Villette Parkı – Parc de la Villette

(Son Güncelleme: 05.03.2024) Paris her köşe başında farklı bir sürprizle karşımıza çıkan, gez gez doyamayacağınız güzellikte bir şehir. Herkesin kafasında tipik mimaride bir Paris algısı varken Fransızlar yeni mimari projelerinde çok iddialı çalışmalar yaparak kente ayrı bir hava katmanın da derdindeler aslında.

Bu bağlamda Centre Pompidou, Institut du Monde Arabe, Fondation Louis Vuitton, Philharmonie de Paris gibi şehrin farklı köşelerinde yeni mimari akımların izini görmek mümkün. Çağdaş mimarinin Paris’in dokusunu bozup bozmadığı biraz tartışmalı bir konu olmakla birlikte yer yer cidden çok güzel eserler karşınıza çıkabiliyor. Hele ki bu tür yapılar, asıl merkezin biraz dışına çıkınca, bir parkın ortasında rastlayacağınız eserlerse işte o zaman daha bir etkileyici olabiliyor.

Paris’in pek çok parkından biri olan Villette Parkı – Parc de la Villette (park dö la vilet ya da pağk dö la vilet) 1867‘de III. Napoléon’un emriyle kurulan mezbahalar bölgesinin 1974‘te şehir dışına taşınmasıyla kazanılmış geniş bir alanın 1987’de yeniden düzenlenmesi ile oluşturulmuş bir yer. 33 hektarı yeşil alan olmak üzere 55 hektarı kapsayan bu dev park içinde birbirinden özel, birbirinden ilginç pek çok yapı, kurum ve kuruluş bulunuyor.

Avrupa’nın en büyük bilim müzesi Cité des Sciences et de l’Industrie, üç boyutlu ve IMAX filmler izlenebilen küre sinema La Géode, ünlü konser salonu Zénith, Paris Konservatuarı’nın merkezi, içinde Paris Müzik Müzesi‘nin de bulunduğu Cité de la Musique, Philharmonie de Paris ve daha pek çok yapı bu park alanı içinde yer alıyor.

Canal Saint Martin‘in uzantısı Bassin de La Villette‘in en uç noktasında bulunan bu parkın ortası Canal de l’Ourcq’un başladığı yer; diğer ucu da Canal Saint-Denis’ye bağlanıyor. Kanalın her iki tarafında bulunan yeşil alan güzel havalarda insanların sere serpe çimenlere uzandığı keyifli bir alan. Bu tür piknik alanları parkın farklı farklı köşelerine serpiştirilmiş durumda.

Sol tarafta göreceğiniz büyük aynalı cam küre meşhur La Géode, hemen arkasında da Cité des Sciences yer alıyor; diğer yapılarsa kanalın sağ tarafında kalıyor. Villette Parkı’nın kuzey doğu kısımını périphérique belirliyor yani buradan öteye yürüyerek geçmenize gerek yok ama aşağıya doğru, Canal Saint Martin‘i takip ederek Bastille‘e kadar inebilirsiniz.

Aslında Villette Parkı – Parc de la Villette içinde bulunan binaların her biri hakkında tek tek yazılar hazırlamam gerekiyor ve zamanla hepsi hakkında detaylı bilgi vermeye çalışacağım ama şimdilik bu yazımda söylemek istediğim şey, tipik Paris parkları yanında böyle bir parkın da olduğu ve buraya geldiğinizde yapabileceğiniz türlü türlü aktivitelerin bulunduğu konusunda sizi bilgilendirmek.

Villette Parkı – Parc de la Villette aynı zamanda Bastille‘den kalkan Canal Saint-Martin turu teknelerinin de son durağı. O yüzden dilerseniz metro ile gelin, dilerseniz kanal yürüyüşünüzün son noktası olsun, dilerseniz de kanalda tekne turu yapmış olarak gelin, enerjinizin bir kısmını da bu parkı gezmeye ayırmanızı öneririm.

Villette Parkı 19. arrondissement‘da yer alıyor. M7 metro hattı ya da T3b tramvay hattı ile “Porte de la Villette”te inerek kuzeybatı ucundan, M5 metro hattı ya da T3b tramvay hattı ile “Porte de Pantin”de inerek güney batı ucundan parka giriş yapabilirsiniz.

Dediğim gibi burası Paris’in Tuileries Bahçesi, Lüksemburg Bahçesi, Buttes-Chaumont Parkı ya da Parc Monceau gibi imparatorluk dönemi parklarına hiç benzemiyor. Villette Parkı – Parc de la Villette Parc de Bercy, Parc André-Citroën ya da Parc de Belleville gibi tamamen çağdaş tarzda tasarlanmış, çağdaş yapılarla şekillendirilmiş, Paris standartlarının dışında çağdaş bir yer. Özellikle çocuklu aileler için, çocuklarıyla vakit geçirebilecekleri pek çok etkinlik alanını da bünyesinde barındırıyor.