(Son Güncelleme: 02.03.2024) Bu yazıda -yine- sizlere Fransa’da görüp görebileceğiniz en etkileyici yerlerden biri olan Saint Malo‘yu tanıtmak istiyorum. Bugüne kadar dört kez gittiğim, dördünde de aynı şekilde büyülendiğim Saint Malo hakkındaki bu yazıyı okuyunca gezilip görülecek yerler listenize yine etkileyici bir yer olan bu güzel kenti de ekleyeceğinizden eminim.

Saint Malo Pariste.Net

Paris’in yaklaşık 400 kilometre batısında, Manş Denizi kıyısında yer alan Saint Malo (sen malô) Türkçede Bretonya olarak geçen Bretagne (brötayn ya da bğötayn) bölgesindeki en güzel şehirlerden biri ve hatta şehir olarak en güzeli diyebilirim. Köy ve kasaba olarak nice güzellikler elbette ki var ama burası büyüklüğü ve bütünsel korunmuşluğu açısından çok daha etkileyici bana göre. Arabayla teorik olarak 4 saatte ulaşabileceğiniz öngörülüyor ama trafiğin durumuna göre bu süre bazen uzayabiliyor.

Saint Malo Pariste.Net

Gerçi Paris gezinizde denize ve martılara kavuşmak için gidebileceğiniz en güzel sahil kasabaları Deauville & Trouville, Honfleur ya da Etretat gibi yerlerdir ama Saint Malo’ya gitme nedeniniz, her şeyden önce yol üstündeki muhteşem manastır adası Le Mont Saint Michel‘i görmek olacak. Sonrasında da hemen yanı başındaki bu güzelliği de gezeceğiz ki gezimiz crème de la crème olsun…

Saint Malo Pariste.Net

Saint Malo’nun bana göre en etkileyici özelliği tarihi şehir merkezinin çevresinin çepeçevre surlarla çevrili olması ve bu surların neredeyse tamamının yürüyerek gezilebilmesi. Öylesine şahane bir parkur ki bu, her gidişimde mutlaka tami bir tur atmışımdır. Zaten tarihi kentin herhangi bir yerinden merdivenlerle çıkıp bu yürüyüş yoluna ulaştınız mı “dur şurayı da göreyim, burayı da göreyim” derken bir bakmışsınız ki tüm kentin çevresini bir çırpıda gezivermişsiniz. Surların üzerinde yürürken ilk aklıma gelen şey, yıllar önce, Hırvatistan’ın muhteşem kıyı kasabası Dubrovnik‘e ilk gidişimde, tarihi merkezini, çepeçevre surların üzerinde yürüyerek dolaştığım gün oldu… Bu surların uzunluğu Dubrovnik’tekinden kat kat fazla… Ah keşke İstanbul surlarının üzerinde de bir baştan bir başa yürüyebilsek…

Saint Malo Pariste.Net

Saint Malo’da bir gün batımı oluyor ki inanılmaz… Surların üzerine çıkıp onca rüzgara (ve kimi zaman soğuğa rağmen) gün batımını izlemenin keyfine diyecek yok. Gerçi Normandiya tarafındaki Deauville & Trouville, Honfleur ya da Etretat gibi kasabalarda da gün batımını izlemek çok güzel oluyor ama Saint Malo’dan izlemenin büyüleyici yanı, üzerinde bulunduğunuz surlar oluyor. Tam denize batan güneş her zaman her yerden görülmüyor elbette ama biz her seferinde şanslıydık, her gidişimizde güneşi denize batırmayı başardık. Ama burada bazen öyle fırtınalar oluyor ki, Manş Denizi’nin dalgaları binaların dış cephesine çarpıyor, evleri yutacakmış gibi oluyor. Gerçi o manzara da büyüleyici ama Saint Malo’yu güzel havada dolaşmak daha keyifli olur herhalde 🙂

Saint Malo Pariste.Net

Paris’ten Saint Malo’ya ulaşmak için en ideal olanı elbette ki kendi aracınızla gitmek. Hem yol çok keyifli, hem de yol üzerinde görecek, uğrayacak pek çok yer var. Yine de toplu taşıma ile gitmek istiyorsanız o zaman tren sanırım en iyisi. Paris’te Montparnasse Garı‘na gidip güzel güzel treninize binmeniz yeterli. Tren biletinizi, Fransa’nın TCDD’si olan SNCF‘in resmi web sayfasından alabilirsiniz.

