(Son Güncelleme: 11.09.2024) Hep söylediğim gibi Fransa’daki köyleri, bizim bildiğimiz anlamdaki köylerden ayıran en büyük özelliklerden biri, o köylerde rüya gibi evler ve çevre düzenlemesinin yanında çoğu zaman kaliteli restoranlar, konservatuarlar, dans okulları, sanat galerileri ve hatta birbirinden değerli müzelerin de olması.
Sadece 500 civarında insanın yaşadığı Giverny‘de de, akın akın insanın gelip ziyaret ettiği, yine böylesine değerli bir müze var işte: Musée des Impressionnismes – Empresyonizm Müzesi…
Paris’e 80 kilometre mesafede şirin bir köy olan Giverny‘de bulunan bu müzenin, bu kadar ünlü olmasının nedeni sadece içinde sergilenen eserler değil. Elbette ki sanatın izini sürmeyi sevenlerin, özellikle de empresyonizm meraklılarının keyifle gezebileceği bu müze daha çok, Claud Monet’nin Giverny’deki Evi‘ni gezmeye gelenlerin bu geziden sonra ek olarak görmek isteyebilecekleri çok özel bir yer.
Zaten Giverny küçücük bir köy olduğu için, hazır Monet’nin evine gelmişken, o cennet bahçeyi gezdikten sonra Empresyonizm Müzesi’ni gezmek de gününüze güzellik katacaktır. Dikkat etmeniz gereken üç şey var: Müzenin açık olduğu tarihler, hangi dönemsel serginin olduğu ve Giverny‘ye ne zaman gitmenin uygun olacağı.
Özellikle altını çizmeliyim ki müze yılın her dönemi açık değil, açık olduğu günler sezona ve sergilerin durumuna göre değişiyor. O nedenle sizin gitmeyi planladığınız tarihte müzenin açık olup olmadığını yazının sonudaki resmi web sayfasından kontrol etmeniz önemli.
Zaten biz de, Giverny yazısını hazırlamak üzere bu köye gittiğimizde 2016 Temmuz başıydı, elimizde daha önceden alınmış biletlerimiz olduğu halde Monet’nin evini gezdikten, Giverny‘de güzel bir yürüyüş yaptıktan sonra müzeyi gezmek istediğimizde, buranın kapalı olduğunu görüp üzülmüş, “artık bir dahaki sefere” deyip köyden ayrılmıştık. Oysa web sayfasından baksaydık böyle olmayacaktı. Yani siz imamın dediğini yapın yaptığını yapmayın 🙂
Ve işte o bir dahaki sefer Eylül 2016 ortasına denk geldi. O mevsimde Giverny‘nin, daha doğrusu doğanın bu kadar güzel olabileceğini tahmin etmemiştik. Hele ki sırf bu müzeyi gezip size anlatmak için 80 kilometrelik yola çıkmışken, yol üstünde La Roche-Guyon diye bir köyü keşfetmemiz, bu köydeki muhteşem La Roche-Guyon Şatosu‘nu gezmemiz de ayrı bir hikaye.
Daha önceden Giverny‘ye birkaç kez geldiğimiz için bu kez kolayca arabamızı köy tarafındaki otoparka bıraktık ve arabadan inip köye doğru yürüyüp de sokağa ulaşınca, tam karşımızda Empresyonizm Müzesi’ni elimizle koymuş gibi bulduk. Biletlerimizi daha önceden almıştık, o yüzden sıra beklemeden hemen içeri girdik ama laf aramızda, biletlerinizi önceden almanız o kadar da şart değil 😉
Bu müzede ağırlıklı olarak, empresyonizm akımının değerli isimlerinin sergileri düzenleniyor ve her yıl 2-3 dönemsel sergi gerçekleştiriliyor. Bizim gezdiğimiz Eylül 2016’daki sergi İspanyol empresyonist Joiquín Sorolla’nın muh-te-şemmm sergisiydi. Tabloların karşısında ne kadar uzun zaman geçirdiğimi hatırlamıyorum.
Üst kattaki üç salonda -çoğunlukla- dönemsel sergiler olduğu için bu yazıda gördüğünüz fotoğraflardaki tabloları daha sonraki sezonlarda bu müzede görme olanağınız olmayacak, çünkü siz gittiğinizde başka bir sergiyle karşılaşacaksınız. Sizin gideceğiniz dönemde hangi serginin düzenleneceğini görmek içinse yine müzenin resmi web sayfasına bakabilirsiniz.
