(Son Güncelleme: 03.03.2024) Bu yazıda sizlere Paris yakınlarında en sevdiğim restoranlardan biri olan Restaurant Baudy hakkında bilgi vermek istiyorum. Restaurant Baudy (restoran bodi ya da ğestğan bodi) sadece leziz yemekler yiyebileceğiniz bir restoran değil, mekân ve ambiyans olarak da çok seveceğinize inandığım, çok özel bir yer.
Ne var ki şöyle küçük bir sorunumuz var: Restaurant Baudy, Paris’e 80 kilometre uzaklıktaki Giverny‘de!… Peki kalkıp sırf güzel diye bu kadar yolu katetmeye değer mi? Tabii ki sadece güzel bir yemek yemek için değil, gezi programımıza Claude Monet’nin Evi‘nin bulunduğu Giverny‘yi dahil ettiğimiz bir gün, oralara kadar gitmişken yemek yiyebileceğimiz bir yer olarak önermek istiyorum burayı sizlere. Hatta yemek yemeseniz bile içeriye ve özellikle de arka bahçesine bakmalısınız bence.
Giverny‘nin güzelliklerinden, bu köyü tanıtan yazıda bolca bahsetmiştim. Özellikle Claude Monet’nin Evi‘ni ve cennet gibi bahçesini gezmeye geleceğiniz gün, daha çok öğlen yemeği için burada yemek yerseniz mutlu olacağınızı düşünüyorum. Ben Giverny‘ye birkaç kez gittim, iki kez burada yemek yedim, ikisinde de çok keyif aldım. Akşam yemeğini ise bilemiyorum, hiç denemedim, eminim onun da ortamı, keyfi bir başka olur.
Restaurant Baudy (bodi), Monet’nin Evi‘nin sırasında; herhalde aralarında bir 200-250 metre kadar vardır. Eski bir otel olan bina günümüzde restoran olarak kullanılıyor. İçerisi de dışarısı da çok güzel. Üstelik buranın bazı sürprizleri de var, yazının ilerleyen bölümlerinde bunlardan da bahsedeceğim…
Giverny gibi küçük bir köyde zaten yeme-içme adına fazla bir seçenek yok. Benim gördüğüm birkaç tanesi de daha çok atıştırmalık ve geçiştirmelik kıvamında. Oysa Restaurant Baudy çok daha keyifli ve uzun oturmalık bir yer; gerçek bir restoran.
Bilmem sizin için önemli midir ama ben güzel bir havada, yeşilliğe bakan bir bahçede, kırmızı şemsiyeler altında, çağla yeşili masalarda oturup leziz yemekler yiyebilmeyi önemsiyorum. Paris’in içinde böyle bir ortam bulmak kolay olmuyor. Olsa bile, böyle bir bahçede yemek yemek gereksiz pahalı olabiliyor; ortama abartılı bir kasıntılık da eklenince her şey çok yapmacık gelebiliyor. Oysa Giverny‘deki Restaurant Baudy, tam bir kır restoranı kıvamında ama şehirli nezaketi ve estetiği de bonus olarak sizi bekliyor.
Menü, bildiğiniz klasik Fransız mutfağı. Ben ilk gidişimde Sezar salata yemiştim, ikincisinde de cuisse de canard / ördek bacağı tercih ettim. Yemek sonrası sipariş ettiğimiz café gourmand‘daki tatlı çeşitlerinin tadını anlatmama, tarif etmeme imkân yok. Menüyü ve fiyatları yazının sonundaki resmi web sayfası linkinden inceleyebilirsiniz.
Yedik-içtik, oh, mis ama Restaurant Baudy sadece bu kadar mı? Hayır… İlk gidişimizde keşfedememiştim ama ikinci gidişimizde restoranın içine girip tuvaleti bulmaya çalışırken binanın arka kapısından dışarı çıkıp arka bahçede buluverdim kendimi. Bahçe ama ne bahçe…
Giverny zaten küçük bir köy, restoranın da arka bahçesi ne kadar olabilir ki? Ben tuvaleti bulacağım derken tepelere doğru tırmanırken buldum kendimi 🙂 İyi ki de kaybolmuşum, nefis yerler keşfettim.
Bu bina eskiden bir otel olduğu için burayı da otelin arka bahçesi gibi düşünmek gerek anladığım kadarıyla. Kapıdan çıkar çıkmaz bu güzel bahçe ile karşılaşıyorsunuz işte. Yine çağla yeşili masalar, sandalyeler. Tam karşınızda da küçük bir kulübe. Bu kulübe neymiş diye bir bakayım dedim; baktım kapısı açık, hemen içeri girdim. O da ne: Bir resim atölyesi!
İnsan kendini rüyada gibi hissediyor. Burada sanatçı olunmaz da ne olunur? Zaten burası, Claude Monet hayattayken, Monet’nin, Cézanne’ın, Renoir’ın, Rodin’in uğrak yeri olmuş hep. O güzel tabloları, heykelleri yapabilmek için bu güzelliklerden beslenince sonuçta neler çıktığını hepimiz görebiliyoruz. Bir de sanatı özgürleştiren ortam da oldu mu, crème de la crème oluyor.
Atölye küçük ama incelemeye doyamıyor insan. Sonra arka kapıdan çıkıp biraz daha yukarıya tırmanıyorsunuz. Öyle uçsuz bucaksız değil belki ama bu kadar küçük bir köy için oldukça büyük bir bahçe burası. Kıyıda köşe de hep hoş detaylar bekliyor sizi, incelikli objeler bu bahçeyi yaratan estetik kaygıları anlayabilmenizi sağlıyor. Kıvrıla kıvrıla giden yoldan tercih edeceğiniz patikaya göre biraz yukarı tırmanıp aşağı bakıyorsunuz; yeşilliğin izin verdiği ölçüde aşağıda Restaurant Baudy ve Giverny manzarası sizi bekliyor.
Anladığım kadarıyla burası, Monet’nin Evi‘nin açık olduğu dönemlerde hizmet veriyor, yani Restaurant Baudy Nisan başından Ekim sonuna kadar her gün açık. Zaten başka bir zaman Giverny‘ye sadece yolunu şaşıran gelir herhalde 🙂 Kışın fazla tenha olacağını tahmin ediyorum. Yine de Paris dışında gezerken, güzergâhınız üzerindeyse belki bir uğrayıp bakar, nasıl göründüğünü bizlerle paylaşırsınız. Örneğin, Eylül 2018’deki son gidişimizde hava yağmurluydu ve o çok sevdiğim ön bahçesi servise kapalıydı…
Giverny küçük bir yer, evet ama Monet’nin Evi‘ni gezip, üzerine Empresyonistler Müzesi‘ni dolaşıp, Monet’nin mezarını da ziyaret ettikten sonra Restaurant Baudy’de güzel bir yemek yediğiniz zaman neredeyse bir tam günlük programı tamamlamış oluyorsunuz. Sonrasında zaten buradan ayrılmayı hiç istemiyorsunuz. Ulaşım ve diğer konulardaki tüm detaylar Giverny yazısında, biliyorsunuz.
Afiyet, bal, şeker olsun.
Web Adresi: restaurantbaudy.com
