(Son Güncelleme: 12.04.2023) ÖNEMLİ NOT: Le Réservoir şu anda KAPALI. Ancak resmi web sitesinde yakında açılacağı yazıyor. Dolayısıyla aşağıdaki bilgiler şu an için güncel değildir ancak mekan yeniden açıldığında bu yazı güncellenecektir.
Benim Paris’te en çok eksikliğini duyduğum şeylerden biri de hafta sonu brunch için zevkime uygun bir mekan bulamamaktı. Elbette sadece mekan olarak pek çok seçenek mevcut ama benim kahvaltı kültürüme uygun şeyler bulamadığım için soranlara brunch ya da kahvaltı için önerebileceğim hatırı sayılır bir yer ne yazık ki bulunmuyor ama bu yazıda sizlere tanıtmak istediğim Le Réservoir farklı bir özelliğiyle dikkat çekiyor: Jazz Brunch…
Evet, Le Réservoir (lö rezervuar ya da lö ğezeğvuağ) hafta sonları brunch için gittiğinizde canlı müzik eşliğinde açık büfe kahvaltı yapabileceğiniz ilginç bir mekan. Aslına bakarsanız sanki burası daha çok kapalı havalarda gidilmesi gereken bir yermiş gibi duruyor, çünkü öyle teraslı-bahçeli bir yer değil de son derece ilginç bir atmosfere sahip farklı ama kapalı bir mekan.
Zaten biz de Le Réservoir’a -yanılmıyorsam- Ekim 2016’da gitmiştik ve çok keyif almıştık ama bir türlü yazmak için sıra gelmedi. Nihayet bu yazıda sizlerle bu güzel mekanı paylaşma fırsatı yakaladım, istedim ki farklı bir brunch deneyimi yaşamak isteyenler, özellikle canlı müzik eşliğinde kahvaltı etmek isteyenler uygun bir vakitlerinde burayı denesinler.
Nedense biz -keyif yapalım diye herhalde- Le Réservoir’a arabayla gitmeye kalkmış ve park yeri bulamadığımız için -malum Paris’te araba park etmek hiç kolay değildir- epey bir ortalıkta dolanmıştık. O yüzden burası bana çok ters bir yerde gibi gelmişti ama haritadan adresine baktım da gayet şehir merkezinde, Bastille ve Gare de Lyon civarında, M8 metro hattının “Faidherbe Chaligny” ya da “Ledru-Rollin” istasyonlarından birinde inerek ulaşabileceğiniz bir konumda.
İçerinin oldukça loş bir atmosferi var, hatta epey de karanlık ama dekorasyonu benim çok hoşuma gitmişti, umarım siz de seversiniz. Müzik yaklaşık 11:00 gibi başlıyor ama gruba ya da soliste göre değişebilir elbette. Biz gittiğimizde muhteşem bir kadın caz şarkıcısının programına denk gelmiştik ama sabit sanatçıları yok bildiğim kadarıyla, o yüzden siz farklı birilerine denk gelebilirsiniz.
Gitmeden önce rezervasyon yaptırmak önemli. Müzik programı ve güncel bilgileriyse, yazının sonunda bulunan, Le Réservoir’ın kendi web sayfasından incelemekte yarar var.
Hep dediğim gibi, Paris’te Türk damak tadına uygun kahvaltı pek yok. Dolayısıyla Le Réservoir açık büfesinden mucizeler beklemeyin. Bilimum kızartmalar, kruvasanlar, yumurta, değişik peynirler (ama kesinlikle bizim peynirlerden yok), yeşillikler filan derken, tabağınızı doldurmanız, bitince yeniden bir şeyler almanız mümkün. Kahvaltısını övecek değilim, ehven-i şer demek daha doğru ama benim asıl hoşuma giden caz dinlerken, böylesi keyifli bir mekanda kahvaltı yapmaktı.
Bakalım, belki sizin de hoşunuza gider, gider dener ve deneyimlerinizi bizimle paylaşırsınız. Özellikle akşam yemekleri için gidenlerin görüşlerini daha çok merak ediyorum, çünkü ben denemedim. Ayrıca anladığım kadarıyla yaz sezonunda jazz brunch yapılmıyor. O nedenle programı dikkatli incelemenizde yarar var.
Çıkışta yapabileceğiniz şeyler biraz sınırlı, daha doğrusu ben Paris’in doğu tarafına çok geçmediğim için bölge hakkında önerebileceğim çok şey yok ama yine de Bastille Operası‘nın bulunduğu Bastille elbette görülmeli. Hemen yakınınızda keyifli yürüyüş parkuru La Coulée Verte – Promenade Plantée var. Belki renkli evlerin bulunduğu Rue Crémieux‘yü görmek isteyebilirsiniz. Bir de biraz yukarıda ünlülerin mezarlığı Père Lachaise var, orası ilginizi çekebilir.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Adres: 16 Rue de la Forge Royale, 75011 Paris
Web Adresi: reservoirclub.com/