(Son Güncelleme: 12.09.2024) Paris’te bazen o geniş bulvarlardaki görkemli Haussmanien binaların, bazen de çağdaş çok katlı yapılardan oluşmuş mahallelerin arasında birdenbire karşınıza bambaşka semtler, sokaklar ve evler çıkabiliyor. Bu yazıda yine öylesi yerlerden birini, Square des Peupliers’i ve hemen onun yanı başındaki Village des Peupliers’i tanıtmak istiyorum sizlere.
Paris’in doğu tarafına yolumun düşmediğini sık sık söylüyorum, çünkü o taraflarda benim için ilgi çekici şeyler Paris’in batı tarafındaki kadar çok değil, benim vaktimin çoğu Paris’in batı tarafında geçtiği için doğu tarafına çok hakim değilim ama bu demek değildir ki Paris’in doğusu ilgiyi hak etmiyor; elbette ki burada da görecek pek çok şey var. İşte o nedenle Ağustos 2017 başında keşfettiğim bu küçük bölgeyi sizlerle paylaşmak istedim.
13. arrondissement‘da, Tolbiac tarafında bulunan 1926 tarihli Square des Peupliers (skuar de pöplie ya da skuağ de pöplie), 50’lerin başında civarda yükselen, yüksek katlı sevimsiz binaların arasında kalmış düş bahçesi gibi bir yer. M7 metro hattıyla gelip Tolbiac istasyonundan yeryüzüne çıktığınızda “burası mıymış yani?” diye küçük bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz ama Rue de Tolbiac’a girip biraz ilerlediğinizde yavaş yavaş atmosfer değişmeye başlıyor.
Rue de Tolbiac’tan dümdüz ilerleyip, 100-150 metre kadar sonra ikinci soldan içeri girip ilk sağdaki aralığa saptığınızda Square de Peupliers’nin başına gelmiş oluyorsunuz. Burası üçgen şeklinde üç mini sokaktan oluşan küçük bir yer aslında ama evler, bahçeleri, parke taşlı sokaklar o kadar cici ki, insan bir anda Paris’te boyut değiştirmiş gibi hissediyor. Zaten burası Paris’in en özel bölgelerinden biri olan Butte aux Cailles‘ın hemen alt tarafında yer alıyor.
Daha önce yazdığım Rue de Mouzïa, Rue des Orchidées ve Rue de Crémiux gibi bildik Paris dokusundan çok farklı, benim çocukluğumun Koşuyolu’sunu hatırlatan, sizlere kim bilir nereleri çağrıştıracak Square des Peupliers gibi yerleri keşfetmek bende gizli hazine bulmuş olmak gibi bir his uyandırıyor; o yüzden bu tür yerleri bulup çıkartmayı, sonra da sizlerle paylaşmayı çok seviyorum. Vaktiyle fabrika ve atölyelerin bulunduğu bölgede belki de bu evler işçi evleri olarak planlanmıştı ama günümüzde her biri pahalı villalar olarak varlığını sürdürüyor. Oysa yakın çevre o kadar da matah değil ama işte, o sıradanlığın içinde böylesi bir alan korunmuş; o yüzden de ilgiyi hak ediyor, insanı şaşırtabiliyor.
Gerçi “peuplier” dilimizde “kavak” anlamına geliyor ama bu civarda hiç kavak görmedim 🙂 Onun yerine çok daha güzel ağaçlar var. Mevsimine göre yeşilli çiçekli ya da sarılı kırmızılı yapraklı olacak olan bu minik mahalleye kışın gittiğinizde de bu kadar sevimli olur mu kestiremiyorum. Square des Peupliers özellikle fotoğraf çekmek için harika bir dekor ve yeşilliğin içinde huzur bulmak için de öyle. Tabii çok küçük bir yer olduğu için atlı karıncada turu erken bitmiş çocuk gibi biraz üzülür gibi oluyorsunuz ama hemen yan tarafta bir de Village des Peupliers diye şahane bir mini mahalle daha sizi bekliyor.
Bunun için giriş yaptığınız aralıktan çıkıp sağa doğru dönüyorsunuz ve Village des Peupliers solda karşınıza çıkıyor. İki-üç katlı sıra sıra dizili evler, kimileri taş kimileri renkli renkli boyanmış, hepsi bir olmuş sizin keşfetmenizi bekliyor. O yüzden sokaklara şöyle bir kafanızı uzatın, albenili bir şeyler gördüğünüzde kaçırmayıp o sokağa dalın derim. Az aşağıda da Place de l’Abbé Georges Hénocque adında minik ama huzur dolu bir meydan var. Dilerseniz meydanın en güzel yerindekin Café des Peupliers‘de mevsimine göre soğuk bir limonata ya da sıcak bir kahve molası verebilirsiniz. Buranın yemekleri de güzel görünüyor ama ben denemedim; deneyen olursa ve görüş ve önerilerini yorum kısmında paylaşırsa hepimiz memnun oluruz.
Bu bölgenin doğu tarafında, çok katlı apartmanların olduğu, Paris’in uzak doğu mahallesi yer alıyor. Batıya doğru ilerlerseniz Parc Montsouris tarafına gidersiniz; Rue des Orchidées de yolunuzun üzerinde olur. Güney kısmınızda ise eskiden Paris’in etrafını çepeçevre saran bir demir yoluyken, günümüzde yürüyüş, park ve rekreasyon alanına çevrilen La Petite Ceinture‘ün kısa bir bölümü var ama halkanın bu bölümü o kadar etkileyici değil. Kuzey tarafındaysa Paris’in önemli meydanlarından Place d’Italie sizleri bekliyor.
Keyifli geziler, keyifli keşifler…
Adres: 75013 Paris
1 Comment
Ahmet beyyy ben her gidişimde bir evde kalıyorum 13.bölgede ve Rue tolbiac ta. Cafe canon u iyi bilirim hahaaa buraya da gitmiştim. Ama şimdi okuyunca tekrar başka gözle giderim 🙂