(Son Güncelleme: 03.03.2024) Yüksek bir yerden Paris’e baktığınızda gördüğünüz taş taş, bina bina bir şehirdir. Oysa yemyeşildir Paris; yukarıdan bakınca değil de içinde dolaşılınca anlaşılır. Şehrin her yanını saran, bulvarları süsleyen o dev at kestaneleri bir yana, irili ufaklı sayısız park bu şehre o karakteristik yeşilliğini verir.

Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
Bazıları tanınmış ve bilinmiş ünlü, dolayısıyla bir o kadar da turistik parklardır -ki bu ünü de ilgiyi de sonuna kadar hak ederler- kimileri de gündelik hayatın bir parçası oldukları halde kıyıda köşede kalmış gibidirler, bu yüzden keşfedilmeyi beklerler. Oysa ki hiç de geri kalır değillerdir diğerlerinden. İşte yine öylesi parklardan birini daha tanıyoruz bu yazıda hep birlikte. Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens (park jorj brassan ya da pağk joğj bğasan)

Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
Paris’te yolumun çok sık düşmediği bir bölge olan 15. arrondissement‘de olduğu için keşfetmem Ekim 2016’yı bulan Georges Brassens Parkı’na denk gelmemin de enteresan bir hikayesi var: Bir zamanlar Paris’in çevresini çepeçevre saran eski tren yolundan (La Petite Ceinture) geriye kalan bölgeleri keşfetmek için evden çıktığımız bir gün yolumuz 15. arrondissement‘daki bölüme düştüğünde, aradan dereden, oradan buradan yürürken hiç ummadığımız bir anda karşımıza çıkmıştı burası.

Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
Dolayısıyla sizin de Georges Brassens Parkı’na yolunuzu özellikle düşürmenizi önermiyorum da daha çok La Petite Ceinture‘ü keşfe çıktığınız bir gün, Balard-Porte de Vanves arasındaki kısımda yürürken, yolunuzun üzerindeyken karşınıza çıktığında bir girip bakmanızı tavsiye edebilirim. Paris’te konaklamak için otel seçerken bu bölgeyi tercih etmişseniz de soluklanmak için ideal mekanlardan biri olacağı kesin. Mevsimine göre çok güzel manzaralarla karşılaşacağınızdan eminim.
Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
Balard’dan başlayacağınız La Petite Ceinture yürüyüşünüzün son noktasında karşınıza çıkacak olan tünel -büyük ihtimal- kapalı olacağından yandaki asansörler yukarı çıkmanız, sonrasında sokağın karşısındaki ana okulu “Ecole Maternelle”in bahçesine sağdan girip yandaki patikadan devam ettiğinizde ulaşacağınız sokaktan karşıya geçip, köşedeki girişten Georges Brassens Parkı’na girebiliyorsunuz. Toplu taşıma ile gelmek içinse M12 metro hattının Porte de Versailles ya da M13 metro hattının Porte de Vanves istasyonunda inebilirsiniz. Bir de T3a tramvay hattının Brancion istasyonunda inip hemen arka taraftaki parka ulaşmanız da mümkün. Artık hangisini seçerseniz.

Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
Tabii biz çok şanslı insanlar olduğumuz için Georges Brassens Parkı’nı keşfettiğimiz gün, parka adını veren, 22 Ekim 1922 – 29 Ekim1981 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız şarkıcı, besteci, söz yazarı ve şair George Brassens için yılda bir kez düzenlenen özel etkinliğe denk geldik. Kurulan sahnede George Brassens şarkıları çalıyordu, genci yaşlısı herkes dans ediyordu, stantlar kurulmuştu, bir bayram havası vardı. Tabii siz başka dönemlerde gittiğinizde herhangi başka bir etkinliğe denk gelir misiniz bilemiyorum ama burası sakinken de çok güzel oluyordur eminim.

Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
Yaklaşık 9 hektarlık Georges Brassens Parkı’nın olduğu bölge 1860‘lardan itibaren üzüm bağı olarak kullanılmış; 1894‘ten itibaren de bir bölümü mezbaha ve at çiftliği olarak hizmet vermiş. Hatta günümüzde de çok küçük bir bölümde üzüm bağı bulunuyor. Mezbahaysa taa 1974’e kadar varlığını sürdürmüş ama artık şehrin içinde kötü bir görünüme ve kirliliğe neden olduğundan kaldırılmış. Bölgenin park olarak düzenlenip halka açılması ise 1985‘te gerçekleşmiş… Parkın içinde mezbahaya ait binalardan bir kısmı hâlâ ayakta. Hatta parkın diğer ucundaki eski hal binası ise günümüzde hafta sonları kurulan Sahaflar Çarşısı – Le Marché du Livre Ancien olarak kullanılıyor; mutlaka görmenizi öneririm.

Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
Parkın ortasındaki havuz ve çevre düzenlemesi, çocukların oynayacağı alanlar, özellikle minyatür ölçekte ama ciddi riskli bir bölge olarak düzenlenmiş tırmanış alanı, yürüyüş parkuru, kamelyası, çayırı çimeniyle her mevsim sizin ve çocuklarınız için ilgi çekici bir yer olabilir diye düşünüyorum. Özellikle parkın ortasında bulunan eşek arabası heykeli çok sevimli. Bir de parkın asıl girişi olan kuzey tarafındaki iki boğa heykeli oldukça görkemli. Bu taraftaki kafe ve restoranlar da çok hoş ama öğle yemeği saatlerinin 12:00-14:00 arası olması oldukça kısıtlayıcı; öyle kafanıza göre yemek yiyemiyorsunuz 🙂

Georges Brassens Parkı’nı gezdikten sonra La Petite Ceinture turunuza devam edebilir, eğer hafta sonuysa yan taraftaki şahane Sahaflar Çarşısı – Le Marché du Livre Ancien‘a bir göz atabilirsiniz.

Keyifli geziler, keyifli keşifler.

 

 

Adres: 2 Place Jacques Marette, 75015

Paris Şehir Merkezindeki Diğer Önemli Parklar:
– Jardin des Tuileries
– Jardin du Luxembourg
– Jardin des Plantes
– Parc Monceau
– Parc Montsouris
– Parc des Buttes-Chaumont
– Parc de Bercy
– Parc de la Villette
– Parc André-Citroën
– Square Louise-Michel – Montmartre
– La Petite Ceinture
– La Coulée Verte – Promenade Plantée
– Parc de Belleville
– Parc Rives de Seine
– Jardín du Trocadéro
– Champ de Mars

Author

4 Comments

  1. Ahmet bey oteller konusunun altında da sorumu (bir başka şekliyle)sormuştum,sanırım görmediniz.barselona'ya geçerken aktarma sırasında 10 saat gibi bir vaktimiz olacak bu çok kısıtlı vakti değerlendirmek için önerileriniz olabilir mi.Şimdiden teşekkürler..

    • Merhaba, evet yanıtlanmayı bekleyen mesajlar listemdeydi yazınız ilk fırsatta yanıtlayacaktım ama siz ikinci mesajı atınca acil olduğunu düşünüp hemen yanıtladım, dilerseniz oteller yazısının altında yanıtı bulabilirsiniz, burada tekrar etmiş olmayayım.
      Şimdiden iyi tatiller.

  2. Öncelikle yazılarınız için çok teşekkürler.Biz haftaya Paristeyiz.Şunu merak ediyorum inglizlerde sıcak oda ev mekan yoktur.Pariste nasıldır aceba ona göre gelelim ısıtılırmı odalar.
    Rusyada gayet sıcaktır mesela.

    • Merhaba Semra Hanım,
      Öncelikle mesajınız ve değerli yorumunuz için teşekkürler.
      Çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Fransızlar maksimum 21 derece oda sıcaklığını normal bulurlar, hatta 18 derece bile normaldir onlar için ama bizler için genelde 24-26 derece normaldir.
      Eğer kalacağınız yer bir otelse ve klimalıysa rahat edersiniz, odanızın ısısını kendiniz ayarlarsınız ama merkezi sistemli bir yerde kalacak olursanız üşüme olasılığınız çok yüksek.
      Şimdiden iyi tatiller dilerim.

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.