X

Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir? Fransa’da Yaşama Hayali

(Son Güncelleme: 02.04.2024) Bana en çok sorulan sorulardan biri: Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir? Paris’e nasıl yerleştiğimi soran, kendilerinin de nasıl yerleşebileceği konusunda fikir almak isteyen kişilerden sıkça mesaj alıyorum. Tabii ki herkesin durumu farklı farklı ve elimden geldiğince herkese yanıt vermeye çalışıyordum ama bu konuda derli toplu bir rehber yazısı yayınlamak daha doğru olacaktı…

Yurt dışına yerleşme uzmanı değilim, öyle bir iş yapmak gibi bir amacım da yok ama benim size yardımcı olmak istediğim nokta şu: Bir Avrupa ülkesine, özellikle bildiğim yer olarak Fransa’ya yerleşebilmeniz için önünüzde hangi seçenekler olduğunu sıralamak istiyorum. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmadan bu seçenekleri tek tek gözden geçirelim. Okumak için vakti olmayanlar Pariste.Net TV için hazırladığım ve fonda harika Paris görüntüleriyle çektiğimiz Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir? videosunu da izleyebilirler:

Yaşınızı, eğitim durumunuzu bilmemekle birlikte “Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir?” sorusuna yanıt vermek adına, size genel çerçevede yedi seçenekten bahsedebilirim:

1- En sağlıklı yöntem buraya herhangi bir master programına kayıt yaptırıp gelmek. Hem öğrenci olup hem de part time çalışma hakkı elde etmek ve daha sonra staj hakkıyla birlikte profesyonel iş dünyasına dahil olmak için fırsat kovalamak en insani çözüm gibi görünüyor. İmkanınız varsa üniversiteye burada başlamak, sonrasında master ve doktora programlarına kaydolarak sisteme ve sosyal hayata ve sonrasında da iş dünyasına dahil olmak en çağdaş yöntem. Eğer çok gençseniz ve başka bir ülkede yaşamak istiyorsanız kendinize bu şekilde bir gelecek çizebilirsiniz. Eğer eğitim işlerini halledip çoktan iş dünyasına atılmış bir profesyonelseniz ya sıfırdan başlamayı göze alabilir ya da kendinize mevcut durumunuzu destekleyici bir master ya da doktora programı bulabilirsiniz. Bu şekilde Fransa eğitim sistemine girmiş, sosyal hayata katılmış dolayısıyla iş dünyasının kapsını açan yolda ilerlemeye başlamış olursunuz. Tabii ki okul bitiren herkes iş bulabilir diye bir kural yok. Bu durum her ülke için geçerli ama oyunu kuralına göre oynamadan da başarı elde etme imkanınız olamıyor haliyle. Öğretim üyeleri, araştırma amaçlı da gelebilirler. Bu yöntem kısa/orta süreli olsa da, bu süreçte kurucağınız bağlantılar sayesinde, kendinize daha sonra uzun süreli gelme imkanı yaratmanız mümkün. Bir de -yanlış bilmiyorsam- Fransa, burada iki yıl yüksek öğrenim eğitimi alan kişilere vatandaşlık başvurusu yapma hakkı tanıyor. Her başvuran da vatandaş olabilecek diye bir şart yok ama diyorum ya oyunu kuralına göre oynamak gerek…

Üstelik başka bir ülkede yüksek öğrenim gören Türk insanı her şeyden önce ufku fersah fersah genişliyor; büyük olasılıkla öyle oluyor yani. Size eşime dostuma hep anlattığım bir hikayeden örnek vereyim: Mimar olarak Türkiye’de hatırı sayılır bir üniversiteden mezun olan arkadaşım yüksek lisans için Amerika’ya gitti. Mimarlık mezunu bir insanın ufku Türkiye’de ne kadar olabilir ki? Ya mimar olursunuz ya hoca olursunuz ya dekorasyon firması kurarsınız ya inşaatla ilgili bir şey yapar ya da iyi bir şirkette iş bulur farklı farklı yükselirsiniz ne bileyim… Benim arkadaşım Amerika’da eğitimine devam ederken informatik üzerine çalışmaya başladı ve kendini mimarlar için bilgisayar programı geliştirilmesi üzerine uzmanlaştı. Bilmiyorum Türkiye’de size böyle bir ufuk açıyorlar mı? Neyse, demem o ki, yurt dışında okumak güzel bir şeydir, tabii imkanınız varsa… Bu konuda da internet uçsuz bucaksız bir derya, oturup interneti verimli amaçlar için kullanın kendinize burs programları araştırın, kontaklar kurun bir şeyler yapın, kendi yolunuzu kendiniz açın, en azından elinizden geleni yapın derim…

Önemli hatırlatma: Yüksek öğrenimimi İstanbul’da tamamladığım için Fransa’daki eğitim hayatı konusunda bilgi sahibi değilim, o yüzden Fransa’da okumak konusundaki sorularınıza yanıt vermem mümkün değil ne yazık ki.

