gariner ile birlikte Paris’teki iki ana binasından biri olan Bastille Operası’nı tanımaya geldi sıra. Place de la Bastille – Bastille Meydanı‘nında bulunan Bastille Operası – Opéra Bastille, tarihi opera binası Opéra Garnier‘ye göre modern mimarisiyle farklı bir görünüme sahip ve genel olarak Paris’in tarihi dokusuyla da tezat oluşturuyor. Yine de Bastille Operası’nı yakından tanımak ilginç olacak çünkü bu binanın görünümü kadar, farklı da bir hikayesi var.
Uruguay kökenli Kanadalı mimar Carlos Ott tarafından tasarlanan Bastille Operası, 13 Temmuz 1989‘da Fransız İhtilali’nin 200. yıldönümü arefesinde açılmış. Bastille Operası’nın bulunduğu Bastille Meydanı da Fransız İhtilali açısından önemli biliyorsunuz; zira 14 Temmuz 1789’da, vaktiyle burada bulunan Bastille Hapisanesi’ndeki tutsakların kurtarılmasıyla başlayan isyanla Fransız İhtilali’nin ilk kıvılcımı alevleniyor ve bu isyan sırasında Bastille Hapisanesi yıkılıyor ve o hapisaneden günümüze bir iz kalmıyor. Eylül 1859’daysa buraya Gare de Paris-Bastille adında bir tren garı inşa ediliyor. Yüz yıl sonra RER-A‘nın açılmasıyla işlevini kaybeden gar binası Aralık 1969’da kapanıyor ve bina bir süre çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor ama buraya Bastille Operası’nın inşa edilmesi kararından sonra Paris-Bastille Garı 1984’te yıkılıyor! Yani Bastille Garı, yine eski bir gar binası olan Musée d’Orsay – Orsay Müzesi kadar şanslı değilmiş 🙁
2745 koltuk kapasitesiyle dünyanın en büyük opera binalarından biri olan Bastille Operası, dış görünümü itibariyle tarihi Paris dokusuyla tezat oluşturmasına, gözünüzün alışması için zamana ihtiyaç olmasına rağmen, çağdaş bir atmosferde opera, bale ve dans gösterileri izlemek için son derece güzel bir iç mekana ve oldukça büyük bir salona sahip. Gerçi Opéra Garnier‘nin içi de dışı da Bastille Operası’na göre çok daha görkemlidir ama Opéra Garnier‘de temsil izlemek için yerinizin çok iyi olması gerekir; bazen localardaki bir arka sıradan bile sahnenin önemli bir kısmı görünmez ama Bastille Operası gibi çağdaş opera binalarında böyle bir sorun yok tabii.
Bastille Operası’nın resmi açılışı 13 Temmuz 1989’da yapılmış ama sezon açılışı ve ilk gerçek temsilin verilmesi için 17 Mart 1990 tarihi beklenmiş. İlk gösterim Berlioz‘un Les Troyens – The Trojens operasıymış. Bu arada, binanın inşaatı biraz aceleye geldiği için açılışından sonra dış cephesinde sorunlar yaşanmış ve yüklenici firma ciddi bir ceza ödemek zorunda kalmış. Neyse ki tüm sorunlar çözülmüş ki o tarihten günümüze Bastille Operası şehrin önemli bir kültür sanat merkezi olarak işlevini başarıyla sürdürüyor.
Bastille Operası’nda biri ana salon, biri amfitiyatro, biri de stüdyo olmak üzere üç salon bulunuyor. Bugüne kadar ben ilki Temmuz 2011, sonuncusu Şubat 2018 olmak üzere Opera Bastille’de birkaç temsil izledim. Dediğim gibi içerisi Opéra Garnier kadar görkemli değil ama kesinlikle çok daha konforlu ve temsil izleme açısından neredeyse kusursuz bir görüş açısı sağlıyor. Fuaye kısmı oldukça dar olmakla birlikte yine de antraktlarda katlar arasında dolaşmak, Bastille Meydanı‘nı izlemek oldukça keyifli. Benim için fuayedeki en ilgi çekici eserse, bu yazının kapak fotoğrafında gördüğünüz dans eden kadın heykeli. Niki de Saint Phalle‘in bu eseri “l’Oeuf, La Femme et Le Serpent” yani “Yumurta, Kadın ve Yılan” olarak geçiyor. Yumurta doğuşu ve üretkenliği, dünya üzerindeki yılansa kaos ortamındaki yaratıcılığı temsil ediyor.
