X

Île aux Cygnes

(Son Güncelleme: 04.03.2024) Bu yazıda Paris’teki en ilginç yerlerden birini daha tanıyacağız hep birlikte: Île aux Cygnes (il o siyn). “Kuğulu Ada” olarak çevirebileceğimiz bu ada, Paris’te alternatif rotalar arayanların yolu üstünde olması gereken bir yer bana göre. Üstelik öyle uzaklarda da değil, uluorta bir yerde, hep gelip geçtiğimiz ama aşağı inip bakmayı ihmal ettiğimiz bir noktada.

Seine Nehri‘nin ortasında, 15. ve 16. arrondissement‘lar arasında 1827‘de oluşturulmuş bu yapay adanın, yapay olması dışında benim açımdan birkaç ilginç özelliği daha var. Bu detaylardan yazının ilerleyen bölümlerinde bahsedeceğim. Dilerseniz önce adaya nasıl ulaşacağımızı öğrenelim:

Adaya bir kuzey doğu bir de güney batı ucundan iki ayrı giriş var. Ben her zaman kuzey doğu girişinden yani güzeller güzeli Pont de Bir-Hakeim köprüsünü geçerek ulaşmanızı öneriyorum. Benim için bu adayı özel kılan birinci özellik bu köprünün ortasında bulunuyor olması zaten.

Üstelik pek çok turistin gelip geçtiği bu köprüden kimsenin aşağı inip de adayı merak etmemesi de bana ilginç gelir. Hep diyorum ya, uluorta güzellikleri kaçırıp duruyoruz hep hayatta, siz kaçıranlardan olmayın istiyorum, o yüzden paylaşıyorum bunca bilgiyi zaten…

Bunun için zaten Eyfel Kulesi ziyaretinden yürüyerek geliyor olabilirsiniz. Toplu taşımada metro tercih ediyorsanız M6 hattının Passy ya da Bir-Hakeim istasyonlarından birinde inip Bir-Hakeim Köprüsü‘nden geçmeniz ve köprünün ortasına gelince Eyfel Kulesi‘nin aksi istikametindeki merdivenlerden inmeniz yeterli. RER-C‘nin Champs-des-Mars / La Tour Eiffel istasyonunda indikten sonra da aynı şekilde ulaşabilirsiniz.

Benim için adanın ikinci ilginç tarafı850 metrelik uzunluğuna karşın sadece 11 metre genişliğinde olması. Dolayısıyla ada üzerinde sadece bir tane yürüyüş yolu var… Böylesine uzun bir adada tek bir yol üzerinde gidip gelmek zorunda olmak, bir adadan çok bir köprüde yürüyormuş hissi uyandırıyor insanda.

Mevsimine göre yeşilli, sarılı, kırmızılı ağaçlarla süslenmiş genişçe bir köprüde yürüyormuş gibi hissediyorsunuz… Yürüyüş yapanlar, köpeğini gezdirenler, koşanlar, banklara oturup manzarayı seyredenler, kitap okuyanlar, sevenler, sevişenler… Tam bir Paris atmosferi yani…

Manzaranız her zaman çok güzel değil. Paris’in Öteki Yüzü diye bir yazım var, orada da bahsediyorum bu konudan. Öteki yüzden kastım her zaman yoksul ve bakımsız yüzü değil Paris’in, bir de modern mimarinin fütursuzca uygulandığı eski proje örneklerini de ben Öteki Paris‘te sınıflandırıyorum.

Bunları görünce “iyi ki Paris’in tamamı böyle değil” diyorsunuz. Neyse ki bu ada manzaranızın tamamı böyle değil ama sonuçta böyle görsel bir kirlilik de var; her şeyi de güllük gülistanlık göstermemem gerek diye düşünüyorum.

Yürüyüşün ilerleyen kısmında adanın tam ortasında üzerinizden yay gibi kıvrılarak geçen bir köprü göreceksiniz: Pont Rouelle; bu köprü üzerinden de RER-C trenleri geçiyor. Biz bu köprünün altından geçip yolumuza devam edeceğiz.

