(Son Güncelleme: 01.04.2024) Başta heykel sanatı ile ilgilenenler olmak üzere tüm sanatseverler için Rodin Müzesi Paris gezisinin en önemli adreslerinden biri bana kalırsa. Hele ki benim gibi küçük detayların hikayesinin peşinden giden biriyseniz ve kafanızdaki detay “Düşünen Adam Heykeli” ise, bu müzeyi ziyaret etmeniz zaten kaçınılmaz.
Aşağı yukarı hepimiz Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin bahçesindeki Düşünen Adam heykelini biliriz. Gerçi hayatımda hiç o hastaneye gitmedim, gidip o heykeli gözümle görmedim (hatta bu satırları yazarken bu gerçeği şimdi fark ettiğime de şaşırıyorum) ama bu heykel benim gözümde hep çok değerli bir yere sahip oldu. Gerçi dünyanın pek çok yerinden Rodin’in bu meşhur heykelinin replikaları üniversitelerde, sanat merkezlerinde bulunurken Türkiye’de bir “akıl hastanesi”nin bahçesinde bulunuyor olması da manidardır. “Çok düşünme, delirirsin” mesajı öyle güzel işleniyor ki beyinlere…
Her neyse, demem o ki benim için bu müzeyi ziyaret etmenin öncelikli nedeni o meşhur “Le Penseur – Düşünen Adam” heykelinin orijinalini yerinde görebilmekti. Elbette ki müzeyi ziyaret ettiğimde o çok sevdiğim heykelin bahçedeki 1903 versiyonunu uzun uzun inceledim, yıllar öncesinden günümüze savrula savrula defalarca yolculuk yaptım.
Bu arada Rodin’in telaffuzu bir tuhaf, türkçedeki genel kabul “Roden” şeklinde; aslında “Ğodan” diye telaffuz etmek gerek. Hatta fransızcadaki “in” ekinin türkçede tam karşılığı yok, evlerden uzak, olmasın da zaten 🙂 Dişçi koltuğuna oturduğunuzu, diş hekiminizin azı dişinizi çekerken sizin de “an” ya da “en” arası bir şey demeye çalıştığınızı hayal edin; öyle bir şey 🙂 🙂 🙂 Özetle Rodin yazıp “Rodan” diye okumak yeterli… Ah şu Fransızlar…
Elbette ki müze bu eserden ibaret değil, Rodin’in 300’e yakın eseri sergilenmekte. O meşhur “La Porte de l’Enfer – Cehennem Kapısı” ve benim çok çok etkilendiğim, karşılıklı iki el figürünü yansıtan “La Cathedral – Katedral” çalışması akıllara ziyan. E tabi bir de öpüşen iki sevgilinin tasviri o şahane heykel “Le Baiser – The Kiss – Öpüş” adlı çalışmayı unutmamak gerek. Aslında yaz yaz bitmez ve müze ayrıca başka sanatçıların eserlerine de ev sahipli yapıyor. O yüzden benim tarifimle yetinmeyip gidip bir an önce kendi gözlerinizle görün derim.
Rodin Müzesi 7. arrondissement‘da, Askeri Müze – Invalides‘in hemen yakınında bulunuyor. Metro ile ulaşımın en kolay yolu M13 metro hattın “Varenne” istasyonunda inip çok kısa bir yürüyüş yapmak. Zaten Varenne istasyonuna geldiğinizde sizi Rodin heykelleri karşılıyor. İstasyondan çıkıp geriye doğru yürüyor, Invalides‘i sağınıza alıp biraz yürüyüp soldaki ilk sokaktan içeri giriyorsunuz. Rodin Müzesi’nin girişi az ileride sağda.
Müzede sergilenen eserler kadar binanın kendisi de başlı başına gezilmeye değer bir yapı. Paris’in ortasında küçük bir cennet çünkü burası. 1730’ların mimarisini yansıtan bu “ev” bir süre Rodin’in ikametgahı olmuş. 1919’dan bu yana da müze olarak hizmet vermekte.
Müzenin kendisi ve bahçesi ayrı ayrı biletlerle gezilebiliyor. Çok küçük bir rakama sadece bahçeyi gezerek Rodin’in belli başlı eserlerinden örnekleri açık havada görebilir, binayı dışarıdan inceleyebilir ve Paris’in ortasında böyle bir cenneti yaşamanın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca -hava müsaitse- bahçedeki hoş ve sevimli kafede oturup dinlenebilir, bir şeyler yiyip içip keyfinize keyif katabilirsiniz.
