(Son Güncelleme: 03.03.2024) ÖNEMLİ NOT: 70 Yıl aradan sonra Paris Belediyesi otobüs güzergahlarında Nisan 2019’dan itibaren büyük bir değişikliğe gitti. Bu değişiklikten 42 numaralı belediye otobüsü de nasibini aldı. Yeni güzergah Gare du Nord‘dan değil, artık Gare Saint Lazare‘dan başlıyor ve eskisi gibi şahane bir parkurdan gitmiyor. “Yine de fena değil” diyerek bu yazıyı tutacağım ama eskisi gibi “Paris’te bu turu mutlaka yapmalısınız” demediğimi de baştan söylemeliyim.
Paris’in İETT’si olan RATP’nin 42 numaralı otobüs hattını kullanarak şehri en ucuz yoldan, oturduğunuz yerden, kısa bir sürede geze geze keşfetmek mümkün. Öncelikle belirtmeliyim ki bu yazıdaki tüm fotoğraflar 42 numaralı belediye otobüsünden çekildi. Belki de bu güzergâhta, önemli yerlerde inip, dışarıdan fotoğraf çekmem gerekirdi ama zaten hepsiyle ilgili yazı ve fotoğraflar blogda mevcut; ben bu yazıda bu rotaya sahip otobüsün penceresinden görünen Paris’i göstermek istedim sizlere. Paris’te belediye otobüslerinin çoğunun camları yeşil olduğu için de fotoğraflar sanki filtreliymiş gibi oldu ama neyse 🙂
Biz bu otobüs hattını Paris’e turist olarak geldiğimiz gezilerimizden birinde, son gün, artık yürümekten ayaklarımıza kara sular indiği bir vakitte keşfetmiştik. Güzergâhını incelediğimizde çok harika yerlerden geçtiğini fark etmiş, hemen Gare du Nord‘daki ilk durağına gidip hem dinlenmek, hem de oturduğumuz yerden geze geze Paris’i seyretmek için 42 numaralı otobüse binmiştik.
Evet, otobüsün ilk kalkış noktası artık Gare Saint Lazare‘un sağ tarafındaki otobüs durakları. Buradan 2,15€‘luk tek biletle “Hôpital George Pompidou” yönüne giden 42 numaralı otobüse biniyorsunuz. Paris Visite ya da Günlük/Haftalık/Aylık Navigo gibi başka bilet veya kartınız varsa bu otobüse ekstra para ödemeden biniyorsunuz. Bu konudaki detaylar için RATP Belediye Otobüsleri ve Biletler ve Ulaşım Kartları yazılarına bakabilirsiniz.
Otobüsün arka tarafında, orta kapıyı geçince hemen sağ taraftaki yere oturabilirseniz en güzel açıya sahip yeri bulmuş olursunuz. Otobüs tipine göre bir ya da iki arkadaki koltuklar da iyi ama bazen pencerelerin görüş açıları sınırlı olabiliyor, o yüzden en güzel yer, söylediğim yer bence… Yine de çok dert etmeyin, çünkü güzergâh üzerinde görmeniz gereken yerler bazen sağınızda bazen solunuzda kalıyor…
42 numaralı otobüs Gare Saint Lazare’dan kalkıp önce Paris’te en sevdiğim yapılardan biri olan Eglise de la Madeleine – Madeleine Kilisesi‘nden geçiyor. Madeleine Kilisesi‘nin arkasından önüne dolaştıktan sonra otobüs, Paris’te lüks mağazaların yoğunlukta bulunduğu Rue Royal‘e giriyor. Burada sağlı sollu şık dükkanların vitrinlerine bakabilirsiniz. Giderken arkanıza bakmayı da unutmayın; Madeleine Kilisesi arka camdan da çok güzel fotoğraf veriyor.
Rue Royal geniş ama kısa bir cadde. Bir bakıyorsunuz ki Concorde Meydanı‘ndasınız! Paris’in bu en büyük meydanında nefis bir dikili taş var ve dönemine göre meydanın ortasında bulunan fıskiyeli havuzlar şahane bir manzara sunuyor.
Sol tarafta görünen ağaçlık alan Jardin des Tuileries – Tuileries Bahçesi, Seine Nehri‘nin karşı tarafında ise Fransa Ulusal Meclisi – Assemblée Nationale görünüyor. Concorde Meydanı‘nın çevresinde çeyrek tur atan otobüsümüz, buradaki duraktan sonra sağa dönüp Paris’in ve hatta dünyanın en ünlü bulvarı Champs-Elysées‘ye giriyor.
