(Son Güncelleme: 04.03.2024) Fransızlar, doğa koşullarından korunmak için olsa gerek “su kenarında keyif çatmayı, daha doğrusu yemeyi içmeyi bizler kadar çok sevmiyorlar” der dururum. Malum, nehirler zaman zaman taşabiliyor, bu yüzden de su kenarındaki alanlar her zaman tehlike altında.
Bunu bir yere kadar anlayabilirim ama biz mi su kenarında yeme içmeyi fazla abartıyoruz yoksa Fransızlar mı bu işi bilmiyorlar, tam anlayabilmiş değilim ama yine de gün geçtikçe onların da bu konuda gelişme kaydettiğini görmekten mutluluk duyduğumu söylemeliyim 🙂
Seine Nehri kıyısında henüz tam anlamıyla istediğim tarzda bir yeme içme mekanı bulmuş değilim gerçi ama farklı bir tarz olarak kimi tekne-restoranlar bu konuda “can simidi” vazifesi görebiliyor. Nehrin öbür yakasındaki Bassin de la Villette‘teki Antipode gibi keyifli bir tekne olan Rosa Bonheur sur Seine, diğerlerinin aksine daha çok bir café-bar havasında.
Buttes-Chaumont Parkı‘ndaki Rosa Bonheur‘ün işletmecisi, birkaç yıl kadar önce Pont Alexandre III‘nın Invalides tarafında demirli bu tekneyi café-bar olarak işletmeye başlamış ve Seine kıyılarına can katmış. İlk açıldığı zamanlarda buradan köprü manzarası şahaneydi ama yan tarafa demirleyen ve aynı şekilde bir restaurant-bar olarak hizmet vermeye başlayan Flow Paris açılınca o güzelim manzarası kapandı ya da en azından kısıtlandı 🙁
Çok keyifli bir gezinti teknesi havasındaki Rosa Bonheur geniş, düz ve dört bir tarafı manzaralı salonunda konuklarını çok keyifli bir atmosferde ağırlıyor. Benim mi beklentim fazla, yoksa bir İstanbullu olarak su kenarı yaşam kriterlerim mi yüksek bilemiyorum; burası da tam anlamıyla istediğim yer değil ama “hiç yoktan iyidir” hatta “epey iş görür” sınıfında değerlendirilebilecek bir mekan Rosa Bonheur (roza bonör ya da ğoza bonöğ).
Öyle aman aman bir menü beklemeyin ama yine de keyifle yiyebileceğiniz bir şeyler bulabilir, hiç olmazsa çok güzel bir ortamda keyifle bir şeyler içip atmosferin tadını çıkarabilirsiniz. Aynı şekilde hemen yan tarafta bulunan Flow Paris ve köprünün diğer tarafındaki Bistrot Alexandre III da denenebilir.
Aslında ben bu yazıyı 2014 yılında ilk yazdığımda hem manzarası kusursuzdu hem de gündüz vakti çok güzel oluyordu. Ama zaman içinde burası bir gece kulübü kimliği kazanmaya başladı. Yine de günümüzde sadece hafta sonları ve güzel havalarda teknenin terası, hatta yazın teknenin bağlı bulunduğu rıhtım komple buraya bağlı bir yer haline geliyor ve mevsim de kıvamındaysa atmosfer şahane oluyor. Dediğim gibi gece de Rosa Bonheur sur Seine bir bar ve gece kulübü atmosferine bürünüyor. Rosa Bonheur sur Seine Çarşamba, Perşembe ve Cuma akşamları 18:00-01:30, Cumartesileri 12:00-01:30 ve Pazar günleriyse 12:00-00:30 saatleri arasında açık. Güncel bilgileri yazının sonundaki resmi web sayfası linkinde bulabilirsiniz.
Bense buranın sakin zamanlarını yakalamaya çalışırdım eskiden. Bazen eş dost sohbeti için arkadaşlarla, bazen de bilgisayar başında çalışmak için tek başıma giderdim. Her seferinde de keyifli vakit geçirdiğimi söylemeliyim ama artık pek öyle değil. Onlar da paranın kokusunu aldılar. Yine de başka öncelikleri olanlar için burası cazip bir yer olabilir diye yazıyı tutmaya niyetliyim.
Zaten teknenin bulunduğu yer Paris’in göbeği. İki adım öteniz Napolyon’un mezarının olduğu yer olan Askeri Müze – Invalides, karşı kıyıda Grand Palais ve Petit Palais var; onun arkası da Champs-Élysées…
Rosa Bonheur’e metroyla gelmek için M8 ya da M13 hatlarının Invalides istasyonunda inmeniz yeterli. Aynı şekilde RER-C‘nin de burada bir istasyonu bulunuyor.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Afiyet olsun.
Web Adresi: rosabonheur.fr/rosa-seine