Müzeye girdiğiniz anda büyük antrenin solundan gezinize başlıyor ve evin içindeki salonlar arasında yolculuğunuza başlıyorsunuz. Her bir salondan bir diğerine geçerken gördüğünüz eserler kadar evin kendisi de sizi etkiliyor. Önce Rodin’in erken dönem eserleri ile başlıyorsunuz, sonra yavaş yavaş sanatçının kişisel tarihinde ilerliyorsunuz. Bir yandan eserlere, bir yandan binaya, bir yandan da pencereden o güzel bahçeye bakıp iç geçiriyorsunuz.
Rodin Müzesi uzun zaman restorasyon nedeniyle kapalı kaldı ve 2015’de kapılarını yeniden ziyaretçilere açınca büyük bir ilgiyle karşılandı. O dönemden sonra ziyaretçi yoğunluğu oldukça arttı. Zaten hem içeride hem bahçede dolaşırken bu ilgiyi hak ettiğine siz de bizzat şahitlik ediyorsunuz.
Evin içindeki parkur sizi ana girişin sağ tarafından tekrar antreye ulaştırıyor ve bu kez merdivenlerden yukarı çıkıyorsunuz. Üst katta da birbirinden güzel heykellerin yanında Monet, Van Gogh gibi ünlü ressamların eserlerinden birkaçını görme şansı da yakalıyorsunuz. Turunuzu bitirdikten sonra da tekrar aşağı inip bir kere daha içeride dolaşmayı düşüneceğinizden eminim. Öncesinde ya da sonrasında da zaten bahçeyi turlamış oluyorsunuz.
Rodin Müzesi’ni gezmek Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarının ilk Pazar günü ücretsiz. Müze Pazartesi günleri hariç her gün 10:00-17:45 arası açık, günün son ziyareti en geç 17:15’de mümkün oluyor. Müzenin 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık günleri de kapalı olduğunu hatırlatalım. Bir de 24 ve 31 Aralık tarihlerinde 16:45’te yani bir saat erken kapanıyor. Güncel fiyat bilgilerini ve diğer detayları yazının sonundaki resmi web sayfası linkinden öğrenebilirsiniz.
Bu arada belirtmeden geçmeyeyim, Paris yakınlarında Meudon’da, bir başka Rodin Müzesi daha var ve Rodin’in mezarı orada bulunuyor. O müze hakkında bilgiyi Rodin Müzesi – Meudon yazısında bulabilirsiniz. Ayrıca Paris’te, Rodin Müzesi kadar etkileyici bir başka heykel müzesi, Montparnasse’ta bulunan Musée Bourdelle‘i de görmenizi öneririm; üstelik Bourdelle Müzesi ücretsiz gezilebiliyor. Sanatçıların yaşadığı yerleri gezmek hoşunuza gidiyorsa, o zaman da Victor Hugo’nun Evi, Claude Monet’nin Evi, Balzac’ın Evi gibi seçenekleriniz de var.
Rodin Müzesi gezisi sonrası “museum shop“u da şöyle bir dolaştıktan sonra dışarı çıkıp hemen yakındaki, Napolyon’un mezarının da bulunduğu Askeri Müze – Hôtel des Invalides gezilebilir. Ayrıca yine yakınınızda bulunan III. Alexandre Köprüsü ve Seine Nehri kıyısındaki Rosa Bonheur sur Seine de geçerken uğranacak yerlerden.
Keyifli geziler, keyifli keşifler…
Web Adresi: musee-rodin.fr/en
İlgili Yazı:
Diğer Ünlü İsimlerin Evleri:
- Victor Hugo’nun Evi – Place des Vosges
- Balzac’ın Evi – Maison de Balzac
- Edith Piaf’ın Evi
- Alexandre Dumas’nın Evi – Monte Kristo Şatosu
- La Fontaine’in Kitaplarını Yazdığı Vaux le Vicomte Şatosu
- Claude Monet’nin Evi (Giverny)
- Jules Verne’in Evi – Maison de Jules Verne (Amiens)
- Leonardo da Vinci’nin Evi – Clos Lucé (Amboise)
