(Son Güncelleme: 04.03.2024) Paris aşkın, parfümün, sanatın ve kültürün ama bir o kadar da alışverişin başkenti ya da başkentlerinden biri diyelim. Bu şehirde alışveriş illa lüks mağazalarda, ünlü markalar arasında yapılacak diye bir kural yok.
Paris’te her şey satılık, isterseniz yepyeni, isterseniz ikinci-üçüncü-beşinci el; ne ararsanız bulabileceğiniz, her zevke her keseye uygun bir eşyayla karşılaşmanız mümkün. İşte bu yazıda sizlere, sözünü ettiğim alışveriş seçenekleri arasında en keyiflilerinden biri olan, “Brocante”tan, yani sokaklara kurulan bit pazarlarından söz etmek istiyorum.
“Brokant” daha doğrusu “bğokant” olarak okunan Brocante’lar Paris’in hiç ummadığınız bir köşesinde karşınıza çıkıveren muhteşem sokak pazarları. İnsanlar bazen kendilerine ait, bazen başkalarından düşürdükleri kullanılmış ürünleri, bit pazarı havasında sokak tezgahlarında topluca satıyorlar.
Normalde yaya yolu, kaldırım ya da park yeri gibi alanlara kurulan brocante‘lar kimi zaman da özel binaların içinde “gizli saklı avlularda” da düzenlenebiliyor. Bazen kendi halinde bir kaldırım bir bakmışsınız rengarenk bir bit pazarına dönüşmüş olabiliyor.
Normalde kendi halinde tipik bir Paris sokağıyken, düzenlenen brocante ile birdenbire bir şenliğe dönüşen caddenin iki yanı boyunca, bazen küçük bazen de büyük bir meydan, eskilerin alınıp satıldığı pazar eğlencesi oluveriyor.
Çoğunlukla bu pazarların ucu bucağı olmuyor. Hangi birine bakacağınızı şaşırmış bir vaziyette saatlerinizi geçirebiliyorsunuz hiç aklınızda yokken. Bazı eşyalar ilginizi çekiyor, bazıları sıradan geliyor, bazen de kimi aklı evveller, yeni ve ucuz Çin malı eşyaları bu bit pazarlarında satmaya çalışıyor. Onları hemen es geçiyoruz tabii ki…
Bu pazar yerlerinde değerli antika parçalar bulabileceğiniz gibi, üç kuruş on paraya, gökte ararken yerde buluvereceğiniz çok özel objelere de denk düşebiliyorsunuz kimi zaman.
Meraklıları için bu brocante‘ların hangi gün nerede kurulacağı yazının sonundaki resmi web sayfasından takip edilebiliyor ama Paris’te rastgele dolaşırken şans eseri karşınıza çıkması da mümkün. Aynı şey Fransa’nın başka şehirlerinde ya da başka bir ülkede gezerken de mümkün.
Ben bu bit pazarlarında en çok eski mobilyaları, kitapları ve oyuncakları incelemeyi seviyorum. Hele ki çocukken “mini mekanik” dediğimiz “play mobil”lerin eskilerini buldum mu kaçırmam. Keşke evimde daha çok yerim olsa ve topladığım onca ıvır zıvırın düzenli olarak tozunu alacak biri olsa elbette ki daha çok alışveriş yaparım 🙂
Bazen Pigalle‘de, bazen Madeleine‘de, bazen Bastille‘de bazen Marais‘de sokak ortasında karşınıza çıkıveren bir brocante, bazen Village Saint Paul‘ün gizli avlularında da olabiliyor. Bu kadar az yer saydığıma bakmayın, şehrin her köşesinde bir yerlerde illa ki bir brocante düzenleniyor. O yüzden kısıtlı zamanları olanların benim gibi şanslarına güvenmek yerine, aşağıda linkini verdiğim siteye bakıp bu pazarların yerlerini ve tarihlerini öğrenmeleri daha akıllıca olur. Hatta bazen öyle profesyonel brocante‘lar oluyor ki şehrin biraz dışında, koskoca bir alana kurulu, girişinde küçük bir ücret ödenen devasa panayır yerleri şeklinde düzenlenebiliyor ama normalde böyle yerleri gezmek ücretsizdir.
Buralarda antikacılar ve profesyonel satıcılar kadar kişisel eşyalarını satmak isteyen insanlara da rastlayabiliyorsunuz. O yüzden karşınıza çıkacak objelerin ihtimalini inanın hayal bile edemezsiniz.
Özellikle ilkbahar ve sonbahar döneminde “tavanarası boşaltma” anlamında kullanılan “vide grenier“ler (vid grönye ya da vid gğöniye) düzenleniyor; o zaman bu pazarlarda çoğunlukla bireysel satıcılar, artık ihtiyaçları olmayan binbir çeşit eşyayı pazar tezgahlarına döküveriyorlar. Hatta bu bit pazarlarında çocukların satış yaptığı özel alanlar bile oluyor. İşte o zaman buraları gezmenin de keyfine doyum olmuyor.
Benim için tek sorun, eski eşya tozuna karşı alerjim olduğu için hiç temizlenmemiş eşyaların arasında fazla kalamamak; hemen kaşınmaya başlıyorum; hatta bu paragrafı yazarken bile kaşıntı basıyor, o derece yani 🙂 Buna rağmen brocante‘lar vazgeçilmezim.
Hatta bazen bu bit pazarlarında hiç beklemediğiniz sürprizler de oluyor. Örneğin Eylül 2016’da Saint Martin Kanalı üzerindeki brocante‘ta çok hoş bir porselen ev maketini aldığımda, satıcının sardığı gazete kağıdını eve gelip açtığımda bir gördüm ki gazete 1973 tarihli Le Monde! Yani aldığım objeden daha eski bir paket kağıdının sahibi olmuş oldum 🙂 Tabii ki hemen bu gazete kağıdını büyük bir ansiklopedinin içine koyup sakladım…
Bit pazarlarının bazı bölümleri sıradan olabiliyor ama ıncık-cıncık kurcalamayı seven biriyseniz zevkinize uygun bir şeyler illa ki bulabiliyorsunuz. Bazen bit pazarında gelinlik bakan bir kadın, bazen kendisi başlı başına tarihi eser olan ilginç giyimli bir parizyen hanımefendi pazar yerinde karşınıza çıkıveriyor.
Siz de benim gibi eski eşyaları seviyorsanız, yaşanmışlıklar ve eşyaların hikayeleri sizin için cezbediciyse Paris’e geldiğinizde mutlaka bir brocante gezmenizi tavsiye ederim. Bakarsınız yıllardır aradığınız küçük ama sizin için çok değerli bir şeyi buluverirsiniz? Daha şık ve lüks antika eşyalar bulmak istiyorsanız o zaman Village Suisse‘e bakmanızı öneririm. Aslında bu konuda görmeniz gereken esas yer Paris’in kuzeyindeki sabit dev bit pazarı Marché aux Puces Saint Ouen olacaktır. Orada da yok yok… Eski kitaplara meraklıysanız da adresiniz Sahaflar Çarşısı – Le Marché du Livre Ancien olacak…
Keyifli geziler, keyifli alışverişler.
Web Sitesi: paris.fr
2 Comments
Brocante’lerle ilgili Aşağıda linkini vereceğiniz sitenin linkini bulamadım:))
Uyarınız için çok teşekkürler, adresi yazının sonuna ekledim 😉