(Son Güncelleme: 04.03.2024) Aslında Paris’in kafe ve restoranlarını tanıtan apayrı bir yazı serisi hazırlamak lazım ama ben bu blogda daha çok Paris’te gezip görülecek yerler, ilginç mekanlar, keyifli etkinliklerin bulunduğu bölgelerden bahsederken -hazır oradayken uğrayabileceğiniz- yeme içme mekanlarından bahsetmeyi tercih ediyorum daha çok. İşte öyle yerlerden birindeyiz yine bugün: Café L’Ami Justin (eski Obododo Café)
Peki buraya neden gidiyoruz? Père Lachaise‘i gezdiğimiz bir gün, “mezarlık ziyareti” sonrası yorgun argın, aç karnımızı doyurmak ve yaşadığımıza şükretmek için tabii ki 🙂
Burası Père Lachaise Mezarlığı‘nın sağ alt tarafında, ana giriş kapısının biraz ilerisinde bulunan iki katlı bir bina. Père Lachaise Mezarlığı‘nı gezmişsiniz, onca ünlü ölünün arasında bu dünyadan kopmuşsunuz, hayatla ölüm arasında gidip gelmişsiniz ama geziniz bitip de mezarlık duvarının dışına çıktığınız anda yaşadığınızı fark edince, onca yorgunluğun ardından ilk aklınıza gelecek olan şeyin açlık duygusu olacağını düşünüyorum; zira bana her seferinde öyle oluyor 🙂
Tam bu anda Café L’Ami Justin imdadınıza yetişiyor. Gerçi civarda iyi-kötü başka yerler de var ama ben sevdiğim yerlerin sadık müşterisi olduğumdan ne zaman yolum Père Lachaise‘e düşse her seferinde buraya gitmeyi tercih ederim. Siz o civarda daha keyifli bir mekan keşfederseniz lütfen bana da haber verin; önerilere her zaman açığım.
Café L’Ami Justin hem konum, hem de mekan olarak çok sıcak bir atmosfere sahip. Zaten o bölge pek hayat dolu bir yer değil, o yüzden buranın sıcaklığına daha bir ihtiyacınız oluyor sanki. Menüsü biraz sağlıksız; daha doğrusu kilo alma riskiniz var ama her şey çooook lezzetli 🙂
Hiç olmazsa soğuk-sıcak bir şeyler içebilir, belki bir salata yiyebilir, buradan fazla günaha girmeden çıkmayı başarabilirsiniz? Hem zaten az önce mezarlıktan çıkmışsınız, dünyanın fani bir yer olduğuna bizzat tanıklık etmişsiniz, tadını çıkarın şu hayatın ve tabi Paris’te olmanın 🙂
Buraya metroyla gelmek için M2 ya da M3 hatlarının Père Lachaise durağında inebileceğiniz gibi yine M2 hattının Philippe August istasyonunu da kullanabilirsiniz. Ya da önce gezinize “Père Lachaise” istasyonunda inerek başlayın, mezarlığı gezip Café L’Ami Justin’de oturduktan sonra “Philippe August”tan tekrar metroya binerek bu bölgedeki turunuzu tamamlamış olursunuz.
Her ne olursa olsun yolunuz Père Lachaise Mezarlığı‘na düşerse buraya bir uğrayın, oturup bir yudum bir şey için ve eğer mümkünse en yanık patates kızartmasını benim için yiyin lütfen 
Afiyet şeker olsun.
