(Son Güncelleme: 05.03.2024) 1980 yılında 19 Arap ülkesi ve Fransa’nın ortak anlaşması üzerine kurulmuş olan Arap Dünyası Enstitüsü – Institut du Monde Arabe, daha sonra Libya, Mısır ve Filistin’in de dahil olmasıyla çok geniş bir Arap coğrafyası ile Fransa arasındaki ilişkilerin sanat, kültür, bilim ve teknoloji alanlarında geliştirilmesi amacını taşıyan önemli bir kuruluş. Benim açımdansa, blogumda bu enstitüye yer vermemin nedeni öncelikle içinde yer aldığı binanın mimari özellikleri ve güzel seyir terası 🙂
Fransa’da yaşayıp Arap dünyasına oryantalist bir gözle bakmak elbette epey kafa karıştırıcı bir durum, o yüzden bu konuda yorum yapmak istemiyorum ama sonuçta, öyle ya da böyle yıllarca Arap dünyası ile ilişki içinde olmuş olan Fransa’nın günümüzde siyasal, politik ve ekonomik ilişkilerini bir de bu şekilde enstitü düzeyinde sürdürüyor olması elbette ki çok önemli.
Benim bu yazıyı yazmamdaki amaçsa, yolunuz bu binanın bulunduğu yere düştüğünde mutlaka binanın içini gezmeniz, mümkünse en üst kata çıkıp manzarayı seyretmeniz ve vaktiniz varsa restoranında bir şeyler yiyip içmeniz. Elbette ki enstitüde ilginizi çeken konuya dair istediğiniz bölümle ilgilenebilirsiniz.
Her ne kadar mimarı Jean Nouvel’e Ağa Han Mimarlık ödülü kazandırmış olsa da modern mimariden hoşlanmıyorsanız enstitünün bulunduğu bina ilginizi çekmeyebilir ama benim için mimari açıdan önemli bir yapı. Aynı mimar Quai Branly Müzesi‘ni ve Fondation Louis Vuitton‘u da tasarlamış.
Binaya girişte güvenlik kontrolünden geçtikten sonra doğrudan 9. kata asansörle çıkmanızı, önce terasa çıkıp manzarayı şöyle bir seyretmenizi önereceğim. Sonra dediğim gibi dilerseniz yine o kattaki restorana, Restaurant Dar Mima – Zyriab‘a geçebilirsiniz. Ben burada hiç yemek yemedim ama sizin için Arap mutfağı yemeklerini güzel bir Paris Manzarası eşliğinde yemek güzel değişik olabilir.
Bina içinde herhangi bir yerde cam kenarına geldiğinizde bu binanın neden enteresan olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Binanın tüm dış cephesi cam giydirme olsa da iç cephede, güneş ışığının içeri girişini düzenlemek için çok özel bir düzenek kurulmuş, binayı özel yapan da işte bu düzenek.
Arap geometrik desenlerinden oluşan, binlerce hareketli parçanın bir araya gelmesi ile hazırlanmış, fotoğraf makinesinin diyaframı gibi hareket eden bu sistem sayesinde, gün ışığının derecesine göre mekanizma açılıp kapanıyor ve binanın dış cephesi bu hareketlere göre değişiklik gösteriyor. Yani en azından böyle olduğu iddia ediliyor ama şahsen ben burayı birkaç kez ziyaret etmiş olmama rağmen herhangi bir harekete şahit olmadım 🙂
Yine de kıyı köşe bu mekanik sistemi incelemek enteresan bir duygu çünkü gerçekten etkileyici bir sistem hazırlanmış. Zaten binanın bu özelliği o kadar meşhur ki sık sık rehber eşliğinde gezen yabancı gruplara denk geliyorsunuz. Bence de bina görülmeye değer. Bu mekanizmanın detayını ayrıca Trocadéro’da bulunan Mimarlık Müzesi’nde yakından görüp incelemeniz mümkün.
Dediğim gibi, sonrasında dilerseniz enstitünün diğer olanaklarından yararlanabilir, kalıcı ya da dönemsel sergilerini gezebilir ya da en son satış yapılan yeri ziyaret edip, kitapları, hediyelik eşyaları, katalogları karıştırıp gezinizi tamamlayabilirsiniz.
Enstitünün bulunduğu bina Saint Germain Bulvarı‘nın en başında ya da en sonunda diyelim. Buradan Île Saint-Louis üzerinden Bastille‘e geçebilir ya da doğrudan Saint Germain Bulvarı üzerinde devam ederek son derece keyifli bir yürüyüşle bulvarın diğer ucuna, Fransa Ulusal Meclisi – Assemblée Nationale‘e kadar gezebilirsiniz.
Buraya metro ile ulaşmak için M7 ve M10 hatlarının “Jussieu” istasyonunda inip biraz yürümeniz yeterli. Arap Dünyası Enstitüsü – Institut du Monde Arabe Pazartesi günleri hariç her gün 10:00-18:00 arası açık. Hafta sonları ve tatil günleriyse 19:00’a kadar açık oluyor. Güncel bilgileri, sergi programını ve fiyatlarını ise enstitünün kendi web sitesinden edinebilirsiniz.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Web Adresi: imarabe.org/en
