(Son Güncelleme: 04.03.2024) Bu yazıda, Paris’te oldukça zengin bir koleksiyonla gezmekten büyük bir keyif alacağınız Picasso Müzesi‘ni gezeceğiz hep birlikte. Konu Picasso olunca bu yazıda bol da görsel olacak haliyle. Tabii başlamadan önce, bu yazıda yer alan bilgi ve görsellerin, sizin bu müzeyi gezmeye gittiğiniz zaman bire bir aynı olmayabileceğini söylemeliyim. Çünkü zaman içinde kimi eserler restorasyona alınıyor, kimileri başka geçici sergilere gönderiliyor, bazen de bazı salonlar restorasyona alınıp gezi güzergahı değişebiliyor. Şimdi bu ön notun ışığında müzeyi tanımaya başlayalım:

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Picasso Müzesi Marais Bölgesi’nin kuzey ucunda, şahane bir tarihi binada bulunuyor. Burası 17 yüzyılda “Hôtel Salé” adıyla özel rezidans olarak inşa edilmiş çok güzel bir bina. Zaten Paris’te müzelerdeki eserleri görmek kadar o eserlerin sergilendiği müthiş binaların salonlarında dolaşmak da ayrı bir keyif.

Dışarıdan bakıldığında büyüklüğü ve görkemi anlaşılmıyor; duvarı takip ederek sokakta ilerleyince soldaki kapıdan avluya giriyorsunuz; tabii gözünüze ilk çarpan şey upuzuuuun bir kuyruk oluyor…

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Peki bu kuyruktan nasıl kurtulacağız? Çok basit: Gelmeden önce, bu yazının sonunda bulabileceğiniz müzenin resmi web sayfasından bilet almanız gerekiyor. Ben de bunu çok geç akıl edebildim ve içeri ancak bu şekilde kolayca girebildim zaten. Biletiniz yoksa avluda yılan gibi kıvrılmış uzun kuyrukta epey bir vakit kaybetme riskiniz var ama biletinizi önceden alırsanız belirtilen gün ve saatte orada olmak kaydıyla kuyruğu es geçerek içeri girmek için dış kapıdaki görevliye biletinizi gösteriyorsunuz, o da sizi avludaki “biletliler” sırasına yönlendiriyor. Tabii burada kuyruk çok kısa, hemen müzeye giriveriyorsunuz ve hayat o zaman çok daha güzel oluyor.

İçeride tam karşınızda bilet gişeleri olacak; biletinizi önceden aldığınızı varsaydığım için orayla hiç işiniz olmayacağını düşünerek doğrudan sola dönmenizi ve ilerideki basamakları çıkarak eserlerin sergilendiği ilk salona girmenizi öneriyorum. Asıl bilet kontrolü burada yapılıyor; bileti buraya girerken görevlinin elindeki cihaza okutuyorsunuz.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Bundan sonrası kendinizi sanatın koynuna bırakmak zaten. Yanılmıyorsam otuzdan fazla salonda birbirinden güzel sayısız eser sizi bekliyor burada. Çoğunluğu kronolojik sıralanmış olsa da bazı salonlarda tematik eserler de sergileniyor.

Sanatla, özellikle de resimle ilgiliyseniz burada mutlu olmamanız imkansız, hele ki Picasso sizin için önemliyse o zaman tam olarak cennettesiniz. Sürrealizm ya da kübizm sizi ilgilendirmiyorsa o zaman bu müzeyi görüp görmemek konusunda serbestsiniz ama dünyaca ünlü eserleri üstelik de Paris’de görüyor olmak gerçekten farklı bir deneyim.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

2008’de Barcelona’daki Picasso Müzesi’ni gezmiş, Picasso’nun eserleriyle en geniş ölçekte orada tanışmıştım. O zamana kadar Picasso benim için de -en ilkel tabiriyle- abuk sabuk resimler çizen bir ressamdı ama bunca eseri bir arada görünce fikrim değişt, hangi aşamalardan hangi noktaya geldiğini bir tarih çizgisi üzerinde görme şansı yakaladım ve sanatçının ne yaptığını, neyi başardığını daha net anladım.

Kaldı ki tablo uzmanı ya da sanat tarihçisi değil de sıradan bir sanatsever olarak benim eserlere bakışım tamamen kişisel “beğenme ve beğenmeme” ölçüsünde oluyor haliyle. Sanat profesyoneli değilseniz ya da sanat eserleri uzmanlığınız değilse o zaman siz de bu müzeyi benim gibi gezeceksiniz. Kimi eserleri çok çok sevecek, kimilerini de anlamsız ve değersiz bulacaksınız. Tabii altının değerini her zaman sarraflar bilecek.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Paris’e ilk kez 1900’deki meşhur uluslararası fuara İspanya’yı temsil etmek için gelen Picasso, ömrünün önemli bir kısmını yine Paris’te geçirmiş. Haliyle Paris üzerine de bolca eser üretmiş. Bunların arasında beni en çok etkileyen, yukarıda gördüğünüz Sacré-Coeur çalışması oldu açıkçası.

Sadece resim değil, heykel, seramik, gravür gibi pek çok alanda da binlerce evet binlerce eser üreten, bu azmiyle de en üretken sanatçılardan biri olarak anılan Picasso’nun, Paris’teki bu müzede 3.000 dolayında eseri sergileniyor. Gerçekten inanılır gibi değil. Bir ömüre binlerce eser sığdırmış ve bunların “sadece” üç bin küsürü Paris’teki Picasso Müzesi’nde sergileniyor…

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Müzenin içinde gezerken salonların büyük çoğunluğunda duvarların beyaz alçıpanla kaplanıp eserlerin ön plana çıkartılması nedeniyle ne kadar muhteşem bir binada dolaştığınızı fark edemeyebiliyorsunuz ama özellikle üst kata çıkarkenki merdivenleri gördüğünüzde nasıl bir yapının içinde olduğunuzu anlıyorsunuz.

Özellikle bu merdivenlerden üst kata çıktığınızda karşıdaki kemerli bölümün orada sergilenen Pan Flüt adlı tablosu oldukça etkileyici. Eğer salonları sıra numarasına göre takip ederseniz çok güzel bir rotada müzeyi gezebiliyorsunuz. Bazen sağlı sollu devamı olmayan salonlar olabiliyor; oraları gezip geri dönüp yolunuza diğer yönde devam etmeniz gerekebiliyor.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Müzedeki tüm tablolar cam kabinlerde sergileniyor. Neden mat cam değil de parlak cam kullanmışlar anlayamadım, fotoğraf çekerken epey zorlanıyor insan…

Üst kata çıktığınızda tavan yüksekliği düşüyor, alt kattaki ferahlık duygusu yavaş yavaş kayboluyor ama yine birbirinden güzel eserler sizi karşılıyor. Hele ki tanıdık eserlere denk geldiğiniz zaman keyfinize diyecek olmuyor. Salon salon ilerledikçe gözlerinize inanamıyorsunuz. 91 yıllık da olsa bir ömre nasıl bu kadar eser sığdırılır diye düşünüyor, üstelik bu gördükleriniz Picasso’nun eserlerinin sadece bir kısmı diye de hayret ediyorsunuz.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

İkinci katın sonuna geldiğinizde yüksek tavanlı bir salona ulaşıyorsunuz, buradan tekrar merdivenle yukarı çıkıyorsunuz. Orada da yol sizi birbirinden güzel eserlerin sergilendiği salonlara götürüyor. Sadece tablolar değil, heykeller de bir o kadar etkiliyor insanı buralarda dolaşırken.

