X

Paris’te Ulaşım 1: Paris Metrosu

(Son Güncelleme: 02.04.2024) 1900 yılından beri günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelen Paris metrosu, 14 tanesi ana hat, 2 tanesi ek hat olmak üzere toplam 16 hattan oluşan 227 kilometre uzunluğunda müthiş bir toplu taşıma sistemi. Paris’in her yerinden her yerine kolayca ulaşabilmeniz için 62 tane transfer noktası ile hat değiştirebileceğiniz 308 istasyonluk bu metro şebekesi ilk bakışta karmaşık gibi görünse de mantığını çözdükten sonra son derece işlevsel ve hayatı kolaylaştırıcı bir ulaşım ağı. İşte bu yazıda Paris Metrosu’nu kullanırken dikkat etmeniz gereken tüm detayları bulacaksınız…

Nasıl anlatsam, Kadıköy’den Sarıyer’e, Sarıyer’den Beykoz’a, Beykoz’dan Bostancı’ya, Bostancı’dan Maslak’a, Maslak’tan Ümraniye’ye, Ümraniye’den Bakırköy’e özgürce gidebildiğinizi, maksimum yolculuk sürenizin de yarım saat olduğunu düşünün. Öyle ki, en yakın metro istasyonun da en fazla 100-150 metre uzağınızda olduğunu hayal edin; işte öyle bir ulaşım ağıdır Paris metrosu… Dilerseniz, Paris Metrosu’nu daha iyi tanımanız için hazırladığım bu videoyu da izleyin ki aşağıda yazdıklarım zihninizde daha iyi pekişsin:

Detayları öğrenmek isteyenler için biz yazımıza devam edelim: Paris metrosunu iyi anlamak için metro haritasını iyi okuyabilmemiz gerekiyor. Bunun için önce “Zone (zon)” kavramının ne demek olduğuyla başlayalım: Paris ulaşım ağı 5 ayrı zone‘dan oluşan bir derecelendirmeye sahip; Paris tarihi merkezi 1. zone olarak düşünecek olursak halka şeklinde dışarıya doğru genişleyen bir bölümlendirme gibi düşünmemiz uygun olur. Bir turistin üç-beş günlük Paris gezisinde, havalimanlarına ulaşım dışında günlük olarak kullanacağı bölge sadece 1. zone olacaktır.

Zone ayırma mantığının amacı bilet fiyatlandırmasını buna göre tarifelendirme yapmak. Bu konuda çok detaylı bilgiye Biletler ve Ulaşım Kartları yazısında ulaşabilirsiniz. 1-2 zone dışına çıkacaksanız, örneğin Orly Havalimanı, Charles de Gaulle Havalimanı, Versay Sarayı, Disneyland Paris, La Vallée Village Outlet Center, Fontainebleau Şatosu gibi yerlere gidecekseniz o zaman metro değil, çok daha kapsamlı bir raylı sistem olan RER‘e binmeniz, bazen de banliyö trenlerini kullanmanız gerekecek; o yüzden ilgili linklerde tüm ayrıntılarıyla yazdığım yazıları da okursanız Paris’te ulaşım konusunda sorun yaşamazsınız.

Ah bir de şu bilgiyi eklemeliyim: Zaten Paris ve çevresinde bir yerden bir yere nasıl gidileceğini keşfetmek için ben dahil kimseye ihtiyacınız yok. Cep telefonunuzdaki harita uygulamasına kalkış ve varış noktalarının adreslerini yazdığınızda o size, o güne ve saate göre en uygun seçenekleri sunuyor. Tabii uygulamanın her dediğini de yapmayın, Pariste.Net okuyanlar ve derslerine iyi çalışanlar, sunulan seçenekler arasında hangisinin en ideal olduğunu kolaylıkla bulabilirler. Ama rica ederim, bana da sormayın; çünkü bana sorduğunuzda ben de o uygulamalara girip bakıyorum; her yeri ezbere bilmem mümkün değil 😉

Metro haritasını okurken önce bize en yakın istasyonu bulmamız gerekiyor. Paris’te konaklamak için otel seçerken sizin için pek çok önemli kriterin yanında, otelinizin hangi metro durağına yakın olduğunu bilmeniz de bu bakımdan önemli. Örneğin M1 metro hattın hangi istasyonuna yakın olursanız olun, bu hat üzerindeki bir otelde kalırsanız ulaşım bakımından çok  rahat olursunuz.

