(Son Güncelleme: 02.03.2024) İlk bakışta üniversite kampüsünü andıran bu müthiş yapı kompleksi, elbette ki üniversite yaşamıyla ilintili ama tek bir üniversiteye ait değil, aksine, özellikle dünyanın dört bir yanından Paris’e okumaya gelmiş olan üniversite öğrencileri ve akademik araştırma yapacak kişiler için yurt olma özelliğini taşıyan müthiş bir projenin yaşama başarıyla geçirilmesinin sonucu. Yani en genel anlamı ile Cité Internationale Universitaire de Paris için “yurt binaları kompleksi” diyebiliriz ama bu yurtlar tek bir üniversitenin tekelinde değil…

Birinci Dünya Savaşı ile İkinci Dünya Savaşı arasındaki pasifist dönemde, 1925 yılında hayata geçirilen Cité Universitaire (site üniversiter ya da site üniveğsiteğ) projesi, o dönemde Paris’in öğrenciler için bir çekim merkezi olması amacıyla düşünülmüş ancak şehir merkezindeki konut sorunu nedeniyle, Paris’in tam güneyinde, 14. arrondissement‘daki bu 34 hektarlık alana kurulmasına karar verilmiş. Günümüzde Cité Universitaire’in dış sınırını periferik oluşturuyor.

Cité Internationale Universitaire de Paris

5.700 yatak kapasiteli kampüste bugüne kadar 140 farklı milletten toplam 200.000’den fazla öğrenci konaklamış ve halen de konaklamaya devam ediyor… 40 farklı ülkenin iş birliği ile hayata geçirilen projede birbirinden bağımsız binalar şeklinde inşa edilen her yapı, destekte bulunan ülkenin mimari özelliklerini taşıyor ve o ülkenin adıyla anılıyor.

Aralarında Arjantin’den Japonya’ya, Yunanistan’dan Ermenistan’a, Meksika’dan Lübnan’a, Kamboçya’dan Tunus’a pek çok ülkenin inşa ettiği, her biri birbirinden değişik binaların arasında dolaşırken gözleriniz Türkiye’yi de arıyor ancak bulamıyor ve neden burada olmadığımızı merak ediyorsunuz…

Cité Internationale Universitaire de Paris

Fransızlar bu kampüsle gurur duyuyorlar; uluslararasılığın, çok kültürlülüğün ve en önemlisi eğitime verilen önemin en değerli göstergelerinden biri olarak kabul ettikleri bu kampüste yatakhane binaları yanında kütüphaneler, kafeteryalar, spor ve gezi alanları ile akademik düşünce ortamında gereken tüm konforu sunmak için epey özenmişler. Parkın kendi yeşil alanı yetmezmiş gibi bir de hemen karşı tarafında bulunan Parc Montsouris de başlıbaşına bir cennet.

Bu civarda konaklıyorsanız ya da özgür üniversite ortamını solumak, yemyeşil bir bahçede birbirinden ilginç binalar arasında dolaşmanın hoşunuza gideceğini düşünüyorsanız, yolunuzu bu tarafa düşürmenizi tavsiye ediyorum. Kampüse elinizi kolunuzu sallayarak girebilir; ortamdaki gençliğin yaşam enerjisini iliklerinize kadar hissedebilirsiniz.

Cité Internationale Universitaire de Paris

Buraya gelmek için RER-B‘nin “Cité Universitaire” istasyonunda inebileceğiniz gibi, T3a tramvay hattı ile aynı durakta inerek ulaşmanız da mümkün. Burası baharda ayrı güzel, yazın ayrı güzel güzün ayrı güzel. Kışın da kendine ait bir güzelliği var elbette…

Gelmişken Parc Montsouris‘yi de dolaşmanız zaten kaçınılmaz. Az ötedeki küçük ama mutlaka görülmesi gereken mahallenin bulunduğu Rue des Orchidées‘yi de görürseniz mutlu olabilirsiniz. Yine buralara gelmişken Maison de la Photographie Robert Doisneau‘yu da görmek isteyebilirsiniz… Daha Butte aux Cailles var, La Petite Ceinture ve daha neler neler var…

Cité Internationale Universitaire de Paris

Eğer okul tatili döneminde gelirseniz ortam fazlasıyla sakin oluyor, onun haricinde hayatın tüm neşesini ve keyfini hissedebileceğiniz bir dünyaya giriş yapacağınızı garanti edebilirim. Bu dünyada neşeye ve keyfe yer veren, gürültü ve patırtıdan uzak, son derece dingin ve huzurlu bir atmosfer sizleri bekliyor.

Ana kapıdan girdiğinizde doğrudan bu yazının başında gördüğünüz fotoğraftaki ana binaya ulaşıyorsunuz. Bu binanın içinde çok hoş bir öğrenci kantini var. Burada öğrencilere ayrı, dışarıdan gelenlere ayrı bir tarife uygulanıyor. Beni öğrenci olarak görüp indirimli tarife uyguladıklarında kendimi bir hoş hissettiğimi itiraf etmeliyim 🙂 Aynı binada tiyatro, yüzme havuzu ve kütüphane gibi pek çok önemli tesis bulunuyor. Bina içinde çekinmeden dolaşmanızı öneririm. İnsan gezerken öğrencilik günlerini özlüyor. Neyse ki ben de dönemime göre güzel bir okulda okudum, böyle bir kampüs şansım olmadıysa da fakülte binamız oldukça heybetliydi ve üstelik İstanbul’un tarihi yarımadasının tadını sonuna kadar çıkardım. Yine de burayı görünce… Ne bileyim…

Cité Internationale Universitaire de Paris

Bahçede dolaşmak için de önce soldaki merdivenlerden inmenizi, yolun sonuna kadar yürümenizi öneriyorum. Burada sağ tarafta İngiltere’nin yurdu, solda Japonya’nın yurdu ve sonra İsveç’in yurdu ilginizi çekebilir. Yolun sonundan, İsveç yurdunun yanından arka tarafa geçmenizi, bir de bina serisini arkadan yürüyerek görmenizi öneriyorum.

Zaten bu arka tarafta müthiş bir koruluk ve yeşil alan var. Bu şekilde yürüyerek öbür uca kadar gidiyorsunuz. Eğer yorulmadıysanız kapıdan çıkıp yolu geçip, karşıdaki kapıdan tekrar girerek kampüsün diğer bölümünü de görebiliyorsunuz. O tarafta Yunanistan ve Ermenistan’ın binaları gerçekten ilginç.

Cité Internationale Universitaire de Paris

Özellikle yurt dışında okumayı düşünenlerin ya da çocuğunu yurt dışında okutacak yer arayanların burayı gezince, ne yapıp edip Paris’te okumanın bir yolunu bulmak için ellerinden geleni yapacaklarına inanıyorum…

Cité Internationale Universitaire de Paris hakkında daha detaylı bilgi almak için resmi sitelerini inceleyebilir, burada konaklamak için gerekli kriterleri öğrenebilirsiniz.

Hayat gezince güzel ve okuyunca.

Keyifli geziler, keyifli keşifler…

 

 

 

Web Adresi: ciup.fr/en/

Adres: 17 Boulevard Jourdan, 75014 Paris

Author

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.