(Son Güncelleme: 03.03.2024) Paris’in en ünlü caddesi deyince herkesin aklına -doğal olarak- Champs-Elysées (Şanzelize) gelir ama eğer Paris’te ünlü markalardan, lüks ve şaşadan konuşacaksak o zaman sizi Avenue Montaigne‘e alalım.

Avenue Montaigne (avenü monteyn) Seine Nehri kıyısındaki Alma Meydanı – Place de l’Alma ile Champs-Elysées üzerindeki Franklin D. Roosevelt metro istasyonları arasında kalan cadde-bulvarın adı ve Paris’teki en lüks markalar bu cadde üzerinde dizilmiş durumda. Çoğu insan Champs-Elysées‘ye odaklandığı için o turist kalabalığında burayı gözden kaçırır, Paris’in asıl lüks yüzünü görmeden ülkesine geri döner; oysa ki Paris’te marka ve imajın vakur adresi Avenue Montaigne’dir.

Hani İstanbul’da İstinye Park’ın en üst katındaki lüks mağazaların olduğu yapay lüks alanını gözünüzün önüne getirin. Dolce & Gabbana’lar, Gucci’ler, Dior’lar çepeçevre bir meydanı sarmıştır, kuş kadar yerde dükkanların önüne Ferrari’ler, Lamborghini’ler, Range Rover’lar dizilmiştir ya hani; işte o yapay atmosferin orijinal olanlarından biri 1850’den beri bu isimle anılan ve adını Fransız filozof Michel de Montaigne’den alan Avenue Montaigne üzerinde her gün doğal olarak yaşanır. Tabii bu doğallık ne kadar gerçektir, ne kadar doğrudur, dünyadaki adaletsiz gelir dağılımı hakkında neler düşünmeliyiz; işin o kısmını başka bir platformda tartışmak şartıyla. 

Avenue Montaigne Pariste.Net

Zafer Takı‘ndan Concorde Meydanı‘na doğru Champs-Elysées‘den inerken, sağda Abercrombie & Fitch‘in kapısında kuyruk olan mağazasını geçer geçmez M1 ve M9 metro hatlarının Franklin D. Roosevelt istasyonuna gelirsiniz. Buradan sağa döndüğünüz zaman dünyanız değişir; çünkü artık yürümeye başladığınız cadde Avenue Montaigne’dir.

Cadde üzerinde sağlı sollu, artık Gucci mi istersiniz, Chanel mi istersiniz, Dolce & Gabbana mı, Prada mı yoksa Dior mu, Valentino mu, Armani mi, YSL mi, Louis Vuitton mu? Lüks adına ne ararsanız burada sizi bekliyor. Örneğin Louis Vuitton Champs-Elysées yerine buraya gitmek daha akıllıca olabilir. Çünkü Champs-Elysées’nin kalabalığı burada yok. Aksine son derece sakin bir cadde Avenue Montaigne, pahalı mağazaların önünde yine marka otomobiller bekliyor, insanlar bol sıfırlı eurolar ödeyip doya doya, nezih nezih burada istedikleri gibi alışveriş yapabiliyorlar…

Dışarısı oldukça sakin, çünkü hayat içeride -yine sakince- akıyor. Bu lüks mağazaların önünde bir güvenlik görevlisi içeri girmek isteyenler için seçici geçirgen vazifesini üstleniyor. Siz de -kılık kıyafetiniz para tüketme potansiyelinde değilse- içeri alınmayabiliyorsunuz. Ne güzel hayat, değil mi? 

Avenue Montaigne Pariste.Net

Bir ceketin asla bilmem kaç bin euro etmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Peki neden parası olan biri, etmeyeceğini bile bile bir giysiye ya da aksesuara o kadar çok para veriyor? Çünkü her şeyden önce bu bir tatmin meselesi. Herkes gibi olmak istemeyen her zengin gibi, kendiniz gibi insanlar arasında alışveriş yapma şansınız oluyor ve bu zevki yaşamaktan hoşlanıyorsunuz.

İşte o yüzden lüks bir marka ürünü ucuza satın alabilmenin akıllılık değil acizlik olduğunu düşünürüm ya da bu konuda tereddütlerim var diyelim. Lüks marka seven biri o ürüne etiket fiyatı neyse verebilmelidir bence. Lüks sınıf bir ürünü en ucuz şekilde satın almaya çalışan kişinin aslında fakir olduğu ortadadır 🙂 Çünkü lüks sınıf bir ürün tamamen prestij için satın alınır. Dolayısıyla ucuzluktan prestij satın almak kadar küçük düşürücü bir durum olamaz bence. Taklit ürün mevzusuna girmiyorum bile 😉

Hesabını kitabını bilen, kaliteli üründen gerçekten anlayan birinin lüks tüketimle işinin olmaması gerekir sanki. Böyle biri ihtiyaçlarını iyi belirler, kaliteli ve bütçesine uygun ürünü illa ki bulur, kendi tarzını kendi yaratır. Zenginmiş gibi görünmeye çalışarak komik duruma düşmez diye düşünüyorum. Bilmiyorum, belki de ben yanılıyorumdur?