Zaten Paris metrosunun en temiz hatlarından biri M1, bir diğeri de M14‘tür bana göre. Her iki hattın vagonları tamamen otomatiktir, kullanıcısı yoktur. O yüzden özellikle çocuklarla bu metrolara bindiğinizde, eğer en önde boş yer bulursanız çocuklarınızın burada durmasını sağlayın ve metroyu kendileri kullanıyorlarmış gibi hissetmelerini sağlayın. İnanın çok mutlu olacaklardır. Ben bile öyle hissederken, çocukları düşünemiyorum 🙂

Ve bunca metro hattına rağmen sürekli olarak yeni istasyonlar yeni hatlar inşa ediliyor. Daha Grand Paris Projesi kapsamında hayata geçecek olan Grand Paris Express diye şehri çepeçevre saracak çok daha büyük bir ağın yapımı aşama aşama devam ediyor, gerisini siz düşünün… Bu arada, metro haritasının en güncel ve en detaylı haline bu linkten ulaşabilirsiniz.

Metroya bineceğiniz istasyondan gideceğiniz noktaya tek hatla ulaşabiliyorsanız işiniz nispeten kolay; gideceğiniz yönün son durağını gözünüze kestiriyorsunuz ve işaret panolarını takip ederek o yöne doğru ilerliyorsunuz. Yolda sağa sola ayrılan koridorlar kafanızı karıştırmasın; aksi belirtilmedikçe siz daha önce gördüğünüz panonun doğrultusunda ilerlemeye devam edin, sonunda istasyona ulaşacaksınız.

Ancak burada dikkat etmeniz gereken bir konu var: Diğer hatlarda sorun yok ama M7 ve M13 metro hatlarının güzergahları belirli bir noktadan sonra çatal yapıp ikiye ayrılıyor. Bu durumda sizin ineceğiniz nokta ana hat üzerindeyse sorun yok, çatalın iki ucuna giden trenlerden birine binmeniz yeterli ama eğer inmek istediğiniz istasyon çatallardan birinin üzerindeyse o tarafa doğru giden treni beklemeniz gerekiyor.

Zaten M7 ve M13 metro istasyonlarındaki bilgi panolarında iki güzergah için ayrı ayrı metro zamanları bildiriliyor, gelen trenin üzerinde de hangi yöne gittiği yazıyor. Bu konuya dikkat ederseniz kesinlikle hata yapmazsınız. Bir de hazır sözünü etmişken, M7 ve M13 metroları pek sevimli değildir. M13 hattında kuzeye doğru, M7 hattının da özellikle kuzey doğu tarafındaki istasyonlarındaki yolcu profili biraz gariptir, haberiniz olsun 😉

Paris metrosu ile ilgili dikkat etmeniz gereken bir diğer konu da (hatta belki de en önemlisi) aktarma konusu. Eğer tek bir hat ile gideceğiniz yere ulaşamayacaksanız o zaman bir aktarma istasyonunda transfer yapmanız gerekiyor ama bu aktarmalar gözünüzü korkutmasın. Châtelet – Les Halles, Bastille, Gare du Nord, Opéra, Montparnasse, Nation ve Saint Lazare istasyonları haricinde durum o kadar da karışık değil. Zincirlikuyu-Gayrettepe aktarmasını yapabilenler Paris’teki aktarmaları da rahat rahat yapar 🙂

Bir hattan başka bir hatta aktarma yapabileceğiniz noktalar metro haritasında beyaz yuvarlak olarak gösteriliyor ve oradan hangi hatlara geçiş yapabileceğiniz her hatta ayrı bir renk verilmiş olarak görüyorsunuz. Yani metroya bineceğiniz ve ineceğiniz istasyonları haritadan buluyorsunuz, tek bir hatsa sorun yok ama dediğim gibi aktarma varsa bu hatların kesiştiği beyaz noktalı yeri keşfediyorsunuz ve buna göre hangi istasyonda aktarma yapmanız gerektiğini çözüyorsunuz. Şanslıysanız sadece tek bir aktarma ile gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz ama bazen de iki aktarma yapmak gerekebiliyor 🙂