İki kilometrelik bu caddenin, sanıyorum üçte birini otobüsle geçiyoruz. Önce iki tarafı ağaçlıklı yoldan ilerliyoruz, sonra solumuzda Petit Palais ve Grand Palais‘yi görüyoruz.
Sağınızda, hemen ağaçların arkasında Fransa Başkanlık Sarayı – Palais de l’Elysée var ama onu uzaktan seçmek pek kolay olmayacak. Son derece mütevazı, küçük bir yapı çünkü…
Burayı da geçtikten sonra otobüsümüz sola dönüyor. Bu noktada genelde trafik lambaları nedeniyle duraklıyor ve Champs-Elysées‘yi yukarıya doğru boylu boyunca göreceğiniz nefis bir açıda fotoğraf çekmenizi bekliyor. Konum olarak otobüsün sağına bakmanız gerek. İleride yolun başında görünen yapı Arc de Triomphe – Zafer Takı.
Champs-Elysées‘den sola döndükten sonra girdiğimiz bulvarın adı Avenue Montaigne… Burası -bence- Paris’in en havalı caddesi. Öyle çok canlı bir yer değildir ama hem binalar çok güzeldir hem de dünyaca ünlü markaların burada şubeleri yan yana dizilidir. Hem binaları hem de dükkanları seyretmek çok keyifli oluyor.
Benim bu bulvar üzerinde en sevdiğim yapı ise Paris’in en güzel otellerinden biri olan Plaza Athénée… 42 numaralı RATP otobüsü size bu güzel oteli de gösteriyor. Bunun için sağınıza bakmanız yeterli. Kırmızı tenteli, mevsimine göre renk renk çiçekli bu bina gerçekten etkileyici.
Avenue Montaigne‘in sonu Prenses Diana‘nın öldüğü Alma Meydanı – Place de l’Alma‘ya çıkıyor. Buradan sonra otobüs sola dönüp Ponte de l’Alma üzerinden Seine Nehri‘ni geçiyor. Tam bu sırada Eyfel Kulesi sağ pencereden sizi selamlıyor…
Köprüyü geçtikten sonra otobüsümüz önce sağa dönüp kısa bir süre Seine Nehri boyunca ilerliyor ve Eyfel Kulesi – La Tour Eiffel durağında soldan içeri giriyor. Aslında Eyfel’in hemen dibindesiniz. Niyetiniz çarçabuk oraya gitmekse burada inebilirsiniz ama ben -aceleniz yoksa- biraz daha devam etmenizi öneriyorum. Çünkü bu sokak boyunca sağınıza bakarak devam ettiğinizde, sokak aralarından Eyfel Kulesi çok güzel fotoğraflar vererek bir görünüp bir kayboluyor…
En son olarak da otobüs sağa dönüyor. Bu noktada fotoğraf makinenizi yine hazırlayın, çünkü Eyfel Kulesi bu kez tüm görkemiyle sağ pencerede karşınıza çıkacak. Kulenin arka tarafındaki geniş yeşil alan olan Champ de Mars üzerinden Eyfel‘i görmüş olacaksınız. Bu noktadan itibaren, dilerseniz Champ de Mars – Suffren durağında inerek Eyfel‘e yürüyebilir, dilerseniz yolun karşısına geçip, karşıdaki duraktan aynı otobüsün ters istikametine binip geçtiğiniz yollardan gerisin geriye tekrar geçebilir, dilerseniz biraz daha devam edip Dupleix durağında inerek, buradan 6 numaralı metroya binerek Etoile yönüne dönebilirsiniz. Eğer bu metroyla Etoile yönüne giderseniz, hem metroyla Paris’teki en güzel köprülerden biri olan Pont de Bir-Hakeim – Bir Hakeim Köprüsü üzerinden geçerken harika bir Eyfel manzarası yakalayabilirsiniz, hem de son istasyon olan Etoile’de inip Champs-Elysées‘de Zafer Takı‘nın olduğu noktaya ulaşabilirsiniz.
Eğer 42 numaralı otobüsün Dupleix durağında indikten sonra sol tarafa doğru metro hattı boyunca yürürseniz Pont de Bir-Hakeim‘e yürüyerek ulaşırsınız. Bu köprüden yürüyerek geçmek de bir o kadar keyiflidir. Ben bir kere 42 Numaralı otobüsle Hôpital George Pompidou durağına kadar gittim. Eyfel‘den sonrasında fazla ilginç bir şey olmasa da son durakta inerek ulaşacağınız Parc André-Citroën – Andre Citroen Parkı‘ndaki Ballon de Paris ilginç olabilir. Eğer hava güzelse, Paris’i bir balonun sepetinden, gökyüzünden izlediğinizi düşünsenize…
RATP’nin 42 numaralı otobüsü haftanın her günü 10-15 dakika arayla sefer düzenliyor. Kabaca sabah 7’den gece yarıma kadar otobüs var diyebiliriz. Otobüsün güzergâhını ve saatlerini detaylı incelemek için yazının sonundaki RATP resmi web sayfası linkine bakabilirsiniz. Dilerseniz bu yazıda yazdığım gibi tam bir tur atarsınız, dilerseniz de günlük sınırsız bir biletiniz ya da ulaşım kartınız varsa, dilediğiniz yerde inip dilediğiniz yerde binerek bol bol fotoğraf çekip, gezip dolaşıp rotayı öyle tamamlayabilirsiniz. Bir nevi Hop On – Hop Off otobüsü yani 🙂
Paris’teki Hop On – Hop Off otobüsleri hakkında bugüne kadar bir yazı yazmadım; çünkü bugüne kadar Havana ve Belfast hariç hiç Hop On – Hop Off otobüslerine binmedim ama bu yazıyla birlikte -aynı şey olmasa da- sizlere, Paris’te bir belediye otobüsüyle -üstelik çok ucuza- şehrin pek çok güzel yerini bir arada görebileceğiniz bir güzergâhı tanıttığıma inanıyorum. Tabii ki bu gezi Hop On – Hop Off otobüsleriyle ya da özel turlarla yapacağınız, gezerken nerelerden geçtiğinizi size tanıtan gezilere benzemez ama bence kendi çapında gayet hoş ve eğlencelik bir aktivite olacaktır.
Bu yazıyı yazmak ve fotoğraflamak için bu otobüse binişimde, otobüsün bir sağına bir sağına koşturup çatır çatır fotoğraf çekmemden yabancı olduğumu anlayan, sonradan onun da Brezilyalı olduğunu öğrendiğim yaşlı teyze Rio de Janeirolu olduğunu söylediğinde, bunun bir işaret olduğunu düşündüm ve Riolu teyzeye, bir doğum günümü Rio’da kutlamayı ne kadar çok istediğimi, şimdilik sadece Martinique‘te kutlayabildiğimi(!) söyleyip, yol boyunca konuşup gülüştük… Sonra bir yıl bile geçmeden Aralık 2016’daki doğum günümü Rio de Janeiro’da kutladığımı düşünüyorum da şimdi…
Hayat enteresan, hayat güzel.
Gezin ve tadını çıkartın lütfen.
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
Web Adresi: ratp.fr/plans-lignes/busratp/42
İlgili Yazılar:
21 Comments
Ahmet Bey öncelikle bu güzel bilgilendirmeler için teşekkür ederiz. Kasım ayında bizde 4 günlük Paris turu yapacağız ve rehber olarak sitenizdeki yazılarınızı kullanacağız. 42 numaralı otobüsü tavsiye etmediğinizi yazmışsınız. Onun yerine tavsiye edebileceğiniz bir otobüs var mıdır?
Merhaba Korhan Bey, belediye otobüsü anlamında 42’nin eski güzergahı kadar mükemmel bir hat bence yok artık. Tabii birkaç otobüs var güzel yerlerden geçen ama benim bu yazıyı yazma amacım gerçekten tur otobüsü gibi bir rota izleyen bir hat olmasıydı. O nedenle yerine bir hat önermem mümkün değil maalesef.
Çok başarılı. Hem yazılarınızı hem de Youtube videolarınızı çok beğendik. Tüm detaylar akıcı ve güzel Türkçe’niz ile buluşmuş. Tebrik eder, Paris seyahatimiz için tüm önemli detayları sizin vasıtanız ile edindiğimiz için çok teşekkür ederiz.
Sevgiler- saygılar,
1orada1burada
Nice güzel gezileriniz olsun. Çok çok teşekkürler…
Çok güzel bir yazı.Biz de eşimle ocak ayında paris e 5gecelik bir turu kendimiz yapacağız.Fransızca bilmiyoruz tabiki. Ingilizce anlaşacak kadar. Nu bilgiler bize çok yardımcı oldu.sizce Ocak ayı paris için nasıl bir zaman olur. Güzel gezebilir miyiz acaba.
Çok teşekkür ederim. Pariste.Net'te Paris'i kendi başına gezmek ya da her zevke göre farklı yerleri keşfetmek için 500'e yakın yazı yazdım, bunların arasından ilginizi çekenleri ve tabii temel bilgilerle ilgili kısımları okursanız herhangi bir sorun yaşamadan gezebileceğinizi düşünüyorum. "Hayatınızı kurtaracak birkaç fransızca kelime" yazımı okursanız işleriniz daha da kolaylaşır. Ayrıca "1 Hafta Paris" yazımda da tur programı önerisi sunuyorum, o yazıyı okuyup kendi zevkinize göre 5 günlük bir programa indirebilir, Paris'i keyifle gezebilirsiniz. Mutlu günler dilerim.