Eğer direkt tren seçerseniz daha rahat edersiniz ve TGV trenleriyle yaklaşık 3 saatte buraya ulaşırsınız. Aktarmalı giderseniz de Rennes şehrinde tren değiştirmeniz gerekir ve bu size yaklaşık yarım saat kaybettirir. Eğer programınızı iyi ayarlarsanız sabah gidip akşam dönmek üzere bir Saint Malo gezisi bile yapabilirsiniz ama zaten bir de Le Mont Saint Michel‘i göreceksiniz. O yüzden en azından iki-üç günlük bir gezi planlaması yapmanız daha güzel olur.

Saint Malo Pariste.Net

Tabii bir de şehirlerarası otobüs seçeneği var ama ben bugüne kadar Saint Malo’ya hiç trenle ya da otobüsle gitmedim, hep kendi arabamla gittim. O yüzden siz kendi deneyimlerinizi yorum kısmında bizlerle paylaşırsanız herkes için faydalı olur. Tabii yüksek otoban ücretleri Saint Malo’nun bağlı olduğu Bretagne bölgesine gelene kadar canınızı epey bir acıtıyor; gidiş dönüş yaklaşık 30-40 euro ödüyorsunuz ama Bretagne’a girdikten sonra otobanlar ücretsiz!

Saint Malo Pariste.Net

Saint Malo’ya trenle gelirseniz gar binası tarihi şehir merkezinin yakınında. Gardan çıktığınızda dümdüz karşıya yürürseniz, bir süre sonra tarihi surlara ulaşıyorsunuz ve bulduğunuz ilk kapıdan da şehrin içine giriyorsunuz. Arabayla geldiğinizde de arabanızı mutlaka ücretli otoparklara bırakmanız gerekiyor. Sur içinde park yeri bulmak çok güç ama biz şanslı olduğumuz için her zaman burada yer bulduk tabii 🙂 Surların içine girdikten sonra kaybolmak serbest… İstediğiniz yere gidin, istediğiniz sokaktan sapın, istediğiniz yere girin-çıkın her yer çok güzel ne de olsa. Yine birbirinden güzel sokaklar, binalar, kafeler, restoranlar, butikler, sanat galerileri, dini yapılar, evler; yani hayatı güzelleştirmek için ne gerekiyorsa hepsi nakış nakış işlenmiş, bir şehir olmanın tüm kriterleriyle sizleri bekliyor. Yüksek sur duvarlarının üzerinden uçan martıları görmek, şanslı gününüzdeyseniz mavi gökyüzü içinizi açıyor. Tabii iklim olarak Bretagne Bölgesi tıpkı Karadeniz Bölgesi gibi bol yağış alan bir yer olduğu için gerçekten şanslı olmanız gerekiyor. Güzel havalara denk geldiğinizdeyse tadından yenmiyor.

Saint Malo Pariste.Net

Yeme-içme konusundaysa illâ şurada yemelisiniz demeyeceğim; gözünüze kestirdiğiniz ilk yerde oturup karnınızı doyurun; zaten gözünüz de gönlünüz de doyacaktır. Burada garsonlar Paris’e oranla çok daha sıcak ve samimiler. Yemekler zaten Fransa’nın en ücra köyünde bile çok lezzetli oluyor. Benim size önereceğim ilginç yerlerden biri l’Encrier diye çok cici bir bar. Burada daha çok içmelik ve atıştırmalık bir şeyler var ama misal, biz gittiğimizde mutfak kapalıydı, patates kızartması istediğimizde yan dükkandan alıp gelip yiyebileceğimizi söylediler ki bu Paris için imkansız bir şeydir. Paris’te Kafe ve Restoranlarda Başınıza Neler Gelecek yazımı okuyanlar ne demek istediğimi daha iyi anlarlar 🙂

Saint Malo Pariste.Net

Bizim Saint Malo’ya ilk gidişimiz 2011’in Temmuz ayında bir akşamdı ve sur içinde bir otelde kalmıştık. Tam hatırlamıyorum hangi otel olduğunu ama akşam vakti sur içi oldukça ıssızdı, ertesi gün sabahtan itibaren sokaklar şenlendi… İkinci gidişimiz yol üstü bir geçişti sanıyorum ama üçüncü gidişimiz Nisan 2017’de güneşli ve güzel bir uzun hafta sonu tatili için oldu. Dördüncü ve son gidişimizse Haziran 2020’deydi. Hep güzel havaya denk geldimi her gidişimde Saint Malo’yu  daha çok sevdim, size de tavsiye ederim…

Saint Malo Pariste.Net

Manş Denizi kıyısındaki pek çok yer gibi Saint Malo’nun en etkileyici özelliklerinden birisi, izlemekten büyük keyif alacağınız gel-git olayı. Bir bakıyorsunuz aşağıda kayalıklar var, plaj var, insanlar yürüyor, geziniyor; bir bakıyorsunuz deniz yükselmiş her yer su olmuş… Gerçekten çok ilginç bir görüntü bu. Bretagne’a bağlı Locquirec’de çektğim bu videoyu izlerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Saint Malo Pariste.Net

Tabii bir de, Fransa’da deniz kıyısında bir yerleşim yerinden bahsedip de sofrada deniz ürünlerine ağırlık vermemek olmuyor; burada da bolca kabuklu deniz hayvanlarını son derece uygun (tabii Paris’e göre uygun) fiyata yiyebiliyorsunuz. Benim deniz ürünleriyle pek aram olmadığı için ben bu bölgede en çok krep daha doğrusu galet yemeyi tercih ediyorum. Paris’te çok sevdiğim krepçi Crêperie de Josselin yazımda da belirttiğim gibi crèpe şekerli, galette ise tuzlu olanına deniyor. Ben de oeuf-fromage yani yumurtalı peynirli galeti çok seviyorum. Saint Malo’da da istediğiniz yerde yiyebilirsiniz ama manzara olarak en güzeli sanıyorum yukarıda fotoğrafını gördüğünüz mekan. Ne yazık ki ne zaman önünden geçsek doluydu ve kuyruk vardı; ben de hiç kuyruk bekleyecek havamda değildim, o yüzden burayı deneyemedim ama içinizde deneyen varsa fikirlerini bizimle paylaşsın lütfen.

Saint Malo Pariste.Net

Saint Malo’ya üçüncü gidişimde öğrendim ki burası Kanada’yı keşfe giden, başlarında Jaques Cartier‘nin olduğu Fransızların ilk kalkış noktasıymış. Tam da gün batımında bu bilgiyi öğrendiğimde güneşi Kanada tarafına gönderirken orada yaşayan arkadaşlarım Fatih ve Derya‘ya bir mesaj atıp, Saint Malo kıyılarından onlara çok güzel bir gün uğurladığımı söylemiştim. Hayat ne garip, ben de şu an Kanada’da yaşıyor olabilirdim; Tabii ki Toronto’da… Vaktiyle Kanada oturma ve çalışma izni aldığımızda bize Montreal’de yaşamamızı öneren Fatih’e nasıl da demiştim: “Montreal olmaz, Toronto’da yaşayacağım. İki cihan bir araya gelse Fransızca konuşulan bir yerde yaşamam” 🙂 Nereden bilirdim bir gün Paris’te Fransızaca öğrenmek zorunda kalacağımı 🙂

Saint Malo Pariste.Net

Saint Malo’da tarihi kent merkezinin dışına çıktığınız an bana başka bir yere gelmişiz gibi geliyor ama yine de çevreyi keşfetmek hoş olabilir. Şehir merkeziyle gar arasındaki alanda büyük ve çok da güzel olmayan bir liman var ama marina oldukça şık ve güzel görünüyor. Denizi karşınıza aldığınızdaysa sağ tarafta uçsuz bucaksız bir plaj var tabii deniz gel-git nedeniyle yükselmemişse… Sol tarafta ise, pek yakın olmamakla birlikte Dinard (dinar ya da dinağ) diye küçük ama sevimli bir sahil kasabası var ki vaktiniz varsa o tarafı da görmenizi öneririm.

Saint Malo Pariste.Net Dinard

Dinard, aslında Saint Malo’nun sol tarafındaki diğer burun ama arabayla ulaşım için 10 kilometrelik bir yay çiziyorsunuz. Cumartesi günleri sabahtan giderseniz burada yöresel pazar kuruluyor ve çok sevimli bir atmosfer oluyor. Biz Temmuz 2011’deki ilk civar gezimizde Dinan diye harika bir yeri bulmaya çalışırken harf hatasıyla Dinard‘a yanlışlıkla gitmiş ve çok sıkıcı bulmuştuk, Nisan 2017’teki gidişimizde ise gözümüze çok güzel göründü. Hızımızı alamayıp yola devam bile ettik ve Saint Lunaire‘e kadar ilerledik.

Saint Malo Pariste.Net Saint Lunaire

Saint Lunaire yine bir burunda çok cici bir yerleşim yeri, en uçta çok güzel bir restoran bir de çok güzel krepçi var. O uca kadar giderseniz çok huzurlu bir yerde kafa dinleyip keyifle krep yiyebiliyorsunuz; krep dediysem galet tabii ki, yoksa tatlı niyetine yemek isterseniz elbette ki krep tercih etmelisiniz. Yolun bundan sonrasında da birbirinden güzel pek çok köy ve kasaba var elbette ama hepsini anlatmaya kalksam Pariste.Net Ana Britannica‘ya döner 🙂

Saint Malo Pariste.Net

Biz 2020’deki tatilimizde Locquirec‘de bir evde bir hafta geçirmiştik, unutulmazdı. Roscoff‘u iki kez gördüm  ama ilkinde daha çok büyülenmiştim. Sonra içerilere doğru girerseniz Locronan diye bir yer var ki nasıl güzel nasıl güzel. Daha batıya giderseniz Brest çıkacak karşınıza ki Fransa’da çok sevmediğim yerlerdendir ne yalan söyleyeyim ama Pointe du Raz adındaki fenere gitmek çok keyifliydi. Güneye doğru inince Quimper şahane, Concarneau ise ayrı bir güzellik. Hele Pont Aven… Gördüğünüz gibi Bretonya – Bretagne Bölgesi hakkında başlı başına bir rehber yazısı hazırlamak gerek ama işte; bir gün içimden gelirse yaparım 😉

Saint Malo Pariste.Net La Richardais

Saint Malo’ya ilk gidişimde sur içinde hangi otelde kaldığımı hatırlamıyorum ama hangisinde kalırsanız kalın keyifli olacağına eminim. Saint Malo’daki otel seçeneklerine bu linkten bakabilirsiniz. Eğer arabalıysanız sur içinde konaklamak biraz sorun olabilir ama arabayla sur dışında kalmak da büyük avantaj 😉 Biz bir keresinde, Saint Malo’nun dışında,  La Richardais diye küçük bir köyde, yukarıda fotoğrafını gördüğünüz Le Berceul adında şahane bir Bed & Breakfast‘ta kaldık ki arabayla bu bölgeye gelecek olanlara gönül rahatlığıyla önerebilirim; sahipleri dünya tatlısı insanlar. kalmayı tercih ettik,

Booking.com

Tabii bu bölge, Fransa ve hatta tüm dünya seyahatlerinizde otel rezervasyonlarınızı booking.com üzerinden yapmayı tercih edenlerdenseniz, rezervasyonunuzu yukarıda ya da blogun diğer sayfalarında göreceğiniz banner’lar üzerinden yaparsanız bana da destek oluyorsunuz; desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim.

Saint Malo Pariste.Net

Saint Malo’da güzel güzel gezdik, bu surları bu şehri ne güzel korumuşlar diye kendimizden geçtik ama size küçük bir bilgi daha vermek istiyorum: Saint Malo’nun tarihi merkezi sanıldığı gibi 200-300 yıllık değil, II. Dünya Savaşı sonrasına dayanıyor; çünkü Almanlar II. Dünya Savaşı sırasında Saint Malo’yu bombalamışlar ve şehir büyük hasar görmüş. Fransızlar da savaş sonrası şehri aslına uygun olarak yeniden inşa etmişler… Bu gerçekten inanılmaz. Hem savaşın acımasızlığı hem de savaş sonrası yaralar sarılırken gösterilen çabalar, özen ve emek… Gerçi Le Havre ve Brest de aynı şekilde II. Dünya Savaşı’nda yerle bir olup sonra yeniden inşa edilmiş şehirlerdir ama oraları bu kadar güzel koruyamamışlar. Saint Malo bu  açıdan şanslı bir örnek yani.

Saint Malo Pariste.Net

Umarım siz de bir gün Saint Malo’yu ve çevresindeki tüm güzellikleri görme fırsatı bulursunuz. Buralara kadar gelmişken Le Mont Saint Michel, Dinard ve Dinan‘ı da görmeyi ihmal etmeyin lütfen. Vakti olanlar da dediğim gibi Rennes, Brest, Pointe du Raz, Concarneau, Quimper, Locronan, Pont Aven, Nantes gibi yerleri de gezebilir. O zaman en az bir haftalık bir Bretagne Turu yapmanız gerekecektir diye düşünüyorum. Elbette civarda görecek daha pek çok yer var ama hepsini görmeye kalksanız bir ay bile yetmeyecektir inanın; Fransa’da nereye giderseniz gidin her yer o kadar güzel ki zaten. Özellikle daha önce geldiyseniz ve bu gelişinizde de Paris’te Bir Hafta geçirecekseniz burası listeye alınabilir, Paris’te 15 Gün geçirecekseniz de mutlaka görmeniz gerekiyor diyeyim…

Keyifli geziler, keyifli keşifler.

 

 

Web Adresi: saint-malo-tourisme.com

Adres: Saint Malo, 35400 Fransa

Paris’e Birkaç Saat Mesafede Görülmeye Değer Diğer Yerler:

Author

6 Comments

  1. R.Mehmet Uygun Reply

    İnşallah bir aksilik çıkmaz ise sizden aldığımız tüyolarla Temmuz ayının sonunda Paris’ten sabah 07:06 treni ile St.Malo’ya geçip akşam üstüde 17:30 treni ile Pontoros Mont St Michel ‘e geçeceğiz. Konaklamayı orada yapıp ertesi gün 18:04 treni ile Paris’e döneceğiz.

    • Ahmet Ore Reply

      Merhaba Mehmet Bey, aylardır Türkiye’de hastalıklar ve daha tatsız konularla geçen günler geçirdiğim için blogla ilgilenmem mümkün olmadı. Mesajınızı da şimdi görüyorum, lütfen kusuruma bakmayın. Geç olsa da yine de yazmak istedim: Umarım güzel bir gezi olmuştur. Mutlu günler.

  2. CENKER SENCER Reply

    Merhaba
    Haziran ayında Paris gezimizde 1 günümüzü Saint Malo ,Dinan,Cancale ve Mont s. Michel’İ gezmeyi planlıyoruz.TGV ile gidip dönmeyi düşünüyoruz.Sabah erken binip gece gece saatte dönersek programa zaman yetiyor.Açıkçası gece treni için güvenlik endişem var.Bu konu hakkında bir bilginiz ya da duyumlarınız varsa paylaşmanınızı rica ediyorum.

    • Ahmet Ore Reply

      Merhabalar,
      Sanıyorum bugüne kadar geç vakitte trenle Paris’e, bir Amsterdam’dan bir de Lyon’dan döndüm. Ben şahsen trenlerde bir güvenlik endişesi yaşamadım. Aslına bakarsanız 2012’den beri Paris’teyim ve bugüne kadar hiçbir yerde güvenlik endişesi yaşamadım…
      Tabii ki kişisel eşyalarınızı her zaman gözünüzün önünde bulundurmalısınız, bu dünyanın her yerindeki tatilleriniz için geçerli. Onun dışında dikkat etmeniz gereken bir şey olduğunu sanmıyorum.
      Şimdiden iyi tatiller.

  3. Sukranclsn Reply

    Farklı bir atmosfere sahip , kale deniz flikalar film seti yada film sahnesinden bir kesit gibi

    • Ahmet Ore Reply

      Tam da dediğiniz gibi, Saint Malo film seti gibi bir yer…

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.