Hatta bazen de bir yerden bir yere iki farklı şekilde gitmek de mümkün olabiliyor; artık işin o kısmı biraz mühendislik bilgisi biraz da Paris metrosunu iyi tanımakla ilgili bir durum. Daha bir de metroya binerken hangi istasyonda, hangi kapıda beklerseniz, ineceğiniz yerde çıkışa en yakın kapıya nasıl ulaşırsınız gibi teknik konular da var ama bunun için cidden Paris’te uzun süreler yaşamak gerekiyor. Siz şimdilik turist olduğunuz için o detaylarda kaybolmayın derim. Harita üzerinden güzergahınızı belirleyin ve yolunuza gönül rahatlığıyla devam edin…

Gelelim bilet fiyatları konusuna… Biletler ve Ulaşım Kartları yazımda da belirttiğim gibi fiyatlandırma 5 zone / bölge üzerinden yapılıyor ama bu bölge sistemini arrondissement ile karıştırmayın lütfen. Paris’in bildiğimiz anlamda merkezi 1-2 zone olarak geçiyor. Şurası çok önemli: Metronun ulaştığı 3. zone da 1-2 zone olarak fiyatlandırılıyor ama 3. zone’a RER ile gitmek isterseniz onun ücretlendirilmesi ayrı. Biz Paris Metrosu fiyatları açısından bakacak olursak: 2€ karşılığında gişelerden ve bazı otomatlardan alabileceğiniz (İstanbulkart benzeri) Navigo Easy kartınıza 1-2 zone, yani Paris’in merkezinde kullanmak için tek yükleme yaptığınızda 2,15€ ödüyorsunuz, 10’luk yükleme yaparsanız 17,35€ ödüyorsunuz, yani tek bilet 1,73€ olmuş oluyor. 4-10 yaş arası çocuklar için alacağınız Navigo Easy kartına tek yükleme yapamıyorsunuz, 10’luk yükleme içinse 8,65€ ödüyorsunuz, yani çocuğunuzun tek bir bileti 0,86€‘ya gelmiş oluyor. 4 yaşından küçük çocuklar içinse ulaşım ücretsiz. Günlük/Haftalık/Aylık Navigo kartı ya da Paris Visite bileti olanlarsa 1-5 zone tüm Paris’te OrlyVal hariç tüm toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanıyor. Elbette başka avantajlı biletler ve ulaşım kartları da var ki bu konudaki tüm güncel bilgileri Biletler ve Ulaşım Kartları yazımda ayrıntılı bir şekilde bulabilirsiniz.

Çeşit çeşit otomatik bilet satış makinelerinin kimisinde nakit kimisinde bozuk para kimisinde kredi kartı geçiyor; makinelerin üzerindeki işaretlere göre seçiminizi yapabilirsiniz. Ayrıca makinelerde İngilizce dil seçeneği her zaman için mevcut. Navigo Easy gibi bir ulaşım kartınız olduğunda yüklemelerinizi cep telefonunuz aracılığıyla Île de France Mobilités uygulaması üzerinden de yapabiliyorsunuz. Özellikle yoğun istasyonlarda gişeler ve otomatlarda çok sıra olabiliyor,  o yüzden bu cep telefonu uygulaması önemli.

Aldığınız bileti bir kere kullandıktan sonra çıkışa kadar saklamanızı öneririm, bazen istasyonlarda, bazen de metrolarda kontrol olabiliyor. Tek kullanımlık biletinizin geçerlilik süresi ve aktarma koşulları da aşağıdaki şekilde:

Bu ulaşım araçları arasında ilk okutmanızdan sonra 90 dakika içinde ücretsiz aktarma yapbiliyorsunuz ama ilginç bir şekilde, metroya bindikten sonra aynı biletle otobüse binemiyorsunuz ya da otobüs yolculuğu sonrası metro ya da RER’e aktarma da yok. Garip ama öyle… Ayrıca metro ve RER aktarmaları için turnikeden çıkmamanız gerekiyor, aktarma sadece istasyonlar arası iç koridorlarda dolaşıp indi-bindi yapmak için; yoksa herhangi bir metro ya da RER turnikesinden çıkıp sonra size tanınan sürede başka bir metro ya da RER turnikesinden giriş yapamıyorsunuz.  Karışık işler işte 🙂

