(Son Güncelleme: 02.03.2024) Fransızlar, Paris’in onca yeşilliği yanında mümkün olan her yere nefes alabilecek genişçe parklar inşa etmeyi de ihmal etmemişler. İşte Paris’in o birbirinden güzel parklarından birindeyiz yine: Buttes Chaumont Parkı – Parc des Buttes-Chaumont (büt-şomon)
19. arrondissement‘da, yaklaşık 25 hektarlık dev bir alanı kaplayan bu nefis park, alışık olduğumuz Paris parklarına oranla, tepelik oluşu bakımından diğerlerinden ayrılıyor. Normalde Paris’teki bütün parklar, genişçe bir düzlüğe kurulu olduğundan yürüyüp gezmesi kolay ama Buttes Chaumont Parkı engebeli arazisiyle yürüyüş parkuru açısından biraz zor olsa da tepeden manzarayı seyretme fırsatı vermesi açısından epey cazip bir seçenek.
1867‘den beri Parislilere taze nefes ve göz şenliği sunan Buttes Chaumont Parkı, 5,5 kilometrelik yolu, 2,2 kilometrelik patikasıyla, gez gez bitmeyecek büyüklükte bir yeşil alan. Size tavsiyem, buraya gelirken, metronun “Buttes-Chaumont” istasyonunda değil, bir sonraki “Botzaris” istasyonunda inmeniz ve hemen çıkıştan sola dönüp parka giriş yapmanız. Buradan aşağı “boşa alıp” döne dolaşa gezmeniz daha kolay olacaktır 🙂
Parka üst kapıdan girip de soldan aşağı eğimle yürümeye başladığınızda solunuzda ferah ve güzel bir manzara, biraz ileride solunuzdaysa son derece sevimli bir kafe-restoran olan Rosa Bonheur‘ü göreceksiniz. Dilerseniz burada soluklanabilir, dilerseniz aşağı doğru yolunuza devam edebilirsiniz.
Manzaranız alabildiğine yeşillik ve parkın çevresini saran Paris binaları… Solda, uzakta Montmartre Tepesi‘ni ve Sacré Coeur Bazilikası‘nı bile görebilirsiniz. Etrafınızda yürüyüş yapanlar, koşanlar, mutlulukla oradan oraya koşuşturan çocuklar, çimenlere yayılmış sohbet edenler, sevenler sevişenler; yani hayatın tadını çıkarmak isteyen herkes bu parkta sizinle aynı temiz havayı soluyor olacak.
Yürüyerek ilerlerken sağa kıvrılırsanız, yapay göletin ortasında yükselen tepeye doğru ilerlersiniz. Taş bir köprüden geçtikten sonra sağa yukarı doğru devam ederseniz, burada karşınıza çıkacak olan “tapınak” bana çocukluğumun Süreyyapaşa Plajı’nda denizin ortasında duran “Bakireler Mabedi”ni hatırlatır. Gerçi sonra o plaj toprakla doldurulup sahil yolu olunca mabet de yeşil alanın ortasında kaldı ya neyse; en azından yıkmadıkları için sevinir olduk. Bu “tapınak”ın diğer benzerleri de Jatte Adası, Boulogne Ormanı, Vincennes Ormanı gibi yerde de bulunuyor.
