(Son Güncelleme: 04.03.2024) Paris denince akla gelen tatlılardan biri makaronsa, makaron deyince ilk akla gelen marka da Ladurée oluyor haliyle. Benim içinse Ladurée tatlılarından çok dükkanlarının dekorasyonuyla ön planda olan çok güzel bir mekan. Tabii siz tatlı sevenlerdenseniz sizi ayrıca mutlu edecek bir yerdir Ladurée.

Ladurée’nin Paris’te birkaç şubesi var ama benim için en güzelleri, bu yazıda fotoğraflarını gördüğünüz Chmaps-Elysées’deki şubesi, Paris’te Bir Hafta kitabımda geçen Madeleine’deki şubesi bir de Saint-Germain Bulvarı ile Seine Nehri arasında bulunan şubesi. Diğerlerine gitmedim, pek de merak etmedim açıkçası; çünkü bu üçü bana yetti hep.

Aslına bakarsanız böylesi meşhur, bir o kadar da turistik yerlere gitmekten hep çekinirim. Tamam, illâ ki güzeldirler ama içi boşaltılmış, anlamını kaybetmiş bir şeyle karşılaşacağım da hayalimdeki resim bozulacak diye korkarım hep. Ladurée de benim için öyleydi, o yüzden burayı ilk ziyaretim Paris’e yerleştikten iki yıl sonra oldu ve sonuç hayallerimin karşılığını buldum: Çok beğendim…

O yüzden Paris’e gelen pek çok arkadaşımı Champs-Elysées‘de gezdirirken mutlaka Ladurée’nin içine girip bir bakmalarını öneririm. Nedense ben hep kapıda beklerdim onları, içeri giresim gelmezdi eskiden. İçeri girenler -özellikle kız arkadaşlar- yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle çıkarlar dışarı. İçeride gördüklerinin güzelliğinden mi yoksa dışarıya döndüklerinde Champs-Elysées‘de olduklarına inanamamalarından mı bilmem; onlar mutlu olunca mutlu olurum ben de.

Ladurée Paris - Champs-Elysées - Pariste.Net

Benim Ladurée’ye ilk gidiş hikayem şöyle: Aralık 2014’te doğum günümü Ladurée’de kutlamaya karar verdim. Kutlamak dedimse, öyle pastalı mumlu değil, gidip güzel güzel çay-kahve bir şeyler içeceğiz, yanında da çikolatalı makaron yemek hayalim. Severim böylesi oyunları; dilediğim zaman gidebileceğim halde, böyle bir anlamlı güne karar kılarım, o güne kadar da kapısından yüz defa da geçsem girmem içeri. Mevzu oluyor işte, eğlence oluyor; her geçişimde önünden “şimdi değil, doğum günümde” diye bir bekleyiş, bir sabır, belki de bir oyun, bilemiyorum.

Sonra gün geldi çattı… Aslında diğer seçenek de Eyfel Kulesi‘nde bir akşam yemeği yemekti ama cidden böyle bir şeye hevesim yoktu. Gerek de yoktu çünkü. Bir yaştan sonra doğum günü kutlamak bile gereksiz gelmeye başlıyor insana; belki bir gün seksenimi geçmeyi başarabilirsem, işte bu gerçekten “başarı”; o zaman ortada kutlanacak bir şeyler olabilir 🙂

Doğum günü akşamımda önce Şanzelize‘deki Noel Pazarı‘nı gezdik (O zamanlar buraya da Noel Pazarı kurulurdu), orada “bretzel” yedik sıcak sıcak, başka bir köşesinde “bratwurst” yanında Alman birası, finalde de sıcak şaraplarımızı yudumladıktan sonra ver elini Ladurée…

Ladurée Paris - Champs-Elysées - Pariste.Net

Ne zaman kapısından geçsem önünde uzun bir kuyruk; insanlar neyi bekler, niye bekler anlamam 🙂 Ama ben şanslı adamımdır, bir gittik içerisi bomboş… Bu arada küçük bir not: Paket alışverişi için soldaki kapıdan giriyorsunuz, içeride oturup bir şeyler yiyip içecekseniz sağdaki kapıdan girmeniz gerekiyor. Sıra bekleyecekseniz buna dikkat etmekte fayda var…

Bizi güzel, güleryüzlü bir görevli karşıladı. Ön tarafta, Champs-Elysée‘ye bakan bir masaya oturduk şansımıza. Kimileri masa örtüleri serili masalarda akşam yemeklerini yiyordu; bizse sadece tatlı ve içecek alacağımızı söyledik. Yani dilerseniz Ladurée’de öğlen ya da akşam yemeğinizi de yiyebilirsiniz.

Dediğim gibi, ben klasik adamım, yoksa gittiğim yerde -genelde- “earl grey” çay içerim. makaronda da tercihim her zaman için çikolatalı olanlarıdır. Bazen bir “çılgınlık” yapmak istersem o zaman kahveli olanları tercih edebilirim 🙂 Makaron yemede de özel bir taktik geliştirdim, önce damağına yerleştiriyorsun, sonra dilinle hafifçe ezmeye başlıyorsun, bir otuz saniye sonra Allahım, o nasıl bir lezzet 🙂

Ladurée Paris - Champs-Elysées - Pariste.Net

Çayın sunumu güzeldi ama çok sıcak değildi. Belki de bende bir tuhaflık vardır, çay dediğin ağzını yakacak… Neyse ki demlikle geldiği için 2-3 fincan içme şansınız oluyor, kahve gibi iki yudumda bitmiyor.

Ön tarafa bakan kısım, konum olarak şahane olsa da atmosfer olarak o kadar da etkileyici değil. Sadece hep dışarıdan “güzel” olarak gördüğünüz hoş bir pastanenin içinde olmanın verdiği keyif oluyor. Onun dışında servis; hizmet olarak vasat olsa da sunum olarak tatminkâr.

Yetkili ısrarla arka taraftaki barı çekmemi istedi. Zaten içeri ilk girdiğimizde de oturmak için orayı önermişti ama biz ön tarafı seçmiştik. Gidip arkaya baktım, hakikaten hoş bir dekorasyon ama benim Ladurée’den beklediğim atmosfer değil; başka bir marka için belki ama Ladurée’de oturup bir şeyler yiyip içecekseniz, insan daha parizyen bir ortamda olmak istiyor.

Ladurée Paris - Champs-Elysées - Pariste.Net

Üst kata çıkınca yukarının daha da güzel olduğunu görüyorsunuz. Oda oda düzenlenmiş, çok şık bir atmosferde yemek yiyor insanlar. Özellikle üst katın Champs-Elysées‘ye bakan köşesi gerçekten hoş…

Menü epey zengin; yemesi-içmesi tatlısı şusu busu ne ararsanız var. Fiyatlar haliyle ortalamanın üzerinde ama kırk yılın başı bir Paris’e gelmişsiniz, bu ritüeli de yapmaktan bir zarar gelmez. Benim gibi özel bir günü kutluyorsanız o zaman daha bir anlamlı oluyor tabii Ladurée’de olmanız.

Makaron yemeye Paris’te başladım aslında, İstanbul’da yaşarken benim tatlım eklerdi… Özellikle Ayben‘den makaronun tarifini duyunca bu tatlıya olan saygım arttı. Tuğrul’un da özellikle İstanbul’da nasıl güzel makaron bulamayışının hikayelerini dinledikçe Paris’teki makaronların kadirini kıymetini o zaman anladım 🙂 Ne zaman damağımda bu lezzet olsa aklıma hemen onlar gelir.

Ladurée Paris - Champs-Elysées - Pariste.Net

Bir de Mart 2017’de Londra’dan gelen kuzenim, eşi ve çocuğuyla üst katta bir makaron yemişliğimiz var, onun dışında çok sık gittiğimi söyleyemeyeceğim ama dediğim gibi; arkadaşlarım geldiğinde mutlaka içeriyi bir göstermeyi çok seviyorum.

Benim gibi damak zevki çok gelişkin olduğunu iddia etmeyen ama sevdiği sınırlı sayıdaki yemekleri -eğer lezzetlilerse- yerken kendinden geçen biri için daha öncelikli konu yemeğin yenildiği atmosfer oluyor haliyle. Öyle her zaman değil ama ara ara gidip böyle yerlerde kendimi şımartmayı seviyorum.

Ladurée (la düre ya da la düğe) II. İmparatorluk döneminde, yani Paris’in en lüks, en şık olduğu zamanlarda Louis Ernest Ladurée tarafından 1862’de kurulmuş. O dönemin atmosferinde estetik değerler ve lüks, Paris’te tavan yaptığı için o geleneğin bütün izleri de Ladurée’ye yansımış haliyle. O zamanki lezzetinden günümüze ne kadarı kaldı bilinmez ama benim gibi estetik düşkünü biri için Ladurée şubelerinin dekorasyonu ve estetik ayrıntıları gayet etkileyici.