RATP 42 = 500T (iett) gibi bir otobüs sanırım:) yazın 5 gecelik, tüm herşeyi kendim ayarlayacağım bir Paris turu yapacağım, bu yazınızı okuduktan sonra binebilirim diye seçenekler arasına ekliyorum. Teşekkürler, belki gelince sizinle de iki kelam etme fırsatımız olur. Saygılar
Gerçi hat uzunluğu olarak 500T'yle kimse boy ölçüşemez ama güzergah mantığı olarak 42 numara da onun gibi diyebiliriz, evet 🙂 Şimdiden iyi tatiller diliyorum.
Merhaba. Tam aradığım yazıya ulaştığım için çok mutluyum, teşekkürler 🙂 Ama bir sorum olacak. Ben Londra'dan günü birlik Paris'e geçmeyi düşünüyorum. Yani zamanım kısıtlı. Bu otobüs Eyfel kulesine ne kadar sürede geliyor? Anlattığınız şekilde otobüsle gidip geriye doğru bir yürüyüşle Paris'i bitirmeyi ve en son gara ulaşmayı düşündüm. Dönüş treni 21:13te. Bir de eğer bilginiz varsa, vize işlemleri filan var sizce tren saatinden ne kadar önce garda olmalıyım? Şimdiden çok teşekkürler 🙂
Merhaba Büşra Hanım, öncelikle çok teşekkür ederim. Daha dün yolda 42 numaralı otobüsü gördüm, "acaba bu otobüse yazımı okuyan birileri biniyor mudur?" diye aklımdan geçirdim, şimdi bu mesajı görüyorum, ne mutlu bana…
Otobüsün sefer süresi trafik durumuna göre değişir ama sakin saatlerde 20-30 dk sürer sanıyorum Gare du Nord'dan Eyfel'e otobüsle gitmek. İş çıkışı saatlerine denk gelirseniz bir 15-20 dk daha eklemek gerekebilir.
Ben hiç Londra'ya Eurostar trenleriyle gitmedim ama tahminime göre tren hareket saatinden en az bir saat önce garda olsanız iyi olur. Belki de bir 15 dk da emniyet payı bırakmak gerek.
İyi tatiller şimdiden…
Çok faydalı ve bilgilere derli toplu ulaşılabilinen bir site.
Emeğinize sağlık .
Çok çok teşekkürler Hasan Bey…
Sitenizdeki birçok başlığı başından sonuna kadar keyifle okuduktan sonra, yoğunluğun az olduğu 🙂 42 numaralı otobüs başlığının altına yorum yazmadan edemedim. Her gezimden önce blogları okur notlar alırım. Nacizane ama bugüne kadar en güzel şehir blogu sizinki diye düşünüyorum. Zaten gezmeyi hayatının merkezine alan insanın hali başka oluyo 🙂 Elinize emeğinize sağlık…
Merhaba,
Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Benim için çok değerli.
Gezmeyi çok sevdiğim doğrudur… Hatta bu satırları bu gece Rio'ya gitmek üzere valiz hazırlamadan hemen önce yazıyorum. Bunu görgüsüzlük olsun diye değil, kendime hoş bir anı olarak kalsın diye yazıyorum. İleride bu satırları okuduğumda dudağımın kenarına hoş bir tebessüm yerleşir belki.
Tekrar teşekkürler.
Görgüsüzlük olur mu hiç, negüzel yapmışsınız 🙂 Yanıtınızı tesadüfen yeni gördüm. Dolayısıyla Rio da eklenmiştir. Gezmeleriniz bol olsun…
Bende paristen yeni geldim ve 42 numaralı otobüs candir diyorum.���� sizin sayenizde çok keyifli bir gezi oldu .yazılarınız çok yardımcı oldu yıllardır orada yasiyormus gibi çok rahat gezdim . Teşekkürler
Çok teşekkürler
Paris'e 2010 yılında gelmiştim. Şimdi düşününce baya olmuş. Geldiğimde pek de istediğim gibi gezememiştim. Şimdi aslında maraton için gelmek istiyorum ama gelmişkende girmediğim mahalle, cadde ve sokakları es geçmek istemiyorum bu sefer. Güzel bir rehber olmuş. Elinize sağlık.
Çok çok teşekkürler
Yazı çok başarılı, fotoğraflar da öyle. Tebrikler…
Çok çok teşekkürler…