(Son Güncelleme: 06.09.2024) Her köşesinde ayrı bir sürprizle karşılaşacağınız, her yöresinde keşfedilecek farklı bir değer bulabileceğiniz müthiş bir şehir Paris. Bu yazıda size yine bu sürprizlerden birinden, Paris’in uluorta bir yerinde ama bir o kadar da gizli saklı bir köşesinde kalmış bir üzüm bağından, Le Clos-Montmartre’tan bahsetmek istiyorum.
Evet, yanlış okumadınız, şarap diyarı Fransa’nın başkenti Paris’te bir üzüm bağı görme şansına sahipsiniz, hem de şehrin orta yerindeki Montmartre Tepesi‘nde… Üstelik burası göstermelik bir yer de değil, Paris’in bilinen en eski üzüm bağı yer olması bakımından da özel ve anlamlı.
Bu bölgedeki üzüm bağlarının geçmişi Gallo-Roman döneme, yani iki bin yıl kadar önceye dayanıyor. Orta çağda da buranın Montmartre Manastırı rahibeleri tarafından yaşatıldığını biliyoruz. Daha sonra bağ birkaç kez el değiştiriyor ve günümüzde burada Paris Belediyesi tarafından bağcılık yapılıyor.
Montmartre Üzüm Bağı’nı 2012 yılında Paris’e ilk yerleşip de Fransızca öğrenmeye ilk başladığım dönemde, kurstaki hocam Laura’dan duymuştum. Ders kitabımızda konusu geçiyordu, çok da etkilenmiştim ama nedense görmek için iki yıl geçmesi gerekmiş demek ki. Daha sonra İstanbul’dan tur rehberi arkadaşım Murat Madran Paris’e yaptığı gezilerden birinde bize uğradığında, laf lafı açıp buradan bahsedince, Clos-Montmartre tekrar aklıma düştü ve konuştuğumuzun ertesi günü kalkıp üzüm bağının bulunduğu Montmartre‘ın kuzey tarafını yeniden keşfe çıktım.
Montmartre Tepesi‘ne, 40 numaralı Montmartre otobüsü ile geldiğinizde en tepeye çıkıp da Montmartre yaya bölgesinin başladığı yere geldiğinizde indiğiniz noktada (Place du Tertre – Norvins durağı) dilerseniz soldan yürüyerek aşağı inebilirsiniz ya da otobüsten hiç inmeyip bir durak sonra “Les Vignes”e gelince inip tam bağın önüne gelmiş olursunuz. Sağınızda karşınıza çıkacak bu üzüm bağı sanıyorum epey şaşırtıcı gelecektir gördüğünüzde.
Bugüne kadar Fransa’da gezdiğim pek çok yerdeki uçsuz bucaksız bağların yanında elbette ki son derece mütevazı bir yer burası ama Paris gibi büyük bir dünya metropolünde birdenbire kırsal bir havaya bürünen ortamı yaşamak gerçekten ilginç bir deneyim. Özellikle Montmartre Tepesi‘nin diğer yamacında cıvıl cıvıl turistik bir hayat akarken bu taraftaki “province” hava insanın içini bir hoş ediyor.
Burası yaklaşık 1,5 dönümlük alana kurulu bir üzüm bağı. 1932’de belediye tarafından ele alınıp yeniden kurulduğunda 2.000 asma dikilmiş ama günümüzde 1.762 asma ile üretim yapılıyor.
Bünyesinde Pinot, Merlot ve Sauvignon Blanc başta olmak üzere 27 çeşit üzüm türünü barındırıyor. Bakımı ve hasadı günümüzde Paris Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bu üzüm bağından yılda yaklaşık 1 ton üzüm elde ediliyor ve bu üzümlerden geleneksel yöntemlerle elde edilen şaraplar yine belediye tarafından satılarak elde edilen gelirin Montmartre kültür, sanat ve eğitim giderleri için harcanması sağlanıyor.
Le Clos-Montmartre 18. arrondissement‘da yer alıyor ve 1934’den beri bu bölgenin belediyesi her yıl Ekim ayının ilk yarısında, Montmartre’ta bağ bozumu şenlikleri düzenliyor. Sonuçta bu küçük ama bir o kadar da değerli alandan Parisliler, yaşamı güzelleştirmek adına yeni bir neden çıkarmayı başarmış oluyorlar.
Paris’e geldiğinizde yolunuz illa ki Montmartre’a düşecektir. Pek çok kişi Klasik Pigalle, Montmartre ve Sacré-Coeur turu atmayı tercih edebilir, ki o bile başlı başına yeterlidir ama eğer sizin vaktiniz varsa, Paris’te değişik yerler görmek ilginizi çekiyorsa, hele ki şarapla da ilgileniyorsanız tepenin kuzey yamacından aşağı inerek Clos-Montmartre’a gelmeli, bu üzüm bağını görme ayrıcalığını yaşamalısınız. Dilerseniz Youtube kanalım Pariste.Net Tv‘de, bu üzüm bağının da tanıtıldığı, aşağıdaki Alternatif Montmartre Turu videomu izleyerek de çevre hakkında bilgi edinebilirsiniz:
Belki sonra kendinizi Montmartre’ın bu yamacına kaptırıp Dalida‘nın izini takip etmeyi tercih edebilirsiniz. Sonra oradan ver elini Montmartre Mezarlığı…
Ya da kendinize hakim olup gerisin geriye yokuştan yukarı çıkar, Montmartre’ın o birbirinden güzel sokaklarında gezinize devam edebilirsiniz; tercih sizin. Amélie filmini izledinizse Café des Deux Moulins‘i görmek de hoşunuza gidebilir.
Ah, bu arada küçük bir not: Çoğu kişi burayı -doğal olarak- bilmez ama bilen pek çok kişi de Clos-Montmartre’ın Paris’teki tek üzüm bağı olduğunu zanneder. Neyse ki siz onlardan biri değilsiniz; çünkü bu yazıyı okuduğunuz için Paris’te bunun gibi dört üzüm bağı daha olduğunu biliyorsunuz artık 😉 Benim -şimdilik- diğer keşfettiklerim Parc de Belleville ve Parc de Bercy‘deki üzüm bağları. Bakalım daha nereleri keşfedeceğiz?
Şimdi Paris’te kendimizi kaybetme zamanı;
Keyifli geziler, keyifli keşifler…