Bina içinde döne dolaşa ilerlemeye devam ediyorsunuz, bazen gizli saklı köşede bir iki resim için de olsa ayrılmış özel bir bölüm olabiliyor; bunları gözden kaçırmamaya dikkat edin bence, gerçekten hoş sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Son olarak da çatı katına tırmanıyorsunuz. Burası da ne kadar eski bir binada olduğunuzu size hatırlatıyor. Tavan ve destek tahtaları, eğimli çatı pencereleri, duvarlardaki tablolar; her şey o kadar ama o kadar güzel ki…

Tabii bir diğer sürpriz de bu müzede sadece Pablo Picasso’nun eserlerinin olmaması, sanatçının kişisel koleksiyonundan, döneminin çağdaşlarına ve sanatçı dostlarına ait eserlerin de bulunması. Müzeyi gezerken karşınıza Renoir, Gauguin, Cézanne tabloları çıkınca yüzünüzde ayrı bir tebessüm beliriyor.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Gezinizin finalinde koridor sizi bir merdivene getiriyor, bu merdivenden döne döne aşağı indiriyor. Bir an ana çıkış kapısından dışarı çıkacağınızı bir daha müzeye giremeyeceğinizi düşünüyorsunuz ama bu merdivenler sizi en aşağıda, müzeye ilk girdiğiniz ana salona ulaştırıyor. Bu noktada gezinizin bittiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü gişenin sağ tarafındaki merdivenlerden bodrum kata indiğinizde müzenin orada da devam ettiğini fark ediyorsunuz.

Bodrum kattaki girişte bir bilet kontrolü daha yapılıyor ve bu kattaki birbirinden ilginç heykel çalışmalarını hoş bir mimari atmosferde görme şansı yakalıyorsunuz. Buradan arka bahçeye geçilen bir yol var ama biz gittiğimizde orası kapalıydı.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Müzeyi bitirdikten sonra yine yukarı çıkıp ana salona dönüyorsunuz; vaktiniz varsa oradaki duvarda yer alan Picasso resimlerini de dikkatle incelemenizi öneririm, gerçekten çok güzeller.

Ayrıca müze gezdikten sonra siz de benim gibi “museum shop”a bakmayı seviyorsanız girişte sağdaki bölüme bakabilirsiniz. Ve tabii sonra da işin en zevkli kısmı, yani müze kafesinde bir yorgunluk kahvesi içmek olacaktır. Bunun için “museum shop”un hemen yanındaki dönen merdivenden yukarı çıkmanız yeterli. Küçük çatı katındaki kafede kahvenizi söyleyip elinizde tepsiyle terasa geçtiğinizde (ya da aşağıdaki fotoğrafa baktığınızda) ne demek istediğimi anlayacaksınız 🙂

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Yorgunluk kahvenizi içip, terasın ve müzenin tadını çıkardıktan sonra da kendinizi Marais sokaklarına yeniden atmaya geliyor sıra. Burada yapabileceklerinizi Marais Bölgesi yazısında ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalıştım, detayları orada  bulabilirsiniz.

Picasso Müzesi’ne toplu taşımayla gelmenin en güzel yolu M1 metro ile Saint Paul durağında inip istasyondan çıkınca tam karşıdaki sokaktan dümdüz yürümek, yol bitince önce sola dönüp kısa bir süre yürüyüp karşınıza çıkan küçük meydandan sağa dönmek; müze hemen solda karşınıza çıkacak zaten.

Paris Picasso Müzesi - Musée Picasso Pariste.Net

Picasso müzesi Pazartesi günleri hariç haftanın her gün açık. 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık tarihlerinde ise resmi tatil nedeniyle kapalı. Müze, salıdan cumaya 10:30-18:00, Hafta sonları ise 09:30-18:00 saatleri arasında gezilebilir. Bir güzel haber de Picasso Müzesi’nin her ayın ilk Pazar günü ücretsiz olarak gezilebilen müzelerden biri olması; tabii uzun kuyruklarda beklemeyi göze almak şartıyla…

Sanat güzeldir; sanatla kalın, sanatla yaşayın.

Keyifli geziler, keyifli keşifler…

 

 

 

Web Adresi: museepicassoparis.fr

Adres: 5 Rue de Thorigny, 75003 Paris

Author

2 Comments

  1. Ahmet Bey; yazılarınız bir harika 🙂 inanılmaz faydası olacaktır eminim. Yalnız şunu sormak istiyorum. Paris tourist information dan aldığım museum pass card ile de müze girişlerinde sıra bekler miyim? Direk geçiş hakkım olacaktır diye düşünüyorum ama emin de olamadım.

Write A Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.