Blois Şatosu – Château Royal de Blois

(Son Güncelleme: 02.03.2024) Loire Vadisi Şatoları Turu yaparken görebileceğiniz en güzel şatolarından biri olan Blois Şatosu Fransızca adıyla Château Royal de Blois yani aslında Blois Kraliyet Şatosu olarak geçiyor. Paris’e yaklaşık 180-190 kilometre mesafede bulunan Blois komünü / şehri hatta kasabasında bulunan şato Loire Nehri‘ni yukarıdan gören bir yamaç üzerine inşa edilmiş.

Aşağıdan baktığınızda, hatta ana giriş kapısına geldiğinizde bile büyüklüğü fark edilmeyen Blois Şatosu‘nun boyutları bir tek yan taraftan çıkan araba yolundan ve o tarafta bulunan park tarafından bakıldığında anlaşılabiliyor. Şatoyu ziyaret etmek için ulaşmanız gereken ana kapıya geldiğinizdeyse küçük bir binayı gezecekmiş izlenimine kapılıyorsunuz ama yanılıyorsunuz 😉

Bugüne kadar Loire Vadisi Şatoları arasında üç kez dolaşmış olmama rağmen Blois Şatosu’nu iki kez görüp bir kez gezebildim. İlk gidişim Haziran 2014‘teydi ve akşam üzeri geç vakitte gittiğimiz için şato ziyarete kapanmıştı. Aşağıda fotoğrafını gördüğünüz sarı-bordo bayraklı ya da tenteli giriş kapısının korkuluklarınan bakmakla yetinmiş, o gezimizde buraya bir daha uğrama şansımız olmadığı için “artık bir dahaki sefere” diye işi zamana bırakmıştım.

Ve nihayet Ağustos 2017‘de, sadece ve sadece Pariste.Net’te Loire Vadisi Şatoları‘nı yazmak için yaptığımız gezide Blois Şatosu’na ve Blois‘ya bu kez uzunca bir zaman ayırdık. Uzunca bir zaman dediysem bir tam gün tabii ki 🙂 Çünkü bu bölgede görülmeye değer 80 şato var ve ben şimdiye kadar sadece 10 tanesini gezebildim; memleket dolaş dolaş bitmiyor ki 🙂 Şato biletimizi daha önceden Chambord Şatosu‘nun gişesinden kombine bilet şeklinde almıştık. Bazı dönemlerde satılan bu kombine biletler farklı farklı şatolara daha hesaplı giriş imkanı tanıyor ve şato girişlerinde de öncelik hakkı sağlıyor. Dilerseniz şatonun gişesinden ya da internetten alabilirsiniz.

Loire Vadisi’ni arabayla gezmek, özgürce dolaşmak için en ideali olacaktır. Araba kiralayacak olanlara en önemli tavsiyem, mutlaka GPS’li araç seçmeleri ya da gelirken kendi navigasyon cihazlarını getirmeleri olacaktır. Yurt dışı internet paketinizle telefonunuzdaki harita uygulamasını  kullanabiliyorsanız ne mutlu; inanın hayatınız kolaylaşacak.

Gerçi ben her zaman özel araçla bu bölgeyi gezmekten yanayım ama Blois Şatosu’na toplu taşımayla ulaşma seçeneği elbette ki var. Bunun için Paris’te Austerlitz Tren Garı – Gare d’Austerlitz‘ten trene binmek en akıllıcası. Tren biletiniziyse Fransa’nın TCDD’si olan SNCF‘in resmi  web sayfasından almanız yeterli. Dilerseniz Blois Şatosu’na ulaşmak için Paris’ten Blois‘ya şehirler arası otobüsle de gelebilirsiniz ama dediğim gibi ben hiç toplu taşımayla gelmedim, o konuda deneyim sahibi değilim.

Trenle de gelseniz otobüsle de gelseniz Blois Şatosu’na yaklaşık 500 metre mesafedeki Blois Garı‘na ulaşıyorsunuz. Bundan sonrası keyifli bir yürüyüş olacak. İlk başlarda ortam size sıradan görünebilir ama yavaş yavaş atmosfer güzelleşecek, hele ki Blois Şatosu’nu gördüğünüz zaman etkileneceğinizden eminim.