Sağlı sollu bakınırken bazen ağaçlar manzaranızı kapatıyor, bazen karşı kıyıda bir tekne-ev görüyorsunuz, “orada yaşamak ne güzel olurdu” diye hayaller kuruyorsunuz. Ama Paris’te ve dünyanın pek çok yerinde yaşamak için o kadar güzel çok yer var ki, tek birini seç deseler hangisini seçerdim inanın bilemiyorum.

Adanın uç kısmında sizi güzel bir sürpriz bekliyor. Benim bu adada en sevdiğim -ve belki de en önemli- özellik, adanın güneybatı ucunda (ki bu noktada Pont de Grenelle var) yer alan “Özgürlük Heykeli” replikası… Replika dediysem 1889‘da, yani orijinalinden sadece üç yıl sonra yapılmış bir anıttan söz ediyorum.

Bu heykele ulaşmak için de köprü üzerine çıkmak yerine sağdan ve soldan inen merdivenlerden birini seçerek köprü altından geçmeniz yeterli. Artık adanın diğer ucundasınız.

Özgürlük Heykeli’nin hikayesini bilirsiniz: Süveyş Kanalı’nın 1869’daki açılışı öncesinde kanalın Akdeniz’e açılan girişine dikilmek üzere Osmanlı Padişahı Abdülhamid Han adına Said Paşa, Fransız heykeltraş Frederic Auguste Bartholdi‘ye bu heykelin siparişini veriyor; heykel Paris’te yapıldıktan sonra Marsilya’dan gemiyle nakledilmesi için çalışmalara bile başlanıyor ancak müslüman bir ülkede bu kadar büyük bir heykelin dikilmesinin olumsuz karşılaşacağı fikri hakim olunca heykelin dikilmesinden vazgeçiliyor.

Eser yıllarca Paris’te bir depoda tozlanırken Amerikalılar New York’a özgürlüğü temsil edecek bir anıt dikme kararı alıyorlar ve heykeltraşımız bazı değişiklikler yaparak günümüzdeki Özgürlük Heykeli’ne son şeklini vererek Amerikalılara teslim ediliyor. Böylelikle heykel 1886‘dan beri New York’un ve hatta Amerika Birleşik Devletleri’nin sembolü oluyor.

İşte bizim açımızdan böylesine talihsiz bir hikayesi olan heykelin üç yıl sonra yapılmış olan replikası Paris’te, Île aux Cygnes’de bulunuyor. Burada spor aletlerinin bulunduğu bir park da var; gençler burada spor yapıyor…

Özellikle güneybatı yönünden bu tarafa bakarken önde Özgürlük Anıtı, arkada da Eyfel Kulesi çok ilginç bir görüntü oluşturuyor; insan bir an New York’ta mı yoksa Paris’te mi olduğunu karıştırıyor… Paris’te Özgürlük Anıtı’ndan birkaç tane daha var; ilk aklıma gelenler Arts et Métiers Müzesi, Lüksemburg Bahçesi, Orsay Müzesi‘ndekiler…

Ben bu noktadan sonra köprüden karşıya geçmek yerine başladığınız yere geri dönmenizi öneriyorum çünkü Grenelle Köprüsü‘nden sağa da geçseniz sola da geçseniz o kadar da ilgi çekici bir şey yok. Köprüye çıkıp Özgürlük Anıtı’na bakarsanız sağ tarafınızda Radio France‘ın yuvarlak binası bulunuyor, sol tarafınızda da Paris’in çağdaş yüzünü yansıtan bir mahalle, Grenelle var; o kadar matah bir yer olduğunu düşünmüyorum. Orada küçük bir AVM var ama gitmeye değer mi bilemiyorum; en iyisi geri dönmek.

Pont de Bir-Hakeim‘e döndüğünüzde artık hangi taraftan bu köprüye geldiyseniz öteki tarafa doğru yürümenizi öneriyorum. Büyük olasılıkla Eyfel Kulesi yönünden geldiniz, o zaman Passy tarafına geçip Café Le Passy‘de bir yorgunluk kahvesi almanızı öneririm. Maison de Balzac – Balzac’ın Evi ve Musée du Vin – Şarap Müzesi de çok yakın. Sonra oradan Trocadéro‘ya yürüyebilirsiniz.

Keyifli geziler, keyifli keşifler.

 

 

 

Adres: Île aux Cygnes, 75015 Paris

Diğer Adalar:

Ahmet Ore: