Lady Diana’nın Öldüğü Yer: Place de l’Alma

(Son Güncelleme: 04.03.2024) Bu yazıda sizlere Lady Diana’nın Paris’te öldüğü yer olması nedeniyle merak edilen Place de l’Alma hakkında kısa bilgi paylaşmak istiyorum. Paris’te, Alma Köprüsü – Pont de l’Alma’nın Avenue Marceau ile kesiştiği noktada, 8. arrondissement‘da, Seine Nehri kıyısında bulunan çok merkezi bir meydan. Eyfel Kulesi manzarası, Seine Nehri kıyısında olması, Champs-Élysées‘ye yakınlığı, Paris’in en şık bulvarlarından Avenue Montaigne ve Avenue George V. ile kesişmesi bakımından görülmesi gereken bir yer aynı zamanda.

Burayı magazinsel ve bir o kadar da tarihi anlamda önemli kılan şey, Lady Diana’nın Dodi Al Fayed ile şaibeli bir trafik kazasında hayatlarını kaybettikleri yer olması. 31 Ağustos 1997‘de Place de l’Alma’daki alt geçitte paparazzilerden kaçarken kaza yapan siyah bir Mercedes’te hayatını kaybeden Prenses Diana ve sevgilisi Dodi Al Fayed uzun bir süre dünya gündemini meşgul etmişti.

Aristokrasi, ünlülerin özel yaşamları, magazin tezgâhları şu-bu gibi konuları gereksiz bulsam da, Lady Diana’nın ölümü beni etkilemedi dersem yalan olur. Sonuçta yıllar önce Diana’nın evlilik törenini televizyondan canlı izlemiş, sekiz metrelik gelinliğini hiç unutmamış bir çocuk olarak yıllar sonra Lady Diana’nın ölüm haberine epey üzülmüştüm.

Hatta  “Herkes Lady Diana için ağlıyor, Dodi’ye üzülen yok, ben Dodi’nin yasını tutuyorum, ah Dodiciğim” diye işi biraz abartmış, hatta Londra gezilerimden birinde El Fayed ailesinin sahibi olduğu Harrods’taki taziye defterine Lady Diana’dan çok Dodi’ye üzüldüğümü yazmıştım… İşin şakası bir yana, her ölüm bir üzüntü kaynağı, ister ünlü olsun ister ünsüz; hepsinden haberimiz olmadığı için her birine ayrı ayrı üzülemiyoruz; zaten tüm ölümlerden haberimiz olsa ve hepsine üzülmeye kalksak o zaman yaşamak mümkün olmayacak.

Siz de Prenses Diana’nın Paris’te öldüğü yeri görmek istiyorsanız M9 metro hattını kullanarak Alma-Marceau durağında inebilirsiniz. Bu arada, yolum ne zaman Alma-Marceau (Alma Marso ya da Alma Mağso) tarafına düşse “Alma Marso’nun ahını çıkar aheste aheste” diye abuk bir cümle kuruyorum nedense 🙂

İstasyon çıkışında Seine Nehri ayrı bir güzel, Eyfel Kulesi manzarası ayrı… Herkes, yazının başında fotoğrafını gördüğünüz, meydandaki altın sarısı meşale heykelinin Lady Diana anısına dikildiğini düşünüyor ama bu doğru değil. Bu heykel 1989‘da Fransa’da 100. yılını kutlayan International Herald Tribune gazetesinin Fransa’ya bir armağanı ve New York’taki Özgürlük Heykeli’nin meşalesinin replikası. Fransız-Amerikan dostluğunu sembolize eden bu heykel “Flame de la Libérté (Özgürlük Meşalesi)” olarak geçiyor ve tam da Lady Diana’nın öldüğü yerin üst tarafında bulunduğu için plaketi okumayanlar tarafından, Diana anısına dikildiği sanılıyor. Heykelin tam arkasındaki duvara bakacak olursanız burada onun adına yazılmış pek çok notu bulabilirsiniz.

Alma Meydanı’na Prenses Diana’nın yüzü suyu hürmetine geldikten sonra yapacak daha pek çok şeyiniz olduğunu da bilmenizi isterim. Buradaki şık ve havalı kafe ve restoranlarda bir şeyler yiyip içerek Paris gezinizi güzelleştirebilirsiniz her şeyden önce… Sonra’da Eyfel Kulesi‘ne doğru yürümek keyifli olabilir ya da dilediğiniz herhangi bir yönde, nehir kıyısı boyunca dolaşmak…

Bu bölgede nehir kıyısında dolaşmak istiyorsam benim tercihim doğuya, Pont Alexandre III köprüsü tarafına doğru yürümek olur her zaman. Meşhur nehir gezi teknelerinden Bateaux Mouches da hemen buradan kalkıyor zaten. Dilerseniz nehrin karşı kıyısından da yürüyebilirsiniz. Ondan sonrası zaten Paris büyüsünde kaybolma zamanı.

1900’deki meşhur uluslararası sergide heykeltraş Auguste Rodin‘in burada kişisel sergi salonu olarak kullandığı binayı bir yıl sonra sonra Meudon’daki evine, yani günümüzde Rodin Müzesi-Meudon olarak geçen yere taşınması da ayrı bir hikaye.

Aşağıdaki videoda Pariste.Net Tv‘de yaptığım bir Youtube canlı yayınında Eyfel Kulesi‘nden başlayıp Lady Di’nin öldüğü yer olan Place de l’Alma üzerinden geçerek Champs-Elysées‘ye ulaşmıştık. Bu videoyu izleyerek bölge hakkında fikir sahibi olabilirsiniz:

Bu bölge aynı zamanda Trocadéro‘ya da yakın. Dilerseniz bu tarafa doğru Avenue du Président Wilson’dan yukarı doğru yürürseniz, yol boyunca sizi sağlı sollu Palais de Tokyo, Paris Modern Sanat Müzesi ve Asya Sanatları Müzesi – Musée Guimet bekliyor. Yolun sonunda, yani Trocadéro Meydanı‘nda ise hem şahane bir Eyfel Kulesi Manzarası, hem de Mimarlık Müzesi – Cité de l’Architecture, Denizcilik Müzesi – Musée de la Marine ve İnsan Müzesi – Musée de l’Homme olmak üzere üç harika müze daha var.

Ya da dilerseniz Avenue George V ve Avenue Montaigne‘de yürüyerek Champs-Elysées‘ye ulaşabilirsiniz. Yani ne tarafa giderseniz gidin bir güzellikle karşılaşacağınız muhakkak. Vaktiniz ve imkanınız varsa meydandaki şık kafelerden birine de oturabilirsiniz tabii. Eğer gece vakti buralardaysanız, Paris’in en erotik kabaresi Crazy Horse da Avenue George V de, iki adım ötenizde üstelik…

Bir de meydanda Eyfel Kulesi‘ne bakan Chez Francis adında bir kafe-restoran da bulunuyor. Buranın garsonları biraz uyuz olsalar da, özellikle güzel havalarda terastan Eyfel manzarası çok güzel oluyor… Tam bu noktada, kitabım Paris’te Bir Hafta‘da geçen güzel bir öpüşme sahnesi de var hatta 😉

Keyif sizin, hayat sizin; yaşayın öyleyse.

Sevgiyle…

Adres: Place de l’Alma, 75008 Paris