Gişeyi geçip Blois Şatosu’nun avlusuna girdiğinizde nasıl bir yapının içinde olduğunuzu yavaş yavaş anlamaya başlıyorsunuz. Yapının ilk dikkat çeken kısmı sağ çaprazda göreceğiniz spiral taş merdivenler. Artık gezinize nereden başlayacağınız tamamen zevkinize kalmış. Biz şatoyu gezmek için avluya girdiğimizde biri kadın biri erkek iki silahşörün kılıç gösterisi vardı ve büyük bir kalabalıkla birlikte onları izledik.

Gösteri bitiminde, hemen sol tarafta bulunan Saint Calais Şapeli‘ni gezdik. İçerisi küçük ama renkli vitrayların güneşle yaptığı oyunlar nedeniyle son derece aydınlık ve güzel bir yer olarak çıktı karşımıza. Ondan sonra da şatonun Loire Nehri‘ne bakan yamacından aşağıyı seyretmesi oldukça keyifliydi. Biraz ağaç gölgesinde serinledikten sonra avlunun köşesinde bulunan kafeden bir şeyler alıp oturup yedik, keyif kahvemizi içip iyice dinlendikten sonra şatoyu gezmeye ondan sonra başlayabildik 🙂

Şatonun iç mekan olarak üç ana bölümü var diyebiliriz. Birinci bölüm Le Musée des Beaux Arts olarak geçen Güzel Sanatlar Müzesi, ikinci bölüm Les Appartements aux Royaux olarak geçen Kraliyet Suitleri ve Les Autres Salles olarak geçen Diğer Salonlar. Dediğim gibi gezinize istediğiniz bölümden başlayabilirsiniz. Parkurdaki okları takip ettiğiniz sürece kaybolmadan, salon atlamadan ilerlemeniz mümkün. Ve tabii kimi dönemlerde şatoda restorasyon çalışmaları olabileceği için kimi bölümler kapalı olabilir; buna göre de siz gittiğinizde farklı bir şato gezisi deneyimi yaşayabilirsiniz.

Blois Şatosu’nun Güzel Sanatlar Müzesi bölümü oldukça doyurucu. Birbirinden güzel tablolar yanında binanın tarihi yapının de insanı kendine hayran bırakıyor zaten. Bu şatoyu gezerke en hoşuma giden şeylerden biri de ömrünün son dönemini Loire Vadisi’nde geçiren Leonardo da Vinci‘ye ait tablolar görmek oldu. Zaten hemen yakınlarda bulunan bir başka şehir olan Amboise‘da son yıllarını yaşamış olan ünlü sanatçı ve mucit Leonardo da Vinci’nin Evi – Le Clos Lucé‘yi gezdiğinizde bu bölgeyle olan ilişkisini çok daha iyi anlayacaksınız.

Gerçi yukarıda gördüğünüz, Leonardo da Vinci‘nin ünlü Saint Jean-Baptiste (Vaftizci Yahya) tablosunu Blois Şatosu’nda görmüş olmak biraz kafamı karıştırdı. Benim bildiğim bu tablo Louvre Müzesi‘nde, Mona Lisa‘nın bulunduğu salona girmeden önceki koridorda duruyor. Bu da orijinal gibiydi; sergi için mi getirilmişti yoksa replikası mıydı anlayamadım 🙂 Bu yazıyı hazırlarken internetten epey bir araştırdım ama bu konuda bilgi bulamadım. Bu yazı yayınlandıktan sonra Blois Şatosu’nu gezen biri olursa aranızdan, bir zahmet konuyu açıklığa kavuşturursanız sevinirim 😉

Tabii Blois Şatosu’nun belki de en etkileyici bölümü Kraliyet Suitleri diyebileceğimiz bölüm: Kral odası, kraliçe odası ve diğer salonlar; yer, tavan ve hatta duvar süslemeleriyle oldukça etkileyici. Özellikle yer karolarına ve şatonun park tarafına bakan bölümünün manzarasına bayıldım. Tabii ne kralın yatak odası hoşuma gitti ne de kraliçeninki; bu kral yataklarına bir türlü ısınamadım gitti; içimi karartıyorlar resmen 🙂

Blois Şatosu’nun tarihi çok eskilere dayanmakla birlikte günümüzdeki formu için konuşacak olursak inşaatı XIII. yüzyılda başlıyor ve farklı eklemeler ve değişiklerle tamamlanması XVII. yüzyılı buluyor. Tarih boyunca 7 kral ve 10 kraliçeye ev sahipliği yapan Blois Şatosu, XVI. yüzyılda Fransa kralı I. François‘nın Fontainebleau Şatosu‘na taşınması sonrasında kraliyet şatosu olma özelliğini yitiriyor. Kral taşınırken Blois Kütüphanesi’ni de götürmüş ve Bibliothéque Nationale – Ulusal Kütüphane‘nin temelleri ilk böyle atılmış.

Fransız Devrimi’nden sonra 130 yıl boş kalan şato, bir dönem okul, askeri mühimmat deposu gibi farklı amaçlarla da kullanılmış. Daha sonra Napoléon Bonaparte (Napolyon Bonapart) döneminde yeniden kullanılmaya başlanmış. Victor Hugo, Honoré de Balzac ve Alexandre Dumas gibi önemli isimler tarafından da ziyaret edilen Blois Şatosu III. Napolyon tarafından Anıtsal Yapı ilan edilerek korumaya alınmış.

Blois Şatosu’nun salonlarında ilerlerken bazen dar geçitlerden, bazen uzun koridorlardan bazen de gösterişli odalardan geçiyorsunuz. Benim en sevdiğim bölümlerden biri olan spiral taş merdivenlerden inmesi de çıkması da çok zevkli. En alt kata indiğinizde ise Diğer Salonlar olarak geçen bölüme ulaşıyorsunuz.

Bu salonlardan en büyüğünde, üst katlarda orijinalini gördüğünüz tahtın bir replikası bulunuyor ve eğer fazla kalabalık değilse bu tahta oturup fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Fotoğrafta gördüğünüz gibi ben de bir dakikalığına da olsa Fransa tahtına oturmuş bulunmaktayım 🙂 İşte böyle böyle eğleniyoruz kendi aramızda. Yoksa 21. yüzyılda hangi krallıktan, hangi aristokrasiden, hangi soyluluktan söz ediyoruz ki. Soyluluk kanda değil, yüksek insani değerleri yüreğinde barındıran tüm güzel insanlarda değil mi zaten?

Bu büyük salonun özellikle tavan süslemeleri bir harika. Bana Paris’teki Sainte Chapelle‘in giriş katınının tavan süslemelerini çağrıştıran bu desenler, bildiğiniz gibi Fransız kraliyet ailesini sembolize eden “lys” (lis) yani zambak çiçeğinin figüratif bir formu. Özellikle mavi zemin üzerine altın yaldızlı versiyonu oldukça dikkat çekiyor.

Bizim Blois Şatosu’nu gezdiğimiz dönemde bu büyük salonun bir köşesinde Sanal Gerçeklik Gözlüğü takarak şatonun tarihinde bir yolculuğa çıkma imkanı vardı. Bilmem daha sonra da bu devam ediyor mudur ama ben hem sıra beklemek istemediğimden hem de bu sanal gerçeklik konusuna mesafeli durduğumdan bekleyip de denemek istemedim. Bilemiyorum, bu konu üzerinde epeydir kafa yormaktayım 😉

Giriş kattaki diğer salonlarda ise Blois Şatosu’nun tarih içinde geçirdiği değişimden örnekler, eski dış cepe süslemeleri, heykeller ve maketler bulunuyor. Burayı gezerken de yine Paris’teki Mimarlık Müzesi‘nin giriş katında gibi hissettim kendimi. Zaman hepimizi eskitiyor, bizi tarih sahnesinde bir görünür bir kaybolur şekilde ateş böceği misali bir yakıp bir söndürüyor.

Böylece Blois Şatosu gezimizi tamamlamış oluyoruz. Aslına bakarsanız bir de Nisan başından Eylül sonuna kadar her akşam şatonun avlusunda düzenlenen özel müzik ve ışık gösterisi var ama bizim onu izlemeye vaktimiz olmadı. Kırk beş dakika süren bu büyüleyici gösteriyi izlemek istiyorsanız ayrı bir bilet almanız gerekiyor. Gösteri ücretli… Güncel fiyatları yazının sonundaki resmi web sayfası linkinden öğrenebilirsiniz.