2- Herhangi bir kurs programına (yabancı dil, aşçılık, şarap eğitimi, marketing sertifika programı vb) kayıt yaptırıp gelmek de bir diğer çözüm olabilir. Çalışma hakkı olmadan kayıt dışı çalışmanın yollarını aramak ya da burada olduğunuz süre içinde profesyonel kontaklar kurmaya çalışmak gibi şanslarınız olabilir. Burada tamamen risk almış oluyorsunuz tabii; ben bunu asla denemezdim… Ama belki sertifika programı siz staj olanağı da sağlıyordur, bu konuları iyi araştırmak gerek tabii. Elinizin altında internet var; e o zaman araştırın… Yurt dışında sertifika eğitimine katıldıktan sonra hiçbir şey elde edemeseniz bile ilgilendiğiniz konuda bir formasyon sahibi biri olarak Türkiye’ye geri dönebilirsiniz ya da dönmez burada kendinize yepyeni bir yol çizme şansı yakalarsınız belli mi olur?

3- İş bulup gelmek de en şık seçeneklerden biri ama bu çok düşük bir ihtimal. Vazgeçilmez olmadığınız ya da burada sizi işe alacak bir tanıdığınız olmadığı sürece kimse AB vatandaşı olmayan birinin bitmek tükenmek bilmez resmi işlemleri ile uğraşmak istemez ne yazık ki. Aslında Türkiye’de ne cevherler var ama işte bir türlü AB üyesi olamadığımız ve serbest dolaşım hakkından yararlanamadığımız için bir AB ülkesinde iş bulabilmeniz çok güç. CV’nizin ne kadar güçlü olduğuna bağlı olarak tabii ki şansınız yok değil ama benim size tavsiyem, Türkiye’de uluslararası bir şirkette işe başlamak şansınızı çok yükseltecektir. Orada uluslararası mobilité şansı olan pozisyonlara geçmeyi başardınız mı ve doğru kontaklarla iletişim halinde oldunuz mu size yurt dışında bir pozisyon önerilmesi ya da bu pozisyonu sizin arayıp bulma şansınız daha yüksek. Yani orta vadeli bir plan yapıp Türkiye’de çalıştığınız iş yerini buna göre seçip öyle adım atmanız gerekecek. Ama yurt dışında çalışmak çok güzel bir şey mi? O konu tartışılır…

Önemli hatırlatma: Ben Fransa’da blogger olarak kendi işimde çalıştığım için, Fransa’da iş yaşamı konusunda bilgi sahibi değilim ne yazık ki; dolayısıyla “Fransa’da iş kurmak” ya da “Fransa’da bir iş yerinde çalışmak” konularını hiç bilmiyorum ama dilerseniz “Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir?” konusunu incelerken, Fransa’da çalışma hayatıyla ilgili detaylar için hazırladığım Paris’te Çalışmak – Fransa’da İş Hayatı ve Paris’te Expat Olmak yazılarıma bir göz atıverin.

4- Sermayesi ve girişimcilik ruhu olanlar içinse en akıllıca yöntem Fransa’da iş kurmak olacaktır… Tabii bu konunun çok çeşitli teknik detayları var ve takdir edersiniz ki bu konuda da bilgi sahibi değilim ama dilerseniz sizi Fransa’da iş kurmak konusunda profesyonel destek veren, Türkçe hizmet alabileceğiniz kişilere yönlendirebilirim. Bunun için ahmet@pariste.net adresime yazmanız ya da bana sosyal medya hesaplarımdan ulaşmanız yeterli.