Avenue Montaigne Pariste.Net

Ama paranız var, keyif sizin, oh sefanız olsun; gelin Paris’te doya doya harcayın. Sadece kendiniz için değil, bir giydiğini bir daha giymeyecek olan çocuğunuz için de gidip Dior’un bebek mağazasından alışveriş yapın misal? Hayat güzel, hava güzel, kuşlar güzel. Ne derdimiz var ki sanki şu dünyada?…

Neyse ki Avenue Montaigne’de yürümek bedava. Evet bedava; gülmeyin. Beni Paris’te en çok şaşırtan şeylerden biri, Paris’in bazı lüks semtlerinde, kimi sokakların her iki tarafının demir parmaklıklarla kapatılıp “özel sokak” olarak kullanılması, bir zamanlar sokak olan bu özel yollardan isteyen herkesin artık eskisi gibi geçememesi…

Bunu gerçekten aklım almıyor. Fransa gibi sosyal bir devlette, zengin kesimin sokak kapatacak kadar ileri gitmesi, halkın da ses çıkarmadan bunu kabullenmesi beni çok şaşırtıyor. O yüzden Avenue Montaigne’den zengin-fakir herkesin elini kolunu sallayarak geçebilmesi büyük bir nimet 🙂

Avenue Montaigne Pariste.Net

Beni bu cadde üzerinde etkileyen üç yer var: Birincisi Fazıl Say’ın konserini izleme şansını yakaladığım Théâtre des Champs-Elysées, ikincisi güzeller güzeli otel Plaza Athénée ve üçüncüsü de Kanada Büyükelçiliği.

Théâtre des Champs-Elysées’de dünyaca ünlü büyük bir Türk sanatçıyı dinlemenin gururudur burayı benim için özel kılan. Kanada Büyükelçiliği ise kapısından dalgalanan bayrakla, Kanada’da yaşamak için yola çıkıp kendini Paris’te bulmuş biri olarak, bu garip hayat yolculuğumda önemli bir aşamayı temsil etmesi bakımından değerli. Konaklamak için muhteşem bir adreste yer alan Plaza Athénée‘yi ise mimarisi, kırmızı güneşlikleri ve kırmızı çiçekleri için severdim önceleri ama sonradan öğrendiğime göre, hem Türkçe hem Fransızca okuduğum ve beni çok etkileyen, Kénizé Mourad‘ın annesi Selma Sultan‘ın hayat hikayesini anlattığı roman “Saraydan Sürgüne“nin bir bölümünün de burada geçmesi, benim için bu mekânı daha bir anlamlı kılıyor.

Görüyorsunuz, gezip tozarken, etrafımızı seyrederken karşılaştığımız şeyler kadar onların bizler için hikayesi de önem kazanıyor sevip sevmememiz konusunda. Avenue Montaigne pek çokları için lüks markaların caddesi olması nedeniyle önemlidir ki bu doğrudur; benim içinse yukarıda saydığım üç nedenden ötürü değerlidir burası. Aslında üç değil dört: Paris’te Bir Hafta kitabımın bir bölümü de burada geçiyor 😉

Avenue Montaigne Pariste.Net

Cadde boyunca ilerleyip yolun sonunda M9 metro hattının olduğu, vaktiyle Prenses Diana’nın öldüğü Place de l’Alma‘ya ulaşırsınız. 33 metre genişliğinde, 615 metre uzunluğundaki Avenue Montaigne de sonludur, tıpkı hayat gibi. Kimileri iyi yaşar, kimileri kötü yaşar ve tüm hayatlar bir gün biter. Kötü yaşayanlar iyi yaşayanların da hayatlarının bir gün biteceği için içten içe sevinir, kendilerini böyle avutur ama kabullenmek istemezler ki iyi yaşayanlar kötü yaşayanlardan en az beş-sıfır önde bitirmişlerdir bu yolu…

Avenue Montaigne yürüyüşü sonrası Place de l’Alma‘dan başlayıp Seine Nehri boyunca bir yürüyüş yapmanız mümkün. Sağa dönerseniz Eyfel Kulesi tarafına, sola giderseniz Notre Dame Katedrali tarafına doğru ilerlersiniz. Ayrıca gezi teknelerinden Bateaux Mouches da buradan kalkıyor. Paris’in ünlü kabarelerinden Crazy Horse da bulvarın Place de l’Alma‘ya kavuştuğu köşeden sağa dönüp Avenue George V‘e girerseniz birkaç adım ötede karşınıza çıkıyor. Artık işin bundan sonraki kısmı keyfinize kalmış.

Güzel yaşamanız ve güzel yaşatmanız dileğiyle.

Keyifli geziler, keyifli keşifler.

 

 

 

Adres: Avenue Montaigne, 75008 Paris

Author

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.