(Son Güncelleme: 04.03.2024) 2017 yılına kadar ilginç seramikleriyle dikkatinizi çektiğim, herkese önerdiğim keyifli pastane, fırın ya da kafe olarak tarif ettiğim Au Panetier (o panetiye) artık yandaki kafe-restoranın kendilerini satın alıp genişlemesiyle kapandı ve yeni adı Le Moulin de la Vierge oldu. Eski sevimliliğini biraz yitirmiş ama isim değişikliği olsa da işlevini sürdürdüğü için yazıyı kaldırmaktansa burayı sizlere önermeye devam edeceğim:

Dediğim gibi Le Moulin de la Vierge yan taraftaki kafe-restoranın devamı ama yine pastane ve kafe işlevini sürdürüyor. Elbette ki burası da “kalkıp hususi görmeye gidilecek yerler” listemizde değil “hazır şuralarda dolaşıyorken uğrasak ne güzel olur” listemizde bulunuyor. O zaman ne yapıyoruz? Önce Palais Royal‘den yürümeye başlıyoruz, Choiseul Pasajı, Colbert Pasajı ve Vivienne Pasajı‘nı geziyoruz, sonra Place des Victoires‘da şöyle bir turladıktan sonra meydanın hemen bir üst sokağında bulunan bu pastaneye oturup bir şeyler yiyip içiyoruz. Tek problem kahveyi kağıt bardakta vermeleri. Pastane ürünleri diğer pek çok pastanedeki gibi lezzetli. “En güzeli burada” diyemem, zira aşağı yukarı Paris’te ortalama bir pastanedeki bütün tatlılar güzeldir çünkü. “En güzeli hangisidir?” diye bir tercih yapma zorunda hiç hissetmedim kendimi. Ne zaman bir yerde oturup ekler yesem “en güzeli bu” deyip duruyorum 🙂

Her neyse; Place des Victoires civarında gezdiğimiz bir gün, buraya mutlaka uğruyoruz. Kışın da yazın da farklı ve ayrı ayrı güzel bir atmosfer sunuyor. Hava sıcak olduğunda vitrin camlarını açıyorlar, dışarısı içeriye daha çok hakim oluyor; oysa buranın kendi iç atmosferi o kadar güzel ki, insan hep bu iç dünyada kalmak istiyor.

Gözünüzde sakın büyük bir yer canlanmasın, alabildiğince küçük bir mekan burası. Au Panetier 1890’dan beri hizmet veriyordu ama dediğim gibi 2017’de el değiştirdi, daha doğrusu yan taraftaki Le Moulin de la Vierge’e dahil oldu. Doğrusunu isterseniz yan tarafı hiç denemedim, ben her gidişimde bu bölümde oturuyorum. Gittiğim son birkaç seferde servis kalitesi olarak eskisi gibi başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Yine de bu yazıyı kaldırmaya kıyamıyorum…

Yazının kapak fotoğrafından da göreceğiniz üzere duvarda şahane bir seramik pano mevcut ve o dönemin pek çok pastanesinde, fırınında bu tür süslemeler kullanılıyordu. Dolayısıyla Paris’in pek çok köşesinde bu tarz yerlere rastlamanız mümkün; ben de fırsat buldukça bu tür yerleri sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Örneğin Poulette Restaurant da bu tarz bir yer.

Burada çayımızı kahvemizi içip tatlımızı yedikten sonra gezimize devam ediyoruz. Dilersek kuzeyde Borsa tarafından Grands Boulevards‘a ulaşabiliriz, dilersek doğuya doğru yürüyüp Marché Montorgueil ve Etienne Marcel tarafında gezebiliriz, dilersek de güneye doğru inip Louvre Müzesi üzerinden Seine Nehri kıyısında yürüyüş yapabiliriz.

Ah derseniz ki “ben burayı çok sevdim, doğrudan metro ile doğrudan buraya gelip oturup çayımı kahvemi içmek istiyorum”, o zaman M3 hattının Bourse istasyonunda inip Rue Notre Dame des Victoires’dan aşağı inerseniz, sokağın sonunda sol tarafta karşınıza çıkacaktır.

Paris’in kalbinde, 2. arrondissement‘dayız, ne tarafa yürüsek karşımıza güzel bir şey çıkacak nasılsa.

Keyifli geziler, keyifli keşifler

Ve afiyet olsun…

 

 

Adres: 10 Place des Petits Pères, 75002 Paris

Author

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.