(Son Güncelleme: 04.03.2024) Eyfel KulesiMontparnasse ya da Montmartre gibi yüksek bir yerden Paris’e baktığınızda hiç de düşünüldüğü kadar yeşil bir şehir değilmiş izlenimi verir. Oysa ki sokaklarında dolaşırken dev at kestanesi ağaçları arasında yemyeşil bir kentte olduğunuzu düşünürsünüz. Bir o kadar da, şehrin sağına soluna serpiştirilmiş irili ufaklı parklar da Paris’in nefes alanlarıdır. Bu nedenle Paris’te nefessiz kalma gibi bir duygu yaşamanız pek olası değildir.

Bunca yeşillik yetmezmiş gibi Paris’in hemen iki yakasında, iki dev ormanlık alan bulunur. Bunlardan doğudaki Bois de Vincennes ile batıdaki Bois de Boulogne hakkında daha önceki yazılarda ayrıntılı bilgileri sizlerle paylaşmıştım. Bu kez Bois de Boulogne‘da bulunan apayrı bir cennetten, özellikle çocuklar için harika bir yerden Jardin d’Acclimatation’dan söz etmek istiyorum sizlere.

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

1860 yılında III. Napolyon’un emriyle yaptırılan bu özel park, daha o yıllarda bile sadece gezi ve rekreasyon alanı olarak düşünülmemiş, aynı zamanda bitki ve hayvan çeşitliliği konusunda eğitici-öğretici bir merkez olarak tasarlanmış. Yani sadece bir eğlence ve dinlence alanı değil, bir o kadar da bilimsel kaygılarla hayata geçirilmiş bir proje olması bakımından önemli bir yer burası. Evet, 1860’ta bile bu ayrıntılar düşünülmüş…

Jardin d’Acclimatation (jarden daklimatasyon ya da jağden daklimatasyon) 846 hektarlık Boulogne Ormanı‘nın köşesine kurulmuş 19 hektarlık hatırı sayılır büyüklükte bir park. Burada sadece kafeler, restoranlar, göletler, yürüyüş yolları ve çiçekli bahçeler yok, aynı zamanda bir hayvanat bahçesi, lunapark, tiyatro gibi bolca atraksiyon da mevcut.

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

Jardin d’Acclimatation, Paris’teki çağdaş sanat merkezlerinden biri olan Fondation Louis Vuitton‘un yanında yer aldığı için biz burayı ilk olarak bu sanat merkezini gezdikten sonra ziyaret etmiştik. Benim Paris’im yayınlanmasını kutlamak için buluştuğumuz Cüneyt Ayral ve sevgili İklil‘le parkta dolaşırken bizi ilk karşılayan şey, kamelyadaki klasik müzik konseri oldu. Gençlerden oluşan orkestra kamelyaya yerleşmiş birbirinden güzel müzikler çalıyordu. Sonra da ilk göletle, zengin çiçek ve bitki örtüsü ile karşılaştığımızda ne kadar özel bir yerde olduğumuzu anladık.

O zamanlar, yıllar sonra ben de Paris hakkında bir kitap yazacağımı bilmiyordum. Gerçi Paris’te Bir Hafta kitabımda bu parktan söz etmiyorum, çünkü bu Jardin d’Acclimatation, Paris’in klasikleri arasında yer almıyor; Paris’e ilk kez gelenler, özellikle çocuklu aileler önce Disneyland‘ı tercih eder; burayı keşfetmek için Alternatif Paris arayışına girmek gerekir. O nedenle buradan bir sonraki kitabımda söz etmeyi düşünebilirim ama ben o kitabı yazana kadar sizin için burası Paris klasikleri arasında yer alır, belli mi olur? 😉

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

Neyse biz gezimize dönelim: Kore bahçesine geldiğimizde mor salkımlı çiçeklerin arasında karşımıza çıkıveren, ejderha şeklindeki mini roller-coaster’ı görünce çocuklar gibi sevindim ve hemen İklil’in kanına girerek, aslında çocuklar için yapılmış bu aleti denedim 🙂 Kısa ama eğlenceli iki tur attıktan sonra çocuklar gibi şen bir ruh haliyle inip gezimize devam ettik. Oysa ki daha iki gün önce Disneyland‘taydım ve tabii ki orada bunların âlâsı var ama işte, birdenbire karşımıza çıkan böyle sürprizler, hiç olmadık zamanlarda günümüzü güzelleştiriveriyorlar.

Aslında bana burayı daha önce Fransızca öğretmenim Anne önermişti ama bir keresinde Jardin d’Acclimatation’un yanından geçerken içeriden gelen hayvan kokusu ve eğlenen çocukların çığlıkları, içeri girmeme mani olmuştu 🙂 Oysa çok uzun zaman sonra burayı gezerken anladım ki -içerideki hayvanat bahçesinin kokusu pek sevimli olmamakla birlikte- çocuk çığlıklarının o kadar da rahatsız edici bir yanı yok, aksine eğlenen çocukları gördükçe daha bir mutlu oluyorsunuz.

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

Parkın kimi köşeleriyse alabildiğince sakin; farklı konseptlerde düzenlenmiş bahçelerde yürürken kendinizi başka diyarlarda gibi hissediyorsunuz. Ve burası sadece bir park-bağ-bahçe olmadığı için de bu yeşilliğin değeri gözünüzde daha bir önem kazanıyor.