İşte Buttes Chaumont Parkı’nın ortasındaki bu tepenin üzerinde bulunan küçük mabet “Temple de la Sibylle / Sibylle Mabedi” olarak geçiyor. Bu noktadan çepeçevre etrafınıza bakmak çok keyifli. Hatta kayalıkların ucuna kadar gidip aşağı uçuverecekmişsiniz hissi yaşamak da cabası 🙂
Benim burayla ilgili şöyle güzel bir anım var: Nisan 2018’de park fotoğraflarını güncelelemek ve yeni çekimler yapmak için Buttes Chaumont Parkı’na gittiğimde, Pariste.Net Instagram hesabından canlı yayın yayın yaparken, parkın yakınlarında oturan sevgili Nisa Hanım’ın “bekleyin geliyorum” diyerek evden fırlaması ve yayın bitmeden buraya ulaşması oldu. 🙂 Kendisiyle tam buradan, böylesi güzel bir vesileyle tanıştık ve sonrasında parkta yürüyüş yapıp bol bol sohbet ettik. Hayat sürprizlerle dolu…
Siz de bu tepede biraz temiz hava alıp manzara keyfi yaşadıktan sonra aşağı doğru kıvrılıp asma köprüye ulaşabilirsiniz. Bu köprünün en önemli özelliği, Eyfel Kulesi‘ni de yapan mühendis Gustave Eiffel’in eseri olması… Asma köprüden geçerken içiniz biraz tuhaf olabilir, çünkü köprü epey bir sallanıyor 🙂 Köprü biter bitmez solda Le Pavillon du Lac adında nefis bir café-restraurant daha var; vaktiniz varsa, canınız bir şeyler çektiyse orada da oturup soluklanabilirsiniz.
Buradan yolunuza devam edip neredeyse parkın etrafında tam bir tur attıktan sonra aşağı kapıdan inip şehre karışabilir, dilediğiniz caddeden ya da sokaktan aşağı doğru ilerleyerek yürüyüşünüze devam edebilirsiniz. Elbette ki parkta -mevsimine göre- oturup piknik yapmak, kitap okumak, çimenlere yayılıp sohbet etmek ya da sadece uzanıp etrafınızda akıp giden hayatı, yeşili ve maviyi seyredip Paris’te olduğunuza şükretmek de güzel olacaktır ama Buttes Chaumont Parkı’nda hoş bir sürpriz de sizi bekliyor.
Bu parkın içinde, tepenin üzerinden geçen köprünün altında, biraz gizli kuytu bir köşede yani, büyükçe bir yapay şelale bulunuyor. Bence bu şelaleyi de görmek parka daha bir anlam katacaktır.
Paris’te hayat kriteri yaşamı güzelleştirmeye yönelik işliyor; nasıl güzelleştirir, nasıl daha keyifli hale getiririz diye düşünen bir kafa yapısı düşünüyor şehri planlayanlar ve tabii ki yönetenler. Öyle olunca da burada bu tür keyifli detaylarla karşılaşıldığı için her daim, yaşamak daha bir keyifli oluyor.
Buttes Chaumont Parkı’na gitmek için metronun M7bis hattına binmeniz ve yukarıda söylediğim gibi “Buttes-Chaumont” istasyonunda değil, bir sonraki “Botzaris” istasyonunda inmeniz yeterli. Bu parkta beni anıp, benim yaşadığım batı tarafına doğru bir selam çakmayı unutmayın 😉
Tabii hemen yakındaki Rue de Mouzaïa & Rue de Bellevue‘yü de gezi programınıza alırsanız gayet ilginç yerler görmüş olacaksınız. Örneğin hemen yakınlarda Edith Piaf’ın doğduğu ev var… Biraz ötesinde de bu park kadar büyük ve etkileyici olmasa da, biraz uzaktan Paris ve Eyfel Kulesi manzarası sunan Belleville Parkı – Park de Belleville bulunuyor.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Adres: 1 Rue Bozartis, 75019 Paris
Paris Şehir Merkezindeki Diğer Önemli Parklar:
- Tuileries Bahçesi – Jardin des Tuileries
- Lüksemburg Bahçesi – Jardin du Luxembourg
- Jardin des Plantes
- Monceau Parkı – Parc Monceau
- Montsouris Parkı – Parc Montsouris
- Bercy Parkı – Parc de Bercy
- Villette Parkı – Parc de la Villette
- Andre Citroen Parkı – Parc André-Citroën
- Belleville Parkı – Parc de Belleville
- Square Louise-Michel – Montmartre
- La Petite Ceinture
- La Coulée Verte – Promenade Plantée
- Georges Brassens Parkı – Parc Georges-Brassens
- Parc Rives de Seine
- Trocadero Bahçesi – Jardín du Trocadéro
- Champ de Mars