Ladurée Paris - Champs-Elysées - Pariste.Net

Ladurée 1993’de Holder Grubu tarafından satın alınmış. Artık yaşam şeklinin hayatımıza yansıması sosyolojik bir olgu ama tarih içinde estetik anlayışının değişmesi, burjuvalaşmanın estetik kaliteyi alaşağı etmesinin izleri, her alanda olduğu gibi burada da kendini gösteriyor. Yine de günümüzde, elimizde “değer” anlamında kalan en önemli yerlerden biri burası; zaten yıllardır bu ününün, bu değerinin kaymağını yiyor.

Doğruyu söylemek gerekirse bugüne kadar Paris’te ünlü ya da ünsüz birbirinden güzel o kadar çok mekanda yeme içme fırsatım oldu ki Ladurée’yi onlardan üstün ya da ayrıcalıklı kılan bir şey inanın ki yok. Ladurée gibi pek çok güzel mekan var Paris’te. makaron konusuna gelince, Paris’te herhangi bir pastaneye gitseniz yüzde doksan ihtimalle yiyeceğiniz makaron olağan üstü lezzetli olacaktır.

Ladurée Paris - Champs-Elysées - Pariste.Net

Zaten Paris’te yaşayalı beri “en iyi restoran, en güzel kafe, en leziz ekler, en nefis makaron” gibi listeler yapmanın anlamsız olduğunu keşfettim. Hepsi birbirinden iyi, birbirinden güzel, birbirinden leziz, birbirinden nefis. Listelerle kendinizi sınırlamayın, biraz da şansınıza güvenip kendiniz bulmayı deneyin, eminim pişman olmayacaksınız.

Afiyet olsun, bal, şeker olsun…

 

 

 

 

Web Adresi: laduree.fr/en/

Author

4 Comments

  1. Müge Asal Reply

    Oraya kadar gitmişken laduree ye de bir girelim dedik.Içerisi çok kalabalıktı ve sıra uzundu.Fazla oyalanmadan çıktık. Bir parça aklım
    kalsa da istanbul’da bağdat caddesi/suadiye de de şubesi olduğunu görünce çok sevindiğimi söylemeliyim.

    • Ahmet Ore Reply

      Canınız sağolsun, yolunuz birgün yeniden Paris’e düşecektir nasıl olsa…

  2. Buraya girdiğimde yukarı katın tam bir labirent olduğunuz keşfettim, atmosferiyse çok kasfetliydi çok fazla iç içe girmiş masalar oturma düzeni e Paris de hep böyle aslında 🙂
    lavaboyu arayıp bulmakta çok zorlandım yanımdaki kızım ise bayağı bir zorlandı. paris deki en mutsuz anım burada oldu çünkü içeride kayboldum kapısı açılmayan bir boşlukta 2 dk. kadar mahsur kaldım kızımın korkması cabası, ama yinede macaronlar güzeldi 🙂 bu yazıyı okuyanlara tavsiyem burada lavaboya gitmeyin… sizde lavaboyu sorarsanız tarif etmekte zorlanabilirler 🙂

    • Ladurée benim de hayallerimde bir yer değil ama macaronu seviyorum madem dedim, bu doğum günümü de burada kutlayayım; yoksa yazıda da dediğim gibi Paris'te bu ayarda lezzetti macaron yapan tonla yer var haliyle 🙂

      Ben üst katları sevdim şahsen ama gecemin konseptine uygun değildi; oradaki odalarda daha çok, kalabalık gruplarla, 5-10 kişilik arkadaş ortamında yemek yemek hoş olabilir; tabi özel yemekler, yoksa o kadar ağır bir ortamda şen şakrak dost meclisi muhabbeti keyif vermez, atmosferi de bozar zaten 🙂

      Tuvaletler için merdivenlerden çıkınca önce sağa, sonra hemen sola dönmek gerekiyor. Koridor boyunca yürünüyor epey, tren gibi 🙂 İleride solda karşınıza çıkıyor. Tabi erkekler tuvaleti bu söylediğim, kadınlar tuvaleti de hemen yanında bir yerdedir muhakkak; bir daha gidersem bakarım 🙂

      Sevgiler…

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.