5- AB vatadaşı ya da AB oturumu olan biriyle evlenmek. Gerçi Fransa için bir de “sivil yaşam birlikteliği anlaşması” da diyebileceğimiz PACS (packs) denen bir birliktelik çeşidi daha var ama bu size otomatik olarak oturum hakkı tanımıyor. Sizin ya da partnerinizin bazı ekonomik kriterleri karşılıyor olmanız gerek. Örneğin oturacağınız ev belli bir metrekarenin altındaysa, partnerinizin geliri belli bir rakamın altındaysa PACS imzalasanız ve hatta evlenseniz bile size oturum izni verilmeyebiliyor. Burada Fransız makamlarının amacı size kötülük yapmak değil, Fransa’da insanca yaşayabileceğiniz koşullar olmadığı için sizin böyle bir hayat yaşayıp Fransız devletine yük olmanızın önüne geçmek. Çünkü bir kere Fransa’dan oturum izni aldınız mı pek çok sosyal haklardan ve yardımlaşma fonlarından yararlanma hakkınız da otomatik olarak doğuyor. Fransız devleti yabancıların bu sistemi sömürmesine olabildiğince engel olmaya çalışıyor. Unutmadan bir de şunu söyleyeyim, turist vizesiyle Fransa’ya gelip burada evlenmeniz mümkün olmuyor, evlilik ve birlikte yaşama amaçlı vize başvurularını Türkiye’deki Fransız konsolosluklarına yapmalısınız. Bir de son olarak şunu ekleyelim: Fransa’da sadece karşıt cinsten biriyle değil, hemcinsiniz olan partnerinizle de evlenebilir ya da PACS imzalayabilirsininiz. Fransa 2013’ten bu yana eşcinsel evlilikleri tanıyor.

6- Bir diğer seçenek de belirli bir süreliğine Au Pair olarak Fransa’ya gelmek olabilir. “Çocuk bakıcılığı” konusunda kendinize güveniyorsanız ve biraz Fransızcanız varsa Au Pair vizesi hakkında bu linkten resmi sayfaya ulaşarak bilgi edinebilirsiniz.

7- Çok paranız varsa burada çalışmayacağınızı taahhüt ederek zenginliğinizi ve kira gelirleri vb gibi kazançlarınızı belgeleyip çalışma izni olmadan VISITEUR vizesi ile oturum izni almaksa “Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir?” sorusunun en lüks yanıtı. Lüks diyorsam da çok zengin olmanız gerekmiyor. Düzenli kira-faiz geliriniz varsa ve belli bir rakamın üzerindeyse ya da size Fransa’da “sponsor” olacak kişi sizin masraflarınızı karşılayabileceğini kanıtlayıp bu konuda yükümlülük almayı kabul ediyorsa işiniz kolay. Kimlerin size sponsor olabileceği konusu biraz muallak. Eşiniz-akrabanız olunca daha kolay halloluyordur sanırım ama arkadaş-dost-sevgili vb olduğunuzda aranızdaki bağı ve önemini ispatlamak için tabii ki Türkiye’deki Fransız Konsolosluğu’na danışmalısınız. Zaten bu tür özel vize konularını her zaman onlara danışmalısınız.

8- Yine paranız varsa, Fransa’da mülk satın almak sayesinde ve tabii yine çalışmadan yaşayacağınızı ispatlayabilirseniz VISITEUR oturma iznini alma imkanınız var. Tabii Fransa’da mülk edinmek, oturma iznini %100 garanti etmez ama kolaylaştırır. Bu konuda detayları bu linkteki Fransa’da Emlak Satın Alma yazısında bulabilirsiniz.

9- “Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir?” sorusunun yanıtları size uymuyorsa son çare: İltica etmek! Bunu sadece varolan bir seçenek olarak söylüyorum, yoksa kimseye tavsiye etmem tabii. Bunu deneyip yurt dışına yerleşmek her zaman içinizde bir yara olarak kalacaktır. Sonuçta ya turist vizesiyle kalıp geri dönmeden kaçak olarak Fransa’da yaşamayı seçebilirsiniz ya da hukuki bir gerekçeyle yasal sığınma talep edebilirsiniz. Kaçak olarak kalma çok büyük bir risk, bizim gibi düzgün eğitim almış, sağlam kariyerleri olan insanların yapabileceği şeyler değil; çünkü sistemin dışında ve kaçak olarak bir hayat sürdürmek zorundasınız. Oysa başka bir ülkeye yerleşirken insani koşullarda yaşamalı, Türkiye’deki sağlam background‘unuzu buraya taşıyabilmelisiniz. Yoksa mutluluğu bulmanız o kadar kolay olmayacaktır. Yasal sığınmacı olmanın hukuki gerekçelerini ne yazık ki bilmiyorum, bu konuyu da internette araştırabilirsiniz, bir avukata danışabilirsiniz ama dediğim gibi haklı bir gerekçeniz olmadığı sürece iltica seçeneğini kimseye tavsiye etmem.