Paris metrosu o kadar işlevsel ki araba kullanmayı çok seven biri olmama rağmen Paris’te araba kullanmak diye bir talebim neredeyse hiç olmadı. Ama yine de çok pratik ve kolay bulduğum Paris metrosunun metronun birkaç önemli problemi var: Birinci problem metronun, daha doğrusu metro istasyonların ve aktarma koridorlarının temizlik problemi… Gerçi izlediğim bir programda metronun her gün temizlendiğinden bahsediliyordu ama bu kadar çok istasyon, bu kadar uzun aktarma koridorları olunca, ne kadar temizlerseniz temizleyin baş etmek biraz güç oluyor haliyle.

72 milletten adamın kullandığı metrodaki kirlilik, çoğunlukla evsizlerin ya da sarhoşların istasyonları ya da geçitleri tuvalet gibi kullanmasından kaynaklanıyor… Bu hoş bir durum değil ama yine de belirtmeden geçmememliydim, zira geldiğinizde hayal kırıklığına uğramanızı istemem. Bir de Paris’in sıcak olduğu günlerde klimasız metro vagonları bir eziyet olabiliyor.

Paris metrosu kimi zaman pis ve bakımsız olabilir ama sonuçta 226 kilometrelik metro hattını kurmak mı kolay yoksa temizleyip bakımını yapmak mı diye soracak olursak, tabii ki bir ayda her yeri pırıl pırıl yapmak mümkün ama bunca hattı döşeyip bunca istasyonu inşa etmek yıllarınızı alacaktır; haliyle şükrediyoruz elimizdekine 🙂

Bir diğer problemse metro merdivenlerin çoğunun engelli, yaşlı ve bebekli ailelere göre düzenlenmemiş olması yanında, transfer noktalarının uzun ve karmaşık olması. Gerçi İstanbul’da yaşayıp Taksim, Şişhane, Uzunçayır-Ünalan ve Zincirlikuyu istasyonlarını kullanma alışkanlığı olan kişiler için bu durum çok da yabancı gelmeyecektir ama Paris metrosunun tarihi İstanbul metrosundan bir yüz yıl kadar eski olduğu düşünülürse, o zamanlar bu tür detaylar hesaba katılmadığı için mazur görülebilir belki.

Bir diğer büyük sorun da Paris metrosunda sık sık başınıza gelebilecek olan yankesicilik problemi. Lütfen metrolarda çantanıza ve cep telefonlarınıza sahip çıkın. Paris metrosundaki yankesiciler sadece hırsız değil, usta birer illizyonist. Paris’te Bir Hafta kitabımda da yazdığım gibi, kot pantolonunuzun ön cebinden bile telefonunuzu ya da cüzdanınızı alabilirler. Sonra giden gider ve asla bulunamaz, o nedenle lütfen dikkati elden bırakmayın.

Yine de her şeye rağmen Paris metrosu muhteşem bir ulaşım ağıdır. Hele bir de birbirinden ilginç metro istasyonları var görmeniz gereken. Çünkü neredeyse hiçbir istasyon birbirine benzemiyor (ki bazen istasyon girişlerini fark etmek güç olabiliyor), pek çoğu son derece ilginç şekilde tasarlanmış.

Gördüğünüz gibi Paris metrosu demek özgürlük demek, her yerden her yere ulaşmanın en kolay yolu metro. Yine de, eğer vaktiniz varsa, gezinizin bir kısmını otobüsle yapmanızı tavsiye edeceğim, çünkü o zaman metro ile altından geçip kaçırdığınız yerleri geze geze, göre göre dolaşmış oluyorsunuz.

Paris metrosunu çözmüş olmanız, Paris’e geldiğinizde yolunuzu kolayca bulabileceğinizi artık biliyor olmanın iç rahatlığıyla şimdiden iyi tatiller diliyorum. Güzel bir Paris gezisi olsun…

Keyifli geziler, keyifli keşifler.

 

 

Ahmet Ore: