(Son Güncelleme: 04.03.2024) Bu yazıda yine Paris’in en sevdiğim köşelerinden birini tanıyacağız: Square du Vert-Galant… Adı çok yabancı gelse de Paris’te uluorta bir konumda olup da herkesin karşıdan gördüğü ama pek çok kişi tarafından ziyaret edilmesi ihmal edilen bir yer burası. Square du Vert-Galant (skuer dü ver galan ya da skueğ veğ galan) yani Vert-Galant Meydanı, bir meydan adı olsa da ben olsam burayı park ya da bahçe olarak isimlendirirdim.1. arrondissement‘da, Paris’in orta yerindeki iki adadan biri olan Île de la Citê‘nin en batı ucunda bulunan bu meydan/park, herkesin aşina olduğu bir yerdir aslında. Pont des Arts‘dan baktığınızda karşınızda görünen adanın en baş tarafı, yani Pont Neuf‘ün iki parçasının ortasındaki üçgen parkın bulunduğu yerdir tam olarak.

Paris Square du Vert Galant Pariste.Net

Square du Vert-Galant adını eski Fransa krallarından IV. Henri‘nin lakabı “Vert-Galant”dan alıyor. Bu “Vert-Galant” lafının ne olduğunu epey bir araştırdım ama bulduğum sonuçlardan bir türlü emin olamadım; emindim de inanamadım diyelim 🙂

Emin olmak için Fransıca-Türkçe çevirmenlik yapan arkadaşım Elisa’ya sordum, tam tahmin ettiğim gibi krala, ilerlemiş yaşına rağmen pek çok metresi olduğu için “Vert-Galant” yani “Yaşlı Kurt” deniyormuş 🙂 Sonra da tutmuşlar bu ismi bu meydana vermişler. Bu Fransızlar ne hoş insanlar…

Paris Square du Vert Galant Pariste.Net

Ah bu arada, bu IV. Henri ile ilgili komik bir anımı anlatmak istiyorum. Fransızcayı ilk öğrendiğim zamanlar, kurstayız, hocamız Paris’in ünlü okullarından bahsediyor. Sürekli “anği qatğanği qatğ” diyor ama sınıfta hiçkimse anlamıyor. Biz anlamayınca da nasıl bilmezsiniz diye hoca garip garip yüzümüze bakıyor.

Meğerse “anği qatğ” dediği bildiğin “dördüncü henri”ymiş 🙂 Eh tabii Fransızcada Henri IV. -maalesef- “anği qatğ” olarak okunuyor ve Paris’te Panthéon‘un arka tarafında Henri IV. adında çok ünlü bir lise var. Bütün sınıf “haaaa, Henri” diye şaşırmış, sonra da gülmekten yerlere yatmıştık. Hocamızsa neden güldüğümüzü hiç anlamadı 🙂

Paris Square du Vert Galant Pariste.Net

Buraya ulaşmak için Pont Neuf‘ün herhangi bir tarafından Île de la Cité‘ye geçmeniz gerekiyor. Tam ortada IV. Henri’nin heykeli var. İşte o heykelin arka tarafına geçtiğinizde, aşağıya doğru merdivenlerin indiğini göreceksiniz. Bu merdivenlerden indiğinizde karşınıza küçük, şirin ama bir o kadar da nefis yer olan bu park çıkıyor.

Doğrudan bir heves karşınızdaki kapıdan içeri girerseniz minik parkta dolaşabiliyorsunuz; dilerseniz banklarda oturup dinlenebilirsiniz de ama adanın ucuna gitmek için yanlışlıkla bu parkın içinden yürüyüp uç tarafa o şekilde gitmeye kalkmayın. Çünkü oradan adanın en uç kısıma geçme şansınız yok, mecburen geri dönüp parkın kapısından çıkıp sağ ya da sol kıyıdan dolaşmanız gerekiyor. Bu bilgi Paris’te Bir Hafta kitabımda bu yazı alıntılanarak yer alıyor 😉

Paris Square du Vert Galant Pariste.Net

Sağ tarafta Seine Nehri gezi teknelerinden Les Vedettes du Pont Neuf’ün kalkış noktasını göreceksiniz. Buradan adanın uç kısmına yürürseniz kıyıya oturmuş insanları göreceksiniz, birbirlerinin dizine uzanmış sevgilileri yani Seine‘in ve hayatın tadını çıkaran Parislileri…

Ben işte en çok, bu yazının kapak fotoğrafında gördüğünüz bu noktayı seviyorum; Pont des Arts – Aşıklar Köprüsü‘ne karşı o salkım söğüdün altına ya da civarına oturmuş insanların, ister yalnız olsunlar, ister yanlarında arkadaşları-sevgilileri olsun, böyle uluorta bir Paris’in bu dingin köşesinde, hayattan bir tutam bal aldıkları anı izlemeyi; sonra da onlara eşlik etmeyi, kendi rüyama dalmayı, kendi masalımı yaşamayı.

Paris Square du Vert Galant Pariste.Net

Salkım söğüt en sevdiğim ağaçlardandır benim. Hem estetik olarak hoş bulurum hep de bir Sezen Aksu şarkısını getirir aklıma. Evet Zülfü Livaneli’den “Sevda Değil” şarkısındaki “Eğil salkım söğüt eğil” dizesi de gelir bazen aklıma ama salkım söğüt benim için bir Sezen şarkısındaki “Ve biz, ikimiz, gölgesindeydik bir salkım söğüdün / Ölümsüz bir sevgi parlıyordu gözlerinde” dizeleri demektir.

Düşünsenize Paris’teyiz, Paris’te uluorta ama gözlerden uzakta, daha doğrusu herkesin gözlerinizin üzerinde olduğu ama sizi görmediği bir yerde bir salkım söğüt gölgesindeyiz… Üstelik “ikimiz” diyebileceğimiz biriyle; daha ne olsun?

İşte Seine Nehri‘nin ortasındaki bir adanın ucundaki küçücük bir parktan bu kadar çok hikaye çıkıyor. Oysa burası arsa değeri olarak o kadar kıymetli bir yer ki tutup buraya otel-restoran ya da ne bileyim özel mülk yapıp rant elde etmek yerine tutmuşlar insanların gönüllerince gezebilecekleri, anı ve tarihi yaşayabilecekleri bir park yapmışlar. Sonra da bana soruyorlar “Paris’i neden seviyorsun?” diye. Asıl ben soruyorum, Paris sevilmez mi?

Square du Vert-Galant’a gelip bu güzelliği yaşamak için önce Île de la Cité‘ye Pont Neuf üzerinden ulaşmanız en uygunu olacaktır. metroyla gelmek için M7 hattının “Pont Neuf” durağında inebilirsiniz.

Paris Square du Vert Galant Pariste.Net

Burası zaten şehrin o kadar ortasında bir yer ki bir gezi turunuzda yürürken yolunuz defalarca civardan geçecektir, o yüzden buraya uzaktan bakmamanızı, yürüyerek adaya geçip önce burayı dolaştıktan sonra Île de la Cité‘yi gezmenizi öneririm. Hem bu adada Notre Dame var, Conciergerie var Sainte-Chapelle var, Marché aux Fleurs var, daha neler var neler. Sonra tam karşıda boylu boyunca yürüyüş parkuru Parc Rives de Seine sizi bekliyor…

Gezmek olsun, görmek olsun, hayatın tadını çıkarmak olsun maksat. Bugüne kısmet Paris’te bir salkım söğüt gölgesinde.

Sevgiyle…

Keyifli geziler, keyifli keşifler.

 

 

Adres: Square du Vert-Galant, 75001 Paris

Author

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.