(Son Güncelleme: 02.03.2024) Paris’in en sevimli en estetik meydanlarından biri olan Place des Victoires şehrin 1. ve 2. arrondissement‘ları arasında bulunuyor. Altı yolun kesiştiği bu meydan, 80 metre çapında dairesel bir aladan oluşuyor ve tipik Fransız mimarisindeki binalarla çevreleniyor.
Ne zaman Place des Victoires’dan geçsem aklıma Kadıköy’deki “Altıyol” geliyor. Aslı başı altı tane yolun kesiştiği bu meydanı “ne yapsak da şehri daha da güzelleştirsek?” diye Fransızlar bu şekilde değerlendirmeyi düşünmüşler; üstelik 1686‘da… Hadi o zaman yapmışlar, bir de utanmadan koruyup bugünlere taşımışlar, hâlâ aynı güzelliğiyle şehri süslüyor… İnsan söyleyecek söz bulamıyor.
XIV. Louis’nin zaferlerine adanmış meydanın ortasındaki at üstündeki heykel de haliyle XIV. Louis‘ye ait ve meydan ilk yapıldığında dikilmiş. Fransız devrimi sırasında bu heykel kaldırılmış ve yerine ahşap bir piramit yerleştirilmiş, sonra General Desaix heykeli konmuş, sonra 1826’da yeniden XIV. Louis heykeli ait olduğu yere geri dönmüş; o günden beri de yerini koruyor.
Bilmiyorum, özellikle bu meydanı görmek için kalkıp gelmeye değer mi ama bence yakın bölgede bulunan pasajlardan Choiseul Pasajı, Colbert Pasajı ve Vivienne Pasajı için gezi turu düzenlediğiniz bir gün burayı da listenize alırsanız geçerken görmek adına keyif alacağınızdan eminim. Buraları gezerken Fransa Ulusal Kütüphanesi Richelieu Binası‘nın da önünden geçeceksiniz. Üstelik meydanın hemen arkasında Le Moulin de la Vierge diye çok sevimli bir pastane-fırın da bulunuyor. Hele bir de meydana çıkan sokaklardan birinde son derece ilginç bir doldurulmuş hayvan mağazası Design et Nature var ki, burada başka bir yerde kolay kolay göremeyeceğiniz birbirinden ilginç hayvanlar bulunuyor, orayı da kaçırmayın derim.
Bu meydandan kuzeye çıkarsanız yolunuz borsa binası La Bourse‘tan geçer… Oradan da Grands Boulevards‘a ulaşırsınız. Güneye inerseniz Louvre Müzesi‘ndesiniz. Batıya yürürseniz solunuzda Palais Royal, sağınızda yukarıda saydığım pasajlar olacak. Daha da ilerlerseniz Vendôme Meydanı‘na, oradan Madeleine Kilisesi‘ne gitmeniz mümkün. Kuzeybatıda Opéra Garnier, güneydoğuda Châtelet ve Forum des Halles bulunuyor. Yol üstünde ilginç mutfak malzemeleri satan tarihi dükkan E. Dehillerin var örneğin. Doğuya doğru yürürseniz Etienne Marcel bölgesi bolca kafe, bar ve restoranla son derece keyifli. Artık ne tarafa gideceğiniz sizin zevkinize kalmış…
Place des Victoires’a metro ile ulaşmanın en kolay yolu M3 hattının “Bourse” istasyonunda inmek olacaktır. Buradan aşağı doğru yürüdüğünüzde meydan karşınıza çıkacak.
Ah bu arada, Place des Victoires özellikle “Paris Je T’Aime” filmini izleyenler için anlamlı olabilir. O filmlerdeki 20 bölümden biri, Nobuhiro Suwa’nın yönetmenliğini yaptığı kısım bu meydanda geçiyordu çünkü…
Keyifli geziler, keyifli keşifler.