Bastille Operası’na toplu taşımayla gelmek çok kolay. Buraya M1, M5 ve M8 metro hatlarının Bastille istasyonunda inerek kolayca ulaşabiliyorsunuz. Sortie 3’ten çıkarsanız merdivenlerin olduğu ana girişe, Sortie 4’ten çıkarsanız da temsil için giriş yapacağınız kapıya ulaşıyorsunuz. Bastille Operası’nı gezmek istiyorsanız rehberli turlara katılmanız gerekiyor, Opéra Garnier gibi kendi başınıza gezemiyorsunuz. Bilet ücretleri, program ve diğer ayrıntılar için yazının sonundaki linklere bakabilir, online bilet alabilirsiniz. Bu arada Bastille Operası Journées du Patrimoine – Kültürel Miras Günleri etkinlikleri kapsamında yılda bir gün de ücretsiz gezilebiliyor. Tabii onun için de önceden rezervasyon yaptırmalısınız.
Bastille Operası çevresinde yapabileceklerinizi Bastille Meydanı yazımda ayrıntılı olarak okuyabilirsiniz ama kısaca birkaç ipucu vermek gerekirse size, hemen yan taraftaki minik liman Port de l’Arsenal‘i ve opera binasının arkasındaki harika yürüyüş yolu Promenade Plantée – La Coulée Verte‘i önerebilirim. Biliyorsunuz La Coulée Verte, vaktiyle Bastille Operası’nın yerinde bulunan Bastille Garı’na giden demiryolu hattının bulunduğu bir çeşit viyadükmüş; gar binası işlevini kaybedince bu viyadük park ve yürüyüş yolu olarak yeniden düzenlenmiş…
Bastille Operası’nda temsil izlemek içinse Paris Ulusal Operası’nın yazının sonundaki resmi web adresinden bilet bakabilirsiniz. Buraya ilk kez gidecekseniz ana salondaki bir gösteriyi seçmenizi öneririm. Gerçi iyi konumdaki yerler inanılmaz pahalı olabiliyor ama yine de bütçenize uygun bir şeyler bulabileceğinize inanıyorum. Bastille Operası’nı yakından tanımak ve burada bir opera izlemenin nasıl bir duygu olduğunu anlamak içinse aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz. Hadi şimdi arkamıza yaslanalım ve en sevdiğim operalardan biri olan Bizet’nin Carmen’inin Bastille Operası’nda sahnelenişini birlikte izleyelim:
Bence Paris gezinizde ne yapın edin bir opera ya da bale izleyin. Tarihi bir atmosferi solumak istiyorsanız elbette ki Opéra Garnier ya da Versay Kraliyet Operası‘nda bir temsil izlemelisiniz. Çağdaş bir ortamda çok daha konforlu bir şekilde bir temsil izlemek istiyorsanız gideceğiniz yer kesinlikle Bastille Operası olmalı. Muhteşem konserler için de Philharmonie de Paris – Paris Filarmoni‘yi öneririm.
Sanatla kalın…
Mutlu günler.
Web Adresi: operadeparis.fr/en/visits/opera-bastille
Opera, Bale ya da Konserler için gidebileceğiniz diğer yerler:
6 Comments
Bu yazınıza pek yorum yapılmamış demek milletimizin opera baleye pek ilgisi yok. Ama İlber Ortaylı’nın dediği gibi herkes iyi müzik dinlemeli klasik müzik :))))) ellerinize sağlık
“Herkes iyi müzik dinlemeli”…
Çok teşekkürler Pınar Hanım…
Nedense Paris tatillerim hep Ağustos ayına geliyor ve maalesef hiç gidemiyorum operaya diğer tüm ülkelerde gittim Paris ye gidemedim. Yazınız çok güzel teşekkürler umarım gidebilirim
Umarım bir gün Paris’te de Opera ya da konser etkinliği izleme şansını yakalarsınız. Güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim.
Ben aslında klasik süslü opera binalarını seviyorum ama o kadar güzel yazmışsınız ki bu binayı da görmek isterim
Teşekkürler Bora Bey. Tabii binanın dışarıdan bakıldığında öyle bir albenisi yok ama içeride bir temsil izlemek müthiş bir deneyim.