Hayvanat bahçelerinin iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğu tartışılabilir. Yani o hayvancıkların doğal koşullarından alınıp böyle alanlarda sergileniyor olması hayvanların özgürlüğü açısından etik bir sorun belki ama çocuklar için bulunmaz nimet olduğu çok açık. Jardin d’Acclimatation’u gezerken karşınıza çıkan birbirinden ilginç hayvanlar, sizin için bile ilgi çekici olabiliyor. Tek bir sorun var; gerçekten parkın bu bölümlerinin kokusu pek sevimli değil. Oysa hayvanlar son derece temiz ve korunaklı ortamlarda barınıyor.

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

Jardin d’Acclimatation hakkında yazı hazırlarken yaptığım araştırmada hayretle öğrendim ki 19. yüzyıl sonlarında burada, etnografik çalışma kapsamında Afrika’dan getirilen “vahşi” insanlar da demir parmaklıklar ardında, belirli süreler boyunca birkaç kez sergilemiş!  İnsanlık tarihi gerçekten ilginç bir süreç; neler neler oluyor, hayatlar, düşünceler ve yaşam biçimleri zamanla nasıl da değişiyor…

Bizse bugün hayvanat bahçelerinin varlık nedenlerini sorguluyoruz. Belki bu bile bir gelişim göstergesidir ama şu an için birbirinden ilginç hayvanları böylesi korunaklı ve güvenli bir ortamda; en önemlisi de hepsini bir arada görmek elbette ki işimize geliyor.

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

Jardin d’Acclimatation’un en keyifli yanlarından biri de elbette ki lunapark. Bizim ilk bindiğimiz ejderhamsı tırtıldan sonra bir de baktık ki bunların farklı farklı türleri parkın asıl giriş bölümündeki lunaparkta yer alıyor. Artık mini roller-coaster’lar mı dersiniz, atlıkarıncalar mı, çarpışan otolar ya da dönüp duran muhteşem zincir mi; ne ararsanız hepsi burada mevcut. Hele bir de eğlenceli boy aynaları var ki onlarda kendi görüntünüzü izlemek gerçekten çok eğlenceli. En son bir lunaparkta ne zaman bu kadar çok eğlenmiştim, gerçekten hatırlamıyorum…

Parkta benim en çok hoşuma giden şeylerden biri de oyuncak at sırtında belirli bir parkuru dolaştığınız bölüm oldu. Siz ister tek, isterseniz çocuğunuzla oyuncak ata biniyorsunuz, o da hoplaya zıplaya bir ray üzerinde parkın içinde belirli bir parkurda dolaşıyor; gerçekten çok eğlenceli görünüyor. Ayrıca çocuğunuzun gerçek bir pony’ye binebileceği yer hatta sizin ve çocuğunuzun at binebileceği ayrı bir bölüm bile Jardin d’Acclimatation’da mevcut…

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

Bir de park içinde bir su kanalında kanoyla gezme seçeneği de varmış ama bundan parktan çıktıktan sonra haberim olduğu için deneyemedim. Sonuçta burada çocuğunuzla gerçekten çok güzel vakit geçirebilirsiniz.

Ayrıca ücretsiz kukla tiyatrosu ve atölye çalışmaları da çocuğunuzun ilgisini çekebilecek diğer etkinlikler olabilir. Yani, Disneyland‘a gitmeye vaktiniz ve/veya imkanınız olmayacaksa burada da çocuğunuzu pekalâ eğlendirmeniz ve birlikte unutulmaz bir gün geçirmeniz mümkün. Ya da hiç Disneyland’a gitmeden doğrudan çocuğunuzu buraya mı getirseniz? 😉

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

Jardin d’Acclimatation içinde birbirinden güzel kafe ve restoranlar da mevcut; bunlardan birine oturup ileride eğlenen çocukları izlemek hem güzel hem de yorucu olabiliyor 🙂

Jardin d’Acclimatation’un lunaparkı günümüzdeki o patırtılı gürültülü eğlence ortamları gibi değil; daha bir sakin, daha bir dingin; o yüzden burada olmak ve sonrasında parkı ve hayvanat bahçesini dolaşmak sizin için de son derece keyifli olacaktır.

Jardin de l Acclimatation Paris Pariste.Net

Parkın en güzel etkinliklerinden biri de Mini Tren elbette. Porte Maillot’dan kalkan trenle Jardin d’Acclimatation’a ulaşmak mümkün. Günümüzde -ekolojik gerekçelerle- elektrikli olan tren daha önceleri buharlıymış. Hatta ilk yapıldığında ponyler çekiyormuş treni ve o zamanlar raylar Zafer Takı‘nın oraya kadarmış.

Jardin d’Acclimatation’a toplu taşımayla gelmek için en klasik yöntem M1 metro hattının Les Sablons istasyonunda inmek olacaktır. Ayrıca bizim gibi Foundation Louis Vuitton girişinden girmeniz de mümkün. Fiyatlar ve diğer güncel bilgiler için yazının sonundaki resmi web sayfası linkine bakabilirsiniz.

Ne diyor şarkısında Sezen Aksu?

Altı üstü bir bilet parası

Haydi koş gel bir cennet burası

Rengarenk bir yaşam umut rüyası…

Siz de koşup gelin Paris’teki bu cennete; güzel havalara denk gelmişseniz tadını çıkarın Jardin d’Acclimatation’un

Keyifli geziler, keyifli keşifler ve iyi eğlenceler.

 

 

 

Web Sitesi: jardindacclimatation.fr

Adres: Jardin d’Acclimatation, Bois de Boulogne, 75016 Paris

Author

2 Comments

  1. Emsallerine göre biraz pahalı olsa da , en merkezi ve ulaşılması kolay mekanlardan biriydi, hele mekanik atların keyfi bambaşkaydı.
    Aaah anılar..
    Thoiry'yi de isteriz!!
    Samet..

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.