Paris Amerikan Hastanesi – American Hospital of Paris – Hôpital Américain de Paris

(Son Güncelleme: 05.03.2024) Temmuz 2014’de ani bir rahatsızlık sonucu yaşadığım maceraları Acil Sağlık Müdahalesi ve Bir Hastanenin Acil Servisinde konu başlıklarıyla paylaşmıştım. Bu yazıda da size Paris’te olası bir sağlık problemi yaşamanız halinde derdinizi tam olarak anlatabileceğiniz ve -görece- daha kolay çözüm bulabileceğiniz bir yerden, Paris Amerikan Hastanesi‘nden bahsetmek istiyorum.

Haziran 2014’te yaşadığım ciddi sağlık sorunları sonrasında Neuilly’deki devlet hastanesinin acilindeki doktor hanım, yapılan tetkikler sonucu hiçbir bulguya rastlanmadığını söylemiş ama mutlaka mideme baktırmak için bir uzmana görünmemi önermişti. Artık işin bu aşamasından sonra yolumun, yine Paris La Défense tarafında, Neuilly’de, Courbevoie ve Jatte Adası‘nın tam karşısında bulunan Paris Amerikan Hastanesi’ne düşmesi kaçınılmazdı.

Aslında bu Amerikan Hastanesi’ne daha önce de gitmiştim. Paris’e yerleştiğimin ilk günlerinde bir acil servis deneyimi yaşamıştım ki o dönemde henüz hiçbir sağlık güvencem de yoktu. O zaman acilde bana müdahale eden doktor önce ödeme konusunda bir sürü yere “check” atmış, sonra sağlık güvencem olmadığını öğrenince o “check”lerin pek çoğunu karalamış, minimum düzeyde ücret ödemem için çok büyük bir jestte bulunmuştu. Paris Amerikan Hastanesi’ne olan sempatim işte o gün başlamıştır 🙂

Haziran 2014 sonunda ise şiddetli kalp ağrısı, bitmek tükenmek bilmeyen bir karın ağrısına dönüşmüş, gece gündüz uyku uyumak haram olmuş, yaşam kalitem iyice yerlerde sürünür hale gelmişti. Bu aşamada insanın eşine dostuna “tanıdığın iyi bir gastroenterolog var mı?” diye soramaması çok tatsız bir durum. Sonuçta İstanbul’da olsa sorar soruşturur, güvenebileceğimiz iyi bir uzman hekim bulabilirdik ama olay Paris’te gerçekleşince haliyle gözünüze kestirdiğiniz ilk “güvenilir” yere kapağı atıveriyorsunuz.

Paris Amerikan Hastanesi tıpkı İstanbul’daki gibi bir yer. Elbette ki özel hastane. Hastaları/Müşterileri belli bir sınıfın üzerinde oluyor. Koridorlarda dolaşanları görseniz Yorkshire Düşesi, Zimbabwe Cumhurbaşkanı, Hindistan Racası kıvamında insanlara yan yana yürüdüğünüz izlenimine kapılabilirsiniz 🙂

Bildiğim kadarıyla Paris’te bizdeki gibi her köşe başında bir özel hastane yok, varsa da çok azdır; olan da daha çok klinik havasında. Fransa devleti genel sağlık hizmetini tüm halka yaymış durumda. Elbette ki aksaklıkları var ama sonuçta temel sağlık hizmetleri konusunda iyi-kötü bir hizmet alıyorsunuz. Ama söylediğim gibi özel uzmanlık gerektiren konularda doktor tavsiye edebilecek bir tanıdığınız olmayınca haliyle “en iyi” olduğunu düşündüğünüz bir sağlık kuruluşuna başvurmanız kaçınılmaz oluyor. O nedenle benim için Paris’teki Amerikan Hastanesi “sınıfının en iyisi” kategorisindedir.

Paris Amerikan Hastanesi’nde İngilizce ikinci, hatta birinci dil olarak konuşuluyor. Derdinizi hem İngilizce hem de Fransızca anlatmanız mümkün. İçerisi fabrika gibi çalışıyor. Sıra sıra koridorlar, her koridorda tonla doktor, binbir farklı branşta hizmet veriyor. Doktorunuzla hem İngilizce hem Fransızca konuşabilmek büyük lüks. Tamam İngilizce de konuşabilirim Fransızca da ama konu hastalık olunca sonuçta kendimi ifade etmem o kadar da kolay olmuyor. O zaman da iki dil arasında dilediğim gibi atlama yapıp doktorla iletişim kurabilmek büyük bir lüks. Hoş ben Türkçe’de bile hastalıklarımı tarif ederken çok egzantrik cümleler kurarım, doktorlar derdimi anlamaz ya neyse, o da ayrı bir konu 🙂

Hastaneye gidip doktoruma şikayetimi anlattığımda hemen bir ultrason çektirmemi istedi. Ayrıca fibroskopi yaptırmam gerektiğini söyledi. Ultrasonu hemen orada yaptırdım; her şey tıkır tıkır işliyordu. Doktorum, fibroskopiyi dilersem Paris Amerikan Hastanesi’nde, dilersem kendi anlaşması olan başka bir klinikte yaptırabileceğimi söyledi. Paris Amerikan Hastanesi’nin verdiği fiyat teklifi ile kliniğin verdiği fiyat teklifi arasında epey bir fark olunca fibroskopiyi klinikte yaptırmaya karar verdik. Belki o klinik hakkında da bir şeyler yazmam gerekir, zira çok özel, çok enteresan bir yerdi.

Hastalığımın teşhisine gelecek olursak, yapılan fibroskopi sonucu ülser başlangıcı teşhisi kondu; gerekli ilaç tedavisi yapıldı. Aslında benim gibi dengeli beslenen, Paris’e yerleşeliberi de stresten uzak duran biri için bu hastalık büyük haksızlıktı 🙂 Ama demek ki var bir hassas tarafımız, hazırlıksız yakalanmışız… Neyse ki geçti gitti diyelim…

Anlayacağınız, Paris’te herhangi bir sağlık problemi ile karşılaştığınızda rahatlıkla başvurabileceğiniz bir adres olarak size Paris Amerikan Hastanesi’ni önerebilirim. Tabii ki sigortalı olmanız bütçeniz açısından önemli.

Burada sağlık sistemi o kadar enteresan ki, sürekli bir evrak alışverişi, sürekli bir mektuplaşma; paranın ne kadarının cebinizden çıktığını anlamak epey bir zaman alıyor. Hele ki farklı farklı sağlık harcamaları yaptıysanız, totalde geri dönüşün ne kadar olduğunu anlamanız iyice güçleşiyor.

Sağlık turizm ülkelerindeki en popüler tedavileri, en iyi doktorları, güvenilir ve sertifikalı klinikleri, gerçek hasta deneyimleri ve yorumları hakkında tarafsız yazılar paylaşarak güvenli ve sorunsuz bir yurt dışı tedavi deneyimi yaşamanıza katkı sağlayacak olan letsmedi.com‘a da bir bakmanızı önererek sağlık konusunu tamamlayıp Paris’i keşfe devam edelim.

Sağlıcakla kalın…