Blois Şatosu 25 Aralık ve 1 Ocak tarihleri hariç yılın her günü açık. Şatonun ziyaret saatleri ise yılın dönemlerine göre farklılık gösteriyor. Şato sadece 6 yaşından küçüklere ücretsiz, 6 yaşından itibaren üç farklı kategoride fiyatlandırılıyor. Güncel fiyat bilgileri, dönemsel sergileri ve diğer detayları yazının sonundaki resmi web sayfası linkinden öğrenebilirsiniz.

Blois Şatosu gezinizden sonra meydanın tam karşısında bulunan Maison de la Magie yani Robert Houdin’in Sihir Evi‘ni gezmek hoşunuza gidebilir. Ünlü sihirbaz Hudini‘yi biliyorsunuzdur. İşte o Amerikalı sihirbaz Harry Houdini’nin bile kendine örnek alıp sahne adı olarak soyadını aldığı, modern sihirbazlığın kurucusu, Blois doğumlu Fransız sihirbaz Robert Houdin‘in müze evi Blois‘da tam karşınızda duruyor olacak. Bu müzeyi gezmeye vaktiniz olmasa bile gün içinde herhangi bir saat başı evin karşısına geçin; zaten bekleyen kalabalığı göreceksiniz. Saat başı olduğunda sizi bir sürpriz bekliyor olacak 😉

Blois zaten küçük bir yer… Blois Şatosu gezisi sonrası aşağı inip kent merkezini yürüyerek gezebilirsiniz. Konaklama içinse Blois da ideal bir seçenek olabilir. Bu tamamen gezi programınıza ve hangi şatoları gezeceğinize bağlı. Konaklama için booking.com‘u tercih edenlerdenseniz ve rezervasyonuzu aşağıdaki banner üzerinden yaparsanız sevinirim.

Gerçi civarda görecek pek çok şato var ama bu şatoyla birlikte gezebileceğiniz üç şato önerim Chambord Şatosu, Cheverny Şatosu ve Chaumont sur Loire Şatosu olacaktır. Bölgeyi etraflı bir şekilde gezmek, diğer şatoları da kapsayacak şekilde ideal bir tur programı oluşturmak içinse Loire Vadisi Şatoları Turu yazımdan yararlanabilirsiniz.

Umarım bu güzel şatoyu siz de en kısa sürede gezme şansınız olur ve gezerken bu yazıyı tebessümle anarsınız.

Keyifli geziler, keyifli keşifler.

Web Adresi: chateaudeblois.fr/

Kombine bilet satın alma linki: boutique.bloischambord.com/pass-chateaux

Adres: 6 Place du Château, 41000 Blois

İlgili Yazı:

• Loire Vadisi Şatoları Tur Programı

Loire Vadisi’ndeki Diğer Şatolar:

• Chambort Şatosu – Château de Chambord
• Cheverny Şatosu – Château de Cheverny
• Chaumont sur Loire Şatosu – Château de Chaumont-sur-Loire
• Amboise Şatosu – Château Royal d’Amboise
• Leonardo da Vinci’nin Evi – Le Clos Lucé
• Chenonceau Şatosu – Château de Chenonceau
• Montresor Şatosu – Château de Montrésor
• Chinon Kalesi – Forteresse Royale de Chinon
• Saumur Şatosu – Château de Saumur

Paris ve Çevresindeki Şatolar:

• Louvre Müzesi – Musée du Louvre
• Versay Sarayı – Château de Versailles
• Vincennes Şatosu – Château de Vincennes
• Saint Germain Şatosu – Ulusal Arkeoloji Müzesi
• Fontainebleau Şatosu – Château de Fontainebleau
• Chantilly Şatosu – Château de Chantilly
• Pierrefonds Şatosu – Château de Pierrefonds
• Compiègne Şatosu – Château de Compiègne
• Vaux le Vicomte Şatosu – Château de Vaux-le-Vicomte
• La Roche Guyon Şatosu – Château de la Roche-Guyon
• Monte Kristo Şatosu – Château de Monte-Cristo
• Maisons Laffitte Şatosu – Château de Maisons-Laffitte
• Malmaison Şatosu – Château de Malmaison