Takdir edersiniz ki her dönemsel sergiyi izleyip bu fotoğrafları güncelleme şansım yok. Benim şansıma da Sorolla gibi değerli bir ressamın sergisi denk düştü ve bu müzenin tanıtım yazısı için de harika bir kaynak oldu. Empresyonizm ilgi alanınızsa Paris’te görmeniz gereken üç önemli müze olduğunu da not edin lütfen: Marmottan Müzesi – Musée Marmottan, Orangerie Müzesi – Musée de l’Orangerie ve Orsay Müzesi – Musée d’Orsay
Peki bu müzede kalıcı eserlerin sergilendiği yer yok mu, elbette ki var. Bunun için alt kattaki -görece- küçük salona inmeniz gerekiyor, çünkü çoğunlukla kalıcı eserler burada sergileniyor. Doğrusunu isterseniz -bizim gezdiğimiz dönemsel serginin olağanüstülüğünden mi bilinmez- üst kattaki eserleri gördükten sonra alt kattakiler bana o kadar da etkileyici gelmedi. O yüzden bu müzeye girmeden önce hangi dönemsel sergiyi ziyaret edeceğinizi önceden bilmekte yarar var.
Çoğu insan için Empresyonizm Müzesi, Paris’ten kalkıp 80 kilometre yol kat ettikten sonra gezmeye değer bir müze olmayabilir ama Monet’nin Giverny’deki Evi, Paris çevresinde mutlaka görülmesi gereken bir yer olduğundan, orayı gezdikten sonra Giverny‘de şöyle bir dolaşıp güzel bir yemek molasının ardından ziyaret edilmesi gereken harika bir müze olduğunu da söylemeden edemeyeceğim.
Yemek demişken; ben Giverny yazımda bu köyde yemek yemek için Restaurant Baudy‘yi öneriyorum ama müzeyi gezecek olanlar için, müzenin kendi kafe-restoranı da hoş bir seçenek olabilir. Ama ben yine de müze kafesinde kahve molası vermenin keyifli olacağını düşünüyorum. Güzel havalarda Restaurant Baudy‘nin bahçesi cennet gibi oluyor. Burası da cennet, orası da cennet, bilemiyorum 🙂 Karar sizin.
Müze gezinizin ardından, müzenin restoranı Le Terra Café‘de oturup kahvenizi yudumlarken -hava güzelse- bu cennet bahçenin tadını çıkaracaksınız. İçinize çekeceğiniz hava da mis gibi zaten. Biraz önce de birbirinden güzel sanat eserleri görmüşsünüz, gözünüz gönlünüz bir başka aydınlanmış; daha ne olsun ki?
Müzenin bahçesi boylamasına çok büyük değil ama enlemesine, müze cephesi boyunca gittikçe gidiyor. Hafif bir labirent havası verilmiş düzenlemesiyle de her köşede karşınıza ilginç bir peyzaj çıkıyor.
Mevsimine göre türlü türlü çiçekler arasında kaybolacağınız bu bahçeyi gezmek de ayrı bir keyif. Belki müzeyi gezmeyecek olsanız bile kapısından girip bahçede şöyle bir dolanmak iyi olabilir, zira bahçeye giriş ücretsiz.
Hatta müzenin sol tarafındaki çayırlıklarda karşınıza çıkacak olan saman balyaları da epey bir etkileyici olacaktır. Monet’nin ve diğer empresyonistlerin üzerinde pek çok kez çalıştığı bu temanın gerçek formuyla karşınızda duruyor olması, düşle gerçeklik arasında bir çizgide, sanat eserinin içindeymişsiniz gibi bir his uyandırıyor.
Bence Paris’e uzun süreliğine geldiyseniz ya da daha önce Paris’e birkaç kez geldiğiniz için bu kez farklı şeyler yapmak istiyorsanız Giveny‘yi -güzel bir havada- mutlaka görmeniz gerek. Burada Monet’nin evini gezdikten sonra bir de üzerine Empresyonizm Müzesi’ni ziyaret ettiniz mi tamamdır. Eh Monet’nin mezarı da Giverny’de zaten. Bence unutulmaz bir gün olacaktır.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Web Adresi: mdig.fr
Adres: 99 Rue Claud Monet, 27620 Giverny