Genel olarak “Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir” sorusuna yanıt olarak, özellikle Fransa’da hayat kurmanın yöntemlerini yukarıdaki altı maddeyle özetleyebiliriz. Benim yurt dışına yerleşme maceram da hiç de öyle sanıldığı kadar kolay olmadı. Yoğun iş hayatının beni en çok bunalttığı dönemde 2001 yılında çıktığım bir mavi yolculuk sonrasında “ilk fırsatta güneye yerleşmek” konusunda karar almıştım. O zamanki hayal destinasyonum da Kalkan’dı. Gel zaman git zaman, yavaş yavaş yurt dışına açılmaya başlayıp başka ülkelerdeki başka hayatları gördükçe artık “güneye yerleşmek” hayali beni kesmemeye başladı. Çünkü anladım ki benim istediğim çok başka bir şeydi:

Artık sadece, doğup büyüdüğüm ve tek aşkım olduğu halde artık tanıyamaz olduğum İstanbul’un vahşi yaşam koşullarından ve yıllar yıllar boyu deliler gibi çalışıp artık tükenmekte olduğumu hissettiğim iş dünyasından kurtulmak değil, kendimi bir yabancı, bir azınlık gibi hissetmeye başladığım ülkemden de uzaklaşma, bambaşka bir yaşam moduna geçme hayaliydi benimkisi. Hal böyle olunca da güneye gitmek hiçbir şeyi çözümeyecekti. Neyse, işin bu hikaye kısmını Cennete Bir Yıl, Cennette İkinci YılCennette ÜçüncüYıl, Cennette Dördüncü Yıl, Cennette Beşinci Yıl, Cennette Altıncı Yıl, Cennette Yedinci YılParis’te Sekizinci Yıl ve Paris’te Dokuzuncu Yıl yazılarımda etraflı bir biçimde anlatmıştım zaten.

Yurt dışına yerleşme kararı alıp gerekli adımları atmak için araştırma yapma aşamasında en önemli kriterbu ülkeden çekip gitme” ya da “başka bir ülkeye göç” etmek değil, “ömrümün bir bölümünü geçirmek üzere bir süre başka bir ülkede yaşamak” kararı oldu. Böylece yapacağım şey göç, gideceğim yer gurbet olmayacaktı. Bu gerçekten çok önemli bir kalkış noktası…

Daha sonra yasal çerçevede yurt dışına yerleşme konusunda tüm yasal yöntemleri araştırdım. İnternet bunun için vardı. Zira internette boşa vakit geçirenlerden değilim, size de interneti en verimli şekilde kullanmanızı öneririm.

Sırasıyla İngiltere, ABD ve Kanada için girişimlerim oldu. Bu kısacık cümleyi yazması ve okuması ne kolay değil mi? Oysa hayat o kadar kolay değil efendim… Okumadığım internet sitesi ve kanun kalmadı. Bir süre sonra insanın içine fenalık geliyor gerçekten. Arkadaşıma benim  zorumla İngiltere oturma ve çalışma izni aldırdıktan, sonra onun adına Green Card başvurusu yapıp kendisini Green Card sahibi yaptıktan, ardından Kanada oturum kartı aldıktan, son olarak da Fransa’dan oturma ve çalışma izni aldıktan sonra artık o resmi internet sayfalarının yüzünü bile görmek istemiyorum! Sizin yapmanız gereken, Kanada’ya göçmen olarak gidebilmek için Kanada Devleti’nin resmi sayfası http://www.cic.gc.ca adresine ya da Amerika Birleşik Devletleri Green Card başvurusu için ABD’nin tek resmi sayfası olan www.dvlottery.state.gov adresine girerek bilgi almak. Bu adreslerden kendi başvurunuzu kendiniz yapıp, hiçbir danışmanlık şirketine para ödemeye gerek kalmadan kendi başınıza ilerleyebilirsiniz. Ama işin içinden çıkamayacaksanız o zaman elbette ki bir danışmanlık şirketinden yardım talep etmeniz gerekiyor. Ben hep yukarıda verdiğim bu linkler üzerinden kendi başıma ilerledim ve başka hiçbir aracı kuruma para vermeye gerek olmadan işlemlerimi hep kendim hallettim. Ama şu saatten sonra “Acaba yurt dışına nasıl yerleşebilirim, Kanada vatandaşlık için ne istiyor, Green Card konusunu biliyor musunuz?” gibi sorularınıza istesem de yanıt veremem. Zira benim başvuru yaptığım dönemden bu yana kanunlar kırk kere değişmiştir; dolayısıyla en baştan araştırma yapıp o kabus günleri hatırlamak bile istemiyorum. O yüzden size burada yazdığım seçenekler dışında yol gösterebilmem mümkün değil.

