Herkese Merhaba,

Uzun zamandan beri kafamda tasarladığım Paris blog’uma nihayet bugün başlamaya karar verdim…

Bu blog’un özellikle Paris’i gezmek isteyenlere yardımcı olacak kapsamlı bir çalışma olmasını amaçlıyorum. Bunu yaparken ansiklopedik bir dil kullanmak yerine daha kişisel bir dil kullanmayı düşünüyorum. Aslında oturup kıyı köşe detaylı bilgi içeren bir site de hazırlayabilirdim ama biliyorum ki, hem kimsenin o kadar detaylı bilgi okumaya vakti ve sabrı yok, hem de ansiklopedik bir dille yazılmış yazılar rahatlıkla kaynak gösterilmeksizin başka yerlerde aynen kopyalanıp kullanılabiliyor.
Amacım Paris hakkında resmi bir rehber hazırlamak değil; gezip gördüklerimi, yaşadıklarımı ve izlenimlerimi “arkadaş tavsiyesi” çerçevesinde sizlerle paylaşmak olacak. Bu nedenle olası hatalarımı, eksik bilgileri hoş görmenizi, mümkünse düzeltmem için yardımcı olmanızı ve bu blogdan olabildiğince faydalanmanızı umuyorum.

Bugüne kadar Paris’e turistik amaçlarla defalarca gelmiş biri olarak, nihayet kaderin garip bir cilvesiyle Mart 2012’de Paris’e yerleştim ve o zamandan beri bu şehrin hiç eksilmeyen büyüsünü yaşıyorum. Nasıl ki doğup büyüdüğüm İstanbul’da her gün yeni şeyler keşfedebildiysem, aynı şekilde Paris’in de keşfede keşfede bitirilemeyecek eşsiz bir zenginliğe sahip olduğunu görmekten büyük keyif alıyorum. Amacım işte bu zenginlikleri elimden geldiğince sizlerle paylaşmak. Elbette ki Paris’in klişeleri hakkında yazılar yazmayı düşündüğüm gibi, kendi keşiflerim olan, daha doğrusu herkes tarafından dillendirilmeyen Paris’in kıyı köşelerinden de olabildiğince paylaşımlarda bulunmayı hedefliyorum. Çünkü bu bloğu okuyan kişiler ya Paris’e ilk kez gelecektir ve nereleri görmesi gerektiğini araştırıyordur ya daha önce gelmiştir bu kez farklı yerler keşfetmek istiyordur ya da zaten burada yaşıyordur ve belki de benden çok daha iyi biliyordur ama bu kez benim gözümden Paris’i görüp yaşamak istiyordur.
İlk yazıyı yazmak hep zor; hele bir başlayalım da gerisi gelecektir zaten…
Sevgiyle