Category

Yeme İçme

Category
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Louvre Müzesi'ni Paris'i görmeye gelen turistlerin neredeyse üçte biri mutlaka ziyaret ediyor. Ziyaret etmek için ana piramidin oradaki kapıdan aşağıya inildiğinde de müzenin doğrudan ana girişine ulaşılıyor. Müze ziyareti sonrasındaysa oradan müze dışında başka bir bölüme açılan büyük koridoruysa pek çok kişi fark etmeyebiliyor. Oysa ki Louvre Müzesi'nin altında büyükçe bir alışveriş
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Paris’in birbirinden güzel onca bulvarı, caddesi ve sokağı varken hangi birini yazacağını şaşırıyor insan. Elbette ki bunlardan bazıları biraz daha öne çıkıyor bazı özellikleriyle. Kimisi lüks alışverişin merkezi, kimisi gençlerin ilgi odağı, kimisi turistik açıdan önemli, kimisi yeme içmenin adresi. Kimisi de fazla büyük olmasa da içine girdiğiniz anda sizi bambaşka bir
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Bu yazıda sizlere Paris'in doğu tarafında bulunan güzel bir yerden, 12. arrondissement‘daki hoş bir mekândan bahsetmek istiyorum: Bercy Village (bersi vilaj ya da beğsi vilaj). Burası 18. yüzyıldan itibaren, uzunca bir süre şarap antrepoları olarak kullanılmış. O zamanlar Entrepôt de Bercy olarak adlandırılan bu yer 1986’da “Monument Historique / Tarihi Anıtsal Yapı” kategorisine alınmış. Özellikle 1984’te Palais
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Paris’in en meşhur restoranlarından biri olan Léon’u hepiniz bilirsiniz. Midyesiyle ünlü bu restoran adından da anlaşılacağı gibi Brüksel yani Belçika kökenli bir zincir. İlk olarak Léon Vanlancker tarafından 1893’te Brüksel’de açılan Léon ancak yüz küsür yıl sonra, 1989’da Paris’e ilk şubesini açmış. Belçika’daki orijinal adı “Chez Léon“ yani Leon'un Yeri iken Paris’te “Léon de Bruxelles” yani Brükselli
(Son Güncelleme: 05.06.2025) Amélie’yi sever misiniz? Hani şu Jean-Pierre Jeunet’nin yönettiği, başrollerini Audrey Tautou ve Mathieu Kassovitz’in paylaştığı 2001 yapımı harika Fransız filmden bahsediyorum. “Hatırlar mısınız?” diye sormuyorum, “sever misiniz?” diye soruyorum çünkü bu filmi izleyenlerin sevip sevemeyeceğini bilemem ama unutulması imkansız bir film olduğundan eminim. Henüz izlememiş olanlara şiddetle tavsiye edeceğim bu filmin orijinal
(Son Güncelleme: 06.06.2025) Fransızlar, doğa koşullarından korunmak için olsa gerek “su kenarında keyif çatmayı, daha doğrusu yemeyi içmeyi bizler kadar çok sevmiyorlar” der dururum. Malum, nehirler zaman zaman taşabiliyor, bu yüzden de su kenarındaki alanlar her zaman tehlike altında. Bunu bir yere kadar anlayabilirim ama biz mi su kenarında yeme içmeyi fazla abartıyoruz yoksa Fransızlar
(Son Güncelleme: 06.06.2025) Aslında Paris’in kafe ve restoranlarını tanıtan apayrı bir yazı serisi hazırlamak lazım ama ben bu blogda daha çok Paris’te gezip görülecek yerler, ilginç mekanlar, keyifli etkinliklerin bulunduğu bölgelerden bahsederken -hazır oradayken uğrayabileceğiniz- yeme içme mekanlarından bahsetmeyi tercih ediyorum daha çok. İşte öyle yerlerden birindeyiz yine bugün: Café L’Ami Justin (eski Obododo Café)
(Son Güncelleme: 06.06.2025) 2017 yılına kadar ilginç seramikleriyle dikkatinizi çektiğim, herkese önerdiğim keyifli pastane, fırın ya da kafe olarak tarif ettiğim Au Panetier (o panetiye) artık yandaki kafe-restoranın kendilerini satın alıp genişlemesiyle kapandı ve yeni adı Le Moulin de la Vierge oldu. Eski sevimliliğini biraz yitirmiş ama isim değişikliği olsa da işlevini sürdürdüğü için yazıyı
(Son Güncelleme: 06.06.2025) Paris’te en sevdiğim mekanlardan birini daha tanıyacağız bu yazıda. Ne zaman Montmartre taraflarında gezsem, Sacré Coeur‘ü görmeye gitsem, yolum Pigale‘e ya da Anvers’e düşse, mutlaka uğradığım bir yer: La Halle Saint-Pierre (lâ âl sen piyer ya da lâ âl sen piyeğ). Adından da anlaşılacağı gibi burası eski bir hal binası. Anvers metrosunun karşısındaki yokuştan, sağlı sollu hediyelik