Sonuçta tam Kanada’dan oturma ve çalışma izni alan biri olarak kaderin garip cilvesiyle kendimi son anda Paris’te bulmamla şekillenen hayatım, Mart 2012‘den itibaren on yıl boyunca güzel bir şekilde sürdü ve sonra bir süreliğine İstanbul’a döndükten sonra bu kez Temmuz 2023‘te Fransa’nın güneyine, Nice‘e yerleştim. Hayata sıfırdan başlamaktan hiç çekinmeyen biri olarak bir süre sonra pekala hayatıma başka bir yerde yeniden başlayacak gücü kendimde görebiliyorum. Adaptasyon konusunda neredeyse hiçbir güçlük çekmedim, çünkü fark ettim ki zaten ortak insani değerleri benimseyen bir sistemde eğitim almışım o yüzden burada yaşamaya alışmak benim için çok kolay oldu. Benim tek sıkıntım sıfır Fransızca ile Paris’e gelmekti ama neyse ki İngilizce, ilk birkaç ay gayet güzel işimi gördü; sonrasında da Fransızca öğrenmek için gerekli bütün adımları attım, epey de yol kat ettim…

Siz de farklı nedenlerden ötürü hayatınıza başka bir ülkede devam etmek istiyorsanız yukarıda yazdıklarımın size yol göstermesini diliyorum. Kendinize güvenin, bol bol araştırma yapın ve kendinize orta vadeli bir hareket eylem planı yapın. Yaşamayı düşlediğiniz yere önceden gidip, kalabildiğiniz kadar uzun kalıp hayatı gözlemleme şansını da mutlaka kendinize yaratın. Biz Kanada’ya yerleşme konusunda son kararı vermeden önce Toronto ve Montreal’e iki kez gidip ikişer hafta kalmıştık. Paris’eyse zaten daha önce defalarca turist olarak gelmiştim, orada yaşama kararını kesinleştirmeden önce de son bir on gün geçirip “tamam, deneyebilirim” dediğimi hatırlıyorum. İnanın çok işe yarıyor.

Tabii bu blog, her ne kadar kıyı köşe Paris’in bitmek tükenmek bilmez zenginliklerini anlatsa da öncelikli olarak Paris’i gezmeye gelecek olanlara yönelik turistik bilgilere ağırlık veren bir kaynak olduğunun da farkındasınızdır. Bu nedenle Paris’in öteki yüzünden pek bahsetmiyorum farkındaysanız. Hayır sakladığım için değil ama önceliğim olmadığı ve benim hayatımda pek yer etmediği için aslında. Yoksa öyle hiç de sevimli olmayan ve bir o kadar da acımasız bir Paris de var ve o Paris’i tanımak istiyorsanız “Yurt Dışına Nasıl Yerleşilir?” sorusunun yanıtını ararken, Paris’in Öteki Yüzü yazımı okumanızda yarar var.

Ama hep söylediğim gibi, Paris’e ya da herhangi çağdaş bir batı kentine yerleşirseniz, kendinizi gerçekleştirebileceğiniz donanımlara ve bir miktar paraya da sahipseniz insanca ve mutlu yaşamamanız için hiçbir neden yok.

Biraz cesaret, epey para, bol da şans.

Cesaretiniz, şansınız ve paranız bol olsun.

Ve unutmayın: Nerede olduğunuz kadar, kiminle olduğunuz da çok önemli

Mutlu günler.

 

 

Ahmet Ore: