(Son Güncelleme: 04.03.2024) Paris’te bir İstanbullu olarak eksikliğini duyduğum -belki de tek- şey Boğaz’da, hadi Boğaz’dan geçtim, denize karşı bir şeyler yiyip içmek oldu hep. O kadar ki, açık denizleri bile sevmem, ille İstanbul gibi karşı kıyıda hayatlar devam edecek; her ikisinin arasından da vapurlar ve martılar gelip geçecek. Paris’te olunca hayatın bu yönü eksik kalıyor tabii. Şehrin ortasından geçen, kimi zaman kahverengi, kimi zaman da yeşil tonlarında akan Seine Nehri‘yle idare etmek zorunda kalıyor insan. Neyse ki bu nehrin iki yakasına muhteşem bir şehir kurmuşlar da, kendimizi öyle avuttuk hep.

Paris’e yerleştiğim ilk zamanlar, Mart 2012 ve sonrası yani, su kenarında oturup bir şeyler yiyip içme zevkimi tatmin etmek için epey bir aranıp durduğumu hatırlıyorum. Nehir üzerinde demirlemiş teknelerden Rosa Bonheur sur SeineBistrot Alexandre III gibi olanlarının ayrı bir tadı olsa da tam olarak istediğim şey değildi. Ben, nehire doğru bir kafede oturup bir şeyler yiyip içmek istiyordum çünkü. Oysa ki Seine‘in her iki kıyısı da, sel taşkınları nedeniyle, yukarıdaki yol seviyesinde yüksek duvarlarla örülü olduğu için, burada bir kafede bile otursanız, su kenarında olduğunuzu hissedemiyordunuz.

Neyse ki zaman içinde nehir kıyısına mekânlar açılmaya başladı ve ben de elimden geldiğince hepsine gitmeye çalıştım. İşte o ilk keşiflerimden biri olan Les Nautes, bu yazının yayınlandığı ilk dönemde çok daha sevimli bir yerdi benim için ama zamanla iç mekanı kapattılar ve sadece dışarıda servis vermeye başladılar, o yüzden eskisi kadar popüler değil benim gözümde ama belki siz o taraflarda gezerken buraya oturmak isterseniz diye yazıyı tutuyorum blogda. Zaten hayatımın bir bölümü Nice‘te geçmeye başladığından beri deniz özleminden de kurtuldum çok şükür.

Les Nautes (le notPavillon des Canaux gibi eskiden Seine Nehri üzerindeki ulaşımla ilgili bir kuruluşun olduğu binada hizmet veren café-bar. Buraya ilk kez hafta içi öğlen vaktinde, Malezyalı arkadaşım Agnes’le gitmiş, önceki kalabalıkların aksine sadece ikimizin olduğu bir ortamda sessiz sakin bir anını yakalamayı başarmıştık. Bu tür mekânlarda sessizliği, en azından gürültüsüz bir ortamı önemsiyorum. O yüzden şimdilerde bu huzurlu dönem pek kalmadı.

Hele Paris Plages – Paris Plajları açık olduğu dönemde Les Nautes ve çevresi daha bir şenlikli oluyor. Zaten Nisan 2017’den beri önündeki yol komple araç trafiğine kapandı ve burası Parc Rives de Seine adında şahane bir yürüyüş parkuru oldu…

Les Nautes Saint Louis Adası‘nın yani Île Saint Louis‘nin tam karşısında yer alıyor. Konum olarak da Saint Paul Kilisesi‘nin ve Village Saint Paul‘ün nehir tarafında kalıyor. Dilerseniz M1 metrosuyla Saint Paul’de inip Hôtel de Sully‘ye doğru yürürken sağdaki sokaktan içeri girip dümdüz aşağı yürüyerek buraya ulaşabilirsiniz. Dilerseniz de M7 metrosunun Pont Marie ya da Sully-Morland istasyonlarından birinde inip nehir boyunca çok az yürüyerek Les Nautes’a ulaşmanız da mümkün.

Yukarıdan geldiğinizde burası tek katlı gibi görünüyor. Ben özellikle üst katın café atmosferini seviyordum ama orası artık hizmet vermiyor. İçeri girdiğimde -tam olmasa da- kendimi Kadıköy’deki Beşiktaş iskelesinde gibi hissederdim ne güzel. Cam kenarından dışarı bakmaz da, biraz içerideki masalarda oturursanız, pekala dışarıda deniz varmış gibi hayal ederdim…

Dediğim gibi ben böyle bir atmosferin sessiz halini yaşamak istediğimden tenha zamanlarını tercih ediyordum. Basit bir kahveyi bile yanında minik keklerle servis eden böylesi yerlerin de tadını bu şekilde çıkarmayı seviyordum. Ondan sonrası sohbet-muhabbet; ağız tadımız her türlü yerinde zaten… Şimdi işler değişti.

Les Nautes, özellikle kalkıp geleceğiniz bir yer değil belki ama Notre Dame Katedrali‘ni, Cité Adası ve Saint Louis Adası‘nı, Marais Bölgesi‘ni ya da Village Saint Paul‘ü gezerken, hazır yakınlardayken böylesi bir ortamda soluklanıp bir şeyler içerken dinlenmek için tercih edilebilecek hoş bir öneri gibi düşünmenizde yarar var. Öyle aman aman bir mekan değil ama bence son derece sevimli ve Seine Nehri kıyısında bu tarz nadir yerlerden biri olduğu için tercih edilebilir

Sonrasında gezinize yukarıda saydığım yerlerden canınızın istediğine giderek devam edebilir ya da nehir boyunca yapacağınız bir yürüyüşle kendinize harika bir güzergâh oluşturabilirsiniz. Nehri karşınıza aldığınızda sağ tarafa doğru yürürseniz turistik merkeze doğru ilerlersiniz. Eğer sol tarafa doğru yürürseniz de birazdan yol kıvrılıp sizi Seine Nehri‘ni Canal Saint Martin‘e bağlayan küçük ve sevimli bir liman olan Port de l’Arsenal‘in başına getirecektir ki onda yürümek de ayrı bir zevk. Güzergahınızın hemen başında da görülmesi gereken güzel bir yer, Pavillon de l’Arsenal var.

Keyifli geziler, keyifli keşifler…

 

 

Web Adresi: lesnautes-paris.com

Adres: 1 Quai des Célestins, 75004 Paris

Author

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.