Tag

canal saint-martin

Browsing

(Son Güncelleme: 02.03.2024) Paris küçücük bir şehirdir aslında ama kıyısında köşesinde, bazen de ulu orta yerlerinde alelade bir kapının ardında neler vardır bilemezsiniz. Birilerinden duymanız, sağda solda okumanız ya da bir arkadaşınızın sizi götürmesi gerekir ki keşfedebilesiniz. Benim de öyle keşiflerimden biri olan Le Comptoir Général’i tanıtmak istiyorum size bu yazımda. Zaten yazmaya bile gerek yok; fotoğrafları görünce siz de anlayacaksınız ne kadar özel bir yer olduğunu. Le Comptoir Général Le Comptoir Général (lö kontuar jeneral ya da lö kontuağ jeneğal) benim çok sevdiğim Canal Saint Martin – Saint Martin Kanalı’nın güney ucunun başladığı yerde bulunuyor. Buraya gelmenin en kolay yolu Paris metrosunun M3, M5, M8, M9 ya da M11 hatlarının République istasyonunda inmek ve yukarı çıkınca République Meydanı’ndaki heykelin arka sokağından yürüyüp Saint Martin Kanalı’nın başladığı yere ulaşmak ve sola dönüp, kanalın sağ tarafındaki yoldan yürümek. Le Comptoir Général Yaklaşık 150-200 metre sonra sağda yeşil demir bir kapı göreceksiniz. Kapının…

(Son Güncelleme: 03.03.2024) Paris’in hazineleri bitmek bilmiyor. Öyle ki bu hazineler hep ulu orta yerlerde olduğu halde, başka şeylere odaklandığımızdan mıdır, yoksa odaklanacak çok fazla şey olduğundan mıdır nedir, bazen gözden kaçabiliyor. Ama biz hep birlikte Paris’in altını üstüne getirmeye devam ediyoruz ve bu yazıda yine o hazinelerden birini, Paris’i deniz kenarında bir liman kenti gibi hissetmemizi
(Son Güncelleme: 03.03.2024) Bu yazıda sizlere Paris'te hayat kurtaran, çok sevdiğim bir Türk restoranından, Restaurant Labranda'dan söz etmek istiyorum. Labranda neden hayat kurtarıyor? Çünkü insan Paris'te bazen güzel Türk yemekleri yemek, hatta gittiği restoranda Türkiye'deki gibi bir atmosfer yaşamak istiyor ama bu Paris'te daha doğrusu Türkiye dışında başka bir ülkede pek kolay bulunan bir şey
(Son Güncelleme: 04.03.2024) Paris’te yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biri, hiç kuşkusuz kitapçı kitapçı dolaşıp her birinin kendine has havasını solumaktır. Paris de bu konuda oldukça zengin seçenek sunan bir şehir olduğundan, mekan sıkıntısı çekmek diye bir şey de söz konusu değil. Paris’in bir diğer güzelliği de genel kitaplar satan bolca kitapçıya ev sahipliği yapması yanı
(Son Güncelleme: 05.03.2024) Paris'te yaşayan bir İstanbullu'nun en büyük özlemi Boğaz'a karşı bir şeyler yiyip içememek, eş dost sohbetlerinde bulunamamaktır haliyle. Boğaz'dan, denizden geçtim, su kenarında oturup bir şeyler yiyip içmeye bile razıyım ama neredeyse tüm Avrupa'da olduğu gibi Paris'te de böyle bir yaşam kültürü yok. Sanırım nehirler kıyısına kurulan kentlerde olası sel baskınlarına karşı
(Son Güncelleme: 05.03.2024) Paris her köşe başında farklı bir sürprizle karşımıza çıkan, gez gez doyamayacağınız güzellikte bir şehir. Herkesin kafasında tipik mimaride bir Paris algısı varken Fransızlar yeni mimari projelerinde çok iddialı çalışmalar yaparak kente ayrı bir hava katmanın da derdindeler aslında. Bu bağlamda Centre Pompidou, Institut du Monde Arabe, Fondation Louis Vuitton, Philharmonie de
(Son Güncelleme: 05.03.2024) Canal Saint-Martin'in en kuzey noktasında yer alan ve Paris'in en büyük yapay göleti olan Bassin de la Villette (basen dö la vilet) 1808'den bu yana Parislilerin yaşamında önemli bir yere sahip. Yapıldığı yıllarda Saint Martin Kanalı - Canal Saint-Martin, Canal de l'Ourcq ve Canal Saint-Denis arasında bir geçiş yolu, bekleme, yükleme-indirme alanı
(Son Güncelleme: 05.03.2024) Bilinen Paris'in orta yerinde, pek çok kişinin ihmal ettiği ama aslında harika bir gezi ve yürüyüş parkuru olan Canal Saint-Martin - Saint Martin Kanalı'ndan bahsetmek istiyorum size bu yazıda. Yaz-güz fark etmeksizin suyun dinlendirici etkisiyle, ağaçların suda yaptığı yansımalarla, kanal çevresinde akıp giden hayatla Saint Martin Kanalı size çok hoş bir Paris atmosferi